görece ılımlı yaklaşmaya çalışıyorum bu mevzuya. bugüne kadar da hep öyle oldu. hiçbir zaman sivrilmedim. ama bugün yaşadığım olayla birlikte (çok büyük bir olay değildi belki bilmiyorum ama kendimi kendi ülkemde ezilmiş hissetmem neticesinde) biraz taraf olmuş olabilirim.
neyse, bugün 40 yaşlarında suriye uyruklu bir erkek hasta geldi. eli yüzü düzgün, giyimi baştan aşağı marka bir beydi. yanımdaki asistanım allahtan çat pat arapça biliyordu da o şekilde anlaşabildik. zira adam tek kelime türkçe bilmiyordu. sistemik hastalığı vardı, onun bile türkçesini aktaramadı bize. anamnezi doğru düzgün alamayınca ben iyice yükseldim. “sorar mısın, kaç senedir türkiye’de yaşıyormuş?” dedim asistanıma. tam tamına 14 seneyi doldurmuş. “ bu süre boyunca tek kelime türkçe öğrenememiş mi?” dedim düşük ama gergin bir ses tonuyla. “ben değil, doktor arapça öğrenmek zorunda bize bakabilmek için.” dedi ya. adam bunu dedi. ve ben baktım maalesef.
bazı kadınlar olur ya hani böyle çok sağlam hissi verir. başın sıkışsa, dara düşsen sapasağlam yanında duracağını bilirsin. sırrını anlatırsın, akıl alırsın, sana yol gösterir, gösterdiği yola gözün kapalı güvenirsin. bu kadın bana bu izlenimi veriyor. hiç tanımadan bilmeden böyle hissettiriyor bana.
alma verme dengesini kurabilmeli. ben ne veriyorsam dengeli şekilde karşılık vermeli. bana ne veriyorsa, benim de vermemi kabul etmeli, mahcup ve borçlu konuma sokmamalı, obje bırakmamalı.
birkaç ay önce müstakbel hekim kardeşlerimin önlük giyme törenine katılmıştım. orda türbanlı bir hanım kızımız, maalesef kendisi geleceğin doktoru olacak, kendisine önlük giydirecek olan 60 yaşlarındaki erkek hocasını, elini kaldırarak reddedip kadın hocanın önlüğünü giydirmesini istedi. ah dedim, o erkek hocanın yerinde ben olacaktım. ahhh… ama adam asaletinden gülümsedi geçti. bir kere daha midem bulandı kafasına taktığı örtüyü olabildiğince sıkıp beynine gidecek olan oksijeni engelleyen insanlardan.
o dönem aynı zamanda bana da oramı buramı açarak meslek sahibi olduğumu söylemişti *
ulan karşınızdaki zır cahil bir kadın düşmanı diyoruz hâlâ savunuyorsunuz bu “şeyi”
yanarak can vermek ölümlerin en fenası sanırım. haberi gördüğümde yüreğim sıkıştı, görmezden geldim belki doğru değildir diye. millet olarak sınanmalarımız bi’bitmedi.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.