vaktiyle instela’da, o zamanlar adı itü sözlük bile olabilir, mitwelt nick’iyle yazıyordum. bir zaman sonra bunalıp sıkıldım, hesabı kapatıp gittim. birkaç yıl sonra başka bir nick’le sözlüğe döndüm. belli bir zaman sonra da mitwelt nick’ini yeniden almak istedim. mitwelt yazdım, kabul etmedi. yine mitwelt yazdım kabul etmedi. silip silip defalarca yeniden denedim. tam oldu derken bir de ne göreyim. yanlış yazmışım anasını… mtwelt olmuş bizim nick. utancımdan hesabımı yine silmiştim… bu da böyle bir anıydı işte.
gün gelir kişi kendisinin önceki nick’ini bile alamaz.
olmaktan korktuğum yerdeyim. bir on dakika düşündüm taşındım. espor’un old’laşmış ama gold’luğundan eser kalmamış kulübünden ilham alarak ninja in pyjamas oldum dostlarım. kısaca nip diyebiliriz.
*giyotini destekliyorum. bir gün içimde süper güç belirse ve homelander gibi kurşun geçirmez, gözünden ışın çıkarabilen, uçabilen bir herif olsam haftasında giyotinleri meydanlarda görürsünüz. kimleri giyotine yatıracağımı anlamışsınızdır… xvi. louis ve marie antoinette’i malum vaziyette görmeyi çok isterdim.
*oyun sahnelenirken kamera kaydı açanların ensesine bir tane patlatasım geliyor.
fırtınam’lar, ölüyorum’lar, melekler’ler, son kez’ler… eminim herkesin aklına ilk bu şarkılar gelmiştir. hiçbir itirazım yok ancak ben gideyim’ciler olarak burada durmaya devam edeceğiz.
bir şarkı dinliyorsun, bir film izliyorsun. izleyen, dinleyen insanların neler düşünüp neler hissettiğini merak ediyorsun. ekşi’ye girip 2004 senesinde yazılanları okuyorsun. 2025 yılına girdiğimizi hatırlayınca hayret ediyorsun. dile kolay 21 yıl önce öylesine boşluğa bırakılmış bir metni okuyorsun. belki yazan kişi hayatta bile değil ama entry’si hala bir yerlerde okunuyor. edebiyatçı değilsin, kaleminle para kazanmıyorsun, sıradan bir insansın ama 20 küsur yıl sonra birileri seni okuyor. bu açıdan bakınca gerçekten hoş bir mecra/ydı.
ekşi sözlük, yalnızca ama yalnızca sanat sepet işleri için girip faydalanılması gereken bir mecra. gündem takibi yapayım, politika hakkında yazılanları okuyayım dersen kafayı yersin. o işler 2010’ların ikinci yarısı itibariyle bitti. twitter gibi ekşi sözlük de çöplük olup çıktı. mizah bile yapılamayan acınası bir hale dönüştü. şu günkü hali gerçekten acınası.
benim ankara şarkım let me kiss you’dur dostlar. bir ego tutamacında, boğulayazan bir motorun uğultusunda, üstüme üstüme yürüyen kalabalıkta, göt kesen soğuklarda, bel ağrılarında, göğüs ağrılarında, taban sızlamalarında, havadan da ağırlaşan ruhlarda hep bu şarkı çalardı.
biraz evvel yemeğimi yedim, yürüyüşümü yaptım, masama geçtim. çayımı içerken morrissey çalıyordu. morrisey’le ahmet kaya’nın benzerliğini düşündüm. sonra bir güldüm, daha sonra chatgpt’ye sordum. say lan dedim. o da saydı sağ olsun.
ahmet kaya ve morrissey, farklı kültürlerden gelen sanatçılar olsalar da müziklerinde ve kişiliklerinde bazı benzerlikler bulunmaktadır:
1. isyankâr tavır ve protest duruş
• ahmet kaya: müzikleri ve sözleri, toplumsal meseleleri ve ezilen insanların hikayelerini işler. sistem eleştirileri ve politik duruşu nedeniyle birçok kez eleştirilmiş ve sansüre uğramıştır.
• morrissey: the smiths ve solo kariyeri boyunca toplumsal eleştirilerde bulunmuş, özellikle hayvan hakları, vejetaryenlik ve bireysel özgürlükler gibi konularda keskin bir duruş sergilemiştir.
2. melankoli ve duygusal yoğunluk
• ahmet kaya: şarkılarında derin bir hüzün ve melankoli vardır. özellikle aşk, özlem ve yitip giden değerler üzerine duygusal temalar işlenir.
• morrissey: the smiths döneminden itibaren yazdığı şarkılar, yalnızlık, hüzün ve dışlanmışlık temalarını derinlemesine işler.
3. kendilerine özgü şarkı sözleri
• ahmet kaya: sözlerinde sade ama güçlü bir anlatım vardır; halktan birinin sesi gibi konuşur. hikâye anlatıcılığı ön plandadır.
• morrissey: ironi ve entelektüel bir mizah barındıran şarkı sözleriyle tanınır. kendi kişisel deneyimlerini ve duyarlılıklarını şarkılarına yansıtır.
4. tartışmalı figürler olmaları
• ahmet kaya: politik görüşleri ve açıklamaları nedeniyle hem sevilen hem de eleştirilen bir sanatçı olmuştur. özellikle sürgünde yaşadığı son yıllar, sanatını ve hayatını derinden etkilemiştir.
• morrissey: siyasi görüşleri ve açıklamaları sıkça tartışma yaratmıştır. hayran kitlesi içinde bile zaman zaman kutuplaşmalara neden olmuştur.
5. kültürel kökenlerinin sanatlarına etkisi
• ahmet kaya: anadolu’nun ezgilerini, halk müziği motiflerini ve protest tınıları birleştirerek kendine has bir tarz yaratmıştır.
• morrissey: ingiltere’nin kuzeyindeki işçi sınıfı kültürünü, rock ve indie müziği birleştirerek bir anlatım tarzı geliştirmiştir. 6. müziklerinde dışlanmışların temsili her iki sanatçı da toplumun “öteki” gördüğü insanları şarkılarında temsil etmiş, onların sesi olmuştur. bu iki isim, müziklerinde bireysel ve toplumsal duyguları derinlemesine ele alarak, kendi kültürlerini aşan evrensel bir etki yaratmıştır.
zenginler için söylenegelen bir söz o dostlar. şeker patlatacağım diye 2 milyonluk olan bordrolu için değil. hem kumarbaz hem bordrolu… anan bile sevmez seni.
zengin, iki zara yüz binlik olsa ne olur ki? çerez parası. varlığından bir şey eksilmez. sabah uyandığında hatırlamaz bile.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.