fosil yakıtlar mevcut koşullar altında yalnızca ulaşım için değil üretim için de gerekli. bu yakıtlar olmaksızın çalışacak traktör tasarlanıp sekiz milyar insanın ihtiyacını karşılayacak sayıda üretilene kadar gıda stokları tükenir. nüfus sekiz milyara dayanınca öküzün peşinde karasabanla yapılacak tarım kimseyi doyuracak ürün vermez. iş otomotiv sektörü olunca analiz yapan eleman toprağı işlemekte kullanılan makinelerin de fosil yakıtlarla çalıştığını hiç düşünmemiş. ayrıca elektrikli araçlar da hiç temiz değil. bataryalarını üretmek için kullanılan kobalt madeni kongo'dan çıkarılıyor. kongo kobalt madenlerinde neler yaşandığını bir sorun google'a. kullanılıp atılan bataryaların yarattığı çevre kirliliği de bonus.
oral sözcüğünün batılı dillerdeki anlamıyla türkçe'ye girmesi 1990'lardan sonradır.
öncesinde oral ismi şehri, kaleyi fethet anlamını taşıyan fetih meraklısı ama öztürkçeci aileler tarafından çocuklarına verilen bir isimdi.
kendi kültürüne yabancılaşıp batı dillerinden ithal anlamlarla sesdeş sözcükleri tiye alan nesilleri esefle kınıyoruz.
o evde kalmış lafı o kadar zamanın gerisinde kaldı ki. artık kadınlar evde oturup kısmet beklemiyor. hepsinin kendine ait bir hayatı var. hepsi sokakta, kendi işinde gücünde.
25-30 yaş aralığına evde kalmış diyebilmek için de maksimum yaş 17. bu yaşta bu derece bayat bir fikir akıl alacak gibi değil.
edit: başlık evde kalmış kadınlar gibilerinden bir şeydi. moderasyon düzeltmiş. eline sağlık.
odunluk /kömürlük evin dışındadır. izbe bir yerdir. örümcek akrep aklınıza ne gelirse her türlü haşarat bulunur. bazen günde iki defa buraya gidip odun taşımak gerekir. rüzgar tersten tepti mi basar, soba bir türlü yanmaz, evin içini duman basar, duman çıksın diye pencere açarsınız soğuk dolar. evde içinde soba yanan oda dışında kalan yerler buz gibidir. sobalı odadan tuvalete gitmek için astronot gibi giyinirsiniz çünkü o odadan çıktığınızda dışarıda uzay boşluğunun soğuğu vardır. soba yeni doğmuş bebek gibidir. sürekli mama ister. odunu doldurdum dersiniz, biraz başka bir şeyle meşgul olsanız odunu yakar bitirir, köze dönmeye başlar. o sebeple sürekli beslemeniz gerekir. fazla doldurursanız çok sıcak yapar, biraz ihmal ederseniz ateşi geçer, zihninizin bir köşesi hep sobaya atılacak yakıtla meşgul olmak zorundadır.
ancak sobanın angaryasını aymayacak kadar küçük bir çocuksanız sizde nostaljik bir tat bırakır.
kulaktan dolma yalan yanlış mahalle dedikodularına istinaden zırlayıp duruyorsunuz.
mevcut mevzuatı izah edeyim biraz.
evvela nafaka değil, yoksulluk nafakası.
yalnızca boşanma durumunda değil, yoksulluğa düşmüş ebeveyn de çocuğundan yoksulluk nafakası talep edebilir.
boşanma konusuna gelince:
* boşanma durumunda yoksulluk çekecek olan tarafın talebi üzerine nafaka bağlanır. kadın ya da erkek farketmez. memlekette boşanma nedeniyle yoksulluğa düşenlerin tamamına yakını kadınlar olduğu için yalnızca kadına nafaka bağlanır sanıyorsunuz.
* boşanma durumunda kusurlu olan tarafa talep etse dahi nafaka bağlanmaz.
* nafaka talep eden tarafın bir geliri varsa ve yaşam standardında büyük bir düşüş olmuyorsa nafaka bağlanmaz.
* nafaka bağlanmasına karar verildiğinde nafaka ödeyecek kişinin geliri dikkate alınarak gelirine oranlı miktar tespit edilir.
* ortada bir çocuk varsa sizin çocuğunuzdur. başkasının çocuğuna zaten nafaka bağlanmaz. o çocuğu yaparken büyütüp yetiştirmeyi taahhüt ederek yapmışsınızdır ve yetişkin olana kadar bakmak zorundasınız.
*çocuğa bağlanan nafaka boşanılan eşe bağlanan nafakadan ayrıdır. ayrıldığınız eş nafaka talep etmemişse, ya da yeterli geliri olup nafaka bağlanmamışsa bile çocuğunuza nafaka ödersiniz. büyüyene kadar yapılacak masrafı paylaşmakla yükümlüsünüz. velayet sizdeyse, eşinizin geliri varsa siz de çocuğunuz için nafaka talep edebilirsiniz.
türk medeni hukukundaki nafaka düzenlemesi amerikan filmlerindeki gibi değil yani.
fotoğraf da güzel ama dronelar sinema sektörüne güzel bir soluk getirdi. drone çekimleri son yıllarda çekilen filmlere değişik bir bakış açısı katıyor. helikopterlerden falan yapılan hava çekimlerinden çok farklı, çok kaliteli kuş bakışı çekimler var.
sorun devlet tarafından yaratıldığı için çözülemiyor. maaşlı çalışan kesimin geliri kiraların altında kaldı. kendileri yemekten ne işçiye ne memura gereken zammı yapmıyorlar. öyle olunca ev sahibinin malını peşkeş çekiyorlar. insanlara gerçek enflasyon rakamları üzerinden zam yapılmadığı sürece de bu iş çözülmez. ev sahibinin ya da kiracının çözebileceği bir durum yok.
evim olsa değil hayvan kiracıya vermek, kendim bile oturmaya kıyamam. evinin kıymetini bilen insandır. yatırım için almıştır ihtiyacı olunca satacaktır. içinden kiracı çıkıp da harabeye dönmemiş yer görmedim daha. kiracılı evi satmak da mümkün değil artık.
benzerleri bazı restoranlarda kullanılmaya devam eden ve servis masası olarak bilinen şeyler bunlar. dökülüp damlayacak yemeklerin leke bırakmaması ve silinip temizlenebilmesi için seramik yüzeyler tercih edilir. çelik olanları da vardır. içki servisi için de kullanılan modelleri de vardır. geçmiş zaman kentli yaşam kültürünün parçaları.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.