özümlüsözler yazar profili

seyretmekte sıktı. en çok girilen başlıklar sürekli bir laf sokma üzerine.
entry beğenicem acaba bu birine mi giydiriyor öylesine mi yazıyor belli değil.
siz devam edin. ben gidiyorum.

daimîdir sürgünüm
hasret benim ocağım
gurbet benim evimdir
yok bana bu cihanda bir yer

her yeri kapatıp gitmeyi düşündüğüm platform.

bakımlı ve temiz olmak. spor yapmak . kendini yetersiz görmek yerine, sahip olduğun iyi özelliklere odaklanmak,kendini sevmek olabilir.
bir ilişki içinde ise kendini kaybetmemek;
“beni beğenecek mi?” yerine,
“ben onu beğeniyor muyum?” diye düşünüp hareket etmek gerekiyor.
önceliğimiz kendi mutluluğumuz ve huzurumuz olmalı.

tanrı, doğadır, doğanın döngüsü.
eğer tanrı’yı doğa olarak tanımlarsak, sevgi kavramı insanlara özgü bir duygu olduğu için doğanın bizi sevip sevmemesinin bir anlamı yok.
doğa, kendi yasalarıyla işler.

ben ayı ya yazarken 3 yazar geri
gitmişim:) sildim. hem profiline bak, hem uzun tırnaklar yetişemiyorum.

seçim kazanmak için politikacılar uzun vadeli çözümler yerine etkisiz politikalar üretir
medya ve sosyal medya aracılığıyla kamuoyu kolayca yönlendirilir. manipülasyon.
seçimle gelen hükümetler, popüler olmak adına gereksiz harcamalar yaparak ülke ekonomisini zor duruma sokar
vergi toplamak konusunda da adaletsizlik.
tabii bu geri kalmış ülkelerde ki demokrasi…

yeni bir başlangıç;

bir kapı kapanırken bir başkası açılır derler. belki de gerçekten öyledir. ekşi’de geçen yılların ardından buraya adım atmak garip bir his. bir yandan alıştığım düzeni, bildiğim insanları, eski yazılarımı silip gelmenin hüznü var; diğer yandan yeni bir ortamın belirsizliği. türkiye’den isviçre’ye taşınmış gibi hissettim. kaos ortamından çıkıp,sessiz sakin, mütevazi bir yere geçmek. gelen güzel mesajlar, hemcinslerimin attığı daha da güzel
mesajlar beni çok mutlu etti.

burası henüz tanımadığım sokakları olan bir şehir gibi. ilk adımlarımı atıyorum, sokak tabelalarına bakıyorum, köşebaşlarında durup soluklanıyorum. kimler var burada? hangi hikâyeler yazılıyor? kendi sesim burada nasıl yankılanacak?

belki de en güzeli bu bilinmezlik. kendimi tekrar anlatmak, başka kelimelerle var olmak, yeni bir sayfa açmak… bazen sil baştan başlamak lazım. işte şimdi o an.

ırmaklardan şarap aktığı için sorun olmaz. halden anlarlar.

izlerken yüreğim yandı.
t: demokrasinin olmadığı rusya’da, sansürün etkisini ve insanların fedakarlığını anlatan trajedi.

tanım: woke kültürü; toplumsal adalet, eşitlik,
ırkçılık karşıtı ve lgbt hakları savunuculuğunu ifade eden bir kavramdır.
evet böyle okuyunca kulağa hoş geliyor, herkes için adalet gibi. ama işin aslı öyle değil işte. woke kültürü, insanları lgbt olması konusunda daha çok özendiriyor.

genellikle ana konudan uzaklaşmak ve eleştirilerden kaçınmak amaçlı yapılan bir savunma mekanizmasıdır.
“ ama sizde şunu yaptınız” gibi düşünün.