platonunmagarasi - madalyalı tanımları (1. sayfa)
1.
sultan makamı
iki binli yılların başında kanal d'de yayınlanan, balat'ta çekilmiş olan muhteşem dizi. yeditepe istanbul dizisini bilen ve sevenler de çok iyi bilir ki, yeditepe istanbul dizisinin ekolüne sahiptir. ki senaryosunun belli bir bölüme kadar olan kısmını da zaten yeditepe istanbul senaristi ali ulvi hünkar yazmıştır. ayrıca bazı oyuncuları da yine yeditepe istanbul'da da oynamıştır.
şevket çoruh (sultan), başak köklükaya (asiye), uğur polat (veteriner arif), ruhi sarı (ekrem, namı diğer eko), kerem atabeyoğlu (bahtiyar), ayşen gruda (dursun), bülent karabaş (necati), hikmet karagöz (bekçi baba), arif erkin (nusret baba), ahmet saraçoğlu (sefer) ve daha onca önemli oyuncu rol almıştır. dizinin önemli unsurlarından biri ise sultan ve tayfasının bütün yırtma umutlarını taşıyan ve "nefise" adını verdikleri attır. dolayısıyla onu da es geçmek istemezdim. bir de sefer'in at arabacısı olduğunu da ekleyip onun da atına "johnny guitar" dediğini, at arabasının arkasına ise "eğlenceli eziyet" yazdığını belirtelim.
necati abi karakterini ayrı bir severdim. gününü mahallenin kahvesinde geçirir ve orada beyaz önlüğünü giyip dişçilik yapar. kahvede bir köşeye attığı dişçi koltuğu vardır ve hastalarını orada dış ağrısı azabından kurtarır. mahallenin filozofu gibi bir adamdır necati abimiz. derdi olan, kafasına bir şey takılıp içinden çıkamayan insanlar ona koşar. o da verdiği cevaplarla karşısındaki kişinin ufkunu açar. tek problemi alkole biraz fazla düşkün olmasıdır.
gelelim müziklere... dizinin müziklerini kazım koyuncu ve kemal sahir gürel yapmış olmakla beraber her müziği muhteşemdir. en güzel müziklerinden bir ikisini bırakıyorum şuraya ki, hele ilki bazı duygusal sahnelerde devreye girip insanı delik deşik eder. müziğe "sultan" diye başlayarak giren kişiyi hep şevval sam diye düşünüyorum. ki bu müzik kazım koyuncu'nun "işte gidiyorum" şarkısının müziğidir. dizideki versiyonunda ise söz yoktur.
sıradaki müzik ise yine kazım koyuncu'nun "tsira" adlı şarkısına aittir ve dizi versiyonunda yone söz yoktur.
bazı repliklerle de yazımızı bitirelim.
"asiye ben seninle karşılaşacağımı bilseydim, başka türlü yetiştirirdim kendimi."
-------
"biraz yavaş geç sefer, bugün hiç görmedim hiç..."
(sultan, sefer'in at arabası ile aşık olduğu asiye'nin evinin önünden geçerken, onu pencerede görme umuduyla söyler bu repliği)
-------
sultan: bu böyle olmayacak asiye. hiç değilse sen bitir, olmaz de.
asiye: işte söylüyorum ya kaçtır etrafımda dolaşma diye.
sultan: evet, söylüyorsun. ama başka türlü bakıyorsun. ağzından çıkanlar bir kere uyuşmadı gözlerinin söyledikleriyle... gerçekten istemediğine inansam yarın için planlar yapar mıyım hiç?
------
"birbirimiz için bir şeyler yapabiliyorsak, elimizden geliyorsa bir an evvel yapmalıyız. bir an evvel."
(bunu da sultan, nefise ile yani at ile konuşurken ona söylüyordu)
-------
sultan: asiye ben sana talibim.
asiye: niçin?
sultan: ne varsa insanın içinde hepsi için. kavga dövüş, hır gür, sevişmek, didişmek, çoğalmak hepsi için.
asiye: öyleyse evet.
------
eko: mana değil delil arıyorum be necati abi. yani bulursam dayanıcam kızın kapısına.
necati abi: git eko git ama bıktırma dozunda bırak. diyeceğim o ki aşk acısı şık dursun üzerinde. burada dikkat edeceğimiz husus bırakacağımız intiba ile alâkalı. reddedilirsen bile o kadar kibar ayrıl ki oradan kız günü geldiğinde kimi kaybettiğini hemen anlasın.
------
şevket çoruh (sultan), başak köklükaya (asiye), uğur polat (veteriner arif), ruhi sarı (ekrem, namı diğer eko), kerem atabeyoğlu (bahtiyar), ayşen gruda (dursun), bülent karabaş (necati), hikmet karagöz (bekçi baba), arif erkin (nusret baba), ahmet saraçoğlu (sefer) ve daha onca önemli oyuncu rol almıştır. dizinin önemli unsurlarından biri ise sultan ve tayfasının bütün yırtma umutlarını taşıyan ve "nefise" adını verdikleri attır. dolayısıyla onu da es geçmek istemezdim. bir de sefer'in at arabacısı olduğunu da ekleyip onun da atına "johnny guitar" dediğini, at arabasının arkasına ise "eğlenceli eziyet" yazdığını belirtelim.
necati abi karakterini ayrı bir severdim. gününü mahallenin kahvesinde geçirir ve orada beyaz önlüğünü giyip dişçilik yapar. kahvede bir köşeye attığı dişçi koltuğu vardır ve hastalarını orada dış ağrısı azabından kurtarır. mahallenin filozofu gibi bir adamdır necati abimiz. derdi olan, kafasına bir şey takılıp içinden çıkamayan insanlar ona koşar. o da verdiği cevaplarla karşısındaki kişinin ufkunu açar. tek problemi alkole biraz fazla düşkün olmasıdır.
gelelim müziklere... dizinin müziklerini kazım koyuncu ve kemal sahir gürel yapmış olmakla beraber her müziği muhteşemdir. en güzel müziklerinden bir ikisini bırakıyorum şuraya ki, hele ilki bazı duygusal sahnelerde devreye girip insanı delik deşik eder. müziğe "sultan" diye başlayarak giren kişiyi hep şevval sam diye düşünüyorum. ki bu müzik kazım koyuncu'nun "işte gidiyorum" şarkısının müziğidir. dizideki versiyonunda ise söz yoktur.
sıradaki müzik ise yine kazım koyuncu'nun "tsira" adlı şarkısına aittir ve dizi versiyonunda yone söz yoktur.
bazı repliklerle de yazımızı bitirelim.
"asiye ben seninle karşılaşacağımı bilseydim, başka türlü yetiştirirdim kendimi."
-------
"biraz yavaş geç sefer, bugün hiç görmedim hiç..."
-------
sultan: bu böyle olmayacak asiye. hiç değilse sen bitir, olmaz de.
asiye: işte söylüyorum ya kaçtır etrafımda dolaşma diye.
sultan: evet, söylüyorsun. ama başka türlü bakıyorsun. ağzından çıkanlar bir kere uyuşmadı gözlerinin söyledikleriyle... gerçekten istemediğine inansam yarın için planlar yapar mıyım hiç?
------
"birbirimiz için bir şeyler yapabiliyorsak, elimizden geliyorsa bir an evvel yapmalıyız. bir an evvel."
-------
sultan: asiye ben sana talibim.
asiye: niçin?
sultan: ne varsa insanın içinde hepsi için. kavga dövüş, hır gür, sevişmek, didişmek, çoğalmak hepsi için.
asiye: öyleyse evet.
------
eko: mana değil delil arıyorum be necati abi. yani bulursam dayanıcam kızın kapısına.
necati abi: git eko git ama bıktırma dozunda bırak. diyeceğim o ki aşk acısı şık dursun üzerinde. burada dikkat edeceğimiz husus bırakacağımız intiba ile alâkalı. reddedilirsen bile o kadar kibar ayrıl ki oradan kız günü geldiğinde kimi kaybettiğini hemen anlasın.
------
devamını gör...