hayat çok güzel aslında, yaşamak, gezmek, keşfetmek, tanımak... ama bu güzel hayatı zorlaştıran, çekilmez hale getiren kesinlikle insanlar. ağzını kapalı tutmayı bilmeyen, her şey hakkında bilgisi olan, her şeye burnunu sokan, kendini çok zeki zanneden insanlar. belli bir yaşa kadar zeten ailenin himayesinde büyüyorsun onların yönlendirmesiyle, "bu senin için daha doğru" demeleriyle bir yaşa kadar geliyorsun, ki bence bu sıkıntı değil o yaşlarda kendi kararlarını kendin vermen için erken. ama bir yerde bu durmalı büyüyorsun, sadece fiziksel değil metal olarak da büyüyorsun lakin bazı insanlar seni hala kendi kararlarını veremeyen sekiz yaşındaki o çocuk zannetmeye devam ediyor*. artık kendini savunabiliyorsun, ağzını açıp seni üzenlere laf diyebiliyorsun bu seferde bu kendini bir şey zannediyor, bunda bir havalar var, ne bu afralar, tafralar demeler başlıyor*. üniversitesi kazanırsın, o bölüm mü, o üniversite mi, o şehir mi cart curt konuşurlar. meslek sahibi olursun, belki garson, belki doktor, belki psikolog, yok bu iş yapılır mı,hastalarla, "delilerle" mi uğraşacaksın vs. evlenmek istersin bu insan mı, düzgün işi yok, sana göre değil, yakışmıyorsunuz bla bla. hayallerin vardır şehir şehir, ülke ülke gezmek istersin yine milletten bir ton laf. uzun lafın kısası, bu konu yazmakla bitmez, hayat çok güzel kardeşim, güneş, yağmur, çamur, doğa, hayvanlar, yaratılan her şey, hatta teknoloji, beşeri binalar, yapıtlar, hepsi çok güzel. ama bu güzelim hayatı zorlaştıran insanlar, her hayatla ilgili kararına maydanoz olan insanlar. insanlar susmaz, çevrenizde kaybolmazlar ya da dillerini kopartamazsınız onların boş laflarına alışıp, he he demekten başka yapacak bir şeyimiz yok çünkü bir zaman sonra sende yoruluyorsu
n derdini anlatmaktan, anlaşılmamaktan. evet, hayat kısa insanları salla.
devamını gör...