yaa aslında bu o kadar da mistik bir olay değil. html yerine farklı format ve farklı tip prokollerle birlikte fiziki anahtar yerine geçen makineler bahsedilen katman muhabbeti.
şimdiye kadar ne evlilik hayali kurdum ne de bu yönde bir girişimim oldu. fakat kız babaları bu dünyada imrendiğim, kıskandığım tek insan güruhu olabilir.
geçenlerde arkadaşın eşi doğum yaptı. bir kızları oldu. hediye için bir mağazaya girdim. 9-12 ay arası bir kıyafet beğendim. ıssız adam filminde tel toka bulunca neyi kaybettiğini anlayan alper gibi bir şeyler dank etti beynime. kendi kızıma kıyafet bakıyor olabilirdim o gün.
hayat maalesef üç kuruşa beş köfte vermiyor. hem konforum bozulmasın hem kızım olsun diyemiyorsun. secimlerinin sonuçlarına kanatlanacaksın yolu yok.
yine de bir kızım olduğunu hayal etmekten kendimi alıkoyamıyorum bazen. gözümün önüne he yaştan halleri geliyor. 3 yaşındaki, 10 yaşındaki, 15 ya da 20 yaşındaki halleri. 5 yaşındaki halinin saçlarını örsem oturtup, 10 yaşındaki haline derslerinde yardım etmek istesem ama bir şey anlamasam, 15 yaşındaki ergenlik hallerini anlayışla karşılasam, evlenip giderken "bir şeyler yolunda gitmezse sadece beni ara" desem.
bilmiyorum hayat tuhaf. genelde insan denilen ucubeyi kimyasal bir et torbasından fazlası olarak görmem. ne oldu, ne yaşadım da kız çocuk diye özlem duyar bir hale geldim onu da bilmiyorum. hayat tuhaf.
sosyal medyada ya da sözlükte babasından dert yanan kız çocuklarını gördüğümde o babalara acıyorum mesela. ellerindeki güzelliğin kıymetini bilmiyorlar diyorum. kim bilir ben de elimdeki şeylerin kıymetini bilmiyorumdur ama böyle olan kız babalarına ekstradan kızıyorum.
genelde genç yaşta ortalama problemsiz bir salaksanız en güzrl neden budur. ve bu iyi bir şeydir. yaş geçtikten sonra biriyle evlenme fikrine sıcak bakmıyorsunuz pek. o konfor alanından vazgeçemiyorsunuz çünkü. bu da aslında anormal bir durumdur.
geçen senem ingilizce öğrenmeye çalışmakla geçti. videonun birinde hoca demişti ki "ingilizce nerde öğrenilmez? okulda." demişti. okul gerçekten ingilizce öğrenmek için en son yer. fakat güzel bir giriş kapısıdır okul. yeterli değildir ayrı konu.
herkes bir şeylerin cahili. bahsedilen genel bir cahillik ise o da tartışılır. hemen insanların aklına okumuş kesimin cahil olmadığı fikri gelir. fakat okumuş cahiller de var. cahil dediğin bence doğru bilgi almaya dirençli kişiye denir.
bazı insanlar da karşıt görüşte olduğu kişiye cahil deme eğiliminde. bunu özellikle kendini solcu olarak niteleyen kişiler yapıyor.
viva zapata'ya ben de katılıyorum. bizim aydınlatma sektöründe led aydınlatmanın lüks sayıldığı yıllarda düşük teklif verirsen işi alamıyordun ciddi ciddi. zengin kesimi diyebileceğimiz kesim teklifler arasından en pahalıyı seçiyordu hep. beymen'in atıyorum 250 bin liraya tuvalet pompası satmasının başka mantığı yok gerçekten. saçma ama öyle.
abi biz japonya'ya gitsek tutunamayız orda ya. o seramoniden falan sıkılırız yani alışkanlıktan. es kaza yetkili falan olsak " patlatın s..min binasını, herkesin işi gücü var" deriz patlatırız. tahammülümüz yok ki bizim. bizde japon tanımına uyan tek türk var o da atatürk. ağacı kesmemek için köşkü taşıtmış. atatürk japondur. xcxvs
#3485295 viva zapata'nın tanımına ek olarak dünyada hangi protestoda pikaçu polisten kaçmış? bu hayal edilebilir bir şey bile değil kameraya yakalanmasa.
e bizde cumaya giden örümcek adam da vardı. orda hiç etki ajanı falan demediniz. (bkz: swh)
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.