tallulah yazar profili

tis giagias ta paramythia (γιαγιάς τα παραμύθια), yani “büyükanne masalları”, yunan grubu hainides’in 2000 yılında yayımlanan bir şarkısıdır. bestesi dimitris apostolakis’e aittir ve büyükannelerin anlattığı masallar üzerinden geçmişe, çocukluğa ve hatıralara göndermeler yapar. türkiye’de volkan konak, bu ezgiyi alarak “mimoza çiçeğim” adıyla türkçe sözlerle yeniden yorumlamıştır.

link

perimpanou, yunan besteci manos hadjidakis'in 1969 yılında ingilizce sözlerle bestelediği “noble dame” adlı şarkının, nikos gatsos tarafından yunanca sözlerle yeniden yazılmış versiyonudur. savina yannatou'nun yorumladığı bu eser, genç yaşta kaybolan bir kızın hikayesini anlatır.

perimpanou
noble dame

sözler:

περιμπανού τη λέγαν τα παιδιά, περιμπανού
κι ήτανε δεκαπέντε χρονών
έγραφε τ’ όνομά της στον καθρέφτη τ’ ουρανού
μ’ ενός πνιγμένου γλάρου φτερό
μα της ζωής το κύμα το παράφορο
σάρωσε βάρκες και κουπιά
και στο μεγάλο κόσμο τον αδιάφορο
ποιος τη θυμάται τώρα πια

çocuklar ona perimpanou derdi, perimpanou ve o on beş yaşındaydı
adını gökyüzünün aynasına yazardı boğulmuş bir martının tüyüyle
ama hayatın azgın dalgası kayıkları ve kürekleri süpürdü
ve büyük kayıtsız dünyada şimdi kim hatırlıyor onu?

περιμπανού την έλεγα κι εγώ, περιμπανού
κι ας μη με είχε ακούσει κανείς
έμοιαζε με κοχύλι στο βυθό του αυγερινού
προτού, καρδιά μου, πέτρα γενείς
μα της ζωής το κύμα το παράφορο
σάρωσε βάρκες και κουπιά
και στο μεγάλο κόσμο τον αδιάφορο
ποιος τη θυμάται τώρα πια

ben de ona perimpanou derdim, perimpanou kimse duymamış olsa da
şafak yıldızının derinliklerinde bir deniz kabuğu gibiydi kalbim taş kesilmeden önce
ama hayatın azgın dalgası kayıkları ve kürekleri süpürdü ve büyük kayıtsız dünyada şimdi kim hatırlıyor onu?

piso apo ta kalamia (πίσω απ' τα καλάμια), loudovikos ton anogion’un 2007 yılında yayımlanan bir şarkısıdır.

link

sözleri:

πίσω απ' τα καλάμια μες το ποταμό
αργοπερπατούσε ντυμένη το νερό
σαν κυρτοί καθρέφτες οι στάλες στο κορμί
φέγγιζαν σα λόγια μες τη σιωπή

kargıların ardında, nehirde
yavaşça yürüyordu, suya bürünmüş halde vücudundaki damlalar, eğik aynalar gibiydi
sessizlikte parlayan sözler gibi

αχνά τα βήματα της σαν παλιά γραφή
άφηνε στην άμμο μόνο την αφή
έρωντας με τόξο μέσα στα κλαδιά
το μικρό αγόρι που κρυφοκοιτά

adımları soluktu, eski bir yazı gibi
kumda sadece dokunuşunu bırakıyordu
dallar arasında yayla aşk
gizlice bakan küçük çocuk

kırdığın kalp her gece koynumda

büyüyorrrr :’)

mirrors filmi.
bu yüzden geceleri aynaya bakamam. hala bakamam, evet.

sadece hissetsem iyi. kulağıma üflemişti böyle “hüüüfff” diye. benim de arkam dönük. ablam yapıyor sanıyorum. abla yapmaaaaa diye bağırıyorum. sonra bir dönüyorum kimse yok. ablama yeminler ettirdim o gün. o değilmiş. travmatikti benim için.

yay burcunun manitasından ayrıldığı ertesi sabah

hayatımdan çok memnunum
aşk bitti aşk aptallıktıııı
bir de sigarayı bıraksam
kimse tutamaz beni artık
küçük şeyler sevindirir ruhumuuuu
hayal bile edemezdim ben bunuuu
daha mutlu olamam!!

death, come near me dinlerken de ölüyorsunuz

en sevdiğim renk mor olduğu için ve beni anlattığına inandığım için uçurtmalar

tanrıya sığınan kız çocuğu geceleri
isyankar gündüzleri

mehmet güreli-umrumda

umrumda değil desem
hayal etmem desem
ya kaybolup gidersen
bir de beni sevmezsen
umrumdaaaa

sevgi ihtiyacınaymış. küçük yaşlardan itibaren tutkulu ve duygusalmışım. bilinçaltımdaki sevildiğimi hissetme ihtiyacı hayatımın her alanını yönlendirir ve ödün vermeden gerçek aşkı aramamı sağlarmış. bu duygu beni bir yerlere götürecek şeymiş! o sırada ilişkilerinde kööpppeekk gibi ödün veren ben….

ismi şibit, şipidik, şibidik gibi değişiklik gösteren bir yemek. kimi kayseri yağlaması şeklinde kıymayla yapılıyor, buna da şibit denmiş ama benim bahsettiğim çanakkale’nin köylerinde çok yapılan bir hali ve bu tavukla yapılıyor. diğerlerinden farkı yine hamur açmak yerine krep şeklinde yapılması. yörük yemeği diye biliyorum ama emin değilim. ben babaannemden öğrenmiştim. kreplerin hazırlanıp arasına tavuk ve tavuk suyu konmasıyla elde ediliyor. kimisi havuç koyar, kimisi kalan fasulye suyunu bile koyuyor. biraz da zevklere göre değişebiliyor sanırım.

babaannemin vefatından yıllar sonra yedim. özlemişim. püf noktası kreplerin ince olarak yapılması. yine kökenine dair bir bilgi varsa aydınlatabilirseniz sevinirim.

na dioxo ta synnefa

jovano jovanke

#2933024

çocuklaşıyorsam, tribe giriyorsam, her şeyine alınıyorsam…. yetişkin fonksiyonlarım ölüyor benim.

#3406204 bu abimiz inşallah başkasını düşünerek yazdığı şiirleri gelecekteki eşine saklamıyordur dkshzkzjjssj

birbirimizi bulmuşuz. öpsün başına koysun bence.

en zorbaladığım galiba müzik zevki. zorbalamasam, içime atmaya çalışsam dahi suratımdan anlaşılıyor. ağzım burnum kayıyor müziğin iğrençliğinden. benim zorbalamam arkadaşlarıma olur genelde ama… yeni tanıştığım insanlarla sırf müzik zevkleri yüzünden yollarımı ayırıyorum mesela. saygısızlık yapıp karşı tarafı rencide edeceğime en iyisi iletişimi direkt koparmak :d

die eisenfaust am lanzenschaft
alman halk müziği. size kıyağım olsun.