sözde barista ünvanı ile çalışırsın ama baristalık dışında her şeyi yaptırırlar sana...
tüm temizlik sana yaptırılır. kafenin her kısmı, tuvaletin her tarafı... daha sonrasında gelen sevkiyatları sen alırsın, sen dizersin tek tek... çöpleri sen atarsın... çöp konteynırı yolun karşısında olsa bile, ezilme tehlikesi yaşasan dahi...
dolaplardaki yemekleri dizer, ısıtır, sütleri doldurur, eksik parçaları tamamlar, dolaptaki taze yiyeceklerin son kullanım tarihlerini sen atarsın.
geri kalan kısacık zamanda da şansına sıcak kahve yaparsın... ya da cool lime, berry hibiscus gibi zikzok içeceklerle geçer zamanın.
kahve bilgin sadece teoride olur... pratikte yaptığın tek şey süt ısıtmak mesela... çünkü kahve makinesi senin için kahve shotunu çeker... analog bir makineye geçsen sıçarsın mesela...
bununla bitti mi? yoo... içeceğini içtikten sonra gelip "beğenmedim, şununla değiştirin..." diyen birisine, "diktir git be kardeşim... zaten burası hayvan gibi yoğun..." diyemezsin... değiştirmek zorundasın, bar patlıyor olsa bile böyle olmak zorunda... çünkü sözde misafir, özde beş para etmez bu insan yığını daima haklı... senin en ufak bir hakkın yok... tek kelime edersen tutanak tutulur, sürülürsün...
bitti mi? hayır...
çalıştığın 7.5 saat boyunca daima ayaktasın. molaların dışında kıçını bir duvara yaslamak bile yasak... bomboş olsa dahi yasak.
vardiyana tam saatinde girmek zorundasın. 1 dakika geç girersen 1 dakika geç çıkacaksın ama asla vardiya bitiş saatinde çıkamazsın... buzları tamamla, sütleri tamamla, eksik ne varsa tamamla... vardiya bitimini 30 dakika çoktan geçti...
mesai mi? var. olmaz mı hiç... lakin ücreti yok işte, 24 saate tamamlayıp izin alabilir ya sa başka bir gün geç girebilirsin vardiyana...
sana verdiği metropol card hiçbir markette geçmez... sadece yemek yerlerinde geçer, sıkıştırır bırakır yemek konusunda.
daima eksin çalışırsın. yemek mi ısıtayım, servis mi yapayım, kahve ya da zikzok soğuk içecekleri mi yapayım diye stresin en büyüğünü çekmeye başlarsın. hızlı olmanı söylerler... sen bir baristadan çok hızlı bir robot olursun...
haftalık tek gün izin verir. özel günlerde, bayramlarda, seyranlarda mutlaka çalıştırır seni. 1.5 katı maaş vereceğini söyler, "2 katı vereyim çalıştırmasın beni..." diyerek küfürler ettirir.
25 bin maaş verir ama her işi sana yaptırır. her işi sen yaparsın ama sadece barista olarak anılırsın... prim vereceğini söyler ama hedef öylesine yüksektir ki asla tutturamazsın... tüm bunlara rağmen gülmeni, güleryüzlü olmanı bekler senden...
hah unutuyordum... bir de blonde espresso mevzusu var tabi... daha az kahvulmuş çekirdekli kahveden satman için baskı yaparlar, sana bir artısı olmaz, tüm para bölge müdürü olan zikzok adamların cebine gider... iyi satış yapamaz isen haşlanırsın...
özetle, kahve dünyasının en pislik markasında, beş para etmes insanlara ağır şartlarda altında hizmet edersin...
devamını gör...