ingiliz kralı 8. edward istanbul’a, atatürk’ü ziyarete geldiği zaman, atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. ziyafetten önce:

-bana “ingiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini yahut bir aşçı bulunuz.” dedi.

ve nihayet bu sofra merasimini bilen bir zattan öğrenerek sofrayı o şekilde düzene koydular. akşam imparator sofraya oturunca kendisini kral sarayında zannederek memnun oldu. atatürk’e dönerek:

-sizi tebrik ederim ve teşekkür ederim, kendimi ingiltere’de zannettim.

diyerek memnuniyetini bildirdi. sofraya hep türk garsonları hizmet etmekteydi. bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük kayık tabakla birdenbire yere yuvarlandı. yemekler de halılara dağıldı. misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildi. fakat atatürk krala eğilerek:

-bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim.
devamını gör...

artık telefonun sesi açıkken bile mesajları kontrol ediyorum.
devamını gör...

şüphesiz ilk okuduğumdan bu yana küçük prens. hem belki beni de götürürdü kendi diyarına zira burada yaşamak artık çok zor.
devamını gör...

tam olarak ne zaman fark edersin gönlümün sende baharlaştığını?
devamını gör...

hayalini dahi kurmak istemediğim 'olur ya belki bendeki büyüsü bozulur' dediğim olaydı, didem madak'ı tanıyana kadar. çünkü kimse oturup da adam akıllı 'nasılsın' diye sormamış bu kadına. kimse anlamaya çalışmamış.
(bkz: )www.google.com/amp/s/www.an...
devamını gör...

"iç ses!
bu bahsi kapa!"

didem madak'ın 'ah' dedirten şiirlerinden. okuduğumda beri iç sesime söyleyip durduğum dizeler.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim