bir insanın her şeyi bilemeyeceği gerçeği.

bilmediğini kabullenmek, eğer yanlış biliyorsan da doğrusunu öğrenmeye çalışmak bir erdemdir, medeniyettir, sağlıklı bir toplum ve birey zihniyetine sahip olmak demektir. sorun tam olarak burada başlıyor; en sıradan insanımızdan tutun toplumda belli bir statüye erişebilmiş insanımıza kadar herkesin her konuda mutlaka bir fikri, sabit bir doğrusu ve hatta fanatizme kadar varan saplantıları var. bilimin, tarihin, gerçeğin, uzmanlık alanınızın, eğitim durumunuzun ve hayat tecrübelerinizin onun karşısında asla önemli olmadığı bir kişi ile neyi tartışabilir ve sonuca bağlayabilirsiniz ki?
devamını gör...
kibirsizlik.
devamını gör...
beklemek.
devamını gör...
apartman kültürü.
devamını gör...
saygı, söz kesmeden konuşmak, özür dilemek, sinyal vermek gibi şeyler bir türlü öğrenilemiyor toplumumuz tarafından
devamını gör...
yöneticilerin gelip geçici olduğu, devletin değil milletin kutsal olduğu çünkü devleti oluşturan şeyin millet olduğudur. devleti çok büyük görürüz. bunları öğrenmemiz gerekir.
devamını gör...
sabır ve öfke kontrolü. gerçi akdeniz ülkelerinin çoğunda bulunan sıkıntıdır bu. yine de her olumsuzluk bir şekilde buraya bağlanıyor.
devamını gör...
islamiyet ve arap yaşam tarzını ayırt edememeleri. öğrenemedikleri şeyler içinde bence başında gelir..
devamını gör...
başkasının hayatına burnunu sokmamak. herkes yaşam şekli bir canlıya ve bir canlının özgürlüğüne zarar vermediği sürece dilediği gibi yaşayabilir, buna hiç kimse de karışamaz. ancak maalesef ki günümüzde birinin dini, dili, ırkı, yaşam şekli gibi kendisini ilgilendirmeyen konularda yorum yapan, fikir beyan eden ve insanları kendi doğrularına göre şekillendirmek isteyen çok fazla insan mevcut.
devamını gör...
farklılığın zenginlik olduğu gerçeği.

"şark'ta kuraldır: göze batan gözden çıkartılır."
devamını gör...
teşekkür ederim kelimesi. bunu alfabeden önce öğrensek bizden bayağı isviçre vatandaşı olurdu yani , benden olmaz ama karadenizliyim 2 inç burnum var , olsam olsam ingiliz olurum.*
devamını gör...
kişisel alana saygı
devamını gör...
ingiliz kralı 8. edward istanbul’a, atatürk’ü ziyarete geldiği zaman, atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. ziyafetten önce:

-bana “ingiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini yahut bir aşçı bulunuz.” dedi.

ve nihayet bu sofra merasimini bilen bir zattan öğrenerek sofrayı o şekilde düzene koydular. akşam imparator sofraya oturunca kendisini kral sarayında zannederek memnun oldu. atatürk’e dönerek:

-sizi tebrik ederim ve teşekkür ederim, kendimi ingiltere’de zannettim.

diyerek memnuniyetini bildirdi. sofraya hep türk garsonları hizmet etmekteydi. bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük kayık tabakla birdenbire yere yuvarlandı. yemekler de halılara dağıldı. misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildi. fakat atatürk krala eğilerek:

-bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim.
devamını gör...
burnumuzu her yere sokmamak.
devamını gör...
saygı.
devamını gör...
(bkz: islam)
devamını gör...
ingilizce.
devamını gör...
elaleme göre yaşamamak.
devamını gör...
insanlara dik dik bakmamak gerektiğini asla anlamıyoruz.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"türklerin öğrenemediği şeyler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim