1.
isveç'li yazar'dır. en iyi bilinen iki eseri, karşı cinslerin birbirlerine karşı olan zayıflıklarını ve düşmanlıklarını çok güçlü bir şekilde ifade eden baba ve miss julie adlı oyunlarıdır.
devamını gör...
2.
august strindberg.isvecli oyun yazari.sebepsiz bir şekilde (belki oyunlarindan dolayi) sevdiğim,üniversite yillarindan beri adı hala aklimda kalmis olan nadide bir yazar.nihilist tiyatronun öncülerinden.iskandinav deneysel tiyatrosunun kurucusu.
önce ilahiyat eğitimine basladi ancak tamamlayamadi .sonrasinda tip egitimine uppsala üniversitesinde baslasa da kimyaya giris sinavini veremediği icin okula ilgisini de kaybetmis,sonunda okulu birakmisti.sonralari tiyatroya ilgisi sebebiyle tiyatrolarda muhasebeci olarak calissa da asıl meraki ve tutkusu tiyatroya oldugundan , oyuncu olarak degilse de oyun yazari olarak tiyatro yazinina katki verdi.bir sekilde bağ kurmayi basardiği oyun yazarligindan (sonrasinda roman,hikaye yazarligi ve hatta resim ile de ilgilendi.) önce estetik ve modern diller okumak icin uppsala üniversitesine döndüyse de serbest gazetecilik yapip stockholmdeki sanat cevresinden oyuncu ve sanatci arkadaslariyla bohem bir hayat sürdü.ilk yazinsal basarisini 1879 yilinda yazdigi kirmizi oda ile kazansa da özel hayatinin calkantilari ve yasadigi sansasyonel evlilikler , ilk genclik yillarindan beri toplumsal kurumlara yönelttigi elestirel tutum , onun sürgün olarak avrupanin farkli sehirlerinde bir sürgün hayati yasamasinda önemli bir etken oldu.tabi bunda isvec kraliyet kurumunu ve devletini elestiren ' yeni krallik' adli kitabinin da rolü büyük ama konu aslinda dönüp dolasip özel hayatinda düğümleniyor . yasadigi birkac basarisiz evlilik , hem karsi cinse yönelik bir kötümserlik (benzer ama daha sert diyebileceğimiz bir tutum hatta bir cesit öfke durumu baska bir nihilist olan nietzsche'de de görülür.tabi ki lou salome'dan dolayi) hem de evlilik kurumuna iliskin kesin ve katı bir elestiriye dönüsür. bunun izleri yasaminin ilerki yillarinda yazdigi 'baba' ve 'matmazel julie' adli eserlerinde sürülebilir.edindiği tecrübelerden dolayi midir bilinmez ama evliliğe asla bizim baktiğimiz perspektiften bakmaz .kadinlara karsi daimi bir güvensizlik ve hayal kirikliğini özellikle adini yukarida zikrettigimiz iki eserinde baskın olarak işler.
danimarka'da kiraladigi satoda calisan bir hizmetciye tecavüz ettigi söylenir ve hizmetcinin kardesi kendisi hakkinda sikayette bulunur.bir iftira mi yoksa gercek mi bilemiyoruz.ama hizmetcinin kardesi olan kahyayi suclayip (herhalde iftiraya ugradigini dusundugu icin ya da pek inanmasam da suçlu oldugundan ve hapse girmek istemediginden) hapse attirir ve berline gider.
berlin'e gittikten sonra ve orada eserlerini sahnelemeye istekli sanatçılarla tanıştı. edward munch, paul gaugin ve nietzsche gibi hayranlık duyduğu kişilerle birlikte olma fırsatını buldu ve bohem bir yaşam sürmeye başladı.bnce berlin'de en iyi dostu nietzsche olmustur.bohem kelimesinin en cok yakistigi iki adam . :)
yaklasik 6 evlilik sonucunda firtinali yasami biraz duruldu, ironik olarak sosyalist liman iscilerinin baslattigi halk kampanyasiyla devlet kendisine emekli maasi bagladi. bir aralar okültizmle ilgilendi ki bazi eserlerinde de bundan bahseder (bkz: okültizm).
velhasil kelam , yasadigi hayat dogruydu veya degildi ama kendisi kesinlikle çok yönlü bir insandi ve arkasinda güzel eserler birakti.simya (bir ara maddi durumu kötü oldugundan akil sagligi da gidip gelmis ve altini buldugunu iddia etmisttii) ,sinoloji gibi ilgi alanlari olan cok yönlü bir insandi.
en çok 'açık deniz kiyisinda' adli kitabini merak ettim ama alip okumaya bir türlü firsat bulamadim.insallah yakin zamanda almayi cok istiyorum.üniversiteden beri kendisi icin birsey yapmayi cok istemistim.bu yaziyi ona ithaf edeyim ki borcum üstümde kalmasin.
saygilarimla.
not:biraktigim link simyayla ugrasmasina değinen bir animasyon.strindberg and helium.strindberg ne kadar kötümserse helium o kadar şeker ve sevimli baloncuk.
buradan
bu da klasik aile yasamiyla ilgili dusuncelerine deginiyor.
önce ilahiyat eğitimine basladi ancak tamamlayamadi .sonrasinda tip egitimine uppsala üniversitesinde baslasa da kimyaya giris sinavini veremediği icin okula ilgisini de kaybetmis,sonunda okulu birakmisti.sonralari tiyatroya ilgisi sebebiyle tiyatrolarda muhasebeci olarak calissa da asıl meraki ve tutkusu tiyatroya oldugundan , oyuncu olarak degilse de oyun yazari olarak tiyatro yazinina katki verdi.bir sekilde bağ kurmayi basardiği oyun yazarligindan (sonrasinda roman,hikaye yazarligi ve hatta resim ile de ilgilendi.) önce estetik ve modern diller okumak icin uppsala üniversitesine döndüyse de serbest gazetecilik yapip stockholmdeki sanat cevresinden oyuncu ve sanatci arkadaslariyla bohem bir hayat sürdü.ilk yazinsal basarisini 1879 yilinda yazdigi kirmizi oda ile kazansa da özel hayatinin calkantilari ve yasadigi sansasyonel evlilikler , ilk genclik yillarindan beri toplumsal kurumlara yönelttigi elestirel tutum , onun sürgün olarak avrupanin farkli sehirlerinde bir sürgün hayati yasamasinda önemli bir etken oldu.tabi bunda isvec kraliyet kurumunu ve devletini elestiren ' yeni krallik' adli kitabinin da rolü büyük ama konu aslinda dönüp dolasip özel hayatinda düğümleniyor . yasadigi birkac basarisiz evlilik , hem karsi cinse yönelik bir kötümserlik (benzer ama daha sert diyebileceğimiz bir tutum hatta bir cesit öfke durumu baska bir nihilist olan nietzsche'de de görülür.tabi ki lou salome'dan dolayi) hem de evlilik kurumuna iliskin kesin ve katı bir elestiriye dönüsür. bunun izleri yasaminin ilerki yillarinda yazdigi 'baba' ve 'matmazel julie' adli eserlerinde sürülebilir.edindiği tecrübelerden dolayi midir bilinmez ama evliliğe asla bizim baktiğimiz perspektiften bakmaz .kadinlara karsi daimi bir güvensizlik ve hayal kirikliğini özellikle adini yukarida zikrettigimiz iki eserinde baskın olarak işler.
danimarka'da kiraladigi satoda calisan bir hizmetciye tecavüz ettigi söylenir ve hizmetcinin kardesi kendisi hakkinda sikayette bulunur.bir iftira mi yoksa gercek mi bilemiyoruz.ama hizmetcinin kardesi olan kahyayi suclayip (herhalde iftiraya ugradigini dusundugu icin ya da pek inanmasam da suçlu oldugundan ve hapse girmek istemediginden) hapse attirir ve berline gider.
berlin'e gittikten sonra ve orada eserlerini sahnelemeye istekli sanatçılarla tanıştı. edward munch, paul gaugin ve nietzsche gibi hayranlık duyduğu kişilerle birlikte olma fırsatını buldu ve bohem bir yaşam sürmeye başladı.bnce berlin'de en iyi dostu nietzsche olmustur.bohem kelimesinin en cok yakistigi iki adam . :)
yaklasik 6 evlilik sonucunda firtinali yasami biraz duruldu, ironik olarak sosyalist liman iscilerinin baslattigi halk kampanyasiyla devlet kendisine emekli maasi bagladi. bir aralar okültizmle ilgilendi ki bazi eserlerinde de bundan bahseder (bkz: okültizm).
velhasil kelam , yasadigi hayat dogruydu veya degildi ama kendisi kesinlikle çok yönlü bir insandi ve arkasinda güzel eserler birakti.simya (bir ara maddi durumu kötü oldugundan akil sagligi da gidip gelmis ve altini buldugunu iddia etmisttii) ,sinoloji gibi ilgi alanlari olan cok yönlü bir insandi.
en çok 'açık deniz kiyisinda' adli kitabini merak ettim ama alip okumaya bir türlü firsat bulamadim.insallah yakin zamanda almayi cok istiyorum.üniversiteden beri kendisi icin birsey yapmayi cok istemistim.bu yaziyi ona ithaf edeyim ki borcum üstümde kalmasin.
saygilarimla.
not:biraktigim link simyayla ugrasmasina değinen bir animasyon.strindberg and helium.strindberg ne kadar kötümserse helium o kadar şeker ve sevimli baloncuk.
buradan
bu da klasik aile yasamiyla ilgili dusuncelerine deginiyor.
devamını gör...