diyelim ki şakasına sağ koluna vurdum, soluna da vurmalıyım yoksa içimde kalır.
ne saçma takıntı değil mi ama?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bugün o kadar çok şey yazdım ki şu an buna yazı yazabilecek merdum'a ulaşılamıyor dostlar. bu dursun buralarda bir yerlerde, bir ara ayarlarız bir şeyler. altı üstü yol işte ya, bazen çok da şey etmemek lazım...*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

valla genelde her seyi yoluna koyucam diyip her şeyin a*ına koyuyorum.motto falan yok.
devamını gör...

bir merak konusu.

sayılır mı bilmem ama bir web sitesinde yazılar yazmak(tı), birkaç bilim grubunda özellikle genç kuşakları bilime özendirmek için elimden geleni yapmak (ki aldığım geri dönüşlerden gördüğüm kadarıyla başarılı olmuşum), bilimsel konularda sorusu, merakı olana elimden geldiğince yardım etmek, sürekli yeni konularda araştırmalar yapmak... yakın zamanda yazılara, ticari kaygı gütmeyen bir blog açarak devam etmeyi düşünüyorum.

bazen dedikodu yapmaktan, insanlar hakkında atıp tutmaktan başka ilgi alanı olmayan kişilere denk geldiğimde "biliyo musun, şöyle bi gelişme olmuş tıp dünyasında..." falan diyerek konuyu bilime doğru çekiştirmeye çalışıyorum, belki bu insanlara yeni bir ilgi alanı kazandırırım diyerek.

hedefim, kısmetse bu araştırmaların meyvesini, mümkünse insanlığa faydası olacak bir keşif yaparak almak. henüz istediğim noktada olmasam da yılmaya niyetim yok.
devamını gör...

resim, beden eğitimi ve spor, din gibi boş dersler.
devamını gör...

mısır tarihinin en genç firavunudur ve aynı zamanda en vasıfsız ve gereksiz firavunudur. peki öyleyse onu tarihte bu kadar bilinir kılan ne olmuştur? cevap verelim, sanat.

tarihi kaynaklara baktığımızda oldukça gereksiz bir firavun olup modern dünyada bu kadar tanınmasının sebebinin, o dönemin heykeltraşları tarafından büstlerinin oldukça ihitişamlı yapılması gösterilmektedir.

sonrasında mezarı bulunduğunda, başka hiçbir firavunun bu kadar güzel sanat eserleri içerisinde olmamasının fark edilmesiyle, kendisi oldukça tanınır hale gelmiştir.

tutankhamon'u sanat bilinir kılmıştır.

eğer o zamanları yaşamak ve tutankamon'un mezarının kesfini birlikte yapmak isterseniz tom holland tarafından yazılan çölde uyuyan sır (kitap) eserini okumanız önerilir. *
devamını gör...

babamın 4 kızı olduğunu düşünürsek neredeyse sevgi sözcüklerini tükettiğini varsayabiliriz.
isimlerimizle nadiren hitap eder, genelde z harfini s sesiyle çıkartarak kızım der. bana en küçük olma kontenjanından bir tanem ve aşkım dediği de oluyor. dördümüzü bir arada gördüğünde ise şöyle bir bakıp hazinem, varlığım diyor.
devamını gör...

bu nasıl bir soru yahu? afrika'daki açlığın allah'la ne alakası var? elohim'in bile bu konuda dahli olmadığını düşünüyorum * zeus'un, odin'in, ülgen'in ve dahi diğer tüm tanrıların da bu konuda bir suçu yok. işi tanrılara havale edip, insanın yediği naneleri görmezden gelmek de ne bileyim biraz garip bir tutum.

bir kere dünyadaki dinlerin salt iyilik ve güzellik vaat etmediği aşikar. cehennem kavramı niye var arkadaş? hiç mi düşünmediniz bunu da böyle bir başlık açtınız. işin su geyiği boyutu bir tarafa afrika'daki açlığın sebepleri bellidir. misal şöyle bir kaç anahtar kelime vereyim efendim size; sömürgecilik, kapitalizm, yayılmacılık dahası da var lakin analiz yapma havasında değilim. sömürgeci deyyuslar afrika'daki tarım arazilerini ne hale sokmuş bir araştırın bakalım. iç savaşların, katliamların sonrasında başa getirdikleri kukla yönetimlerin tarım politikaları yüzünden adamlarda verimli toprak kalmadı. yani olay tamamen insan temelli. bu mevzu da allah'ın suçu günahı yoktur. tek suçlu batı emperyalizmidir.

ha şunu da söylemem lazım; güzel kardeşim siz böyle argümanlarla ateist olmuşsanız, yarın bundan daha saçma argümanlarla müslüman, hristiyan, budist falan da olabilirsiniz. sorgulayın diyorsak, saçmalayın demiyoruz yahu *
devamını gör...

az önce bitirdiğim ve günlerce üzerinde düşüneceğim harika hatta çok harika filmdir.

oyuncu kadrosunda riz ahmed , olivia cooke ve paul raci gibi isimlerin bulunduğu türkçeye "metalin sesi" olarak çevrilen ve en iyi kurgu oscarını alan çok lezzetli sakin bir film herkesin izlemesini tavsiye ederim.

film işitme duygusunu kaybeden metalci bir genci ve sevgilisini konu ediyor.
bol bol seyirciye empati kurduruyor.
filmin ses miksajı çok başarılı olmuş bol bol kendinizi karakterin yerine koyuyoruz.
riz ahmed çok başarılı bir oyunculuk performansı sergilemiş eğer anthony hopkins olmasaydı büyük ihtimalle oscar onun olurdu.
ayrıca tadını kaçırmadan dram filmi çekmeleri duygu pornosuna boğmamaları çok yerindeydi çok mutlu etti beni sağ olun.




kulak eğer gerçeği anlarsa gözdür
film ve içinde oluşan olaylar bana bu sözü hatırlattı nedense çok etkilendim.
ruben ve kız arkadaşının yaşadıkları hayat ve ortak acılar birden kayboluyor ve biz o kaybolmuş duyguları izliyoruz.


ruben ve sevgilisinin arasındaki iletişim işitme duygusuyla beraber kayboluyor ve ruben karakterinin çektiği acılar seyirciye aktarılıyor son derece yalın ve gerçek bir şekilde.
ruben sağırlar evine gidiyor ve sevgilisi babasının yanına gidiyor.

ruben ameliyat olduğu zaman içinde bulunduğu durum değişecek zannediyor ama değişmiyor.
kendimi ruben karakterinin yerine koyup heyecanla bekledim ama maalesef seyirci olarak rubenle aynı hüznü yaşadım.

ruben ameliyat olup sevgilisinin yanına gidiyor ve sevgilisinin aynı olmadığını görüyor aynı şeyleri duymuyorlar.
aynı şeyleri duymamak aynı hayatın içinde olmamak gibi konular ikili arasında olan iletişimi mahvediyor ve ruben ayrılmak zorunda kalıyor.

hayat ruben karakteri için normal olmuyor ve bunu ruben normal olarak kabullenemiyor en azından geç kabulleniyor.
en sonunda ise ruben çözümü sessizlikte buluyor sağırlar evinde ona dinginlikten bahseden abiyi hatırlıyor ve o dinginliği yaşıyor.

filmde bir kaç kritik nokta var .
birincisi rubenin sevgilisi ruben iyi olsun diye onu sağırlar evine göndermek zorunda kalıyor.

ikincisi ruben sağır olmayı öğrenmeye çalışıyor.

üçüncüsü ameliyat olmasına rağmen eskiye dönemiyor ve kahroluyor.

sonuncusu ve dördüncüsü ise eski hayatını ve sevgilisini tekrar bulamıyor.

sessizliğe teslim olup huzur buluyor.





seyirciye bol bol empati kurduran çok lezzetli bir film olmuş herkesin izlemesi gereken bir eser. lütfen izlemeyen sayın yazarlar izlesin.

resimag.com/p1/8caffde3eb05.jpeg
devamını gör...

rus edebiyatının toplumsal gerçekçi roman yazarı olan maksim gorki döneminde "ana, çocukluğum, ekmeğimi kazanırken, benim üniversitelerim" adlı eserleriyle tanınmıştır.
devamını gör...

çok basiretlisin ve çok anlayışlı... onurlu bir insan olmak; senin için bir sanat değil, yaşamın kendisiymiş, elinde avucunda hayata verebileceğin çok az, ama sen hepsini veriyorsun en değerli olan da bu...
devamını gör...

merly streep
sarah jessica parker
julia roberts
gibi olup içindeki özgüveni bulamamış kadındır.
ara sen, o gelir gelmez, en güzel olacaksın.
çirkin ördek yavrusu, sen kuğusun belki de.

üniversiteye kadar, kendini çirkin sanıyordum.
kızkardeşimde, beni güzel, kendini çirkin sanıyordu.
bir iki başarı, bir iki tatlı söz duyunca ikimizin de güzel olduğunu anladik.
o gün bu gün güzeliz.*
neyse güzelllik geçici, özgüven kalıcı.

birde gülmeyi unutmayın
gülebildiğimiz kadar güzeliz aslında.
gülün gari.
devamını gör...

okuduğum bölümü öğrenen yaşlıların "aman kızım olsun, senin canın sağolsun" demeleri. *
devamını gör...

çocukluğuma gittiğim başlık.
devamını gör...

buradaki "sizden" ibaresi oldukça mühimdir, umutludur, güzel günleri vaad eder.
devamını gör...

popüler kültürdeki pek çok şey için kullanabileceğimiz hak ettiğinden daha fazla ilgi alaka görmüş anlamındaki tabirdir.
devamını gör...

üniversitedeyiz kadın hastalıkları stajı. spekulum muayenesi yaparken hocam leş gibi kokuyor bu ya dedim. hasta kadın kafasını kaldırıp bana baktı. o an utancımdan yerin dibine girdim nokta net.
devamını gör...

yakın tarihi biraz hatırlayan herkesin, alt metnini çok iyi okuduğu korkunç eylem.

çok öfkeliyim, hem de çok. terörist dediğiniz hdp mi daha terörist, yoksa siz mi?

hayattan kopardığınız o masum kadının yaşayamadığı her bir saniyenin hesabını vereceksiniz. kanlı elleriniz, kanlı iktidarınız yerin dibine girsin.
devamını gör...

tanımını birçok felsefecinin yaptığı ancak hiçbirinin tam anlamıyla insanı anlatmadığını görüp çürüttüğümüz kavram sahi biz neyiz?
devamını gör...

kimlik kartı.
kaybettigim hafta boyunca aradım bulamadım, sonra aramayınca kesin bir şekilde gözüme takılır diye aramayı bıraktım, yine bulamadım. yeni kimlik kartı çıkarttım dedim ki kesin bu sefer yürüyerek odama gelecek, bekledim ve yine ortaya çıkmadı. yani bazı şeyler sadece arandıgında degil aranmadıgında da bulunmuyor.
gerçekten kaybettiginiz şeyleri aramayın. mesela aşk, dostluk gibi.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim