eski sevgiliyi özlemek
özleyecek olsam ayrılmazdım. ohhh iyi ki yok. yirmilik dişimi ozlerim de onu özlemem.*
devamını gör...
kadınların tiplerinin gittikçe birbirine benzemesi
herkes gibi olmak, olmayacak şey. herkes gibi olmak, olmamak gibi bir şey.
devamını gör...
yazarların okuduğu bölümler
jeoloji mühendisliği
(bkz: deprem olacak)
(bkz: deprem olacak)
devamını gör...
kesmeşeker
onu bunu boşver de hakikaten bu tren ne zaman gitti? bitmeyen derslerde mi, kalbi kırıklar bankasındayken mi? tek kişiyim ben hala zaten, e zaten.
derin uyku adamı, azın azı. içten. uçsuz bucaksız değil. mükemmel değil, şehirde. en sevdiğim kum. sonra aşk ve para gelir. karanlıktan korkan bebekler olduğumuz için vahşiyizdir. el mecbur abi.
daha nizami olabilecek çok şey vardır muhakkak, yapılabilir de. kusura bakma, eskiler çok doluydu.
ilk duyduğum, kirazdan küpe, sallanır bize, ayaz ayaz.
cenk taner az insanda çok derin izler bırakmıştır bence, kaç değil kim olanlarda. zaten.
derin uyku adamı, azın azı. içten. uçsuz bucaksız değil. mükemmel değil, şehirde. en sevdiğim kum. sonra aşk ve para gelir. karanlıktan korkan bebekler olduğumuz için vahşiyizdir. el mecbur abi.
daha nizami olabilecek çok şey vardır muhakkak, yapılabilir de. kusura bakma, eskiler çok doluydu.
ilk duyduğum, kirazdan küpe, sallanır bize, ayaz ayaz.
cenk taner az insanda çok derin izler bırakmıştır bence, kaç değil kim olanlarda. zaten.
devamını gör...
yazarların aldıkları en unutulmaz mesaj
sen valla kızsın. erkek olamazsın.*
devamını gör...
öpüşmeyi nerede ve nasıl öğrendiniz sorunsalı
ben birgün tuvalette böyle işim bitmiş anlamsızca otururken kendi omzumu öperek başladım.sonralari pazularımı küçük küçük öperek ilerlettim.ayna da kendi kendime pratik yapmam çok sonralarıdır. artık başka birine hazırdım.kendim öğrendim ben bak valla deliyim ben.
devamını gör...
phaedrus
tanimlamalarina bakalirsa yazarligi sonuna kadar hak etmekte olan cicegi burnunda yeni yazarimiz. nickaltini acmasi benden, muhtesem tanimlamalar ondan...
devamını gör...
fritillaria delavayi
yapılan çalışmalar sonucunda insandan gizlendiği ortaya çıkan çiçek.
genellikle çin'de, daha az olmak kaydıyla da bhutan'da görülen sarımsı yeşil, ampul şeklindeki çiçeğinin çapı yaklaşık 2 cm kadar. boyu ise maksimum 7 cm'ye kadar uzayabiliyor. çiçeğin 2000 yıldan daha uzun zamandır, insanlar tarafından alternatif tıpta kullanıldığı biliniyor.
yakın zamanda yapılan bir çalışma, çiçeğin toplandığı bölgelerde, görülmemek için bulunduğu zemine rengini uydurarak bir çeşit kamuflaj davranışı geliştirdiği gözlenmiş. insanların pek ulaşamadığı bölgelerde yeşil kalan çiçek, fazlaca toplandığı yerlerde kahverengi veya gri tonlara bürünerek, kendisini ortamdaki taşa toprağa benzetiyormuş.

(görsel, allthatsinteresting. com'dan alıntıdır.)
edit: imla/düzeltme. urlalı'ya teşekkür ediyorum.
genellikle çin'de, daha az olmak kaydıyla da bhutan'da görülen sarımsı yeşil, ampul şeklindeki çiçeğinin çapı yaklaşık 2 cm kadar. boyu ise maksimum 7 cm'ye kadar uzayabiliyor. çiçeğin 2000 yıldan daha uzun zamandır, insanlar tarafından alternatif tıpta kullanıldığı biliniyor.
yakın zamanda yapılan bir çalışma, çiçeğin toplandığı bölgelerde, görülmemek için bulunduğu zemine rengini uydurarak bir çeşit kamuflaj davranışı geliştirdiği gözlenmiş. insanların pek ulaşamadığı bölgelerde yeşil kalan çiçek, fazlaca toplandığı yerlerde kahverengi veya gri tonlara bürünerek, kendisini ortamdaki taşa toprağa benzetiyormuş.

(görsel, allthatsinteresting. com'dan alıntıdır.)
edit: imla/düzeltme. urlalı'ya teşekkür ediyorum.
devamını gör...
entel feridun
st. petersburg'dan moskova'ya giden bir trene biner.
köfte ekmek yedim der.
içindeki sanat aşkını öldürdükleri için adamı kemerle döver.
sebepsiz yere varoluşsal sancılar çeker.
şiddet pornosu diye "kurtlar vadisi ıııığğğrak" filmini eleştirir.
esasında entel görünmeye çalışıp da entel olmayan tipleri ağır bir şekilde hicveden en iyi (bkz: deep turkish web) karakteridir.
köfte ekmek yedim der.
içindeki sanat aşkını öldürdükleri için adamı kemerle döver.
sebepsiz yere varoluşsal sancılar çeker.
şiddet pornosu diye "kurtlar vadisi ıııığğğrak" filmini eleştirir.
esasında entel görünmeye çalışıp da entel olmayan tipleri ağır bir şekilde hicveden en iyi (bkz: deep turkish web) karakteridir.
devamını gör...
18 aydır işsiz olan müzisyenin intihar etmesi
kelimelerin kifayetsiz kaldığı olay.
bu haberleri okuyup, isyanını, bu sistemin kokuşmuşluğunu yalnızca sanal ortamda haykırabilmenin çaresizliği var ya, işte o koyuyor adama.
bu haberleri okuyup, isyanını, bu sistemin kokuşmuşluğunu yalnızca sanal ortamda haykırabilmenin çaresizliği var ya, işte o koyuyor adama.
devamını gör...
karnabahar
ikindi vakti. pazarın en zevkli olduğu vakit.
gökyüzünde mavinin en güzel tonu.
hiçbir şey almayacak olsanız bile öylesine gezilebilir bu vakitte.
yine de biraz kalabalık.
pazarların en güzel tarafı da normalde bir araya gelmeyecek insanları görebilmek.
çeşit çeşit insan.
farkındalar mıydı acaba bir arada olduklarından?
menfaatti onları bir arada tutan.
menfaatleriydi o an tek düşündükleri.
masum bir menfaat ama.
'yok yok burdan almayalım baksana şu portakallara biraz küçükler, hem ucuzmuş, ekşi çıkar bir de... hiç gerek yok' tadında bir menfaatti.
keşke bütün menfaatler portakalın ekşiliğine endeksli olsaydı*.
bu küçük menfaatlerin arasında gezmek güzeldi.
ama bu küçük menfaatler bazen toplumsal bilinçaltının ortaya çıkmasına sebep oluyordu.
artık alacağını almış, rahat rahat dönüş yolundaydı.
solundaki tezgahta ise bir pazarlık dönüyordu.
kadın elindeki bozuk iki lirayı uzatmıştı. isteği çok basitti.
iki liralık karnabahar istiyordu.
pazarcı ise üçe tamamlayayım mı dedi.
kadın iki liralık istediğini söyledi. pazarcıda bir cesaret vardı.
tamamlayayım işte üç liraya, uğraştırma beni.
kadın bu sefer açıklama yapma gereği hissetti, ne yapayım o kadarını ihtiyacım olmayanı alacağım da nolacak!
bir lira için anlamsız bir diyaloğa girmişlerdi. pazarcının sesi yükselmeye başlamıştı.
kadının naifliğinden, yanında bir erkek olmayışından, yalnız alışverişe çıkmasından faydalanıyordu. elbette bunu bilinçsizce yapıyordu.
kadınsa karşısındakinin ne yaptığını anlayamamıştı. neden bağırıyordu ki? altı üstü bir karnabahar istemişti.
aslında biraz üste çıksa, biraz ses tonunu sertleştirse pazarcı geri adım atacaktı.
ama o kadının bunu yapmasına imkan yoktu sanki. o kadar çaresizdi ki. kim bilir kimden öğrenmişti bu sessizliği, bu hakkını arayamayışı.
işin tuhafı pazarcı, kadına bağırıyordu resmen ve onlarca insan sadece seyrediyordu. halbuki o kadın onlar için yabancı olmasaydı kıyametler kopardı.
ama bu güne kadar böyle gelinmişti. o an yaşanacaktı.
kadının çaresiz ısrarı sonucu pazarcı geri adım attı. iki liralık karnabahar alınmıştı.
bu kadar tantanaya gerek var mıydı?
bir lira için değer miydi? o karnabaharlar zaten parçalar halindeydi.
dönüş yolu kötü bir sürprizle sonuçlanmıştı.
menfaatlerin kesiştiği beyaz bir sebzeydi karnabahar.
gökyüzünde mavinin en güzel tonu.
hiçbir şey almayacak olsanız bile öylesine gezilebilir bu vakitte.
yine de biraz kalabalık.
pazarların en güzel tarafı da normalde bir araya gelmeyecek insanları görebilmek.
çeşit çeşit insan.
farkındalar mıydı acaba bir arada olduklarından?
menfaatti onları bir arada tutan.
menfaatleriydi o an tek düşündükleri.
masum bir menfaat ama.
'yok yok burdan almayalım baksana şu portakallara biraz küçükler, hem ucuzmuş, ekşi çıkar bir de... hiç gerek yok' tadında bir menfaatti.
keşke bütün menfaatler portakalın ekşiliğine endeksli olsaydı*.
bu küçük menfaatlerin arasında gezmek güzeldi.
ama bu küçük menfaatler bazen toplumsal bilinçaltının ortaya çıkmasına sebep oluyordu.
artık alacağını almış, rahat rahat dönüş yolundaydı.
solundaki tezgahta ise bir pazarlık dönüyordu.
kadın elindeki bozuk iki lirayı uzatmıştı. isteği çok basitti.
iki liralık karnabahar istiyordu.
pazarcı ise üçe tamamlayayım mı dedi.
kadın iki liralık istediğini söyledi. pazarcıda bir cesaret vardı.
tamamlayayım işte üç liraya, uğraştırma beni.
kadın bu sefer açıklama yapma gereği hissetti, ne yapayım o kadarını ihtiyacım olmayanı alacağım da nolacak!
bir lira için anlamsız bir diyaloğa girmişlerdi. pazarcının sesi yükselmeye başlamıştı.
kadının naifliğinden, yanında bir erkek olmayışından, yalnız alışverişe çıkmasından faydalanıyordu. elbette bunu bilinçsizce yapıyordu.
kadınsa karşısındakinin ne yaptığını anlayamamıştı. neden bağırıyordu ki? altı üstü bir karnabahar istemişti.
aslında biraz üste çıksa, biraz ses tonunu sertleştirse pazarcı geri adım atacaktı.
ama o kadının bunu yapmasına imkan yoktu sanki. o kadar çaresizdi ki. kim bilir kimden öğrenmişti bu sessizliği, bu hakkını arayamayışı.
işin tuhafı pazarcı, kadına bağırıyordu resmen ve onlarca insan sadece seyrediyordu. halbuki o kadın onlar için yabancı olmasaydı kıyametler kopardı.
ama bu güne kadar böyle gelinmişti. o an yaşanacaktı.
kadının çaresiz ısrarı sonucu pazarcı geri adım attı. iki liralık karnabahar alınmıştı.
bu kadar tantanaya gerek var mıydı?
bir lira için değer miydi? o karnabaharlar zaten parçalar halindeydi.
dönüş yolu kötü bir sürprizle sonuçlanmıştı.
menfaatlerin kesiştiği beyaz bir sebzeydi karnabahar.
devamını gör...
boşu boşuna
büyük halk ozanı aşık mahsuni şerif'e ait mükemmel türkü.. ruhu şad olsun, anısına saygıyla..
hak bana bir ömür vermiş
boşu boşuna
vücuduma bir can girmiş
boşu boşuna, boşu boşuna
hak bana bir ömür vermiş, ömür vermiş
boşu boşuna, boşu boşuna
vücuduma bir can girmiş, bir can girmiş
boşu boşuna, boşu boşuna
boşu boşuna
isa meryeme mi kaldı?
musa asadan ne buldu?
süleyman bir sultan olmuş
süleyman bir sultan olmuş
boşu boşuna, boşu boşuna
boşu boşuna
su akar deryaya varır
derya damlayı çıkarır
gökyüzünde yağmur olur
damlaları boşu boşuna
yağmur yağar boşu boşuna
gâhi gittim, gâhi geldim
aradım kendimi buldum
bir mahzuni şerif oldum
bir mahzuni şerif oldum
boşu boşuna, boşu boşuna
boşu boşuna
boşu boşuna
boşu boşuna
aşık mahsuni şerif
edip akbayram
hak bana bir ömür vermiş
boşu boşuna
vücuduma bir can girmiş
boşu boşuna, boşu boşuna
hak bana bir ömür vermiş, ömür vermiş
boşu boşuna, boşu boşuna
vücuduma bir can girmiş, bir can girmiş
boşu boşuna, boşu boşuna
boşu boşuna
isa meryeme mi kaldı?
musa asadan ne buldu?
süleyman bir sultan olmuş
süleyman bir sultan olmuş
boşu boşuna, boşu boşuna
boşu boşuna
su akar deryaya varır
derya damlayı çıkarır
gökyüzünde yağmur olur
damlaları boşu boşuna
yağmur yağar boşu boşuna
gâhi gittim, gâhi geldim
aradım kendimi buldum
bir mahzuni şerif oldum
bir mahzuni şerif oldum
boşu boşuna, boşu boşuna
boşu boşuna
boşu boşuna
boşu boşuna
aşık mahsuni şerif
edip akbayram
devamını gör...
primum non nocere
bana göre, anlamı olan "önce zarar verme" insan ilişkileri için de geçerlidir.
faydan dokunmayacaksa zararın dokunmasın, bilmiyorsan uzaklaş. bunlar bence çok iyi ilkelerdir.
faydan dokunmayacaksa zararın dokunmasın, bilmiyorsan uzaklaş. bunlar bence çok iyi ilkelerdir.
devamını gör...
an itibarıyla işsiz kalmam
üzgünüm dost. keşke elimizden bir şey gelse.
devamını gör...
ince memed
2. ve 3. cildi atlayıp 1’den sonra 4’ü okusanız daha iyi olur. okumayı seven bir adam olarak okurken çok zorlanmıştım. sonra yaşar kemal’in hayatını okuyunca öğrendim ki, o da yazarken çok zorlanmış.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu
o kafanda kalmış 3 tel saçını yoluk yoluk yolarım diye nazikçe uyardığım geçici kadrolu sözlük cadısı.*
epeydir uğramıyordum kız burada, bayaaa değişmiş görmeyeli. perdeler yeni mi?
epeydir uğramıyordum kız burada, bayaaa değişmiş görmeyeli. perdeler yeni mi?
devamını gör...
daş düşebülü ayı çıkabülü
öncelikle ukde helios bana şey etmeyin...
kastamonu girişinde yazdığı söylenen ama kastamonuluların inkar ettiği tabela.
kastamonu girişinde yazdığı söylenen ama kastamonuluların inkar ettiği tabela.
devamını gör...
tanımadığın biriyle sohbet etmek
"çok iyi gelebilir, seni tanımıyor objektif yorumlar yapar, belki iyi bir arkadaşlık başlar" diyen hayalperest tarafım ve hayalperest tarafımın kafasına levye ile vurup "huyunu bilmezsin suyunu bilmezsin, ya sohbet ayağına elli kere bıçaklayıp göz retinalarını çaldıktan sonra cesedini yakarsa" diye bağıran ruh hastası tarafım...
devamını gör...
devletine güvenmeyip mafya babasına inanmak
(bkz: ben siyasetle ilgilenmem)
(bkz: akpli değilim ama)
ilgilenmiyorsan yazma güzel kardeşim. zorla mı yazdırıyorlar?
(bkz: akpli değilim ama)
ilgilenmiyorsan yazma güzel kardeşim. zorla mı yazdırıyorlar?
devamını gör...
