hani ekşi'de yazıyorlar'ta "vatandaşı olmasaydım matrak, komik bir ülke " diye bu durumu özetliyor.
devamını gör...

2017-2018 sezonunda yani aykut kocaman'ın fenerbahçe'deki son sezonunda, ilk sekiz haftada üçlü ortasaha ile ve 4-3-3 sistemiyle oynadığımızı hatırlıyorum. tabi işler hesaplandığı gibi gitmemiş ve aykut hoca istifanın eşiğine gelmişti.
sonra da sistemi 4-2-3-1'e çevirdi ve fizik üstünlüğünün ön planda olduğu bir anlayış benimsedi.
hatta rakiplerimizi fiziksel gücümüzle bükeceğiz gibilerinden açıklamalarını hatırlıyorum.
işte 4-3-3 oynatan aykut hocanın oynatmak istediği ama şartların elvermediği idealizmi yansıtıyor.

işin tuhafı az önce şu web sayfasından baktım. hoca hiç 4-3-3 oynatmamış ya 4-2-3-1 ya da 4-4-2 oynatmış.
bir şekilde yanlış hatırlamışım demek ki. şaşırdım doğrusu.
yine de imkanı olsa aykut hoca 4-3-3 oynatır diye düşünüyorum. belki de yanılıyorumdur.
siz isterseniz bana 4-2-3-1 oynatan aykut da diyebilirsiniz.
devamını gör...

aslına bakarsanız bu kırılmadan sonra hiçbir yere ait hissedememek sorunu bu. o evden çıktığınız andan itibaren hayatınız şekillendirip kendi düzeninizi oluşturuyorsunuz çünkü. hiçbir şey bıraktığınız gibi kalmaz. siz de o evden çıktığınız kişi değilsinizdir artik.

evliliğimin kötü gittiği dönemlerde bunu yaşamış biri olarak şunu belirtmek isterim ki ;
o evde herşey size batar, masada duran bardağa bile ayar olur, evim gibi kokmuyor burası diye oturup ağlarsınız. yani ben öyle yapmıştım. neyse ki çok uzun sürmedi ve ben ait olduğum yerdeyim. aidiyet duygusu en kıymetli şeylerden biri. belki de en kıymetlisi. sonunu da bağlayamadim dağıldım biraz bu da böyle bir anımdır işte.
devamını gör...

pulp fiction, v for vendetta, çöpçüler kralı.
devamını gör...

sevgili robnaja'nın isteği üzere favori farem tabi ki remy. çünkü aşçı!! (bkz: ratatouille)
en ünlüsüyse mickey mouse. ama remy'nin getir götürünü yapar anca arkadaşlar. kesin bilgi yayalım.
devamını gör...

sözlükteki tuhaf tipleri takmaması gereken yazar.

ya şu islam bıdı bıdısı yapanlar gelip beni de bir bulsalar ya. nolur lan. çok seviyorum sizi.
devamını gör...

istemiyorum, direkt cebinden ne kadar istersem ne kadar ihtiyacım varsa alıyorum. sonra bana şakacıktan hırsız diyor. bir kere evde değildi, para bıraktı, lazım olur diye gitti, gelecek birkaç güne. ben de aldım parayı bankaya yatırdım, istedi, vermedim, çatır çatır harcadım. genelde"al bakalım harçlık, senin hakkın." demez." al parayı gez dolaş. " demez, ee ben de nerde para bıraktıysa cebime katarım, para üstlerini vermem.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

100 yaşında verdiği bir röportajda "hayatınızda bir gün olsun tembellik ettiniz mi? “bugün yataktan çıkmayacağım” dediniz mi mesela hasta olmadığınız halde?" sorusuna "hayır. 72 kitabım var, çoğunu 80 yaşından sonra yazdım. hâlâ hoca olarak faalim; yedi doktora öğrencim var. geçen sene bazı yeni makalelerim çıktı. bir şeye âşık oldunuz mu her şeyi unutursunuz işte. uykunuzu, sıhhatinizi..." yanıtını veren, tarihçilerin şeyhi.

mesele bir fikre sahiden âşık olabilmek...
devamını gör...

hırsızlıktan açılması gerekirken bundan dolayı açılması saçmalık olmuş.

ağrılı bir arkadaşım bana; "cano, senin kafa bizim mahallenin elektirik direği gibi karmaşık" deyince durumun kaçak elektirik olduğunu anlamamıştım. sonra direğin fotoğrafını atınca şok olmuştum. direkten onlarca kablo sarkıyordu.

doğu ve güneydoğu illerinde kaçak elektirik inanılmaz boyutlarda. ahırlarda bile klima koymuşlar. koca tarlaları kaçak elektirikle suluyorlar. sonra kesilince de yaygara koparıyorlar. bu millet sizin kahrınızı çekmek zorunda mı?
biz nasıl ödüyorsak, sizde öyle ödeyeceksiniz!

"türkiye elektrik dağıtım a.ş.nin (tedaş) 2014 "taaa o yıllarda rakam bu" faaliyet raporunda yer alan verilerini baz alan dicle edaş yetkilileri, dağıtım hizmeti sunulan 6 ildeki nüfusun sadece 5,7 milyon olmasına rağmen, nerdeyse nüfusu 14,6 milyonu aşan istanbul kadar elektrik kullanıyor.
bölge illerinden şanlıurfa’da yaşayan 1,8 milyon nüfusun bir yıllık elektrik tüketiminin 6,4 milyar kwh olduğunu ifade eden yetkililer, yapılan hesaplamalar sonunda bu kentte faturalandırılabilen elektrik miktarının ise sadece 1,5 milyar kwh olduğunun belirlendiğini kaydetti. şanlıurfa’daki kaçak kullanım miktarı ise aynı hesaplamalara göre 4,8 milyar kwh. buna göre, geçtiğimiz yıl 4,6 milyar kwh elektrik enerjisi üreten ve türkiye’nin en büyük barajı olan atatürk barajı’ndan üretilen elektrik, sadece şanlıurfa’daki kaçak kullanımı dahi karşılayamıyor."


lafa gelince "törreee noooomis", işlerine gelmeyince kaçak elektirik.
namusu kızlarınızın bacak arasında arayıp onlara hayatı zindan edeceğinize, şu faturadan calmamayı öğrenin önce...
devamını gör...

aşırı haklı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

avrupa, avusturalya ve yeni zelanda'da yetişebilen boraginaceae familyasından, 40 kadar birbirine yakın alt türü bulunan bitki cinsi. cins adı myosotis. bizim unutmabeni dediğimiz mavi çiçeğin bilimsel tür adı myosotis scorpioides. bu çiçek ingilizce forgetmenot olarak bilinir ve buradan dilimize geçmiştir. myosotis cinsi mavi, beyaz ve pembe tonlarında çiçekler açan otsu bir bitkidir.
e: forgetmenot (bkz: kafa sözlük'e bir daha gelinse alınacak nickler)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ve başladı...
yaşamak şakaya gelmez!
böyle etkileyici giriş olur mu ismi uzun cancağızım. kalbimi bırakıyorum buraya..
çok derin bir yayın bizi bekliyor. ben her hafta olduğu gibi en önden kaptım yerimi*
devamını gör...

yazdıklarının görülüyor olması.
bana göre en değerli olan şey budur.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

benimkini ajdar okusun. ölüm bile dayanamaz buna. kalkıp kaçar.
devamını gör...

aslında ben sözlükten çok sıkıldım gider ayak kıskananları da çatlatayım demek isteyen yazardır o. *
kendini yok ederek anlaşılmanın insana ne faydası olur? olsa öyle bir fayda vincent van gogh köşe olurdu.
genelde bir süre sonra yeni bir nick ile yeni bir yazar gibi geri geliyorlar. bir tür nerde hareket orda bereket.
her yeni gelen bir eski giden olabilir.
büyük konuşmayayım da bana göre değil.
devamını gör...

sözlüğe ilk geldiğimde yazarların nickaltını okuduğumda aa ne kadar çok sevilen bir yazar hiç kötü yorum yok diyordum. artık kimseye güvenemiyorum malum aramızda bazıları eleştiri gelince mesaj atıp sildiriyormuş. ne kadar da safmışım. cık cık cık...
devamını gör...

vaveyla, çığlık.
arapçadan dilimize geçmiş bir kelimedir. aynı zamanda namık kemal'in bir şiirinin adıdır.
seslerin estetiği sanırım bu kelimenin güzelliği. içinde barındırdığı ızdırap da elbette bir parça çekmektedir kendine.

şikeste, kırık.
tevfik fikret'in rubab-ı şikeste adlı kitabıyla tanıştığım sonrasında kendime en yakın hissettiğim kelimedir kendisi. farsçadan dilimize geçmiştir.
ne zaman kalbim kırılsa, ne dem kendimi yalnız bükük hissetsem, ne dem sızlasa özlemlerim hep bir "şikeste" hissederim kendimi. bütünlenemediğimden şikesteyim ben.
devamını gör...

şu an yaptığım strese yıllar sonra dönüp baktığımda ufak bir tebessümle boş yere kendimi kasmışım demek istiyorum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim