ingilizcede çanak, kase anlamlarına gelen bi kelime. bi de beyaz yakalı öğle yemeklerinin neşesi. zemine basmati/siyah pirinci sıvayıp üstüne döşüyorlar maş fasulyesini, kinoayı, avokadoyu, ızgara tavuğu, akdeniz yeşilliğini; millet de 2010 dönemi cemaatçisi gibi dalıyor bu maklube tipli gıdaya.
özelleştirilebildiği için güzel aslında, pratik de oluyor. kısırla, rus salatasıyla bi kumpir, bi gün tabağı havası yakalamak da mümkün üstelik. salata, tavuk, pilav hepsi bi arada rahat oluyor. bazı leş beyaz yakalı restoranlarında yenebilecek en mantıklı şey oluyor bazen. kurtarıyor.

tatlı versiyonları da var, genelde kızlar yiyor. onlar saçma ama bence. orman meyvesi, gojiberi falan basıyorlar içine. mesafeli duruyorum onlara, tavuklu iyidir.
devamını gör...
böyle smoothie bowl hazırlayıp onu mutlu mutlu yiyen kadınlara hayranım. (tabağı hazırlayınca bir moda giriyorlar) bende ne o hayat enerjisi var ne hazırladığım tabağı çekeyim de atayım kafası var. kiminin sadece şov için yaptığını düşünmekle beraber bu kadar anlam yüklenilmesini saçma bulduğum kase. güzel göründüğü gerçeğini değiştirmemekle beraber.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bowl" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim