1.
bir ürün ya da malın niteliklerini tanıtmak üzere ondan verilen örnek.
siz nerelerden ne eşantiyonlar aldınız.
siz nerelerden ne eşantiyonlar aldınız.
devamını gör...
2.
kalem, defter, ajanda, powerbank gibi çeşitlerine rastladığımda mutluluktan havada kaptığım bedava ekstra item.
devamını gör...
3.
numune.
en sevdiklerim parfüm,ajanda,kalem ve yeni çıkan bitki çaylarının tek kullanımlık numuneleri.
eğer böyle küçük şeylerden yada "beleş maldan"* mutlu oluyorsanız bedava ürün gönderen sitelere üye olabilirsiniz.buradan
en sevdiklerim parfüm,ajanda,kalem ve yeni çıkan bitki çaylarının tek kullanımlık numuneleri.
eğer böyle küçük şeylerden yada "beleş maldan"* mutlu oluyorsanız bedava ürün gönderen sitelere üye olabilirsiniz.buradan
devamını gör...
4.
3.sahislardan alınan hediye diyelim
devamını gör...
5.
reklam amaçlı dağıtılan ve günlük hayatta bol bol kullanılarak markayı insanların gözüne sokmayı amaçlayan kalem, defter, çanta, takvim vs gibi ürünler bütünü...
marka ve firmanın büyüklüğüne göre powerbank, saat vs gibi daha değerli ürünler de olabiliyor tabi.
pek hoş olmayan bi anı; fuarda dağıttığımız bez çantayı kapmak için neredeyse standımızı yıkacaktı katılımcılar... en sonunda arkadaşlar havaya atıp kaçarak izdihamdan kurtulmuşlardı dandik çantaları...
marka ve firmanın büyüklüğüne göre powerbank, saat vs gibi daha değerli ürünler de olabiliyor tabi.
pek hoş olmayan bi anı; fuarda dağıttığımız bez çantayı kapmak için neredeyse standımızı yıkacaktı katılımcılar... en sonunda arkadaşlar havaya atıp kaçarak izdihamdan kurtulmuşlardı dandik çantaları...
devamını gör...
6.
küçükken şehir merkezine doktora gelmiştik, dönerken yolda küçük plastik kapların içinde japon balığı satan bir adamı gördüm, anneme israr ettim anne nolur al, gözümün nuru kıramadı beni hastayım diye birazda 1 tane aldı, adama yemi yokmu dedi, adamda var ayrı satıyorum dedi, annem de olur mu öyle eşantiyon versene dedi, adam da "abla ayakkabı alınca içinde çorap da veriyorlar mı?" dedi, zavallı anacım bu hazır cevap karşısında haklısın diyebildi sadece, mecbur birde yem aldı tabi, işte o gün eşantiyon kelimesinin balık yemi demek olduğunu öğrenmiştim.
devamını gör...
7.