ey ölüm! sen yaşamın kederini, gamını
azaltıp, onun ağır yükünü omuzlardan alırsın.
kara talihliye, avareye huzur verirsin.
umutsuzluk ve matemin ilacısın. kurutursun
gözlerdeki yaşı. fırtınalı bir geceden sonra
çocuğunu kucağına alıp okşayan ve uyutan
müşfik bir anne gibisin. sen insanları yoldan
çıkaran, korkunç girdaplara düşüren acımasız
ve yırtıcı yaşam değilsin. sensin insanoğlunun
alçaklığına, bayağılığına, bencilliğine,
açgözlülüğüne ve hırsına gülüp geçen ve onun
yakışık almaz işlerinin üstüne bir perde
çeken. senin zehir gibi acı şarabını tatmayacak biri var mı? insan korkunçlaştırmış senin yüzünü; kaçar olmuş senden. nurlu meleği öfkeli şeytan bellemiş.
neden korkar ki senden? neden iftira atar sana? sen pırıl pırıl bir ışıksın, ama karanlık sanıyor seni. mutluluğun kutsal meleğisin, ama eşiğinde ağıt tutuyor. matem elçisi değilsin; sen solgun yüreklerin dermanısın.
umutsuzların yüzüne umut kapısını açarsın.
hayat kervanında yorgun düşenleri konuk
eder, yol yorgunluğundan kurtarırsın. sözün
kısası övgüye layıksın, ebedî hayatsın sen...

gent 1926


yapı kredi yayınlarından çıkan sadık hidayet kitabı.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim