benim için bu süre 3 ayı geçmemiştir. hiçbir arkadaşıma aşık olmadım, veya da onlar da bana aşık olmadı ancak yine de bir süre sonra arkadaşlığınızın yavaş yavaş soğuduğunu hissettim hep.

ya artık muhabbet sarmıyordu, ya bir tartışma çıkıyordu, ya daaniden garip bir şekilde iletişim kesiliyordu; hatta bazen engelleniyorduk bile. ya da bilmiyorum, belki de yavşıyormuş gibi hissettiriyordum hep karşı tarafa ve sorun başından beri hep bendeydi. oysa ki ben her zamanın niyetin davranışlara yansıdığını düşünmüşümdür, o yüzden yine bilmiyorum. acaba bu konuda ne yapmalı?
devamını gör...
5 yıl... sonra malum işte...
devamını gör...
maks 2 yıl.
devamını gör...
7. yıldayız kimse kimseye aşık olmadı hem cinslerimden farkı yok .
devamını gör...
3 nano saniye.
devamını gör...
çok değil. ama çok uzun süre arkadaş kalmak ve hayatı yaşayış tarzlarını öğrenmek özümsemek istiyorum. erkekler için hayat çok kolay. en overthinker’ı bile olsa olsa en fazla kadınların salmış hali olur.
devamını gör...
daha bugün 80 90 dakika konuştuk kendisiyle eve gelince. iki yıl olacak nerdeyse. herhangi bir sorun yok gibi gözüküyor şimdilik.
devamını gör...
23 yıl sanırım yeterli bir süre.
bekarken tanıştım hala görüşüyorum.
devamını gör...
bu konu ezelden beridir tartışılır ve çevremdeki hemen herkesin vardır karşı cinsten uzun yıllardır arkadaş olduğu kimseler. bir tek benim olmadı/olamadı. bu duruma zaman içinde bozuldum ve dedim ki kendi kendime ''sırf şu abaza yaftasından kurtulmak için bile olsa kendime karşı cinsten arkadaş edinmeliyim''

arkadaş arayışım esnasında farkettim ki ben; iflah olmaz bir romantik ve flört etmeyi seven bir kazanovayım * kimle tanışsam onu etkilemeye çalışırken, flört ederken buluyorum kendimi. dedim bu böyle olmaz, radarıma girmeyecek biri olmalı bu arkadaş olacağım dişi yoksa ya o ya da ben hoşlanacağız birbirimizden.

gel zaman git zaman müdavimi olduğum kafenin garsonlarından biriyle arkadaş olduk. oldukça güzel olmasına rağmen fazla sevimli ve şirin bir prenses olmasından mıdır sulugözlülüğünden midir emin değilim ona hiç asılmadım.

günlerden bir gün kendimi iyi hissetmediğim için izin almıştım işten. işe gidecek gibi erkenden kalkmış, hazırlanmış sonra vazgeçmiştim nedensiz. haliyle içmeye de erken başladım o gün. öğleye doğru ben çakırkeyif olmuştum. evde sıkıntı basınca daha fazla duramam dedim bunun çalıştığı kafeye gittim. her zamanki gibi limonatamı aldım, her zaman oturduğum masanın altına yapıştırdığım sakızı kontrol ettim, sandalyenin hafif yamuk ayağına tekme attım ve geleni geçeni süzmeye başladım. o gün yalnız kalmamalıydım sanki. sanki o gece yalnız kalırsam ölecekmişim ve leşim günlerce bulunmayacakmış gibi bir karamsarlıkla önüme gelene salça oldum. baktım herkes rahatsız varlığımdan ve bunu hissettirmeyi de çoktan geçip söylemeye başladılar kalktım gittim.

kaç shot attım bilmiyorum, kredi kartımdan ne çektiler ondan da haberim yok ama atm den taksi için para çekmeye çalıştığımda çekemedim. ceplerimi yokladım sadece bozukluklar var. telefon elimde okuyabildiğim kadar rehberden numaralara bakarken bu arkadaşı aradım beni alması için.

sabah onun evinde uyandım. işe gitmek istemedim ve bugün de gelemeyeceğim diyip geri uyudum. öğleye doğru içerden gelen seslere uyandım. başım kazan gibiydi.

ev arkadaşının ailesi gelmiş memleketten. beni gördüklerine hiç memnun olmadıkları gibi yaka paça evden kovmaya kalktılar. onlara kızlarıyla bir alakam olmadığını, daha önce hiç görmediğimi söylesem de ikna edemedim ve kendimi kapıda buldum. eve gidebilmek için gereken miktarı bir karttan diğerine aktardım, atm den çekip eve gidebildim güç bela.

gece 11 gibi bu dişi arkadaşım aradı. ev arkadaşının ailesi beni gördüklerine çok sinirlenmişler, buna da baya bi söylenmişler. hazmedemedim ve eşyalarımı toplayıp çıktım evden bir kaç gün sende kalabilir miyim dedi tüm şirinliğiyle.

tüm hafta doğru düzgün görüşemedik. o geldiğinde ben ya sızmış oluyordum ya da sızacak bir kucakta, ben geldiğimde de o, ya okulda oluyordu ya da işte. bir iki hafta böyle birbirimizi görmeden geçti.

taşınmak için yer bulduğunda aradı tekrar, çok teşekkür etti ve o gün eve erken gelip gelemeyeceğimi sordu. güzel bir yemek yedik, biraz sohbet ettik, güldük eğlendik. tam kapıdan çıkarken sarıldı bana, teşekkür etti her şey için. o an o kadar dokundu ki bu veda bana gitmesin istedim. bırakamadım ellerini. uzun ve sessiz bakışmalarımızdan sonra ''gitme'' diyebildim. sabahında sevgili, haftasında evliydik.

sanırım ben yalnız kalmaktan korkuyorum. arkadaşlıktan evliliğe geçince o evliliğin sağlam temelleri olduğunu söyleyenlerin de ayrıca allah belasını versin.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"karşı cins ile arkadaş kalma süresi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim