#ödüllü filmler
evlenmek üzere olan gil ve inez'in, bir iş için inez'in ailesiyle geldikleri paris'te yaşadıkları macerayı konu alan ödüllü film.
yönetmen
woody allen
oyuncular
owen wilson, rachel mcadams, marion cotillard, michael sheen, corey stoll
woody allen
oyuncular
owen wilson, rachel mcadams, marion cotillard, michael sheen, corey stoll
84. akademi ödülleri-en iyi özgün senaryo akademi ödülü woody allen
kadın film gazetecileri birliği- en iyi özgün senaryo ödülü woody allen
eleştirmenlerin seçimi film ödülleri-en iyi özgün senaryo ödülü woody allen
altın küre ödülleri-en iyi senaryo ödülü woody allen
grammy ödülleri-grammy görsel medya için hazırlanmış en iyi soundtrack derlemesi ödülü
çevrimiçi sinema eleştirmenleri topluluğu-en iyi özgün senaryo ödülü woody allen
washington dc film eleştirmenleri birliği-en iyi özgün senaryo ödülü woody allen
amerika yazarlar birliği ödülü-en iyi özgün senaryo ödülü woody allen
kadın film gazetecileri birliği- en iyi özgün senaryo ödülü woody allen
eleştirmenlerin seçimi film ödülleri-en iyi özgün senaryo ödülü woody allen
altın küre ödülleri-en iyi senaryo ödülü woody allen
grammy ödülleri-grammy görsel medya için hazırlanmış en iyi soundtrack derlemesi ödülü
çevrimiçi sinema eleştirmenleri topluluğu-en iyi özgün senaryo ödülü woody allen
washington dc film eleştirmenleri birliği-en iyi özgün senaryo ödülü woody allen
amerika yazarlar birliği ödülü-en iyi özgün senaryo ödülü woody allen
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ot" tarafından 29.11.2020 00:26 tarihinde açılmıştır.
1.
bazı filmler var izledikten sonra aradan ne kadar zaman geçerse geçsin aklınıza geldiğinde yüzünüzde bir tebessüm oluşturabiliyor bu film de onlardan biri sanki bir masal içinde yaşadığınız izlenimini uyandıran bir film.
sanatla edebiyatla özellikle resimle ilgili iseniz kesinlikle izlemediyseniz izlemeniz gereken filmlerden biri olduğunu düşünüyorum.
sanatla edebiyatla özellikle resimle ilgili iseniz kesinlikle izlemediyseniz izlemeniz gereken filmlerden biri olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...
2.
biraz kitap okuyan veya sanata ilgi duyan herhangi birinin izleyince beğeneceğine emin olduğum filmdir. filmde karşınıza birden yazarlar ve ressamlar çıkar ve sizi bambaşka dünyalara çeker götürür. woody allen'ın aşağı yukarı tüm filmleri aynı tadı verir.
filmde zelda'nın intihar etmeye kalkıştığı sahnede gil'in zelda'ya verdiği ilaç olan vilium'un halüsinasyonlar görme gibi bir yan etkisi vardır ve gil bu ilacı rahatlamak için içtiğini ve ona iyi geldiğini söyler. bu da aslında filmdeki her şeyin gil'in gördüğü halüsinasyonlardan ibaret olduğuna işaret eder.
filmde zelda'nın intihar etmeye kalkıştığı sahnede gil'in zelda'ya verdiği ilaç olan vilium'un halüsinasyonlar görme gibi bir yan etkisi vardır ve gil bu ilacı rahatlamak için içtiğini ve ona iyi geldiğini söyler. bu da aslında filmdeki her şeyin gil'in gördüğü halüsinasyonlardan ibaret olduğuna işaret eder.
devamını gör...
3.
woody allen filmidir. ayrıca şöyle bir replik geçmiştir.
''hepimiz ölümden korkuyor ve evrendeki yerimizi sorguluyoruz. sanatçının görevi umutsuzluğa düşmek değil, aksine varlığın boşluğunun panzehrini bulmaktır.''
-midnight in paris 2011-
''hepimiz ölümden korkuyor ve evrendeki yerimizi sorguluyoruz. sanatçının görevi umutsuzluğa düşmek değil, aksine varlığın boşluğunun panzehrini bulmaktır.''
-midnight in paris 2011-
devamını gör...
4.
filmde, en sevdiğim karakter, paul'du.
filmin gerçekçi bir biçimde özetini, gene film içerisindeki şu cümlelerle anlatıyordu,
“mesele şu ki nostalji inkar demektir. şimdiki acı veren zamanın inkarı. …
ve bu hurafeye de altın çağ safsatası deniyor.
yanlış bir biçimde geçmiş bir dönemin, günümüzden daha iyi olduğuna inanmak.
bu romantik hayal yanılsaması bu insanların şimdiki zamanla yüzleşirken zorluk çekmelerinden kaynaklanıyor.”
her şeyi anladım anlamasına ama; yönetmenin paulu bu kadar itici yapmasını ve ve bu kadar eleştirel yaklaşmasını almadım.
anlayabilen beri gelsin.
edit; ismini vermek istemeyen bir entel bi yazara göre,
yönetmen, dönemin kapitalizmini, paul üzerinden eleştiriyor.
gil'karkteri bu kapitalizmden kaçmak istiyor, ''asit yağmurlarından kaçma''sözünde açık bir şekilde ifade ediliyor bu durum.
yani gil, kapitalizmin, henüz yağmur ph'ını etkilemediği bir döneme kaçmak istiyor.
kapitalizmin, henüz her yere ulaşamadığı ve her yere hakim olamadığı bir dönem 1920'ler.
paul ise, sanayinin ilerlediği, teknolojik atıklar sebebi ile iklimin değiştiği bir dönemin yansımasıdır.
doğruyu söylese bile...
filmin gerçekçi bir biçimde özetini, gene film içerisindeki şu cümlelerle anlatıyordu,
“mesele şu ki nostalji inkar demektir. şimdiki acı veren zamanın inkarı. …
ve bu hurafeye de altın çağ safsatası deniyor.
yanlış bir biçimde geçmiş bir dönemin, günümüzden daha iyi olduğuna inanmak.
bu romantik hayal yanılsaması bu insanların şimdiki zamanla yüzleşirken zorluk çekmelerinden kaynaklanıyor.”
her şeyi anladım anlamasına ama; yönetmenin paulu bu kadar itici yapmasını ve ve bu kadar eleştirel yaklaşmasını almadım.
anlayabilen beri gelsin.
edit; ismini vermek istemeyen bir entel bi yazara göre,
yönetmen, dönemin kapitalizmini, paul üzerinden eleştiriyor.
gil'karkteri bu kapitalizmden kaçmak istiyor, ''asit yağmurlarından kaçma''sözünde açık bir şekilde ifade ediliyor bu durum.
yani gil, kapitalizmin, henüz yağmur ph'ını etkilemediği bir döneme kaçmak istiyor.
kapitalizmin, henüz her yere ulaşamadığı ve her yere hakim olamadığı bir dönem 1920'ler.
paul ise, sanayinin ilerlediği, teknolojik atıklar sebebi ile iklimin değiştiği bir dönemin yansımasıdır.
doğruyu söylese bile...
devamını gör...
5.
izlemesi son derece keyifli bir film. romantik (sadece kadın erkek ilişkisi romantizminden bahsetmiyorum), biraz sanatsal ve büyülü bir yanı vardır, insanda güzel bir tat bırakır. çok sevdiğim de filmdir.
devamını gör...