rakı içmeyi bilmesen tanışabilir miydik

iğrenç insanlar, berbat ilişkiler, dipte sürünen yaşamlar... mecazen değil gerçekten yerlerde sürünen bedenler, artık atılamayan adımlar, paramparça hayatlar... birden karşınıza biri çıkar. o bir şarkı söyler, siz şarkıyı devam ettirirsiniz. siz bir şiir okursunuz, o şiirin bir sonraki mısrasında sazı eline alır. aynı anda aynı şeyleri düşünür, aynı şeyleri söylemeye başlarsınız. aslında aynı kitapları okuduğunuzu fark edersiniz çünkü kelimeleriniz birbirine çarpışır. bir süre sonra hayatın zorluğu, hemen kavuşamama ihtimali gelir aklınıza. mutluluk ile kahır birbirini zıt kutuplara çekmeye başlar. tam o an bir rakı içme isteği doğar. hiç beklemediğiniz anda telefonunuza bir şarkı gelir. işte o şarkı eşlik eder rakıya. saate bakarsınız. 03.13... rakı kadehini çeker ona atarsınız. yudum yudum demlenmeye başladıktan sonra bir mesaj daha gelir. bu sefer bir görüntü vardır. bir gaz lambasının yanına yerleştirilmiş bir kadeh rakı. saate bakarsınız, 03.21... artık o saat sizin için farklı bir noktaya varır. her gün o saati yaşamaya başlarsınız. o saat bir milat olmuştur. rakı içmeyi bilmeseydik, belki yine tanışabilirdik ama böyle olmazdı sanki. bizim için şarkı da yapılmış dedik sonra. kendimden hallice çalıp söylemiş. biz de dinleyelim...

spotify