1.
yönetmenliğini rob reiner'ın yaptığı 1986 yapımı bir dram filmidir. stephen king'in the body isimli kitabından uyarlanmıştır.
aslında çoğunlukla çocuk oyuncuların olduğu bir dostluk filmi. zaman zaman gülümseten zaman zaman hüzünlendiren bir film oldu benim için.
ayrıca başrollerden biri olan river phoenix'in filmden 7 yıl sonra daha 23 yaşındayken aşırı dozdan hayatını kaybettiğini öğrendiğimde çok üzülmüştüm.
aslında çoğunlukla çocuk oyuncuların olduğu bir dostluk filmi. zaman zaman gülümseten zaman zaman hüzünlendiren bir film oldu benim için.
ayrıca başrollerden biri olan river phoenix'in filmden 7 yıl sonra daha 23 yaşındayken aşırı dozdan hayatını kaybettiğini öğrendiğimde çok üzülmüştüm.
devamını gör...
2.
bir rob reiner filmidir.
filmin senaryosunu raynold gideon ve bruce a. evans yazmıştır. bu senaryo benim için bir edebiyat tanrısı olan stephen king'in ceset isimli kitabından uyarlanmıştır. filmin başrollerinde the big bang theory dizisinde kendisini oynayan ve bu filme bolca gönderme yapan will wheaton, daha sonra hakkında bir tanım yazmayı düşündüğüm river phoenix, corey feldman ve jerry o'connor oynamıştır. ayrıca gençlik halleri ile john cusack ve kiefer sutherland'i filmde görmek de ayrı bir zevk oldu benim için.
çok güvenilir ve sağlıklı bulmasam da imdb top 250 listesinde bolca stephen king uyarlaması film görebiliriz. hatta ilk sıradaki film de bir stephen king uyarlamasıdır. çünkü büyük yazar bir şekilde insan ruhuna dokunmayı bilir. ve o hepsini beğenmese de the shining, yeşil yol ve esaretin bedeli gibi filmler onun kaleminin gücünü gösterir bence.
erkek çocuklarının hikayelerini oldum olası çok severim. ben de bir zamanlar onlar gibiydim. ve bir erkek çocuk grubunun aklına ne zaman, nasıl bir fikir geleceği belli olmaz. bir tanesi çok sevilen ve başarılı bir gençken ölen abisinin gölgesinde kalmış olan, bir diğeri sinir hastası eski asker babasının insafına kalmış olan, bir başkası hırsız damgası yemiş, sonuncusu ise sakladığı paraları bir türlü bulamayan dört çocuktan oluşan bu çetenin aklına ölü olduğu bilinen ama bedeni bir türlü bulunamayan bir çocuğu arama fikri gelir. ve bize anlatılan da bu yolculuktur.
filmde beni en çok etkileyen şeylerden biri nefis şarkılar oldu. buddy holly'nin everyday isimli şarkısı ve the chordettes'in söylediği the lollipop şarkısını duymak beni çok mutlu etti. elbette filme ismini veren ben e. king'in stand by me şarkısı da filme cuk oturmuş.
beni diğer etkileyen nokta ise chris karakterinin "bu çocuk yirmi yaşını görmeden ölecek" dediği sahneydi. çünkü chris karakterini canlandıran river phoenix yirmi üç yaşında hayatını kaybetti.
izlediğim en güzel filmler arasında sayabileceğim bir filmdir bu film. insanı bir yandan mutlu ederken bir yandan da boğazında bir yumru olur.
filmin senaryosunu raynold gideon ve bruce a. evans yazmıştır. bu senaryo benim için bir edebiyat tanrısı olan stephen king'in ceset isimli kitabından uyarlanmıştır. filmin başrollerinde the big bang theory dizisinde kendisini oynayan ve bu filme bolca gönderme yapan will wheaton, daha sonra hakkında bir tanım yazmayı düşündüğüm river phoenix, corey feldman ve jerry o'connor oynamıştır. ayrıca gençlik halleri ile john cusack ve kiefer sutherland'i filmde görmek de ayrı bir zevk oldu benim için.
çok güvenilir ve sağlıklı bulmasam da imdb top 250 listesinde bolca stephen king uyarlaması film görebiliriz. hatta ilk sıradaki film de bir stephen king uyarlamasıdır. çünkü büyük yazar bir şekilde insan ruhuna dokunmayı bilir. ve o hepsini beğenmese de the shining, yeşil yol ve esaretin bedeli gibi filmler onun kaleminin gücünü gösterir bence.
erkek çocuklarının hikayelerini oldum olası çok severim. ben de bir zamanlar onlar gibiydim. ve bir erkek çocuk grubunun aklına ne zaman, nasıl bir fikir geleceği belli olmaz. bir tanesi çok sevilen ve başarılı bir gençken ölen abisinin gölgesinde kalmış olan, bir diğeri sinir hastası eski asker babasının insafına kalmış olan, bir başkası hırsız damgası yemiş, sonuncusu ise sakladığı paraları bir türlü bulamayan dört çocuktan oluşan bu çetenin aklına ölü olduğu bilinen ama bedeni bir türlü bulunamayan bir çocuğu arama fikri gelir. ve bize anlatılan da bu yolculuktur.
filmde beni en çok etkileyen şeylerden biri nefis şarkılar oldu. buddy holly'nin everyday isimli şarkısı ve the chordettes'in söylediği the lollipop şarkısını duymak beni çok mutlu etti. elbette filme ismini veren ben e. king'in stand by me şarkısı da filme cuk oturmuş.
beni diğer etkileyen nokta ise chris karakterinin "bu çocuk yirmi yaşını görmeden ölecek" dediği sahneydi. çünkü chris karakterini canlandıran river phoenix yirmi üç yaşında hayatını kaybetti.
izlediğim en güzel filmler arasında sayabileceğim bir filmdir bu film. insanı bir yandan mutlu ederken bir yandan da boğazında bir yumru olur.
devamını gör...