the marvelous mrs maisel

harika komik ve replikleri zekice hazırlanmış bir dizi. severek bayılarak izledim. kadın bir başrol karakter ile komedi dizisi nasıl olurmuşu gösterip tabuları yıkmıştır. ayrıca araştırdığım kadarıyla gerçekten yaşamış ve ilk kadın stand up sanatçılarından birinin uyarlanmış hikayesidir.

amazon prime video'daki en güzel dizilerden biri.

mrs. maisel'ı gözümü alamadan, hayran hayran izliyorum. babası rolündeki (bkz: tony shalhoub) da harika bir iş çıkarıyor.

4-5 bölüm izledim sanırım. görsel olarak çok etkileyici. kostümler harika. başrolün güzelliği mimikleri vs çok iyi. ama ben çok zor izledim. akıcı değil bana göre. konu görsel vs ne kadar iyi olsa da çoğunlukla sıkılırken buluyorum kendimi. çok az yerde heyecanlanıyorum vs. belki ilerleyebilirsem fikrim değişir bilemiyorum.

1950-1960 yıllarında new york şehrinde geçen hikayesi olan, bence gayet başarılı ve izlemesi keyifli bir dönem dram ve komedi dizisidir.

o senelerde jazzmüzik özelliklede swing jazz'dan ziyade blues ve rock'n roll'un popüler olmasına rağmen şu ana kadar izlediğim bölümlerinde sıkça swing jazz ve jazz türünde müzikleri duymamla beni ayrıca etkilemiştir. *

amerikalı komedyen joan rivers'ın hayatından esinlenmiş bir amazon prime dizisi. bir kadın olarak midge'in hiçbir kadının ünlü olamadığı stand-up sektöründe ve yeni boşanmış bir kadın olarak hayatında ayakta kalma mücadelesini samimi bir şekilde veriyor. aralardaki stand-uplar, dönemin yansıtılmasındaki müzikler, kıyafetler ve rachel brosnahanın muhteşem güzelliğiyle çok iyi vakit geçirebileceğiniz bir dizi.

5.sezonunun ilk üç bölümü yayınlanmış olan amazon prime dizisi. senaristliğini ve yapımcılığını gilmore girls'ten tanıdığımız amy sherman-palladino üstleniyor.

dizimizde tıpkı gilmore girls gibi olaylardan ziyade diyaloglar ön plana çıkıyor. bu yüzden biraz yavaş akıyor ama tatlı, sıcak havasıyla kendini izlettiriyor. dizi 1960'larda geçiyor. o dönemi gerek kostümler, gerek dekorlarla güzel kurgulamışlar. dizi özetle iki çocuklu bir ev hanımı olan midge maisel'ın ünlü bir komedyen olma yolundaki yolculuğunu anlatıyor.

hikaye rutinlerine sıkı sıkıya bağlı olan, tek bildiği yaşam ev hanımlığı olan midge'in; kocasının onu aldatmasıyla bir mekanda yaptığı stand up sırasında dizimizin bir diğer önemli karakteri olan susie tarafından keşfedilmesiyle başlıyor. midge ne kadar mizacı gereği komik bir kadın olsa da hiç sahne tecrübesi yok. susie de aynı şekilde her ne kadar tuttuğunu koparan, yetenek avcısı bir kadın olsa da hiç menajerlik tecrübesi yok. dolayısıyla uzun bir süre bu iki kadının bu cafcaflı dünyaya girme çabalarını, bir kadın olarak bu dünyada var olma ve kendilerini bu dünyaya kabul ettirme mücadelelerini izliyoruz. sahnede bir kadının komedyen olarak var olmaya çalışması dönemin şartları da göz önüne alınınca bir hayli zor oluyor. haliyle başta bu hikaye çokça başarısızlık ve red ile dolu olsa da; bir yerden sonra pes etmemeleri, her yolu denemeleri ve biraz da şanslarının yaver gitmesiyle zincir kırılıyor. tabii şöhret olmak öyle kolay değil, bu uzuun bir yolculuk.

her gece yatmadan önce yüzüne bin tane bakım yapan, binlerce elbisesi arasından her gün ne giyeceğini düşünen, hiç durmadan aralıksız konuşabilen sempatik midge maisel ile huysuzlukta master yapmış, insanlardan pek de hoşlanmayan, her şeyden şikayet eden, giydiği kıyafetler ile çoğu zaman erkek sanılan susie myerson ikilisi benim gözümde en az lorelai gilmore ve rory gilmore kadar iyi bir ikilidir. ve kendileriyle en az onlarla kurduğunuz bağ kadar bağ kuruyorsunuz. açık ara farkla dizideki en sevdiğim karakter de kesinlikle susie. açıkçası dizideki stand up sahnelerindense bu ikili arasındaki ilişkiye ve başlı başına susie'nin kendisine, mimiklerine, tepkilerine daha çok güldüm. inanılmaz güzel yazılmış bir karakter. alex borstein adeta bu rol için yaratılmış. sadece bu karakter için bile tekrar izleyebilirim. bunun dışında da çoğu zaman güldüren, güldürmediğinde de mutlaka tebessüm ettiren çok başarılı bulduğum sıcacık bir dizi. tek sıkıntısı yukarıda da bahsettiğim gibi biraz yavaş akıyor olması, bazen hızlandırarak izlediğim oldu. ama yine de en son 4.sezonunu neredeyse bir yıl önce izlemiş olmama rağmen 5.sezon gelince koşarak izledim ve susie'yi ne kadar özlemiş olduğumu fark ettim. ben susie balımdan razıyım ya.

bir amy sherman palladino ve daniel palladino dizisidir.

22 emmy ödülü kazanmış olan bu muhteşem dizi imdb en iyi diziler listesinde 120. sırada yer almaktadır. beş sezon ve kırk üç bölüm süren dizide dizinin adı kadar muhteşem olan rachel brosnahan, her sahnede hayranlıkla izlediğim alex borstein, bu dizide çok beğendiğim michael zegen, amerikan dizilerinin önemli isimlerinden marin hinkle, kevin pollak ve tony shalhoub, dizide en beğendiğim iki oyuncudan biri olan luke kirby ve jane lynch rol almıştır.

1950lerin amerikasında komedyen olmaya çalışam eşi tarafından aldatılan midge maisel kendini bir anda sahnede içini dökerken bulur ve eşinden çok ama çok daha komik bir insan olduğu ortaya çıkar.

bu andan itibaren onun yeteneğine inanan suzie ile birlikte uzun ve meşakkatli bir yolculuğa başlar muhteşem bayan maisel.

komedi dünyasında kadınlara bakış açısını, bir kadının da komik olabileceğini ve bu uğurda verilen mücadeleyi enfes bir şekilde anlatıyor dizi.

her sahnesini çok severek, bolca gülerek, çokça eğlenerek izlediğim ve bittiğine üzüldüğüm bir dizi idi benim için.