akustikus yazar profili

yapım malzemeleri için başta katlandığın maliyeti saymazsak evde kendi biranı yapmanın maliyeti marketten aldığının ortalama 1/3'ine denk geliyor.

fakat işin diğer boyutu bir hobi haline dönüşmesidir. mayayı belirli sıcaklıkta eklemek, mayşeyi 3 hafta boyunca ortalama 20-21 aralığında tutmak için kovayı yazın buzla soğutmak, kışın kaloriferi belirli sıcaklıkta tutmak, şişeleme sonrası ilk şişeyi açmamak için gereken sabır vs derken elinde kendi emeğinle ürettiğin birayı yudumlamak gibisi yok.

bu zamana kadar pilsner, export, buğday birası, indian pale ale, irish stout derken yaklaşık 10 setten 450 şişeye yakın bira üretmişim, az önce de yeni export'un siparişini geçtim, hepinize afiyet olsun*

(bkz: makyajlı kadın vs makyajsız kadın)dan bir farkı yoktur.

sakal erkeğin makyajıdır isteyen bırakır isteyen keser. çok da takılmamak lazım.

içerisindeki dereotunun lezzeti bir yana kurabiye gibi kıtır olup ağızda dağılan bir hamura sahip olduğu için kalbimde ayrı bir yere sahiptir.

kültür mirasımıza çok büyük, değerli bir eseri kazandırılmış, bir de eleştiriyorsunuz..

(bkz: itibardan tasarruf olmaz) yoksa ekonomi bombokmuş kimin umurunda.

biz neden bu kadar kötüyüz, insanoğlu neden bu kadar nefret, vahşet dolu, ne istediniz el kadar bebekten? hadi bebeği istemedin diyelim kurtulmanın yolu vahşice canlı canlı gömmek midir?

edit: bebeği bulan gençlerimizin de gözlerinden öpüyorum biraz daha geç kalsalar yavrucak belki yaşamayacaktı.

adamın adı zaten kendisini anlatıyor m.k. çocuğu.

bu ülkede zaten yıllardır alevileri bir ötekileştirme çabası var, bu yavşak gibi bir de buna çocukları alet edip kendine "öğretmen" diyebileni de var maalesef.

çocuktan halaya, haladan kuzenlere bakarsan çok eğlenceli bir sülaleymiş.

var'da cüneyt çakır var sanırım. yoksa verilmeyen penaltının izahı yok.

ülkede adalet olsa bu kadın şikayetçi olur.
ülkede adalet olsa bu yaratık ceza alır ve kadının yanına bir daha yaklaşamaz.
ülkede adalet olsa bu olaylar bu kadar sık yaşanmaz.

adaletin olmadığı bir ülkede kadın başına gelecekleri bildiği için şikayetçi olmaz, dayağa razı olup hayatını sürdürür. o hayat da muhtemelen yine bu yaratığın silahından çıkacak bir kurşunla veya bıçak darbeleriyle son bulur. çünkü neden? çünkü ülkede adalet yok.

2020-2021 eurolig final four maçlarında gösterdiği harika performansla bunu fazlasıyla haketmişti. astronomik bir teklif de gelmiş madem, hayırlı olsun, yolu açık olsun.

bizim için grubun en zor maçının aynı zamanda turnuvanın ev sahibi ile olması, aynı zamanda da açılış maçı olması ayrı bir önem ve zorluk katmış durumda. italya zaten oldukça formda ve açılış maçında kazanıp kupayı istediğini göstermek isteyecek. bu ortamda dirençli olup yenilmezsek ilk maçta istediğimizi almış olacağız.

turnuvanın en genç takımıyız. dolayısıyla bunu avantaja çevirip var gücümüzle oynamalıyız. haydi bakalım.

hassas bir konuda bile bayat bir espri yapıp verdiği cevapla konuya ne kadar uzak olduğunu, hayvanların kendisi için ne kadar değersiz olduğunu net anlayabiliyorsunuz.

ülkenin insanına ne değer verdin ki hayvanına veresin.

liyakatın göz kamaştırdığı güzel ülkemde kesinlikle en doğru insanlar seçilecektir, bundan kuşkum yok.

en başta olmazsa olmaz kurallar adayın dinine, hükûmetine, örf ve adetlerine bağlı olmasıdır.

yol verme tartışmasında pompalı tüfekle hayatını kaybeden insanların olduğu ülkede maalesef* doğru olan harekettir. en fazla üzerine düşen polise haber vermektir. ikna etmeye çalışırken de öldürülme riskin var.

peşin edit: eksileyen kişiler olacaktır ama tanımadığım biri için geçtim kendiminkini, ailemin ve çocuklarımın geri kalan hayatını piç edemem.

şemsiyeleri hazırlamakta fayda var. malum yağmur geliyor.

dolar kuru başlıklarını gördükçe aklıma damat ve katıldığı tv programında dolar karşısındaki biçimsiz söylemleri geliyor ve güzel ülkemin ne kadar kötü insanlara emanet edildiğini tekrar hatırlıyorum.

tanım: ivmenin gittikçe yukarı yönşü hızlandığı kurdur. 9'a doğru emin adımlarla ilerlerken biz de bir o kadar fakirleşiyoruz.

uzun yıllar sabah serviste, sonra arabamda dinlediğim, trafik çilesini bir nebze de olsa azaltan harika radyo programcısı.

bu ülkede nasıl şansa yaşadığımızın bariz kanıtıdır. biri yolda yürürken bıçaklar, diğeri deniz kenarında otururken alır seni denize atar. şaka gibi memleket.