evde bira yapmak

alkol zamları yüzünden uzun süredir yapmayı planladığım eylem. ancak kit alırken dolandırılmaktan ve yaptığım biralara beleşçi arkadaşların çökme ihtimalinden korktuğum için sürekli erteliyorum.

yapmasi cok eglenceli, ama sonuclari cok daha eglenceli aktivite. ben yemek yapmayi , mutfakta zaman gecirmeyi seven biri olarak bira yapmaktan buyuk zevk aliyorum.

güvenli ve ucuz bir yöntemdir, etil alkolle ilgisi olmadığı için sanılanın aksine başınıza bir iş gelme ihtimali yoktur. bir kere içine girdiğinizde bu işin bir kültür olduğunu görüyorsunuz ve bir parçası olmak çok hoş. yükselen vergilere karşılık protest bir eylemdir de ayrıca, yasaklanamadan önce alınmalı ve öğrenilmelidir.

bu işi yapanlara (bkz: butik bock) kitini önerebilirim. siyah rengi ve acılığı olmayan kolay içimi ile çok güzel bir bira üretmenizi sağlar.

arpa kaynatarak içine şerbetçi otu katarak orjinal bir bira elde edebileceğiniz gibi ekipman, zaman ve üşengeçlik yüzünden hazır kitlerlede bira yapmanız mümkün. damıtım ile uğraşanların bozulan biraları damıtarak malt viski yapması da mümkün.

çok keyif alarak yapıyorum dezenfekte işlemi biraz yoruyor. genelde pilsner kuruyorum maliyet ticari biranın beşte biri yaptığı kafa üç bira gücünde.

yapım malzemeleri için başta katlandığın maliyeti saymazsak evde kendi biranı yapmanın maliyeti marketten aldığının ortalama 1/3'ine denk geliyor.

fakat işin diğer boyutu bir hobi haline dönüşmesidir. mayayı belirli sıcaklıkta eklemek, mayşeyi 3 hafta boyunca ortalama 20-21 aralığında tutmak için kovayı yazın buzla soğutmak, kışın kaloriferi belirli sıcaklıkta tutmak, şişeleme sonrası ilk şişeyi açmamak için gereken sabır vs derken elinde kendi emeğinle ürettiğin birayı yudumlamak gibisi yok.

bu zamana kadar pilsner, export, buğday birası, indian pale ale, irish stout derken yaklaşık 10 setten 450 şişeye yakın bira üretmişim, az önce de yeni export'un siparişini geçtim, hepinize afiyet olsun*

hakkında sayısız video izledim, evde bira yapmanın büyük bir dezavantajı var; (rakı, şarap, viski vs vs bunlar daha kolay) evet dezavantaj "karbondioksit" en kralını yaptım diyenin birasını içtim, tamam tat olmuş ama şişenin kapağını açınca fışsssstt etmiyor, bardağa doldurunca köpürmüyor, endüstriyel bira üretiminde bu iş için şişelere karbondioksit basılır, bu olay ev için çok masraflı bir şeydir, bunun çözümünü her şişeye 4-5 kesme şeker atarak çözmeye çalışıyorlar, oda bildiğin şerbet yapıyor. bir yerde okumuştum biranın kalitesi, ne kadar köpürdüğü ve köpüğün bardakta ne kadar asılı kaldığı ile ölçülürmüş.

hazır bira kitleriyle 3 kere denedim.

önce tekel büfelerinden depozitolu şişeler aldım (50 tane, normalde 48 şişe çıkıyor tek seferde ama 2 tane de yedekte dursun). bira kitleri satan yerler de şişe satıyorlar ama pahalı. depozito daha ucuza geliyor.

şimdi efenim şişeleri önce deterjanla filan iç dış güzel yıkadım, sonrasında bulaşık makinasında bir tur daha yıkadım. sonrasında bira kitiyle gelen dezenfekte etmek için kullanılan iki farklı ürün var. bunları sırayla yapmanız gerekiyor. (tarif kısmına girmiyorum zira bira kitiyle gelen broşürde detaylı anlatıyor.)
önce kovada 2 hafta ürünün mayalanmasını bekliyorsunuz, sonra da temizlenmiş şişelere doldurup (burası çok sıkıcı, iflahını kesiyor insanın) içine şeker atarak 1 hafta da şişede gazlanmasını bekliyorsunuz. şişe kapaklarının çok sıkı kapatılması lazım. en ufak hava sızıntı tüm emeklerinizi hiç eder.

ben ilk yaptığımda biraz hayal kırıklığı oldu. hatta 10 - 15 şişesini tükettim ama içime sinmedi bir türlü, bıraktım unuttum gitti kalan 30 civarı şişeyi, bakkaldan almaya devam ettim.
aradan 5 ay filan geçince evde bira olmadığı ve bakkala gitmeye üşendiğim bir gün aklıma geldi baktım şişelere. uzun süre bekleyince biranın tadı çok iyiydi. piyasada satılan pilsner biralardan daha iyiydi. dolayısıyla sabırsızlık edip hemen açmaktansa şişedeyken en az 1 ay bekletmek çok daha iyi sonuçlar verir.

son sefer yaptığımda mayalanma sürecinde kovanın ağzını iyi kapatamamışım, hava sızmış. tüm birayı bozmuştu malesef. o günden sonra atom fiziği de profesörlük de yerin dibine batsın diyip bıraktım bu işleri.

evde rakı üreten arkadaşlara sahip bir birey olarak bu ekonomik gidişle artık gözü karartıp deneyeceğim olay.

geliyor gelmekte olan çok uzak değil bu kültür oturacak ve bilecik dışında şerbetçiotu yetiştiriciliğini bunların alfa beta asitlerini, yerli maya üretimini, maltlık arpa buğday ekimini konuşuyor olacağız. ekonomik dezavantajlar bize bu kültürü kazandıracak gibi görünüyor.

(bkz: akp döneminde zirve yaptı)

ortaçağ avrupası'nda oldukça yaygın olan durum. hatta o kadar yaygındı ki (bkz: bira çorbası) dahi yapılırdı. buna ek ordularda da ister savaşa hazırlanırken olsun ister asker yetiştirirken olsun fıçı fıçı bira yapılır varil varil stoklanırdı.

daha ayrıntılı bilgi için: (bkz: keyif verici maddelerin tarihi)

yurt dışında genelde hobi olarak yapılan, akp türkiyesi'nde ise zorunluluk olarak icra edilen güzel uğraş.

nitekim dışarıda ortalama 22-24 tl olan bira, bu uğraş ile ortalama 4-5 tl'ye maloluyor. yapmanın keyfi, saraya vergi vermemenin hazzı, doğal ve leziz olması da cabası.

mesela az önce canım çekti. akşam içerim diye zulamdan çıkarıp 3 birayı dolaba koydum, akşam mis gibi içeceğim.

ha bu arada bilmeyene not: "yılda 350 litreyi aşmayan fermente alkollü içki imal etmek yasal" yani bir sıkıntı yok. istediğiniz gibi yapıp, içebilirsiniz. pek tabii satarsanız öttürürler, o ayrı. ki, öyle bir niyetim hiç olmadı. 3-5 kuruş içinde uğraşamam öyle şeyler.

neyse sözlükte bununla ilgili fazla bir bilgi yok. detaylı olarak yazayım da, bir halta yarasın başlık.

ben kitle yapıyorum. kaynatma ile uğraşamam şimdilik. ama ileride onu da düşünüyorum.
neyse bu işle ilgili siteler, sırasıyla şunlar;
butikbira,
kediköy
biraburada
biramarket
bira.house
mayaland
hazkattürkiye

varsa benzer siteler ekleyebilirim. hak geçmesin. bilinsinler. alternatif her daim iyidir.

neyse bu sitelerden bir kit sipariş ediyorsunuz. ardından 1 kilo şeker, 5 lt x 5 adet su alıyorsunuz. bu kadar. yapımla ilgili bir sürü video var, nette bakabilirsiniz.

bu olayın asıl sorunu ve belası pek tabii şişe tedariği. sitelerde şişe satılıyor ama çok pahalı. yani çok paranız varsa söyleyin ama amaç ekonomi olduğu için gereksiz geliyor bana. çok param olsa idi ve hobi olarak yapsa idim öyle yapardım. ha şu da var, aslında bir hobi bu. inanılmaz keyifli bir iş ama benim demek istediğim türkiye şartları.

şişe için ya tekel'in yolunu tutacaksınız ya da orada burada toplayacaksınız. çöp vs. arkadaşlar.
ben tanıdığım tekele gitti. peyderper 30-50 şişe ala ala tedariğimi yaptım. aslında bu işin en basit yanı. evet öyle ahaha.

asıl mesele şişe temizleme. valla o an sıtkım sıyrılmıştı ama şimdi düşününce amma keyifliymiş, amma uğraşmışsım diye arkaya bakıp, garip bir keyif alıyorum.
temizleme olayında benim gibi titizseniz, pek tabii uğraştırıyor. ama zaten bunu bir kere yapıyorsunuz. sonra içip, güzelce çalkalayıp, şişeleme yapacağınız zaman sanitize etmeniz yeterli oluyor.

neyse benim yaptığım adımları izah edeyim;
şişeleri önce kaynar su dolu olan kovalara daldırdım. amacım etiketleri sökmek idi. diğer amaç ise içinde biriken tortu, kir vs. gibi şeylerin iyicene çözünmesi. ortalama yarım saat böyle beklettim. sonra şişelerin içinde suyu çalkalayıp, boşalttım. ardından pbw denen çözelti ile durulamaya geldi. değerleri unuttum ama 1 lt'ye bir miktar bu çözeltiden koyuyorsunuz. sonra bunu huni ile atıyorum şişenin çeyreğine kadar dolduruyorsunuz. sonra ilk yapım seti ile gelen fırça ile bir güzel içini fırçalıyorsunuz. bunu yaptıktan sonra ben yine şişeyi çalkalayıp, içindeki suyu öyle boşaltıyorum. ardından çeşmeden biraz duruluyorum. ha, unutmadan. kovadan çıkarınca da etiketleri tek tek söktüm. epey uğraştırıyor ama sonrada tertemiz ve pırıl pırıl şişelere sahip oluyorsunuz.

neyse ardından şişeleri bulaşık makinesine attım. 70 derecede, 2-3 saat, içine hiç bir deterjan, parlatıcı olmadan çalıştırdım. evet, böyle uzun ve uğraşlı olduğuna bakmayın. ben biraz titiz olduğum için bu kadar uğraştım. fenalık gelmemişti ama değdi. güzel bir anı ve macera oldu. nihayetinde bu şişeleri dışarıdan toplanıyor. insanımız pis ve leş olduğu için içine izmarit atıyor, işiyor, çöpün içinde geziyor vs. toz toprak cabası. bu çılgınca işlemden sonra, git içinde işlemci üret. o kadar temiz oluyordur herhalde ahahaha.

kurma, şişeleme pek anlatmayacağım. bir çok video var. ama tek yapılmaz, öyle diyeyim. uzun sürer. ben dolum yaparken, annem şişelere şeker koyup, şişelerin kapağını kapatıyor. evet, ahaha. böylelikle 45-50 şişe ortalama 30-45 dk arasında şişelenmiş oluyor.

çok keyifli bir iş aslında. kovayı kurma, fermantasyonu takip etme vs. çocuk gibi izleyip, bakıyorsunuz. ardından şişelemesi, şişede bekletmesi. ve pek tabii içmesi.

ben hep klasik pilsner kurdum. gayet memnunum. bi ara yüksek alkollü kurdum ama gazı tam olmamıştı. hatırlamıyorum ama kite 2 kg şeker diyorlardı, herhalde 1 kg koymuştum veya başka bir sorun oldu. ama diğer kitlerimde hiç sorun olmadı.

aslında buğday birası kurmak istiyorum ama çok fazla köpürüyormuş. şu an uğraşamam dedim. onun dışında dark ve red ale tarzında bira da kurmak istiyorum ama 23 lt olması yani ortalama 46 şişe olması beni bu işten vazgeçiriyor. zira olur da beğenmesem içimde patlar. eskiden butik birada 10.5 lt yani ortalama 20-25 şişelik kitler varmış. keşke tekrar olsa da bu denemeleri yapabilsek.

uzun lafın kısası bende fazla profesyonel değilim ama 2 senedir icra ediyorum. gayet keyifli. ucuz ve güzel bir uğraş. mutlaka deneyin derim.

vergi oranlarından dolayı yapılması tavsiye edilen eylem.

tarifleri internet emmiden bulabilirsiniz. ben çoğu tarife 4 yıl önce şarap yapımı videosu ile keşfettiğim highexpress kanalından bakıyorum.

part 1
part 2
part 3
part 4
şişe temizleme

oranları kaçırmadığınız sürece, evde alkol yapmak tehlikeli değildir. pandemi başlamadan hemen önce etil alkol (el altından temin etmiştim) ile votka yapmıştık mesela. kendi yaptığınızın tadı bir ayrı oluyor, alışınca hazır içemiyorsunuz.

neyse, rahatlayın ve ayaklarınızı uzatıp bol bol bira için.

evde bira,sarap,raki bir hobi olmasi gerekirken (keske zamanim olsa,yapabilsemde yapsam hos bir hobidir) malum donemde mecburiyet haline gelmistir.

bakınız bu benim hayalimdi.
çok fazla araştırıp çok fazla video izlemiştim.
yapabileceğime inanmadığımdan vazgeçtim.
içimde ukde kalan nadir durumlardandır.

eğer benim gibi cümleleriniz mantıklı lakin... şeklinde devam ediyorsa iç çekmeye devam edin.
siz kim la ? yok size bira !
yat uyu.
ahahah.