iki gündür karşılaşmamızın sonucu resident evil 2 oynarken uzun zaman sonra ilk kez bir oyundan korkmama sebep olan ve yerimden sıçratan serinin ana kötüsü (yani şu ana kadar bildiğim başka bir ana kötü yok). çok karizma ama hayvan oğlu hayvan ya
dün akşam herhalde hayatımda gördüğüm en komik rüyayı gördüm:
evimin ortasında kocaman, dikdörtgen şeklinde bir çukur vardı ve içinden evimin üstüne doğru çıkan buz dağları vardı, kemal kılıçdaroğlu da o buzların arasından motorsikletle kayıp taklalar atarak show yapıyordu. arkada da bu şarkı çalıyordu.
yav kitabın anlatmaya çalıştığı şey iyi de türkçe çevirisini çok beğenemedim ben bunun ya. psikoloji kitabı olduğu için aşina olmadığım terimler mi kullanılmış bilemedim ama çevirmenin kelime seçimleri eserdeki cümlelerin seviyesini düşürmüş gibi hissettim. bazı cümleler için yazılabilecek alternatif ve daha kolay anlaşılabilir kelime seçimleri yapılmalıydı bence.
"çokça zannetmekten kaçınınız. şüphe yok ki, zannın bâzısı günahtır ve araştırmakta bulunmayınız ve bazınız bazınızı gıybet etmeyiniz. sizden biriniz ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi?"
doğada hayatta kalma videoları, kamp ve yürüyüş videoları çeken ve bana göre youtube'un medar-ı iftiharlarından olan youtube kanalı. bu adamın videolarını izlediğim zaman ben de böyle bir baba olmalıyım ve evlatlarımı böyle yetiştirmeliyim demeden edemiyorum. bu kanalın videolarını izlerken farkettiğim bir şey ise, doğadan ne kadar koptuğumuz ve doğaya geri dönüşün aslında günümüz insanı için ne kadar gerekli olduğu (bunu yapmak için adamın yaptığı gibi alaska'nın ıssızlıklarında tek başına 3-4 gün boyunca kamp yapmanıza gerek yok) sadece ormanların arasında yapılan bir yürüyüş. biraz patika ve tepeye doğru yapılan tırmanışlar bundan yüz yıllar önce hayatımızın sıradan bir parçasıyken şimdi beton yığınları arasında boğuluyoruz.
bu adam gibi doğada hayatta kalma bilgilerine sahip olmayı; iptidai ve işimi görecek kadar ev, çadır veya baraka tarzı şeyler yapmayı, ağaçları, mantarları, kuşları tanımayı ve bu konular hakkında derin bilgiye sahip olmayı çok isterdim. sanırım hayatımda kendimi geliştirmek için koyacağım hedeflerden birisi de bu olacak. doğayı tanımak.
1971 kırgızistan'ının psychedelic rock grubu olarak nitelendirilebilecek "nariste" grubunun şarkısı. bu şarkıyı 2024 yılında üretim stajı için gittiğim tekstil atölyesinin yolunda yenibosna metrosundan çıktıktan sonra uflaya puflaya yokuş tırmanırken dinlerdim aklsdjsakdjsa. güzel şarkıdır.
yaklaşık bir aydır çalmasını öğrendiğim müthiş ötesi enstrümandır. baslara henüz alışamadım ama o kadar olacak, bakalım bir yıl sonra ne seviyeye geleceğiz.
hiroşi yoşimura'nın ambiance music tarında yaptığı müthiş ötesi müziktir. bu müziği ilk "marcel the shell with shoes on" filminin trailerında duymuştum ve hayran kalmıştım, daha sonra müziğin gerçek adının asagao olduğunu öğrendim ve bu müziğin gerçekten bende apayrı bir yeri var.
yıl 2023. 6 şubat depremlerinin üzerinden birkaç gün geçmiş ve kar yağıyor. normalde kar ve soğuk benim o kadar sevdiğim şeylerdir ki kış aylarında eve girdiğim nadir görülür. yine o günlerden birinde dışarıdayım, ama karın tadını çıkartmak için değil, bu sefer koli taşımaya yardım etmek için kadıköy evlendirme dairesine gidiyorum ve kulaklıklarımda asagao çalıyor. o an ne kadar ilginç bir moda girdiğimi tarif edemem herhalde. tatlı tatlı kar atıştırıyor, ben de hayranlıkla onları izliyorum. hem sevinç hem üzüntü hem kızgınlık, bütün bu duygularla beraber tren istasyonuna doğru gidiyorum. bu müziği ne zaman duysam aklıma hep 2023 kışı, kar ve üst üste yığılmış koli yığınları geliyor. yaşadığımız bütün badirelere rağmen bir çıkış yolunun olduğu hissini veriyordu bana.
geçenlerde eskişehir'de düzenlenenine katılmaya nail olduğum müthiş bayram. özellikle tatarlar ve başkurtlar tarafından kutlanır, malumunuz eskişehir'de de çok tatar olduğu için kendimi bir anda trenle oraya giderken buldum. kalacak yerim olmamasına rağmen benim için güzel bir macera oldu, sabahın 3'ünde eskişehir'e vardığım için haliyle uyumak için cami aradım ama hepsi kitliydi ben de porsuk çayırının yanında bir bank bulup oraya devirdim kendimi. seneye tekrar gitmeyi düşünüyorum, insanları, dansları ve müziklerine bayıldım. eskişehir'e ise tekrardan hayran kaldım. istanbul dışında bir yere taşınmam gerekse net eskişehir'e giderdim.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.