anektodia yazar profili

anektodia kapak fotoğrafı
anektodia profil fotoğrafı
rozet
karma: 539 tanım: 63 başlık: 8 takipçi: 20

son tanımları


yazarların en son okuduğu kitap

okumaktayım

bilgiyle sohbet - celal şengör
devamını gör...

anın kıymeti

yine her zaman ki köşeme çekildim bir şeyler okuyordum. burası, ne zaman bir şeyleri hatırlamak istesem, ne zaman pekiştirmek istesem o anıların bana yaşattığı duyguları, her ayrıntıyı aynı anda görebileceğim bir köşesi bu şehrin. başkaları için oldukça sıradan, hiçbir anlam ifade etmeyen bir kaldırımın taşlarında saatlerce bir intikam senaryosu yazıp, defalarca prova edebilirmiş insan. veyahut yirmi beş saniyelik bir kırmızı ışıkta, yirmi beş seneyi yeniden yaşayabilir, yeşil yandığında devam etmeyebilirmiş. şu yüksek apartmanları işaret edip " bu yükseklikten düşsem ölür müyüm " diye sorulan sorular pek bir manasız gibi gelirdi bana. sonradan anlıyorum ki, her insanın aklının bir köşesinde hep erken final var. maksat ölüm değil, kaçmak. kaçmak, bir saniye sonrasının bilinmezliğinden, geçmiş ile tutarsızlığından. bir sonraki adımı hep korkutur insanı ama bir yandan da umut etmeye mecbur bırakır. umut ve korkunun arasında sıkışıp kalmaktansa, kaçmak daha makul olan mıdır ?

tüm bunları aklımdan geçirirken uzun süre donup kalmış olmalıyım ki, sigaramın külü parmaklarıma düşüp kısa süreliğine bir acı verdiğinde ancak kendime gelebildim. bir nefeslik ömrü kalmış sigaranın izmaritini hayal kırıklığı ile attım. ağzımda kalan kuruluk hissini gidermek için kahvemden bir yudum almak istedim, o da zaten buz gibi olmuştu. şekersiz, soğuk bir kahve yudumunu ağzımdan geri tükürmemek için kendimi zor tuttum ve mecburen yuttum. ağzımın kuruluğu gitti fakat bu seferde midem bulandı. ve istemsizce tebessüm ettim.

biz daha atmadığımız adımları bataklıktan kurtarmaya çalışırken, bir sokağın daha köşesini dönmeden farklı yollar ararken, henüz provasında sevdiğimiz karakterlerin finalde ki ölümünü düşünürken, nefesimiz de sigarımız gibi tükenmiş, hayatımız da kahvemiz gibi buz gibi olmuş.

"zaman elbette yerinde saymaz, biz dursak o akar.
fakat yarın yağacak yağmur için,
bugün ki güneşte ne kadar ısındı içimiz."
devamını gör...

geceye bir şarkı sözü bırak

hayat sahnesi dram da olsa,
bu kez söz; güleceğim.
devamını gör...

aşk ve delilik

nerede hata yaptığımı sorgulayıp duruyorum. gündelik bütün işlerimin arasında, yine gündelik düşünceler ile vaktimi öldürüp, bir günü çabucak tamamlayacak kadar özgür mü değilim yoksa asıl özgürlük, istediğimi sorgulayabilmek mi bilemiyorum. hatalarımı sorgulamak, aynı hataları yeniden yapmak kadar yorucu. bu gerçeğinde elbette farkındayım. fakat bir karşılığını, cevabını bulamadığım sorular beni daha fazla yoruyor ve yormaya da devam edecek. ruhumu kemiren, içimin bir köşesini tıka basa dolduran, her nefes aldığımda ciğerimi sıkıştıran, varlığını sonuna kadar dayatan, gerçek kadar gerçek bir sorunsal tam orada duruyor.

kaçmayı tercih edebilir miydim? belki… fakat henüz kabullenemediğim gerçekler, cevabını bulamadığım sorular kadar, sırrına vakıf olduklarım da var. ve onlardan biride kesinlikle insanın kendi ruhundan, kendi bedeninden olanlardan kaçamadığıdır. arzın merkezine de yolculuk etseniz, vardığınız noktada ilk bulacağınız şey yine kendiniz olursunuz. ve sizle beraber gelenler…

birini sevip sevmemeniz bile kendi çözümlemenizin bir neticesidir esasında. ruhunuzda keşfettiniz bir yalnızlığı, bir eksikliği, başka bir ruhun size ayırabileceği miktar kadar tamamlayabilirsiniz. ve kendi ruhunuzdan artırdığınız kadar başkasını sevebilirsiniz. yalnızca kendi ruhunuzu tamamlar, başkasını yarım bırakırsanız bunun adı aşk ya da acı anlamına gelebilir. aşk ve acı eş anlamlıdır.

bazen kendinizi tedavi etmek isterken, başladığınız noktadan çok daha kötü bir yere varabilirsiniz. eksik, yarım ruhunuzu tamamlamak isterken, çok daha fazlasını kaybedebilirsiniz.

anlaşıldığı üzere, bazı soruların kesin cevapları yoktur. adına aşk dediğimiz bu acı, benim için bir ahmaklık mıydı, yoksa bir cesaret gösterisi mi bilemedim.
fakat bu durum benim için anlattığım kadar kötü değil. başladığım noktanın tam üzerindeyim. cehennemi gördüm ben. beni delirten asıl soru, neden cehennemi özlediğim.

insan kendisini, etrafında ki tüm güven duvarlarını yıkan bir enkazın içine bile bile nasıl sokar? midesinde bulantı, nefesine düğüm olan, ağzından küfür olarak çıkmaya durmuş bir illeti bağrına nasıl basar? nasıl bir suç işlemiş olsun ki, kendine müstahak görsün tüm cefayı. kalbinde ki bir kesiği, bin edene kadar mı sürmeli bu dava? başkasını sevmeye cüret bulamayacak kadar kan mı kaybetmeli?

işte tüm bu ahvâl, insanın kendi kendini bir mahkeme de yargılamasına mecbur bırakır. hem tüm gerçekliğin farkında olurken - hem de canını yakan somut gerçek - hem de kaybedeceğini bildiği bir savaşa yeniden kılıcını bilemek. kan revan içinde kalmış kalbinizden akan masumiyetinizi bir kadehe doldurup, katilinizin şerefine kaldırıp, tebrik etmek ne muhteşem bir delilik.

şahsınız üzerinde işlenecek bir cinayetin senaryosunu kendi ellerinizle yazmak ve bu deliliğin yüzünüzde oluşturduğu gerginliği herkesin tebessüm sanması… "ne kadar da güçlüsün" dediklerin de her seferinde bu yalana inanmamız, belki de en büyük intiharımız.
devamını gör...

memleketinin adını söylemeden anlat

"la"
devamını gör...

aynı anda 4 kadını idare edebilmek

kendi karakter eksikliğini başka bedenler ve ruhlarda arayanların işidir. önce kendini bulmalı ve kendine kıymet vermelidir. aynı zamanda münasebet kurduğu şahısların duygularını hiçe sayması da büyük bir haysiyet yoksunluğudur.
devamını gör...

iki erkeğin aşk üzerine sohbet etmesi

kesin bir tanımı olmamakla beraber, herkesin kendi tanımını yaptığı bir konudur. cinsiyet ayrımı gerektiren bir konu değildir. herkes herkesle aşkı konuşabilir. cinsiyetler ve yönelimler tanımı değiştirmez.
devamını gör...

hayvan düşmanları toplatılsın

ben sokak köpeklerinin, insanlardan daha rahat sokakta gezdiği bir mecrada sağlık personeliyim. aracımla iş yerine gidip geliyorum, evimin kapısından binip, iş yerimin önünde iniyorum. ancak çalıştığım bölgede okula, işe, otobüs durağına yürümek zorunda olan kadınlar, çocuklar bazen koca koca sığır gibi adamlar sokakta yürümeye korkuyorlar. özellikle kış aylarında çalıştığım sağlık ocağına haftada 1-2 köpek saldırma vakasından doğan yaralanma muhakkak gelir. bir çocuğun paramparça olmuş kafasını görmenizi isterdim. midenizin bulansın isterdim. evinizde fino fino köpekleri öpüp koklarken büründüğünüz hayvan sever kimliğinizi, on tane saldırgan köpek karşısında da görmek isterdim. evladına köpek saldıran bir annenin, babanın gözündeki evlat sevgisini anlamanızı görmek isterdim.
devamını gör...

evlilik öncesi ideal birliktelik süresi

aynı evde bir süre kalınmalı.
devamını gör...

deniz kızı

anlatılan bir masala göre, yeryüzünde aşık olduğu bir prens için, denizin yüce büyücüsüne gider. büyücüye durumu anlatır, yeryüzüne çıkabilmek için ayakları olmasını ister. büyücü bir şartla dileğini gerçekleştirir, deniz kızının sesini alacaktır. deniz kızı kabul eder, artık ayakları vardır ama sesi yoktur. yeryüzüne çıkar, prensin yanına gider. fakat sesi olmadığı için asla derdini anlatamaz. derdini anlamayan prens, deniz kızına yüz vermez. durum böyle olunca deniz kızı yine büyücüye gider. büyücü der ki madem durum bu, al sen bu hançeri, prensin kalbine sapla öldür, yoksa ölen sen olacaksın. deniz kızı yapamamış, ancak son nefesini verirken, sevdiğini söyleyebilmiş.
devamını gör...

yazarların edebi sözleri

bana ait olanlara başlıyorum;

"gökyüzü başkasınınsa, bulutlar bile ayağına batar insanın"
"ne vakit kendini kaybetsen, bakacağın ilk yer gözlerim olsun"
"suyunu senin vermediğin çiçek anca gözüne hoş gelir, kokusu yüreğine erişmez."

@anektodia
devamını gör...

zamanın durmaması

yine her zaman ki köşeme çekildim bir şeyler okuyordum. burası, ne zaman bir şeyleri hatırlamak istesem, ne zaman pekiştirmek istesem o anıların bana yaşattığı duyguları, her ayrıntıyı aynı anda görebileceğim bir köşesi bu şehrin. başkaları için oldukça sıradan, hiçbir anlam ifade etmeyen bir kaldırımın taşlarında saatlerce bir intikam senaryosu yazıp, defalarca prova edebilirmiş insan. veyahut yirmi beş saniyelik bir kırmızı ışıkta, yirmi beş seneyi yeniden yaşayabilir, yeşil yandığında devam etmeyebilirmiş. şu yüksek apartmanları işaret edip " bu yükseklikten düşsem ölür müyüm " diye sorulan sorular pek bir manasız gibi gelirdi bana. sonradan anlıyorum ki, her insanın aklının bir köşesinde hep erken final var. maksat ölüm değil, kaçmak. kaçmak, bir saniye sonrasının bilinmezliğinden, geçmiş ile tutarsızlığından. bir sonraki adımı hep korkutur insanı ama bir yandan da umut etmeye mecbur bırakır. umut ve korkunun arasında sıkışıp kalmaktansa, kaçmak daha makul olan mıdır ?

tüm bunları aklımdan geçirirken uzun süre donup kalmış olmalıyım ki, sigaramın külü parmaklarıma düşüp kısa süreliğine bir acı verdiğinde ancak kendime gelebildim. bir nefeslik ömrü kalmış sigaranın izmaritini hayal kırıklığı ile attım. ağzımda kalan kuruluk hissini gidermek için kahvemden bir yudum almak istedim, o da zaten buz gibi olmuştu. şekersiz, soğuk bir kahve yudumunu ağzımdan geri tükürmemek için kendimi zor tuttum ve mecburen yuttum. ağzımın kuruluğu gitti fakat bu seferde midem bulandı. ve istemsizce tebessüm ettim.

biz daha atmadığımız adımları bataklıktan kurtarmaya çalışırken, bir sokağın daha köşesini dönmeden farklı yollar ararken, henüz provasında sevdiğimiz karakterlerin finalde ki ölümünü düşünürken, nefesimiz de sigarımız gibi tükenmiş, hayatımız da kahvemiz gibi buz gibi olmuş.

"zaman elbette yerinde saymaz, biz dursak o akar.
fakat yarın yağacak yağmur için,
bugün ki güneşte ne kadar ısındı içimiz."

@anektodia
devamını gör...

çocukluk arkadaşınla beraber büyüdükten sonra anlaşamamak

şimdilerde farkına vardığım, bu sebepten dolayı birkaç arkadaşım ile bağlarımı koparmak zorunda kaldığım durum. çocuk yaşlarda, bazen ergen yaşlarda tanışırsınız. ilgi alanlarınız ortaktır, sevdiğiniz, sevmediğimiz şeyler ortaktır, gamer tayfa için; beraber bir sürü oyun oynamışsınızdır vesaire.
fakat ikinizin de büyürken karşısına çıkan yol ayrımları, tercih etmek zorunda kaldığınız yaşam biçimi, yeni tanıdığınız farklı insanlar ve hayatınıza giren yeni ilgi alanları oldukça, farklı bir insana doğru evrilirsiniz.
artık tamamen farklı karakterler olduğunuzda, kişiliğinizi, kendinizi bulduğunuzda; eski çocukluk arkadaşınız artık o kadarda iyi anlaşabildiğiniz biri olmaktan çıkmıştır. belki çok iyi bir insandır, belki artık siz kötüsünüzdür, ama her ne olduysa; artık eski siz değilsinizdir. ve bu iki yeni insanın arasında artık uyum yoktur.
devamını gör...

sözlük yazarlarının yetenekli olduğu konular

övünmekten pek hazzetmem ama iyi yazdığımı düşünüyorum.
instagramdan ulaşılabilir @anektodia
devamını gör...

sineklerin ellerini ovuşturması

sinek; aerodinamik takıntılı bir canlıdır. temiz bir sinek, daha hızlı uçabilir. o yüzden sürekli kendisini temizler.
devamını gör...

tanımlarını okuyarak bir yazara aşık olmak

ihtiyacım olan şey. ama karşılıklısından.
devamını gör...

ev işi yapan kaslı ve anlayışlı adam arayan kız

anlayış dediğimiz şey, karşımızda ki insanın mevcut "fazla kilo" problemini hoş görüp, eğer istiyorsa ona yardımcı olabilecek biçimde davranmak değil midir ayrıca? fassal olmanın ne lüzumu var? eğer bahsettiğimiz bu anlayışa sahip değilse kadın, neden erkekten bekler bunu?
devamını gör...

günaydın mesajı

yalnızca sevgiliye değil, birbirine değer veren herkesin günaydın mesajı atması gerektiğini düşünürüm. güne iyi başlamanıza yardımcıdır.
devamını gör...

bir insana ikinci şansı vermek

birinci seferinde sırtından yediğin bıçakların varlığını soyutlaştırabildin mi? ya da her gece yatarken sızısını hissetmekten kurtulabildin mi ki, ikinci şansı vereceksin? bir düşünelim bunu...
devamını gör...

günaydın sözlük

günaydınlar. günün ilk saatleri çok önemli arkadaşlar. güzel şeyler söyleyin, güzel şeyler dinleyin. ve bütün güne yayılan enerjiyi hissedin.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim