atıyorbuşopenhaur yazar profili

genellikle baş ağrısı 'zonklama' şeklindedir ve aksırma, sünkürme vb durumlarda artar. mide bulantısı ve beraberinde meydana gelen kusma 'fışkırır' tarzdadır ve ilaçla önlenemez durumdadır. hastanın bilinç düzeyinde 'koma' haline varabilecek bir gerileme görülebilir. pupiller okkülomotor (cn ııı) paralizi sebebi ile dilate olabilir. ve eğer hastanın durumu ağırsa cushing' triadı gözlenebilir, bu triad hipertansiyon, bradikardi ve düzensiz soluk alışverişi şeklinde karakterizedir. ayrıca artan kafaiçi basınç sebebi ile abducens sinir (cn vı) paralizi en yaygın görülen paralizdir bu da diplopiye yani çift görmeye sebebiyet verebilir.

olası imla hataları içi kusura bakmayın vakit olunca gözden geçireceğim.

edit: başlığı açınca bir tablo paylaşmıştım ancak sonrasında onu sileyim derken tanımı sildim :d
edit 2: bu bilgiler adı üsütnde 'bilgi' olması dolayısıyla burada, senin yaramaz başkasının işine yarar belki. değil mi ama?

yoldaşlar şu kampanyaya bir el atacağınızı ümit ediyorum :d

an itibari ile kendi çapımda başlattığım ve sözlükteki yoldaşlardan destek beklediğim kampanyadır. gelin el verin saygıdeğer yoldaşlar bu değişim için elimizden geleni yapalım ! dolar endeksli sözlük mağazası fiyatlarına hayır !

not: sözlüğe son girdiğimde mağazadan istediğim pek çok şeyi alabiliyordum, uzun zaman sonra mağazaya tekrar girdim ve neredeyse hiçbir şey alamadığımı fark ettim. işte bunun üzerine dolar endeksli sözlük mağazası fiyatlarından haberim oldu. bu duruma son vermeli, haydi yoldaşlar !

flaster pansuman, cerrahi girişim sonrası yara yerinin örtülmesi vb. işlemlerden sonra çoğunlukla (bkz: spanç)ın tutturulması için kullanılan medikal(tıbbi) banttır. esnek ve esnek olmayan (sarı) olmak üzere yaygın iki türü vardır. esnek flaster hasta konforu açısından oldukça faydalı bir icattır :) ancak sarı flaster işin uzmanları tarafından bir kesiciye ihtiyaç olmadan kesilebilmesi ve esnek flastere nazaran daha güçlü bir sabitleyici olması dolayısıyla hâlâ kullanımdadır. neticede tıbbi de olsa bant olan flasterler cerrahların pratikleriyle bir araya gelince beyin cerrahisi ameliyatı öncesi uygun pozisyon verilmiş hastanın kesilen saçlarının toplanması ve sonrasında ufak saçların ameliyat alanında kalmaması için bir çesit ağda faaliyetinin kafa derisi üzerinde yürütülmesi gibi eylemlerde de aktif ve verimli bir biçimde kullanılmaktadırlar.

(bkz: koter)

koter veya bu tanımda ele alınacağı tam adıyla (bkz: elektrokoter) cerrahi operasyonlarda dokuyu kesmek için kullanılan bir cihazdır. temel amacı 'kansız' kesimler olsa da kullanımının yara yerinin geç iyileşmesi vb. dezavantajları da olabildiğinden nerede kullanılacağı ve ne kadar kullanılacağı oldukça önem arz eder. ayrıca koterle açtım, artık kanamaz diye bir durum elbette söz konusu değildir bahsi geçen 'kansız kesim' görece bir ifadedir. ameliyathanede koter isterseniz size 'tek yönlü' bir koter kalemi verirler. bu ten yönlü (monopolar) koter kuru ortamda iyi çalışırken teoride yine bir başka koter olan 'bipolar' iki yönlü/uçlu koterin verimli olabilmesi için sıvı olan bir ortam gerekir. pratikte bipolar'ı istemek için koter,bipolar koter vb. tanımların yerine doğrudan bipolar ifadesi kullanılır. monopolar koter kaleminde cerrahın parmağı ile shootu mümkünken bipolar koterin pedalı bulunmaktadır ve cerrah veya yardımcısı bu pedal yardımı ile bipoları shoot eder. shoot bildiğiniz üzere ateş/ateşleme manasındadır ve koteri aktif hale getirmek için yapılan bu manevralar için pratikte bu şekilde kullanılır.

bir diğer adı (bkz: beyin omurilik sıvısı)
serebrospinal sıvı (sss) merkezi sinir sistemi etrafında sinir hücreleri için çok önemli olan elektrokimyasal mikroçevrenin sağlanması ve devamlılığı görevi başta olmak üzere santral sinir sistemi bileşenlerinin (beyin ve omurilik ve bunların alt bileşenleri) oluşturduğu atıkları uzaklaştırma vb. ilave görevleri de üstlenen oldukça hayati bir sıvıdır. sss beyin ventriküllerinin belirli bölgelerinde (genel tabiri ile tabanlarında) konumlanmış koroid pleksuslar tarafından üretilir. kimi durumlarda santral sinir sisteminin sağlığı hakkında bilgi vermesinden ötürü oldukça önemlidir ve sss'ya ulaşım çoğunlukla lomber ponksiyon (halk arasında belden su alma) sayesinde mümkündür. örneğin santral sinir sisteminde bir enfeksiyondan şüphelenirseniz (bkz: lomber ponksiyon) ile sss örneği alır ve laboratuvara kültür çalışması için gönderirsiniz.

sss: (bkz: santral sinir sistemi)
sss: (bkz: serebrospinal sıvı)

otozomal dominant olarak kalıtılan inherite bir hastalık olan pjs (peutz jeghers sendromu) dünyanın çeşitli bölgelerinde 50.000'inde 1 - 200.000'de 1 farklı insidans değerlerine sahip olmakla beraber bu özelliği nedeniyle sık karşılaşılmayan bir hastalık olarak değerlendirilebilir ancak nadir hastalığın amerika birleşik devleteri'nde kabul edilen tanımının ''200.000'de 1 veya daha az insidansa sahip hastalık'' şeklinde olması nedeniyle pek çok yayında nadir hastalık kategorisinde yer almamaktadır. pjs'unun semptomları çoğunlukla hastanın yaşamının ilk on yılında görülebileceği gibi semptomların ikinci görülme sıklığı 20-30 yaş arası olarak da ifade edilebilir. pjs'unun ortaya çıkan görece belirgin bulgusu (çıplak gözle muayenede tespitinin kolay olması açısından) ağız çevresinde ve kimi zaman ağız içi mukozada da olmak üzere, gözlerde, burun deliklerinde (nostrils), parmaklarda ve kimi zaman da anüs çevresinde gözlemlenen melanositik maküllerdir. bu bulgular gastrointestinat tract (git) boyunca yayılım göstermiş, hamartomlar şeklinde de adlandırılabilecek multipl benign poliplerle de desteklenebilecektir. bahsi geçen bu polipler pjs hastasında mide buantısına, kusmaya, bağırsak tıkanıklığına ve rektal kanamalara sebebiyet verebilir. pjs hastalarının kolon, mide, pankreas, ince bağırsak, meme ve yumurtalık kanserlerine prone (yatkın) olmaları bu kliniği önleyici girişimlerim mümkünlüğü açısından önemli kılmaktadır. (not: bu yazarın girdiği başlıklar mümkün olan en kısa sürede düzenlenecektir. var olması muhtemel yazım yanlışları, anlam bozuklukları giderilecek, anlamanın kolaylaşması için görsel(ler) eklenecektir.)

(türkçe telaffuz: akson hilok) nöronları incelerken temelde iki parçadan bahsedilir: akson ve dendrit. bu iki parça bir bütün halinde bir sinir hücresini (nöron) ifade eder. nöronların temel görevi ise sinirsel iletimi sağlamaktır ve bu iletim nöronlar arasında kimyasal olarak gerçekleşirken (ki başka bir başlıkta buna da değinmeyi hedefliyorum) nöron bünyesinde (yani hücre boyunca) elektriksel olarak gerçekleşir. işte bu elektriksel iletimin gerçekleşmesi ancak ve ancak bir aksiyon potansiyeline ulaşmakla mümkündür. bu potansiyel ise sadece belli bir eşiğin (threshold) aşılmasıyla gerçekleşecektir. eşiğin aşılması ve devamında oluşan akson potansiyelinin (dendritten aksona olarak ifade edilebilecek bir yön ile) iletilmesi ise fonksiyonel açıdan tam olarak doğru olmasa da morfolojik olarak dendrit ve akson birleşme bölgesi şeklinde ifade edilebilecek bir bölgede yoğunlaşmış voltage-gated (voltaj bağımlı) sodyum kanalları sayesinde mümkün olabilmektedir ki işte tam bu bölgenin adı axon hillocktur. özetle nöronlarda gerçekleşen elektriksel iletim art arda dizilmiş onlarca domino taşının tek bir hareketle devrilmeye başlaması şeklinde gerçekleşir, bu benzetmede başlatıcı o tek hareket ufak elektriksel değişiklikleri sahip olduğu yoğun sodyum kanalları sayesinde amplitude ederek thresholdun aşılmasını sağlayan axon hillock adı verilen bu nöron bölgesidir.
(not: bu yazarın girdiği başlıklar mümkün olan en kısa sürede düzenlenecektir. var olması muhtemel yazım yanlışları, anlam bozuklukları giderilecek, anlamanın kolaylaşması için görsel(ler) eklenecektir.)

doğum: 8 nisan 1869 ölüm: 7 ekim 1939 amerika'lı nörocerrah olan harvey williams cushing modern nörocerrahinin öncüsü olarak kabul edilir. kendisi nörocerrahi tarihinde çok önemli ilklere ve yeniliklere yol göstermiş ve/veya bu ilklerin, yeniliklerin doğrudan uygulayıcısı olmuştur. cushing uzun saatler süren ancak görünürde oldukça da başarılı geçen cranial cerrahiler sonrasında hastaların ani gıs * kanamaları sonrasında öldüğünü gözlemlemiştir. bu gözlemden ve farkındalıktan sonra bir rasyonelin yapması gerektiği gibi vakaları raporlamıştır. doğru araştırma sorusunu oluşturmak için olması gereken cushing'in zamanlarında da şimdilerde de ''ayırıcı'' özelliklere odaklanmaktır ki saygıdeğer cushing de aynen böyle yapmıştır: bu vakaların ortak özelliği ameliyatların sebeplerinin veya pre-, post-operatif dönemlerin icp* ile karakterize olmuş olması ve gis kanamalarının da çoğunlukla mide özelinde gerçekleşmiş olmasıydı. bu cushing'i icp'a odaklanmaya yönlendirdi ve cevap da burada gizliydi. kafa içi basınç arttığında (icp) vagus (cn x) aktivitesi artıyordu. artmış vagus aktivitesi de midede asit salınımını arttırıyor düşen ph neticesinde ani mide kanamaları gerçekleşiyordu. işte bu saygı duyulası bir düşünce biçimidir ve ne acıdır ki saygı duyulası olmakla beraber nadir rastlanan bir düşün biçimidir...
sevgilerimle...

3.1% yağ, 3% protein oranına sahip uht süt içmekteyim :) ne yazık ki intoleransım var ve gaz yapıyor ama süt çok güzel bir şey yahu :)

internette 'anonim' olamazsınız, sadece 'anonim' olmayı temenni edebilirsiniz.

(bkz: örnek vatandaş) yardımsever, duyarlı
ek not: bu düşüncelerimin sebebi sözlükte bulunmaya başladığım ilk günlerde kendisinin bana tanım sayımın gereken sayıyı geçtiğini belirten ve yazarlık başvurusu için moderatörlerle iletişime geçmem konusunda tavsiye veren bir mesaj atmasıdır.

sakız ve naneli şekerler

bakın bu yüzyılın modası bu: ''etkileşim için tercihen olumsuz anlamda uçlarda ol.'' bu başlık da etkileşim için yüzyılın modasına uyanlardan birinin başlığı :)

(bkz: günaydın, geç uyandın)

ebedi planlar için fazlasıyla güçsüz olan ruhumu zorlamam.

(bkz: mutlu olma sanatı, arthur schopenhauer)

eyes wide shut
(bkz: stanley kubrick)

yanlış önerme, ben elimden geldiğince 'yeni bilgi başlıkları' giriyorum.