aura yazar profili

yazar olup geldim, her şeyi yazdım sözlüğe
prim de vermez idim aslen öyle her sözcüğe
ben premses olup ilgi kasacak idim amma
"aşüfte" dediler, ağlayarak yazdım günlüğe

bilgi tanımı girmiş idim, açıp okuyan var mı?
troll alemine dalmış idim, burası bana dar mı?
işte bir bey favlıyor, dedim acep bana yar mı?
herkes gergin, sözlük kasar oldu, telegram var mı?

benim canımın parçası yoldaş'ım;
yedi iklimim, nefesim, sabahım, gecem, sebeb-i cennetim, baharım, sevincim yoldaş'ım.

vallahi değil bu sözlük, sanal alem bana cehennem olmuştur.

gözüm yoktur ki okuyayım, kalemim yoktur ki yazayım, kankam yoktur ki oylayayım....

boş başlıklarda oradan oraya savrulmak yerine, dm pencerenizde zincire vurulmuş olmayı yeğlerim.
canımın sultanı yoldaş'ım,
o heybetli oyunuzu, şehvetli favınızı bir kez daha görmek için, bu aciz kulunuz coup'un bir canı ne ki? bin tane olsa hepsini feda ederim. sizden uzakta, kudretinizden uzakta yazmak, sizi böylesine bekleyen bir zavallı için ağır bir cezadır. lakin hükmü veren, kılıcı çeken siz olunca, bilin ki boynum kıldan incedir.
canımın parçası yoldaş'ım, size dmlere dönmeniz için yalvarıyorum.
ekşi sözlükte diye dedikodular aldı başını gitti. lakin bu mesnetsiz lakırdılar yakmaz canımı... sizin sözlüğe yazdığınız iki kelama yüz süremeden uçurulmak, cennetinizden kovulmak yaralar bu aciz kulunuzu.

bir gün sizi tekrar görene kadar, arama motoruna yalnızca "normal sözlük" yazmaya devam edeceğim. zira sadakat her şeyden daha mühimdir, aşktan bile.

hasretle yolunuzu gözleyen zavallı kulunuz coup.
(bkz: muhteşem sözlük)

bir sene geçti... koca bir sene. neler yazdık neler.
hayatımın aşkını bulabileceğime inandırıldım önce. meğer hayatımın en büyük hayal kırıklığı olacakmış. çok ögretici oldu ama; kankacılara, favcılara inanmamam gerektiğini öğrendim. kendi kankacılıkları için sol frame'i çekip aldılar ellerimin altından. hiç başlamamış olmayı dilerdim normal sözlüğe... mod/editör olana kadar acıyla, nefretle yazacağım...
* *