bizans tekfuru yazar profili

mafia 1 de lucas bertone güzel olurdu. deniz kenarında, köprü yanında güzel bir tamirhane.

bugün bu rezilliğe sevinenler unutmasın ki; sizin malınızı, namusunuzu korumak için hevesle askerlik gibi çetin bir mesleği seçen bu çocukları üzdünüz, haklarına girdiniz. yarın savaş çıkarsa, savaşacak nitelikli, canını seve seve vatanı, milleti ve devleti için verecek subay bulamazsınız.
sırf bir gazetenin necis ağızlı yazar/yazarları istedi diye bu konu sorun haline getirildi ve büyütüldü. bu olayları konuşalım da yenen milyonlarca dolar yolsuzluk parası aman görülmesin, konuşulmasın diye o çocukların hakkına girildi.
and olsun yarın mahşerde bu sevinenlerden de allah huzurunda hesap soracağım.
ordu ile oynamanın en acısını balkan savaşlarında gördük. koca rumeliyi kaybettik. 100 yıl sonra bu kafayla aynı şekilde güneydoğu anadolu'yu da kaybedebiliriz. yazık vallahi yazık...

a ligine çıkmak mı? puansız takım darmadağın ediyor bizi. forvetsiz oynamaya devam ediyoruz. barış oyuna giriyor, hala forvet yok sahada. a ligi bize fazla.

kerem'in aşırı abartıldığı düşüncesi oluşuyor kafamda. 1 tane atıyorsa 20 tane kaçırıyor, atağa çıkarken top kaptırıyor. pas vereceği yerde vermiyor. bakmadan pas veriyor kimsenin olmadığı yere. ama elde olan bu, ülkede santrafor yok.

bırak antik mısır'ı 200 yıl geriye gideyim bu topraklarda mutlu mesut yaşarım demen için bile güçlü olman lazım. bugün de durum aynı güçlü olman lazım yani zengin. o zaman adalet dahil her şey senin yanında. bak kızılayın bir zamanlar başında olan adamın kızına, kazaya sebep olup bir insanı öldürdü, hayatına normal olarak devam ediyor.

yapı var yapı.

bu işin altından da birileri çok daha fazla kazansın mantığı çıkarsa şaşırmam. çok leş bir dönem yaşıyoruz.

kerem neden penaltı kullandı?

gündüz seksi kırmızı çizgimdir. gündüzü hiçbir zamana değişmem.

gerçek adı narpolat hazretleriydi.

kaslı seviyordur.

kaygı duyduğunuz her şey için özgürlüğümüzden ödün veriyoruz. mesela işe gitmeden yaşayabilecek olsam dağ tepe gezer yılın 9 ayı insanlardan uzak yaşarım. 3 ay sosyalleşmek yeter bana.

dünyanın başka yerlerinde halk, haklarını savunmak için protesto ediyor hala. ruhu yitirmemek önemli.

başlığa göre şarkı formunda eserlere ait olması gerekiyor galiba.

memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak?

onu öven, onun için ağlayan kim varsa hepsinin boynuna bu vebal. öss, kpss, polis okulu gibi sınavlarda hakkı yenenlerin, çeşitli suikastlara kurban gidenlerin hakları bunların da boynuna. tiksinti verici hepsi. peki halk bunların ipini seçimlerde çekti mi?

çok insan öldürdü mao. kıtlığa neden oldu.

belki çocukluğum köyde geçti diye bilemiyorum ama ne zaman veysel'e dair bir dize okusam veya duysam zihnimde sapsarı bir buğday tarlası canlanır, burnuma bozkırın kokusu gelir. yüreğime de garipliğin hüznü çöker.
aynı duyguları neşet ertaş'ta da yaşıyorum.

ırak veya kuzey ırak ile birleşmek kısa vadede çok ballı börek gibi görülse de, orta vadede türkiye aleyhine bölünme ile sonuçlanacaktır.

karşı tarafın isteğine hayır cevabı verdikten sonra ısrarla yılışık hareketlerle tamam dememi beklemesi. o an yorucu oluyor ve insanı gerçekten çileden çıkarıyor. yılışık, yüzsüz insanlara tahammülüm yok.

an itibari ile 3.çeyrek ve anadolu efes 10 sayı önde.
edit: maç 64-74 efes galibiyeti ile sonuçlandı. tebrikler efesim.