deli mavi yazar profili

konsept ne? bir konu var mı yoksa yardırıyor muyuz? eski sevgilisine kafede nispet yapan kız gülmesi bu.

buradaki "mutluluk" u huzur ve hayattan keyif almak olarak algilarsak -çünkü daimi mutluluk diye bir şey yoktur, mutluluk anlık bir duygudur- neden çoğunlukla suçlayıcı özellikler yükleniyor ki bu insanlara?

insan bozuk sağlık, bozuk maddiyat, istediği ortamda bulunamama gibi zorluklardan dolayı da mutlu olmayı beceremeyebilir.

"deli gönül feryat etme boşuna
hâl bilmez kişiye yar olamazsın"

yayını dinlemiyorum. uzak diyarlarda baya içip motorla mezdeke oynayarak eve geldim. dünyada olup biten nice merhametsizlikten ve aslında insanlarin ne kadar aşağılik olduğundan bahsediliyor mu? bu puşt aleme bir şarkım var. sezen aksu namus. oc'larina gelsin.

içinde bulunduğum yangın. gözümün önünde yaşadığım yer yanıyor. itfaiyeye yardım etmekten başka bir şey yapamıyorum.

"bir ayrılık bir ölüm
hiçbiri olmayaydı"

bir yaz daha geçip gidiyor. yine güzel beklentilerle başlayıp tam tersine kotu şeylere maruz kaldığımız bir mevsim.

edit. zerrin özer son mektup.

dün artık ülke gündeminden, ülkenin acı durumundan ve kendi içsel sorunlarimdan dolayı krizler geçirmek üzereyken birtakım kararlar aldım biraz iyi gelir diye. çünkü fena bir majör depresyona doğru sürükleniyorum.

başımda çivi gibi ağrılar var. nefret öfke kaygı çaresizlik gibi duyguları buram buram hissederken; bir kırlangıç motorumla yarıştığında, yıldızlar meydana çıkıp ay göz kırptığında, denizden gelen güzel bir koku yüzümden makas aldığında, oynayan yavru kedileri gördüğümde hissettiğim güzel hisleri artık tam hissedemiyorum.

"içkiyi, sigarayı azaltıp şu anakartına sıc....min telefonunu elime daha az alacak ve kitap okumaya başlayacagim."

başladım. halikarnas balıkçısı - gençlik denizlerinde. zaten bir adamın da dediği gibi "içim dışım deniz"

olumlu sonuçlar vermeye başladı. bugün komşumun ölüm haberini aldım. akşamüstü mezarını kazmaya gidiyorum. yarın gömülecek.

yaklaşık iki aydır elimizden hicbir şey gelmeden ülkenin cayır cayır yanışını izliyoruz. on binlerce insan travma sahibi oldu. insanlar yanarak öldü. evler ormanlar hayvanlar araçlar ekmek tekneleri yok oldu. ulen a.q evlatları siz neyin peşindesiniz aşağılıklar.

bir ülkede hiç güzel bir şey olmaz mı, bittik tükendik umutlarımız ziyan oldu. düşün artık yakamizdan aşağılık iğrenç oc'lari.

bıyıklı bir adam var. ben onun s..ip gitmesini istiyorum. bir de kendi çıkarları için yalakaligin bol olduğu bir yola girip yarın bir gün işlerine gelmeyince taraf degistirecek komşularımin utanarak ölmesini istiyorum. bi siz mi akıllısıniz yav... aklar. siz bu ülkenin katilisiniz. uzulursem g..otum.

oldu olacak bir tarkan'dan dudu yap da nefes alalım adam akıllı.

depremden bahsetmiyorum. yok olan yanan bir ülkeden bahsediyorum. istek parçam edip akbayram çeşm i siyahım. calinmasa da olur biri keşfedip dinlerse ne ala.

sabah 7ye 6 buçuk saat var abla. bence ülkemizin içinde bulunduğu acı durum için bir şarkı calarsin.

valla bilmiyorum. ormanlari yakıp ülkeyi taş ocağına çevirdileri için olabilir. izmir'de anamiz ağladı. adana'ya sabırlar dilerim. ben sekizinciyi açtım hâlâ sıcak.

hayırdır bilader biz p.c miyiz. g.otuyle içen miyiz? bekçilere abi çeken müptezeller miyiz?

terastayim. birader geldi. alçıdan yapılma süs eşyaları getirmiş bir kasa işi icabı. heykeller küllükler saksılar. defolu. masaya dizdik. atatürk'ü ayırdım. yarın geri kalanını mahalleye dağıtırim. içmeye devam edecem gitmesini bekliyorum.

acı çeken ülkeme gelsin.


edip akbayram çeşm i siyahım.

mahzuni şerif. han sarhoş hancı sarhoş.

daha şimdi eşliğinde bir şişe biranın yarısını kafaya diktim. ilhan irem galaksisine giriş yaptım.