dertürke yazar profili

dertürke kapak fotoğrafı
dertürke profil fotoğrafı
rozet
karma: 5211 tanım: 859 başlık: 38 takipçi: 21

son tanımları


türk toplumunun ahlaksız olması

ne yazık ki öyle. üstelik daha da kötüye gitti. düzelmedi, iyice kötürüm oldu.

daha geçen gün sahte içkiden resmi 11 , gayrı resmi 19 kişi öldü. sırf merak ettiğim için şöyle bir taradım ---> her gün uçaklarla şehirleri yıkılan almanya ' da 2. dünya savaşı'nın ta ortasında bile böyle bir alçaklığı kimse yapmamış!!

türk ' lerin alçak ve şahsiyetsiz çok insanları var. ve çok paragöz türk insanı. para için herşeyi yapar. çok kişi paraya tapıyor. güce tapıyor.
devamını gör...

mustafa kemal'in gerçek adının bilinmemesi

(bkz: musa'nın çocukları)
devamını gör...

keith jarrett

dünyanın " en heyecan verici" piyanistlerindendir.

bach çalmıştır jarret!! tamamen klasik üslupta hem de!!

onun bach ' ı üzerine uzunca bir entry yazmak lazım !! bilindiği üzre johann sebastian bach bir doğaçlamacıdır, müzikal temeller üzerine oturtulmuş doğaçlamalardır bach klavye müziği ( diğer müzik eserlerinde başka unsurlar da büyük rol oynar)( yani "bach sadece doğaçlar" şeklinde de anlaşılmasın)...

" goldberg varyasyonlarını " çalmıştır keith jarret!! bence en iyi kayıttır bu.

dogaçlamacı bir besteciyi çalan doğaçlamacı bir piyanist, olsa olsa çok heyecan verici olabilir, öyle diil mi?...

üstelik bu kayıt piyanoyla diil çembaloyla yapılmıştır !!

( " das wohltemperierte klavier" de çalmıştır keith jarret...o bambaşka inşaat sahası, olursa onu da yazarız, bak onu bildiğin piyanoyla çalmıştır !!)

goldberg varyasyonlarında hem eşlik hem de cantusfirmus içeriğinde yaptığı bütün doğaçlamalara aslında değinmek gerekir!! ( gerçi böyle bir entry bu sözlükteki en uzun entry olur!)( onlar çok çünkü!, iki üç falan diil yani)

keith jarret, dünyanın gördüğü en sıradışı insanlardan biridir. ve çok nadiren görülen" bach kafasında düşünebilen" insanlardandır...
devamını gör...

biranın tüm semavi dinlerden daha eski oluşu

akan su yokken bira içiyolardı, çoluk çocuk da bira içerdi. durağan su çok kısa sürede mikrop yuvası haline geliyordu, yulaf buğday çekirdeğinde alkol olduğunu çok bin yıllar önce keşfetti insanlık, kaynatıp damıtıyolardı, onu suyla karıştırınca mikrop olmuyodu çok içersen hafif çakırkeyif oluyodun, ama mesela koleradan ölmüyodun... çocuklara falan anneler bira içiriyodu 12. 13. yyılda...o zamanlar mikrobiyoloji pek yoktu ama kolera sudan bulaşıyodu, difteri de, veba da, verem de, bunu gözlemleyerek anlamışlardı... biradan bulaşmıyordu, tadı da hiç fena diildi. ateş yakmak problemdi ortaçağ da filan, ateş yakcam da su kaynatcam da sonra soğutcam da...onun yerine yapıyolardı 500 lt bira, kafaları rahattı.

niye çamaşır yıkamaya nehir kenarına gidiyolardı? o su akışkandı , temizdi.

insanlar birayı sarhoş olmak için diil, hayatta kalmak için icat ettiler.
devamını gör...

amerika'yı yangın yerine çeviren evliyalardır

ben de cüppelinin cüppesindeki düğmelerin üstünde " royal guards - kraliyet muhafızları" yazdığını gösteren bir video izlemiştim.

" ben ne biliim!" diye salağa yatmıştı.
devamını gör...

başkası için terk etmek vs aldatıp ilişkiyi sürdürmek

dünya gündeminin çok önemli tartışma konularından biri.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

(sadece almanya ' da görülebilicek bişey... kuş uçmaz kervan geçmez bi orman yolunda park otomatı;;;)))
devamını gör...

recep tayyip erdoğan'ın hitabet yeteneği

organize cehalet' in örgütlü hale gelmesinden dolayı hitabet yeteneği varmış gibi görünüyor. aşağılık kompleksi rahatsızlığı olan kesim, ne olursa olsun, onun arkasında duruyor.

atatürk en büyük savaş cehalete karşı verilen savaştır, demişti. bunu sadece atatürk diil hz. muhammed de söylemişti.

bu savaş maalesef düşündüğümüzden çok daha çetin bir savaşmış.

bu savaşı bir türlü kazanamadık!! kazanamadığımız gibi, bi de geriye gittik. bari bundan sonra ileriye doğru bikaç adım atalım.
devamını gör...

çanakkale'de kürtler ve araplarla birlikte çarpıştık

(bkz: manipülatif demagoji)

olmayan ilişkileri varmış gibi gösterme çabası. ben kırmızı araba almak istiyorumdur, kız arkadaşım istemiyodur, bi birahane de otururken, kız arkadaşıma " ne kadar çok kırmızı araba geçiyor!" derim. bunu kız arkadaşımı manipüle etmek için söylerim.

ama bizim sabine akıllı kadındır, hadi lan ordan kırmızı kadar beyaz araba da geçti, onu niye saymıyosun, der?!.. sabine der bunu...

türk milleti sabine ' den fazla manipülasyona açık mıdır?..bunu zaman gösterir. manipülasyon bir insana ( ya da topluma) aslında "istemediği bir şeyi yaptırma" sanatıdır.

birini manipüle edersin, kırmızı arabayı alırsın, sonra o " ya ben aslında kırmızı istemiyodum!" derse, sana sordum, tamam alalım, dedin, dersin..." hayır, deseydin madem!!" dersin!!

rte ' nin yaptığı tam olarak budur!!
devamını gör...

aimard'nin bach yorumu



pierre laurent aimard ' ın johann sebastian bach ' ın " das wohltemperierte klavier" yorumu. 1. kitap. 2 kitaptır das wohltemperierte klavier. 1. kitap daha ünlüdür.

bi futbol maçını 3 saat tartışan türk tv' cilerine inat 3 saatte okunacak bir entry, yazmıycam(!!) merak etmeyin.

korkulan, denektaşı konumunda bir eserdir, das wkl 1. ne çalabiliyosan onu bu büyük eseri çalarken gösterirsin.

ve büyük ustalar bütün hünerlerini, müzikal anlayışlarını bach çalarken göstermişlerdir. çok hızlı parmakların olabilir, insanları büyüleyebilirsin süratinle.

ama bach?!... gösteriş yok, salt müzik var, parmak legatoları var, pedal manyaklığı yok...

hadi çal bakalım !!

pierre laurent aimard birinci kitabın tamamını çalmış yukarda.

izlenim ---> birinci prelidium, en basiti , parmak tekniği açısından, ancak müzikal açıdan hiç basit falan değil, bütün armonik farkları gözeterek, çok özenerek çalmış.

pierre laurent, " ego" sunu tabureye otururken kapının önündeki fortmantoya asmış, öyle oturmuş tabureye !!...

2 saat sürüyor, her tonda bir prelidium ve bir fuga var, önce ilgili tonun majörü, sonra da minörü...yani 1. prelidium ve fuga do majör tonunda, 2. cisi do minör tonunda. 3. prelidium ve fuga do # ( do diyez) majör tonunda... böylece 24 ton var, herbiri için bir prelidium ve fuga yazılmış...

yani o 2 saatlik kayıtta 48 müzik parçası var!!

bach, " das wohltemperierte klavier", birinci kitap, 24 prelidium ve 24 fuga ' dan toplam 48 parçadan oluşuyor.

piyano müziğinin doruklarından biri, pek çok kişiye göre " en üstün piyano eseri" , das wkl1 !!

aimard, çok üstün bir piyano tekniğine sahip biri, ancak bach da " aimard" diil bach olacaksın, nota da ne yazıyosa onu, " abartmadan" piyanoya bamgüm abanmadan, force etmeden, ritmen çok dalgalanma yapmadan, parçaları " başladığın tempoda bitireceksin. tematik karakterleri istediğin şekil çalabilirsin, ancak eserin devamında parça güçleştikçe başta çaldığın karakteri değiştirmeyeceksin, başta nasıl çaldıysan devamında da öyle çalacaksın, " kendinle çelişmiyceksin"!!.. eserin devamında parmakların " kargacık burgacık" olduğunda nasıl çalabileceksen başta da o şekil başlayacaksın. "kişisel disiplinin" olucak, prelidium başından sonuna kadar " derli toplu olacak. bülent ersoy gibi, yorum yapıyorum ayağıyla ritmi sündürmiyceksin, yorum yapacaksan ritmin içinde yapacaksın!!

aynı elde aynı anda üç nota çalıyosan biri 3 volumde biri 4 volumde, ortadaki 7 volumde olacaksa, özellikle fuga ' larda böyledir bu, öyle çalacaksın.

çok zordur bach çalmak!!

üstad aimard dalga geçer gibi bu kaydı konserde çalmış!! arkada öksürükler duyuluyo!! fa minör prelidium fuga ' dan sonra ara olmuş, ara' dan sonra da kalan 24 parçayı çalmış.

bu dünyada, tabureye oturup 245 sayfa en güç şeyi çalmaya, hem de konserde (!!), cesaret edebilen büyük insanlar da yaşıyor.

bu kayıt, duyup duyabileceğiniz en üstün müzik kayıtlarından biri.

ağır gelirse hepsini birden dinlemeyin, biraz dinleyin, zaten en başından itibaren, vay anasını, moduna gireceksiniz, ancak depo dolduğunda bırakın, nerde olduğunu hatırlayın, yarın devam edersiniz.

işbu entry ' le sözlüğü sözlük gibi kullanıp, sözlük yazarlarının müzikal ufuklarına bir büyük manzara açmış ve sözlüğe bir hizmette bulunmuş olalım.
devamını gör...

pierre laurent aimard

hakkında mutlaka entry girilmesi gereken büyük fransız piyanist. lyon doğumludur, paris' te okumuştur, çok ünlü hocaların elinden çıkma değildir, kendini geliştirme katsayısı okulda öğrendiklerinden çok daha fazladır.

hiç çaktırmaz ama bildiğin, büyük piyanisttir, aimard.

türkler hemen hiç tanımaz kendisini, şov yapmayı sevmez ve de repertuar ağırlığı daha çok modern, atonal müzik üzerinedir, bu müzik türkiye de kendine yeteri kadar dinleyici bulamamıştır.

piyano üzerinde yapamayacağı şey yoktur!! inanılmaz üstün bir piyano tekniğine sahiptir. örneğin ligeti ' nin, piyanistlerin kabusu olan etüdlerini şu anki dünyada en iyi çalan insan evladı olduğu söylenebilir. bunu söylemek abartı olmaz.

bir başka fransız, pierre bouléz' in piyano için bestelediği eserleri de çalmış, bouléz ' nin ünlü bir besteci olmasına önayak olmuştur.

entel dantel işlerle uğraşmaz, notaya sadık bir yorumcudur, bach tavsiye ediim, sözlük yazarı aimard' ın bach ' larını dinlesin. ne kadar doğru çalınmış bach ' lardır onlar.

aimard fransa ' nın milli gururlarından biridir, fransa onunla ne kadar iftihar etse, haklıdır.
devamını gör...

insana günde bir zeytinin yeteceği gerçeği

(bkz: zırvalama tekniklerinde zeytinin yeri)
devamını gör...

kaç milyon dolar verseler akapeye oy verirsiniz

ben çok milyon dolara ihtiyacı olan biri değilim, yeteri kadar param var, o yüzden oyum satılık değildir, vermem akp ' ye oy.
devamını gör...

györgy ligeti

çok önemli bir modern besteci. atonal, politonal, poliritmik alanlarda önemli çalışmaları vardır. piyano için yazdığı etüdler, çalınamayacak kadar güçtür, ama çalabilen bir virtuozdan dinlenildiğinde (pierre laurent aimard' tan mesela) çok enterasandır, ritmik öğeler çok değişken ve homojendirler. müzik çekirdeğinin gelişimi, açılımı aslen klasik öğeler taşır.

ben bu bestecinin yaylı çalgı kuartetlerini de dinler ve tanırım. 2 kuartet yazmış ikisi de gayet güzeldir.

yüzünü klasiszme dönmüş, tecrübeci ekole pek girmemiştir ligeti. bu bakımdan " klasist modernist" olduğu pekala da söylenebilir.

20.yyılın önemli bestecilerindendir.
devamını gör...

1 ayda 52 bin 622 suriyeli ülkesine döndü

(bkz: kadir inanır)
devamını gör...

mülakatta elenen avukatın intihar etmesi

sakın intihar etmeyin, intihar ederseniz bizim cepheden bi kişi eksilir, karşı tarafın istediği de zaten o.
devamını gör...

22 aralık 2016 ışid'in 2 askerimizi yakarak şehit etmesi

öyle ben o videoyu seyrettim sonra da iki hafta bulanık sıçtım!!... sonra da putin iktidar sahibinin oğlunun ışid petrolünü ucuza alıp, batıdaki yasadışı pazarladığını, "yeri ve zamanı geldiginde" bunun belgelerini kamuoyuna sunacağını söyledi.bunun üzerine türk başkanı derhal moskova'ya uçtu.

herşey bir yana türk iktidarının, türk askerini yakanlarla " suç ortağı" olduğunu anlamış olduk !!

peki bunu bizim gibi kaç kişi anladı?!... çok az!!...

o askerlerimize allah gani gani rahmet eylesin...
devamını gör...

ambulans hizmetinde yeni dönem

di mi, biz şimdi buna bişey dersek " eskiden ambulans mı vardı?!" derler... " şimdi buldunuz da püsküllüsünü istiyosunuz!!" derler.

insanlar buna inandırıldı, yapcak bişey yok!!

berlin ' liler de üstünde kırmızı yıldız olan kızılordu t34 tankları sokaklarından geçene kadar savaşı kazandıklarına inanıyordu!!

demek ki, inanmak herşeydir!! kimse inandığından " bundestag" taki gönderden nazi bayrağı indirilip sovyet bayrağı çekilene kadar vazgeçmiyor!!

hatta o iş bugünkü türk iktidarının başına gelse, biz rusya bayrağını numaradan çektik, aslında savaşı biz kazandık, derlerdi, ve akp tayfası ona da inanırdı!!

yapcak bişey yok!!
devamını gör...

gençlerin hobi sahibi olmayışı

bunların hepsi döner dolaşır "hastalıklı eğitim sistemine" bağlanır!!... tabii bi de" şuursuz" ana babaya...ama türk sayfasında yazıyoruz, " sen benim anneme nası öyle dersin laaayynn " diyen çıkacaktır, o yüzden eğitim sisteminden devam edelim.

oturduğum yere bikaç km uzaklıkta bi domuz çiftliği var almanya'da. sadece domuz diil dana, keçi de besliyolar. kocaman bi alanda. kendi küçük bi marketleri var, orada keçi peyniri satıyolar, çok güzel keçi eti salamı yapıyolar, çok lezzetli. diğer yerlere göre biraz daha pahalı, ama çok güzel.

gide gele tanış oldum ben bu insanlarla. ailenin bi kızının yaş günü oldu, yaş gününe beni de çağırdılar. gittim, o çiftliğin sahibi adam, kızı için duvar piyanosunda bi beethoven piyano sonat bölümü çaldı!! ( "les adieux"!!- bilen bilir çok güç bir sonattır)

sonra baba kız birlikte, dört el schumann eseri seslendirdiler.

dikkatinizi çekiim- bu insanlar dizlerine kadar ağır plastik çizmeler giyerek bütün gün kelimenin tam anlamıyla" bok " içinde çalışıyolar !! bu durum benim için büyük bir tezattı.

çiftliğin sahibi tonton amca, gecenin ilerleyen saatlerinde, ilkokuldan itibaren, parmakları uygun görüldüğü için piyanoya başlatıldığını, babasının da çiftçi olduğunu, evlerinde piyano olmadığı için hem okulda gem de yakındaki bir halk evinde (okulların tatil olduğu zamanlarda) piyano çalışabilsin diye, belirli odaların anahtarlarının annesine verildiğini, aslında işin başında piyano çalışmaktan nefret ettiğini, çalışmaya gitmemek için her türlü mazereti uydurduğunu, sonra bu " zorla" icra ettiği hobiyle çok güzel " kız tavlanıldığını" farkettiğini anlattı. bi süre sonra da " bir mozart sonata" kelimenin tam anlamıyla " aşık olduğunu ", o andan itibaren bilerek ve isteyerek piyano çalışmaya gittiğini anlattı!!

bi süre sonra annesinin babasına" sen zengin adamsın, adam ol da oğluna bi piyano al" diye eve piyano aldırttığını, böylece hiçbir yere gitmek zorunda kalmadan evde" dilediğimce ev halkının beynini çükmeye başladığını " anlattı !!

bu tek örnek diil ki. benim ev sahibem çello çalar, kocası, bruno, gayet iyi klarinet çalar, benim boşanma avukatım piyanistti, kızı da piyanist, kocası trompet çalar, bi de o herif çok iyi trompetçiydi, beni konsere davet etti, bach magnificant, orada " öldürücü trompet soloları" vardır, adam bana mısın demedi, çaldı!!

mesleği değil hobi trompetçi aslında.

bu neye yarıyor?!... bu insanlar, konsere giderler, arabada giderken radyoda bi beethoven senfoni çalınırsa kanal değiştirmezler.

tahmin edersiniz ki, hepsi de nota okumayı biliyo!!

bunun böyle olmasına sebep, sadece onların kişisel müzik sevgileri diil, arka plandaki " gizli el" , alman eğitim sistemi...

demem o ki, hobisi olmayan gençlerin ne kadar suçu vardır, bilemeyeceğim. ama mutlaka eğitim sistemi de " tamamen suçsuz" değildir !!
devamını gör...

oruç tutmadığı halde sahura kalkan ateist

oluuurrr...sana tekmil mi vericek?!..sen işine bak!
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim