dream atlas yazar profili

bir üstteki entryi referans almak suretiyle cuma sabahı atılır ise "biraz hızlı gitmiyor muyuz?" cevabı ile karşılaşılır.

görece keskin olmadığı içindir.

gösterip elletmeden köşeyi dönen bi manitan var demektir. bir ilerisi sana elletip paraları birlikte ezmenizdir. ama bir daha ilerisi sıkıntı...

ek bilgi..
ingilizce de moon day dir. sun day den hemen sonra gelir.

ingilizcede ay, "moon" sözcüğü ile karşılanmaktadır. dolayısıyla pazartesi günü, "ay günü" anlamına gelmektedir. latincede de aynı şekilde "dies lunae", yani ay günü olarak bilinmektedir. bunun haricinde orta ingilizcede "monday" ya da "mone(n)day" olarak, eski ingilizcede "mon(an)dæg" olarak, antik yunancada "hemera selenes" olarak geçmektedir. bunların hepsi aynı anlama gelmektedir.

bu isimler gök cisimlerinden degil, iskandinav mitolojisinde "tanrı" isimlerine atıftır. güneş ve ay tanrilaŕından sonra;

"tuesday", aslen "tiu's day", yani "tiu'nun günü"
"wednesday", aslen "woden's day", yani "woden'in günü"
"thursday", aslen "thor's day", yani "thor'un günü"
"friday", aslen "freya's day", yani "freya'nın günü"

şimdi bilgiyle napıyosanız yapın. bence direk ortamlarda satın...

bir de "yakışıklı erkek çirkinliği" vardır ki... sürekli "senin etrafında çok kız vardır sana güvenilmez oglum" diye diye paradoxa girip mal gibi yanlız kalırsın.

can ciger oldugun kankaların göze batar rol çalarsın diye seni kızlı ortamlara çağırmaz.

madem konu açıldı bende biraz daha "boş" yapayım

zeka denen şeyin zaten olmasi gereken defaul bi bileşen oldugunu varsayarak başlayalım.

yakışıklığın tamamlayıcısı paradır.

çirkinsin ama paran varsa "seçilirsin"
yakışıklı ama paran yoksa ekseriyetle "seçilmez" fuckbuddy zone a itilirsin.
yakışıklı ve paran varsa dünya senin etrafında döner. hasetinden catlayan sozde dostların sana "seve seve" "dostum kral adamsın" gibi kolpalarini dinlersin.

paralı ve parasız dönemlerimi ve tecrübelerimle ilgili atiflarım onlarca yıla birbirinin kopyası yüzlerce insana borçluyum. range rovera binerken mahalleyi izleyen komşu teyzeye bile daha yakışıklı geliyodum.

abicim bi de uzun uzun bilimsel makale gibi anlatmışsınız. bunları ergenlige girerken babam anlatırdı. yetişkin adamlar kendilerine düzenli cinsel bir hayat kuramıyorsa aşırıya kaçmadan belirli aralıklarla bunu kendin yapmak zihnini de stabil tutar. milyonlarca yetişkin icerikli yayın var. rüyalanmak insan vucudu acisindan faydalı değil tam aksine "loser" bi eylemdir. vücudun iflas noktasıdır. insan evrimi üreme icgudusunu sosyal bi sentezle "sevişme" eylemine dönüştürmüştür. sen kamyon devirmeyi bekleme diye bunu manuel bir kısayola da bağlamıştır.

başka hayatları kınamıyorum da; kamyon devirmeyi bilimsel temele oturtup bir dahakini heyecanla beklemek ve gerekirse yeni bir don bile feda edeceginin motivasyonuyla bunu anlatmak.. bu kadar da hayatsız olmayın be kardeşim..

yıllar önce paypal gibi bir hizmeti dünyaya açan, tesla ile dünyaya meydan okuyup her ülkede pazar payı ve teknik servis saglayan, space x ile de uzay yolculuguna çağ atlatmış, steve jobs'tan sonra hayranlığımı kazanmış bir elon musk ne oldu da elindeki sosyal medya gücünü otorite den yana kullanan boktan bi adam oluverdi ya.

arkadaşlar belki de ben yanlış niyet okuma yapıyorum. burası çok mülayim tatlış bir yer fakat sözlüğü dating sitesine cevirmeye calışmak yerine ihtiyaçlarınıza daha efektif çözümler getirebilirsiniz. nerede dank etti ? şöyle ki;
hadi bizbizeyiz diye fotomuzu attık, sonra anlık başlığında anlık attık, sonra arabası olanlar arabasını falan attı.. resimsiz başlıklarda ise "yanlızım... yakışıklıyım... ayak fetişiyim..vb) göndermeli başlıklar var. yani dişisine kur yapan cennet kuşu misali bi durum sezdim. durun hemen bana gıcık olmayın. belki de böyle düşüyordur. ama şöyle net bi başlık alťında "yükselen burcunuzdan, en sapkın fantezilere kadar sıralayın. alıcısı illa çıkacaktır. hayır sözlük müdavimi olduklarından ağızları da laf yapıyor yani...

kilo vermek ( nadir durumlarda almak)
yanlızlıktan korkmamak hatta güç almak
kelime dağarcığı ve diksiyon gelisimi
ve en önemlisi "kendini olduğu gibi sevmek kabul etmek ve yeterli bulmak"

son maddeyi hayatiniza dahil edebilirseniz dışarıdan her türlü onay ve kabul akacaktır. hemde artık onaylanmaya ihtiyacınız olmamasına rağmen..

baktınız ki "biri digerini öldürecek" polisi arayın. bunun dışında cekirdeginizi alıp seyredin. sizin ilk kez görüp onların 15ci barışmasıyla sonuçlanacaktır.

her ilişkinin kendi dinamikleri vardır. birinde işe yarayan şey digerinde nefret ettirebilir ama hormonlarımızdan dolayı bu kestirilebilir değildir.
erkeklerin ağzı yüksek dopaminden dolayı hiç olmadığı kadar laf yapacaktır. olduklarindan daha olgun, centilmen, varlikli gorunmeyi becerebilirse bir erkek; karsisinda oldugundan daha anlayışlı, daha sadık, daha sahiplenici görünen kişiye kendini hemencecik onaylatır...

arkadaşlar bu işler akışta hemencicik oluverir aslında... mesela kadinlar; dürüst, komik, zeki vs erkeklerden hoşlanmazlar...
"hoşlandıkları" erkeğin; komik, dürüst, sadık vs vs olmasını isterler.

taktik dediginiz şeyler ilk tanışma ve bi kaç dating icin bir nevi dikkat dagitmak... bilinçaltınızdaki duygusal kalıplarınız beden dilinize ve davranişlariniza yansir. bu da bir miknatis gibi size uygun kisilere deneyime çeker...

google ile giriş yapilmiyor yapılsa da web sürümü bana daha stabil ve kullanışlı geliyor. bu sebeple uygulamayı sildim.

(bkz: askıda karma)

karisilikli karmalasma oluyor mu... bi arkadaş soruyo da

(bkz: bekara karı boşamak kolay)

puanım yetmediğinden dolayı uzanamadığım ciğere mundar diyeceğim elbette..
hiç güzel olmamış ne o öyle ekşici gibi.

çünkü bizim de israil yanlısı olmamızdan kaynaklanıyor. hadi dolaylı olarak yapılan ticari olayları geçtim. bunu kılıfına uyduruyorlar da...

bu demir kubbe siyle dünyaya meydan okuyan israil'in bu lakabı almasının sebebi gelişmiş hava savunma sistemleridir. buraya kadar da eyvallah. hava savunma dedin mi akla gelişmiş radar sistemleri gelir. tamam da "eee"

peki bu demir kubbe yi demir kubbe yapan o gelişmiş radarlar nerede
malatya'nın akçadağ ilçesine bağlı kürecik nahiyesinde bulunan askeri tesiste... yani kürecik'de...
(bkz: kürecik radar üssü) amerikan üssüdür ve israil tüm hava trafiğini buradan takip eder ve yönetir. yani iranın attığı dronlardan, hizbullahın saldırılarından, hatta hamasın tek tük atağından kurtulmasının temelinde kürecik vardır. hatta imha füzeleri; israil, türkiye ve katar olmak üzere 3 ülkeye yerleştirilmiştir. mesela suriye'den israile bir hava saldırısı oldu diyelim. konumu gereği türkiyeden havalanan bir savunma füzesi, saldırıyı israile varmadan yok edebilir.

malatya kürecik’te kurulan radar sistemi, çoklu füze savunma (multiplemissiledefense) amaçlı olup, israil’deki sistemle birlikte entegre olarak çalışmaktadır. burada amaç iran, ırak, suriye, yemen, gazze ve lübnan’ın güneyinden israil’e yönelik olası tehditleri bertaraf etmeye çalışmaktadır.

şu anlattığım komplo teorisi falan da değildir ha. baya bilinen bir gerçek. demir kubbenin radarı bizde ve savunma füzelerinin bir kısmı bizde... bu da israil'i dünyadan babalar gibi biz koruyoruz demektir. şimdi bu bilginin ışığında; esadı, netanyahhuyu, filistini katarı ne yapıyorsanız yapın.

insan ekseriyetle narsist bir varlıktır. sen herkese aynı maaş ve şartları verirsen insan diğerinden üstün olacak başka bir metayı devreye sokacaktır. hatta bu sebeple paranın degeri sıfırlanacaktır. kaldı ki bugün parayı nasıl degerlendirdiğin ve hayattan ne kadar keyif aldığında o derece önemli ki, zengin ve mutsuz insanlar görürsün etrafta...

kadının güzelliğini ve cazibesini kullanıp "güçlü alfayı" bulabileceği... erkeğin sürdürülebilir ve para kazandırabilir zekasını kullanıp "en dişil" varlığa ulaşabileceği yarışını henüz bilişsel evrimimizde kıramadık.

ve insan ekseriyetle tembel bir varlıktır. konfor bölgesi için zorluklara katlanır. uçak simulasyonunda uçağı indirip kaldırması gerçekçidir ve eglencelidir. ama boeing 747 nin kokpitine oturduğunuzda bambaşka bir evrendesinizdir. herşeyi geçtim. şu sözlükte sukunetle ütopyalarımızı entry olarak girerken bile dünyayı kurtarıyor gibi hissedebiliriz. ama bu entryi tamamladığım da ve kaydete bastığımda okyanusun ötesindeki servardan "kaydedildi" response'u yarım saniyeyi almıyor. ama tüm bunlar olurken okyanusun altındaki fiberlerlerden ışık hızında gerçekleşiyor. evet tam şu anda internetteki tüm bağlantının %96 sı okyasusun 7km altındaki altındaki 38.624 km fiberler sayesinde gerçekleşiyor. ve idraki zor süreçler ve mühendislik süreçlerinden sonra bunlar oluyor. bu metaforu vermemin sebebi dünyanın hayalimizdeki gibi dönmediğini anlatmak.
şu linkten aktif olarak takip edebilirsiniz...
www.submarinecablemap.com/

israf ve deger bilememe konusu ise her sosyokültürel düzeyde görülebilir. haset etmek yerine bir düşünce deneyi yapalım. maddi durumunuz şu an olduğundan farklı hatta sınırsız olsaydı. kim şu anki ortamında, şu an ki eşiyle, ya da arkadaslarıyla olurdu. kanada gibi örnekler bizi yanıltabilir temel düzeydeki ihtiyaçları karşılanmış ve iki nesil kadar da bu istikrar sürmüş ülkeler de ahlaki temel, bireysel ve kollektik adalet duygusu, güç-maddiyat-dişilik yerine "aşk" evlilikleri, şark kurnazlığı yerine "nasıl yaratıcı bişeyler tasarlayıp fark yaratabilirim" vb gibi erdemli davranış modelleri benimsendiğinden sen oraya ne götürsen işe yarar.

haa sen diyorsan maslovun düzeninde "bari en temel düzeyi halledelim" bu zaten sosyal devlet anlayışında olan bir şey. ama tüketim olarak değil de hayati şeyler temelde eşit olmalıdır. kimse kanser olmayı seçmez öyleyse tüm kanser tedavileri ücretsiz olmalıdır. kimse üşümemelidir. açlık hissetmemelidir. bu geliştirilebilir.

anlatmak istediklerimi dağınık ve b*ktan yazdığımı dusunuyorum. satır aralarından belki anlaşılabilirim.

ağrıyan uzuvlarına da bengay sürdükleri de dedikodular arasında...

el şakası var, el şakası var... el şakasının kalitesini belirleyen o an ki konjonktür dür...

el şakası başkasına temas içeriyorsa ki -bu da bir tür bağ gerektirir- benim tarzım değil. ama 10 yıllık kankama yerinde ve zamanında -şakk-latarak yaptığım bi "nah"ın da değerini biçemem şimdi burda...