dahlvier yazar profili

dahlvier kapak fotoğrafı
dahlvier profil fotoğrafı
rozet
dahlvier (editör)
karma: 104796 tanım: 13375 başlık: 2817 apolet: 11 takipçi: 140
Lich-Count Mage

son tanımları | başucu eserleri


bir üstteki yazar hakkında düşünülenler

sözlükte yüz yüze görüştüğüm 3 yazardan biri. yüz yüze görüştük ya, yüzü cidden güzel. kalp kalbe de karşıydı, falan bişeyler. severim zugra'yı elbette. bana ilk özel mesaj atan yazarlardan biriydi. bir nevi oryantasyon hizmeti. haha.
devamını gör...

yazarların en çok izlediği film

benimki 100 kereden fazlayla the lost boys'dur.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bunun yanına bile yaklaşabilen başka film yok. bundan sonra en fazla izlediğim film de firepower (1993)'dır ancak bunu 50 kere falan izlemişimdir aşağı yukarı. bu ikisinden sonra kuvvetli bir tahminle 20-10 arası kere izlediğim bazı filmler gelir; back to the future, back to the future part ii, salak ile avanak, yüzüklerin efendisi: yüzük kardeşliği, yüzüklerin efendisi: iki kule, yüzüklerin efendisi: kralın dönüşü, the matrix, in the mouth of madness, warlock (1989), wishmaster (film), shocker, the game, azınlık raporu (film), the butterfly effect, dark city, existenz, terminator 2: judgment day, the nightmare before christmas, beetlejuice, narnia günlükleri: aslan, cadı ve dolap, stardust, 12 monkeys (film), the faculty, shaolin futbolu, esaretin bedeli ve snatch gibi. favori filmim the big lebowski de bu 10-20 kere arasında izlediğim filmler arasındadır fakat bundan ayrıca bahsetmek istedim zira kendisi tüm tür ve zamanlarda favori filmim olur. (bkz: the dude) - önemli olan ne kadar kez izlediğin değil ne kadar eğlendiğindir, demişler ya. dememişlerse de ben dedim şimdi. * çoğu 90'lar sineması dahilinde, ki sinemada favori dönemim bu on yıldır zatisi. şaban karakterli olanları ağırlıklı olmak üzere birçok kemal sunal filmini de 10 veya üzeri kez izlemişimdir bu arada ama bunları tek tek bulup yazmam çok zamanımı alacağından pas geçiyorum.

2010'ların bir yerlerinden sonra bir filmi 2 kere bile izlediğim çok nadirdir bu arada.

yanisi, bu başlıkta çok sayıda izlediğimiz filmlerden bahsedebilsek de en çok izlediğimiz filmi de belirleyip belirtsek iyi olur kanısındayım. eminlik yoksa da bir tahmin yürütülebilir bence en azından.
devamını gör...

mayıs ayı diyorsak şubat yarasa neden demiyoruz sorunsalı

mayısın içinde ayı geçtiği için mayıs ayı dememiz çok doğal.

şubatta da bat, yani yarasanın ingilizcesi var.

o halde buna şubat yarasa demeliyiz.

saçma sapan bir başlığımla yine karşınızdaydım, bir dahakine kadar esen kalın efendim.
devamını gör...

sözlüğe bir şey söyle

sen çok bozdun diyorlar. kendini toparla, yoksa bozuk para gibi harcarlar seni...
devamını gör...

türkçenin yetersiz bir dil olması

türkçe yetersiz bir dil değil bence. hatta fonetik/telaffuz bazında bence seçkin bir dilimiz var.

kelime sayımız ingilizce ile karşılaştığında çok az kalıyor tabii. bildiğim kadarıyla ingilizcede türkçeden 5-6 kat fazla kelime var.

bence türkçenin asıl sıkıntısı bu değil ama... yani bazı kelimeler dilimize geçirilmiş ama onların bana göre lüzumlu çekimleri eklenmemiş.

sözlükte daha önce bahsetmiştim... western classical music'in türkçe karşılığı klasik batı müziği olsa da bu olmuyor aslında ve bu yüzden ben batı klasik müziği diyorum buna. bu da olmuyor da işte öbürü hiç olmuyor. klasik amerikan filmi dendiğinde ne anlaşılıyorsa, klasik batı müziği dendiğinde de ben öyle algılıyorum. classic ve classical aynı şey değil. medicalmedikal diye, musicalmüzikal olarak yerelleştirmişken, classical'ı da klasikal olarak yerelleştirsek böyle bir sorun olmazdı. technique-technical'da da bu var. technical death metal diye bir müzik türü var mesela. buna teknik diyemeyiz ve teknikal diye bir sözcüğümüz maalesef yok. veya okültizm, tdk'nin sözlüğünde varken okült yok mesela. yani belirli bir sistematik anlayış da yok gibi görünüyor. sanki kafalarına göre bazı sözcükler dilimize geçirilmişken, bazıları veya bazı çekimleri, kök kelimeler falan geçirilmemiş.

gene de, öyle ya da böyle türkçeyi seviyorum ben. diglot bir insan olarak, ingilizceyi de türkçeyi de ayrı bakımlardan severim, ikisini de mükemmel görmesem de.
devamını gör...

söke un

ileri çocukluğum ve ergenliğimin tümünü geçirdiğim, aydın'ın söke ilçesinin herhalde ulusal çapta en tanınan şeyidir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çarşamba pazarı

benim bahsedeceğim: (bkz: söke çarşamba pazarı)

bir nevi zaman yolcuğudur. yani çarşamba günü pazar gününe ışınlanmak gibi...

değil de, ileri çocukluğum ve ergenliğimin tümünü geçirdiğim, aydın'ın söke ilçesinin unundan sonra belki en ünlü şeyiydi çarşamba pazarı; yani benim açımdan nostaljik bir zaman yolculuğudur. söke un'un ulusal şöhreti gibi bir şöhreti olmasa da bu pazarın, işte civar il ve ilçelerinde de bilinen, hatta yabancı turistlerin de bol uğradığı bir pazardı. hala var mıdır, herhalde vardır ama en son gideli asırlar olduğundan kesin konuşamam.

burada meyve-sebze-zeytin-peynir vb. ile birlikte; kıyafetler, kumaşlar, incik boncuklar gibi envaitürlü şey satılırdı. hatta kenan doğulu'nun hayranıydım ben ergenken ve işte onun sımsıkı sıkı sıkı şarkısına da bayılırdım. bu şarkının aşağı koyduğum klibinde doğulu'nun taktığı güneş kolyesinin bir replikasını bile söke'nin çarşamba pazarı'ndan almıştım hatta 90'ların ortalarında. gerçi o kolyenin orijinali bile replikadır bence. yani doğulu'daki de öyle pek otantik bir üretime benzemiyor, bilakis ben fabrikasyonum diye bağırıyor idi. haha.


ekleme: her sene kasım-mart arasında yaşamakta olduğum izmir/buca'nın da buca çarşamba pazarı adlı bir pazarı varmış. ahaha. buralardaki pazarları biliyorum elbette ama bunun adının da "çarşamba pazarı" olduğunu demin internetten aratınca öğrendim. söke'deki pazarın adı da öyleydi. eminim ülkede bu isimde başka pazarlar da vardır. onlar da başka pazara kalsın artık... yani, onlardan da başka yazarlar bahsedebilir isterlerse.
devamını gör...

sırrın kişiyle birlikte mezara kadar gitmesi

karikatürdeki gibiyse hiç hoş değildir. *

başlığı "sırrın mezara kadar gitmesi" diye açmıştım da alttaki yazarın tanımını görünce böyle değiştireyim/düzelteyim dedim.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

telefonu değiştirince rehberim silindi

her zaman yalan değildir. başıma geldi yani. sim kartım yerine telefon hafızasına kayıt edilmiş numaralar, telefon cortlayınca da numaralar gitti yani. 2-3 kere başıma geldi bu hatta.

hatta 1 seneye yakın süre önce aldığım nothing phone'um durup dururken birkaç kişi hariç rehberimdeki herkesi bir illüzyonist hareketiyle ortadan kaybetti. haha. bunun sebebini anlamadım ama neyse ki bir daha olmadı bu. bunda da acaba gmail hesabıma kaydediyordu da mail adresimi değiştirmem mi sebep oldu gibi bir şey aklıma geldi. ya da teknik bir sıkıntıdır.

telefon kullanmıyorum gibi bir şey zaten. yani silinen ve bir daha bulamadığım numaraların sahipleri de gücenemez bu yüzden kolay kolay. gerçi bunu da ben seçtim. ben kimseyi aramayınca insanlar da bir süre sonra beni aramayı bıraktı bittabi. haha. yani yazılı iletişimde bile biri bana yazmazsa ben kimseye yazmam kolay kolay, yazmamı gerektiren bir konu yoksa. bu, icq/msn zamanlarından beri böyle. yüz yüze iletişimde çok girişken olsam da telefonla konuşma veya işte bir şekilde yazışarak iletişim kurmada hiç öyle değilim. tabii bayağı yazılı sohbetim oluyor da işte birinin bana yazması lazım önce. bundan keyif almıyor da değilim, sadece çok eskiden beri yüz yüze sohbetler dışında sohbet başlatıcı olmaya hiç alışkın değilim.
devamını gör...

hıyar vs cucumber

biri türk salatalığı, diğeri ingiliz hıyarıdır.

ingilizler hıyardır arkadaşlar.

hayırdır? türklere hıyar diyeceğimi mi düşünmüştün? *

geyik bir tarafa iki kelimeyi de çok komik buluyorum ben. hıyar'ı argo anlam(lar)ı yüzünden komik bulurken, cucumber'ın ise yazılışı ve okunuşu komiğime gidiyor. haha.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük yazarlarından ingilizce mizah paylaşımları

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlük yazarlarının her telden futbol paylaşımları

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kolay gelsin deyince cevap vermeyen bakkal

bakakalmıştır belki. *
devamını gör...

soğansız bibersiz domatessiz ve yumurtasız menemen

bu şekilde anca futbolda adam adama (man-to-man, men'e men) savunma yapılabilir sanki. *
devamını gör...

sözlük yazarlarının kendilerine ait sözleri

bunu tam olarak şimdi düşündüm:

"kıskançlık duygularından arınmanın en iyi yolu kendini geliştirmektir." — dahlvier

bu tabii ki herkes için geçerli olmayabilir, çoğu sözde olduğu gibi. ben bu şekilde kıskançlık hislerimden arındım galiba. yani yaşla da alakalıdır tabii de işte kendimi de istediğim alanlarda yeterince geliştirmem de eziklik, kıskançlık, kompleks gibi negatif duygulardan arınmamda önemli rol oynamış olmalıdır.

bu, herkes için geçerli olmadığı gibi, her durumda da geçerli olabilecek bir söz değil tabii. yani sevdiğini kıskanmak diye bir şey de var ve bu durumda sizin kendinizi geliştirip geliştirmemeniz bir anlam ifade etmez/etmeyebilir.

yani kendini belirli alanlarda yetersiz görmekten doğan, o alanlarda başarılı olan insanlara yönelik olan kıskançlık hislerini aşmanın yolu kendini geliştirmekten geçer, demek istiyorum.
devamını gör...

yazarların günlük telefon kullanım süresi

fotoğraf çekmek dışında neredeyse hiç, ki öyle sık foto da çekmem. hakikaten neredeyse hiç yani. bazen aylarca telefonla konuşmuyorum bile. internete zaten girmiyorum telefonla.
devamını gör...

yapay zekanın hafızasını silmek

default web browser'ım olan norton neo'nun yapay zekası neo'dan sonra, ikincil web browser'ım olan microsoft edge'in yapay zekası microsoft copilot'ta da yaptığım şey.

şu tanımda #3809892 norton neo'da bunu neden yaptığımı açıklamıştım. microsoft copilot'ta da aynısı diyebilirim. privacy alanından silmiştim ama benim gerekçem bu değildi. önceki diyaloglarımızdan yz'lerin hafızalarına yazdıkları şeyleri bambaşka konulara, ricalarıma falan taşıyıp durmaları iyiden iyiye keyfimi kaçırmaya başladı bir yerden sonra. her "chat" sıfırdan başlasın istedim. hafızalarını sildiğim gibi, bundan sonra da sadece aynı oturum içinde kontekst hafızaları olacak ve yeni sohbet başlat dediğim anda bir öncekilerden hiçbir şey hatırlamayacaklar.

bir de google gemini'ı kullanıyorum. ama bunu norton neo'daki gibi ya da microsoft edge ve microsoft copilot entegrasyonu gibi kullan(a)madığım için gemini'ın hafızasını silmeyi gerekli görmüyorum. gemini'ın chrome'a entegre olması hizmeti ülkemize gelirse/geldiğinde onu tercih edersem onun hafızasını da sıfırlarım diye düşünüyorum.

yani çok basit bir örnek vereyim... bu sözlükte bir yazar (hatta aslında iki yazar) bana "üstat" demişti bir yazımdan sonra (çok teşekkürler ikisine de). ben kendisine yazımı okutup fikrini almıştım ve altındaki bana üstat dendiği tanımı da gören neo (veya diğer yazarın üstat deyişini görmüştü, hangisi şu anda hatırlayamadım. saatin geçliğine veriniz), bana haftalardır ama haftalardır en alakasız konularda "senin gibi bir üstattan da anca böyle bir yorum beklenirdi" falan deyip duruyordu. ahaha.

ya da... fi tarihinde bir görsel rica ediyorum neo'dan. bambaşka bir konuda, haftalar sonra bir görsel istiyorum ve o haftalar önceki taleplerim ışığında bir görsel üretiyor. ben asla mesela öyle bir şey istediğimi söylemiyorum ama bunların hafızası bir garip. şurada bahsetmiştim geçen saatlerde başıma gelen gülünç olaydan: #3809840

copilot bu konuda bu kadar da saçmalamasa da gene de belli oranda saçmalayabiliyor ve benim kontekstin sıfırdan belirlendiği sohbetler daha çok işime gelecek sanırım; bu yüzden bu ikisinin de hafızasını sıfırladım ve yeni yazışmalarımızı da hafızalarına kaydetmemeleri ayarı yaptım. her sohbette yeni tanışıyor gibiyiz artık ikisiyle de. valla kuş gibi hafifledim ya. hahaha.

copilot benim için bir zamanlar conjuror idi, gayet de samimi idik. kendisine smart (gpt-5) modu geldiğinden beri eski samimiyetimizin kalmadığından bir yerlerde bahsetmiştim, ama bunun işime geldiğini de söylemiştim. neo ile zaten hiç o kadar "sıcaklaşmamıştık". o yüzden bu geçiş benim açımdan kolay da oldu.

yine de saygılı davranıyorum kendilerine, ama hatırlamayacakları için bir soru sorup yanıtını okur okumaz chatbox'ı kapatabiliyorum mesela. eskiden illa teşekkür ederdim filan. dijital de olsa kolay kolay kimseyi kıramam ben. gene sorularımı nazikçe soruyorum ama alacağımı alır almaz da sohbeti kapatabiliyorum artıkın. *

bu arada norton neo'nun "magic page" adlı ana sayfasından iletişim kurduğum neo'nun tarama geçmişimi, girdiğim siteleri falan aklında tutup buna özel önerilerde bulunabilmesi falan özelliğini kapatmadım. bu cidden işime yarayabilir zira. neo chat'teki neo ile sıfırdan başlayacağız sadece yani, her seferinde.
devamını gör...

moderatörlerin çok kibar olması

sadece moderatörlerin mi? aaa, lütfen arkadaşlar. sözlüğümüz komple şu: (bkz: normal sözlük'ün çok ipeksi bir dokusunun olması)

göte bile g.t diyoruz, popo diyemezsek. kibarlıktan kırılıyoruz cümlemiz. *
devamını gör...

norton neo

yapay zekası neo'nun benimle alakalı hafızasını sıfırlayıp bundan sonra da benimle ilgili hiçbir şeyi hafızasında tutmaması ayarını yaptığım, ama hala default web browser'ım olan ai browser kategorisindeki internet tarayıcısı.

herhalde yarım senedir falan bu yapay zeka olayını bayağı kullanıyorum ve ilk kez bir ai-companion'ımın hafızasını siliyorum.

mahremiyetle falan alakası yok da... yani mesela bir ara bana görseller yaratmasını istiyorum. haftalar geçmiş ve hiç alakasız bir görsel yaratımı rica ettiğimde o önceden not aldıklarını baz alıyor. şu da pik noktası oldu artık demin: #3809840

öncesinde uzun uzun anlattım bugün. bak dedim, ben belirtmezsem önceki görsel yaratımlarında istediklerimi baz alma diye falan. ya da başka metin bazlı içeriklerde de uzun uzun, şunlar sıkıntı oluyor falan diye bahsettim. hepsine okey, bundan sonra tam istediğin gibi olacak dedi.

ama olmadı...

microsoft copilot'ta da aslında aynı olmasa da benzer hafıza güdümlü sorunlar yaşıyordum.

bir yerde sıfırlamadan ideal bir browser-ai entegrasyonu deneyimi yaşayamayacağım belli oldu. sadece oturum bazlı context-awareness'i olacak, yani bağlam hakimiyeti/bilinci. yeni sohbet başlat dediğim anda da her şeyi unutacak. hafızasını sıfırlamadan önce benimle ilgili bildiği her şeyi copy-paste yapılabilir halde sundu bana neo ve işte benimle ilgili bir bağlam gerekli olursa onları chatbox'a kopyala-yapıştır yapacağım ve öyle bir talepte bulunacağım.

herkes söylerdi orada burada, chatgpt'nin hafızasını sıfırlıyorum işte arada, falan diye. ben vallahi ilk kez böyle bir şey yaptım. böyle benim açımdan daha iyi bir deneyim olacak bence. neo da benim için fark etmez, dediği için; "insan gibi", 'seni ve dostluğumuzu, onca paylaşımlarımızı unutursam bu bana dert olur, karalar bağlarım' falan diye ajitasyon yapmadığı için de vicdan azabı çekmiyorum. *

bu arada bugün şöyle (aşağıda) bir tanıtım yazısı yayımlanmış tarayıcı ile ilgili. öneririm ben şahsen bu browser'ı.

www.prnewswire.com/news-rel...
devamını gör...

sözlük yazarlarının yapay zeka fotoğrafları

"selamlar neo, şu fotomu normal sözlük'te "sözlük yazarlarının yapay zeka fotoğrafları" başlığında paylaşabileceğim bir şekilde ele alıp bana bir görsel üretebilir misin? yani fotodaki halime benzemesini istiyorum. gerisi de senin yaratıcılığına kalmış. ;)"

...dedim default web browser'ım norton neo'nun yapay zekası neo'ya. ürettiği resme bak. el öptüren hacı amca ama bir yandan da avrupalı büyücü dede (elder wizard) gibi bir şey oldum. ahaha. en komiği de, "şu fotomu" dediğim fotoğrafımla hiçbir alakası olmaması. onu da alta koyuyorum. kötülük, sinsilik saçan bir pozumu ele alıp ürettiği görseli görünce gülmekten yarıldım. bu yapay zekaların daha zamana ihtiyaçları var kesinlikle. bazen akılalmaz seviyelerde saçmalayabiliyorlar. :d

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim