dahlvier yazar profili

dahlvier kapak fotoğrafı
dahlvier profil fotoğrafı
rozet
dahlvier (editör)
karma: 97171 tanım: 12639 başlık: 2544 apolet: 11 takipçi: 136
Lich-Count Mage

son tanımları | başucu eserleri


birbirini mükemmel tamamlayan şarkılar

bazı albümleri dinlerken bir şarkının, arkasından gelen bir başka şarkıyla birlikte birbirlerini mükemmel tamamladıklarını düşünebiliriz. yani benim için böyle özel şarkı ikilileri var. elbette gruplar/sanatçılar da bu dizilimi "rastgele" yapmıyorlardır. gene de böyle mistik bir uyumu becerebilmek de herkesin harcı değil kanımca. "geçiş" deyip geçiyoruz da bunu kotarabilmek hakikaten belirli bir sihir gerektiriyor.

bu arada intro+şarkı yada şarkı ikilileri, trilojilerini falan dahil etmiyorum. onlar zaten birbirini tamamlasın diye alenen öyle yapılıyor. asjdlakjsdlkja.

beni bu bağlamda büyüleyen birkaç örnek:

in flames - moonshield ve the jester's dance




bruce dickinson - taking the queen ve darkside of aquarius




symphony x - evolution (the grand design) ve fallen




amorphis - nightfall ve tuonela




cradle of filth - thirteen autumns and a widow ve cruelty brought thee orchids




children of bodom - red light in my eyes pt. 2 ve lake bodom




metallica - hit the lights ve the four horsemen (battery ve master of puppets da aynı şekilde.)




megadeth - dawn patrol ve rust in peace... polaris




iron maiden - powerslave ve rime of the ancient mariner


devamını gör...

yazarların yaşamak isteyeceği evler

hellraiser: şeytan pusuda bekliyor filmindeki ev. londra'da. bence eski hali daha güzel. şimdiki açık renk hali öyle kötülük saçmıyor ama gene de güzel ev ya. yaşamak isteyebilirdim yani orada. hellraiser film serisinin manyağı da çok benim gibi. yani bu evi kimsenin ucuza kapatabileceğini de sanmıyorum açıkçası. haha.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nickin bir siyasi parti olsaydı hangi parti olurdu sorunsalı

özgürlük ve dahlvier'lık partisi. yani ödp. (bu arada ismim cidden özgür, swh.)
devamını gör...

shadowplay

ingiliz joy division grubunun gotik rock tarzındaki 1979 çıkışlı nefis parçasıdır; ilk albümleri unknown pleasures'ta yer alır. ilk olarak 1978 yılında granada tv'de canlı çalmışlar bunu ve bu, tv'ye ilk çıkışı imiş topluluğun.

vallahi şahane şarkı.



bu da 1978'deki o ilk çalışları:

devamını gör...

duman üstü

ilk tanımımda "duman üstü ney, hakikaten anlamadım" demiştim ama şu anda anlamış olabilirim dediğim başlık.

aşkından yanıp tutuştum demek olabilir galiba. yani duman üstü / üstü duman olduysa altındaki kendisi de yanmıştır gibi.
devamını gör...

her on yıldan birer favori şarkını bırak

zamanında şöyle bir başlık açmıştım: (bkz: yazarların kuruldukları on yıllara göre favori grupları)

şimdi de her 10 yıldan birer favori şarkımızı bırakalım dedim. gerçi önceki başlığıma benden başka kimse yazmamıştı. bakarsın bu tutar. *

metalci olduğumu sözlükte beni bilen/tanıyan neredeyse herkes bilir ama bu listemde metal müziği dahil etmeyeceğim.

1950'lerden başlıyorum ben gene...

1950'ler: dean martin - change of heart



1960'lar: the doors - people are strange



1970'ler: joy division - shadowplay



1980'ler: laban - love in siberia



1990'lar: hypetraxx - the darkside



2000'ler: above & beyond presents oceanlab - sirens of the sea



2010'lar: daft punk - give life back to music



2020'ler: terror syndrome - outer nightmares

devamını gör...

üstteki yazara 1 ile 10 arası puan ver

9/10

göçünce 10'a tamamlarız. *
devamını gör...

ben ben ben

ben'ler kümülatif ise büyük ben olunur.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

benim hiç o taraklarda bezim olmaz. mütevazılıkta bir dünya markasıyım, bu konuda 1 numara benim zira.

(bkz: mütevazılık dersi vermek)
(bkz: mütevazılığın kitabını yazmak)

devamını gör...

yazarların sempati duyduğu kötü karakter

ohooo, say say bitmez. haha!

sözlükte bu bağlamda bir sürü başlık açtım ve uzun uzun tanımlar girdim. aklıma gelenlerle birlikte biraz da profilimi tarayıp bulabildiklerimin bakınız'larını vereyim.

(bkz: yazarların favori çizgi film kötüleri)
(bkz: jadis)
(bkz: hissah zul)
(bkz: sutter cane)
(bkz: evil genius)
(bkz: count dahlvier) (yani ben, swh.)
(bkz: iskeletor) (bunun başlığını ben açmadım.)
(bkz: larloch)
(bkz: kangaxx)
(bkz: azalin rex)
(bkz: jon irenicus) (bunu kısa tanıtmıştım galiba.)
(bkz: edwin odesseiron)
(bkz: pennywise) - (bkz: it (1990))
(bkz: mind flayer), (bkz: ultroloth) ve (bkz: lich) - (bunlar d&d yaratıkları ama bu yaratık türlerinden beğendiğim karakterlere de değinmişimdir başlıklarda.)
(bkz: strigoi) - (bu vampirlerden de the master denen archvampire'ı çok cool buluyorum. başlıkta bahsetmişimdir.)
(bkz: cthulhu)
(bkz: david) - (the lost boys'daki vampir. başlıkta detaylıca bahsettim.)
(bkz: long john silver)

son olarak da bu bağlamdaki bir klişemi bırakayım: (bkz: evil'lık kutsal bir müessesedir)
devamını gör...

türkiye a milli erkek basketbol takımı

savunmada iyiydik. o %100 ile dış şut atan oyuncuları anomali sayılabilir.

hücumda neden kendi oyunumuzu oynamadık, onu anlamadım. yani alperen doğru dürüst asist denemedi bile mesela.

kadınlar voleybolda son sette pilimiz bitmişti. bunda pilimiz bitti diyemesem de soğukkanlı kalamadık. almanlar da buz gibi kaldı. bu da üzücü sonumuzu hazırladı.

yine de gönülden teşekkür ve tebrik ettiğim aslan parçalarından oluşan takımımızdır.
devamını gör...

sam neill

sir nigel john dermot "sam" neill

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bugün doğum günü olan, artık 78 yaşındaki yeni zelandalı aktördür. yani saat farkıyla hala 77 de olabilir tabii. doğduğu saati bilmiyorum. haha.

çok tanınan bir oyuncu olsa da biraz "dayı figürü" gibidir. yani nasıl anlatsam... böyle baba değil de dayı gibi işte. haha.

benim en sevdiğim korku filmi olan in the mouth of madness'taki "kurban"dır mesela. sutter cane'den çok çekmiştir.

daybreakers [vampir imparatorluğu] filmindeki ise az anasının gözü olmayan baş vampirdir.

1998 çıkışlı merlin (mini dizi) yapımında ise baş büyücü merlin'den başkası değildir.

the omen serisinin 3.sünde ise meşum karakter damien thorn'dur. serideki favorim olan damien: omen ii filminde rastladığımız o oğlan da neill olmuştur yani büyüyünce. ne ill? ne kadar da ruh hastası, görüyor musunuz? *

kendisini şimdiye kadar birçok başka yapımda da gördüm elbette ve izlediğim son filmi, sözlükte de tanıttığım 2023 tarihli the portable door idi.

bana göre öyle aşırı süper bir oyuncu olmasa da kendisine has, değişik karizması olan bir aktör ve inandırıcı bir oyunculuğu var. yani bir jack nicholson gibi çılgın mimikleri falan olmasa da gene de kendisine yetersiz bir oyuncu diyemem.

biraz da wikipedia'daki ingilizce sayfasında gördüğüm bazı bilgileri kafamdan türkçeye çevirerek yazıya aktarayım da tanım uzun görüksün. *

ilk oynadığı film, ülkesindeki bir tv filmi olan 1971 tarihli the city of no imiş. bundan sonra 1-2 filmde daha oynamasının ardından yine yeni zelanda'daki national film unit için telephone etiquette'i (1974) hem yazmış hem de yönetmiş.

yeni zelanda'daki esas çıkışını yaptığı film ise 1077 tarihli sleeping dogs'tur ve bu denizaşırı topraklara da açılmasıyla ülke sineması için çok önemli yeri/ehemmiyeti olan bir yapımdır.

bunun sonrasında avustralya'da ekran kariyerini sürdüren neill, burada 1979 çıkışlı my brilliant career'da da başrollerden birini oynamıştır ve bu da uluslararası çapta büyük başarı yakalayan bir yapım olmuştur.

benim doğum yılım, yani 1981 senesine geldiğimizde ise (benim doğum yılım da sizi ne kadar ilgilendirir, o da ayrı bir tartışma konusu. bence ilgilendirmez çoğunuzu, haha) üstlerde bahsettiğim 3. omen filmiyle uluslararası ekran kariyerine başlamıştır yeni zelandalı isim.

neyse işte, bayağı üretken bir aktör zaten kendisi ve yazının bu kısmını burada sonlandırabilirim bence.

o halde özel hayatına dalalım! çünkü sanatçıysan özel hayatın herkesi ilgilendiriyor işte. acı gerçek. ahahaha.

3. omen filminin çekimlerinde, 1980 yılında tanıştığı lisa harrow adlı aktris ile evlenen neill... bu arada filmin tam adı omen iii: the final conflict... conflict de çatışma falan demek. ama sam amca işte kulübesinde lisa ile çatışmayıp sevişmiş herhalde ki bir çocukları olmuş... 1989'da da makyaj sanatçısı noriko watanabe ile evlenen çapkın aktörümüzün bu şekilde bir de kızı olmuş ayrıca watanabe'nin ilk evliliğinden olan kızını da himayesine almış. önce watan!!! (abe). bu çift bayağı uzun süreler birlikte kalmışlar ama 2017'de ayrılmışlar. sam amca'nın bilinen son gönül ilişkisi ise gazeteci laura tingle ile 2018-2021 yılları arasında olmuş. yaş 70, iş bitmiş demesinler diye 70'lerinde de bu alanda bir şeyler yapmış yani adam herhalde. şimdiki olayını bilmiyorum. ehehe.

bu biraz ilginç bakın... sam neill henüz kendisi 20'lerinin başlarındayken evlatlık olarak alınmak için bir yerde durmakta olan birinin babalığını üstlenmiş ve sonradan ne olduğu yazılmasa da wiki'de, bu ikili 1994'te yeniden bir araya gelmiş. artık evlatlık oğlu isyan bayrağını çekti ve evden çekti gitti mi ergenliğinde falan bilemiyorum ama 1994'te yeniden bir araya gelmişler yazıyor wiki'de.

kendisi yeni zelanda'daki alexandra'da yaşıyormuş ve two paddocks adlı bir şaraphanesi ve işte birkaç üzüm bağı varmış. aslında bu da ikinci işi gibiymiş ve bu şarapçılık işinin ona maddi olarak desteği olacağını düşünüyormuş sam amca (dede mi demeliydim?) falan tam tersi olmuş herhalde ve kendi cebinden daha fazla yemiş galiba, buradan kazandıklarından ayrıca çok fazla zaman da alan bir uğraşmış bu. ama onu çok tatmin eden ve ona eğlenceli gelen bir uğraşmış bu, arada sırada sinirlerini bozan bir şeylere sebep olsa da. sosyal medyadan da bu çiftlik alanındaki aktivitelerini paylaşıyormuş aktör. çiftlikteki hayvanlarının adlarını film endüstrisindeki meslektaşlarının isimleri olarak koyuyormuş. lakjsdlkajdlkjasdklj.

aktörün siyasi görüşleri ve kanser yüzünden kemoterapi görmesi falandan da bahsediliyor wiki'de de şimdi bu konuları da derinleştirmeyelim. zaten yakında 14 eylül 2025 türkiye almanya eurobasket maçı başlayacak ve bu yazımı da bu aşşşırı önemli maç başlamadan noktalamam gerekiyor. ama bir yandan da iyi oldu oturup böyle bir şeyler yazmam ya. yoksa dakikalar geçmek bilmeyecekti, o maçı beklerken. yazıya bir daldım, maçı epey dakikadır unutabildim böylece.

şunu da ekleyeyim ama. maça hala 20 dakikadan fazla var... ben jurassic park filmini baştan sona hiç izlemedim lan ve bu sam neill'ın herhalde en ünlü filmidir. yani öyle tv'de sahne sahne bakmışımdır da baştan sona hiç izlemedim harbiden. yaşıtlarım "nassı yaaa???" diyebilir ama hakikaten öyle. ne bileyim, öyle dinozorları pek enteresan da bulmam zaten. korku filmlerinde böyle insansı yaratıkları daha korkunç buluyorum. godzilla filmlerini de hiç izlemedim mesela. böyle sinsi, işte kırmızı gözlü, insansı, kurnaz, meşum varlıklar olmalı beni memnun edebilmek için böyle kurgularda. dev yaratıklar falan... bilemiyorum. gerçek hayatta görsem işte üzerime bir kamyon geliyormuş falan gibi korkarım. ama bir dracula'dan ürpereceğim gibi ürpermem mesela bence.

maçın başlamasına 18 dakika kalmış. son paragrafı 3-4 dakikada falan yazmışım demek ki.

mutlu seneler sam neill! umarım kemoterapilerin sana mümkün olan en az acıları/ağrıları yaşatır ve daha uzun seneler bizlerle birlikte olursun.
devamını gör...

sözlükçülerin en çok oynadığı 5 oyun

senelerdir pek oyun oynamıyorum ama her an yeniden bir gamer olmaya geri dönebilirim gibi.

şimdiye kadar en çok oynadığım 5 oyun şunlar olabilir. yani ölçemem de tahmini.

1-) dungeons & dragons: shadow over mystara
2-) baldur's gate ii
3-) diablo ii
4-) neverwinter nights
5-) crimsonland

bunlardan çoğu crpg oyunları (gerçi diablo ii, yarı-crpg sayılabilir) ve sadece ilki arcade oyunu ama onu da en çok mame ile laptopta oynadım/oynuyorum ben.

zaten arcade dünyasına girersek bambaşka bir 5 çıkardı. mesela blue's journey, super sidekicks 3: the next glory, captain commando falan...

hele bir de dövüş oyunlarına girersek... street fighter 2 [street fighter ii: champion edition] (başka sf'ler de var tabii), mortal kombat(lar), tekken(ler), the king of fighters(lar) falan...

işte mümkün değil hangisini daha fazla oynadığımı ölçebilmem. haha.
devamını gör...

manifest

valla kusura bakılmasın da... ya da bakan baksın...

manifest grubunun iyi mi kötü mü müzik grubu olduğu konusu yok ortalıkta.

gündem bambaşka bir şey.

yarın öbür gün ülkede şort giymemiz yasaklanırsa, yani tüm halkın şort giymesi yasaklanırsa çıkıp da şort sevmem zaten, serinletici kumaşlı eşofman varken şort mu giyilir falan mı diyeceksiniz?
devamını gör...

üstteki yazara 1 ile 10 arası puan ver

10/10. ya da 9.5 vereyim de şımarmasın şimdi. *
devamını gör...

14 eylül 2025 türkiye almanya eurobasket maçı

heyecan ile beklediğim maçtır. takım sporlarında gelmiş geçmiş en önemli maçlarımızdan birine çıkıyoruz.

kadınlar voleybolunda kupayı alamadık, bu sefer alalım!

haydi dev adamlar, bitirin şu işi!!!
devamını gör...

sözlükte hiç güven vermeyen tipler

yaz beni de yaz diyeceğim ama fotolarımdaki gibi gezmem sokakta da demeliyim. *
devamını gör...

bir üstteki yazar hakkında düşünülenler

sanırım beni kastetmiş yazar ama tanımımı silmiştim. alaca karanlık gibiyimdir. bir görünür, bir anda kaybolurum.

sözlüğün en eski yazarlarındandır sparkle ve kendisi hakkında olumlu düşünüyorum efem.
devamını gör...

sözlük yazarlarının fotoğrafları

büyük üstat h.p. lovecraft'ın da dediği gibi: "kahveyi ziyadesiyle seviyorum..." *

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

contigo

geçen gün şurada [#3726130] bahsettiğim, tahmin ettiğimden önce elime ulaşan kapaklı kupanın markasıdır. önümüzdeki salı falan gelir diyordum ama bugün geldi kargosu.

marka; yeniden kullanılabilen su şişeleri, yalıtımlı/termal seyahat kupaları, çocuklar için mataralar üretiyormuş ağırlıkla sanırım ama ben bir ev kuşu olduğumdan demin fotosunu çekip alta koyduğum kulplu ve sıçratma engelleyici kapaklı, kahve ve çay içmek için kullanacağım masa kupasından aldım bir tane.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

markanın termal seyahat kupalarındaki gibi sıvı sızdırma önleyicili değil benim aldığım masa kupası, bunun altını çizmek lazım. zaten ürünü sipariş etmeden önce de bunu biliyordum. splash/sıçratma engelleyici bir kapağı var. laptopumu kullandığım masama standart kupalarımı koyamıyordum zira elim tosarsa laptopum pert olabilir diye çekiniyordum. böyle bir kupa almak ne zamandır aklımdaydı, bugüne kısmetmiş.

deneme yaptım. su sızdırıyor/akıtıyor ama eliniz tosunca ileriye su sıçratmıyor, kapağı kapalı iken. zaten benim ihtiyacım olan da buydu.

kapakla kullanınca 420 ml, kapaksız kullanınca 470 veya 480 ml sıvı alma kapasitesi var. bilhassa böyle büyük bir şey istiyordum zaten, gün içinde çok fazla çay ve kahve tükettiğim için.

aldığım ürünün tam adı contigo streeterville thermalock vakumlu termos kupa herhalde. sıcak da soğuk da içecekler için kullanılabiliyor ve sıvının ısısını tutma konusunda oldukça başarılı olduğu yazılmış, orada burada (henüz kendim test edemedim bunu). bu, benim için çok önemli değil. zaten sıcak içmem çay ve kahvemi. yani gene de hoş ama, koyduğum andaki ılık-sıcak arasındaki ısısını koruyabilecek olması. ekleme: test ettim, sıvının ısısını çok iyi koruyor uzun süre.

kulpunun ergonomisine bayıldım. aşırı rahat. kapağı ve altındaki kayma önleyici kısmı dışındaki her yeri yekpare metalden ve sağlam/kaliteli olduğu belli.

güle güle kullanayım.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

türkiye a milli erkek basketbol takımı

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

az önce biten maçta yunanları ezim ezim ezerek finale kalan takımımızdır, 2025 eurobasket'te.

vallahi hepinize helal olsun. finalde kaybetseniz bile bize bu heyecanları yaşattığınız için bin kez helal olsun derim.

finalde en az almanya kadar iddialıyız. tabii her maçın hikayesi farklı oluyor. yani yunanistan'a karşı oynadığımız oyun, almanya eşleşmesi için net bir belirleyici olamaz. akıl oyunları da olacak. mesela bir oyuncumuzu kızdırıp erken faul problemine sokabilirler... yani ağzımdan yel alsın da işte çok farklı değişkenler oluyor/olabiliyor müsabakalarda. o yüzden almanları da ezeriz diye kesin konuşmamak lazım, bir önceki maçımıza bakarak.

benim inancım tam yine de. tahmin ve temennim, dev adamların kupayı kaldırıp bize müthiş bir gurur yaşatacağı yönünde! zaten fazlasıyla gururlandık da işte olağanüstü, müthiş bir gurur yaşamaya da hayır demezdim!
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim