dahlvier yazar profili

dahlvier kapak fotoğrafı
dahlvier profil fotoğrafı
rozet
dahlvier (editör)
karma: 103453 tanım: 13214 başlık: 2759 apolet: 11 takipçi: 140
Lich-Count Mage

son tanımları | başucu eserleri


kırışmak

tdk:

1. nesnesiz bir yüzeyin düzgünlüğü bozulmak, kırışık oluşmak:
"boynu uzamış, kararmış, yaşlı adamların boynu gibi kırışmıştı." - yaşar kemal

2. nesnesiz karşılıklı kırmak:
çocuklar yumurta kırışıyorlar.

3. nesnesiz pazarlık etmek.

4. -le bahse tutuşmak.

5. nesnesiz, argo bir şeyi eşit olarak paylaşmak.

5. yani argo anlamını severim. şu parayı kırışalım, falan. haha. eğlenceli bence.
devamını gör...

buruşmak

tdk:

1. nesnesiz düzgünlüğü bozulmak, üzerinde kırışık ve katlar oluşmak:
      "daralmış, buruşmuş sof ceketi, uzamış sakalıyla işportacı yahudilere dönmüş." - reşat nuri güntekin

2. nesnesiz ağızda kekrelik duymak.

yaşlılıkta cildin diriliği kaybolunca kırışmak manasında kullanılabilir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

akılalmaz

tdk:

sıfat
inanılacak gibi olmayan, inanılmaz:
      "bu hikâye akılalmaz bir aptallıktan başka bir şey değildi." - tarık buğra

mesela şu ara olan çoğu şey, 90'lar ve öncesi için akılalmaz denebilir bence. benim 90'lardaki halime mesela son 5 seneki gündem olaylarını gösterseydiniz bunları aklım almazdı ve "enteresan kurgularmış" falan derdim.
devamını gör...

asena keskinci

bez bebek dizisinde beraber oynadıkları evrim akın hakkındaki iddiaları gündemde deprem etkisi yaratmış olan genç isim. yani işte o dizide oynarken bir çocuktu, şimdi genç bir kız. yani bu öyle bir deprem etkisi ki youtube benim bile önüme düşürdü, buradan bile hissedildi yani; ki böyle magazinsel şeylerle hiç ilgilenmem ve algoritma benim önüme böyle şeyler çıkarmaz normalde.

anormal iddialar cidden. yani doğruysa çok fena.

www.sabah.com.tr/trend/gale...

şu alttaki videoda asena keskinci'nin 3 bölüm halinde yaptığı açıklamalar video olarak mevcut ve üstteki sabah gazetesi kaynağındakinden fazlası da var yani. cidden akılalmaz iddialar.

devamını gör...

adamım yavaş sür

mansur yavaş'ın adının türkçe karşılığıdır.

yani şu şekilde: "man (adamım), sür yavaş..." - bu da türkilizce olarak aracını trafikte hızlı sürmekte olan birine yapılan bir uyarıdır. mesela sonradan çat pat türkçe öğrenmiş bir yabancı böyle melez bir dille böyle bir cümle kurabilir. çünkü neden olmasın. *
devamını gör...

eleştirilmekten hoşlanmamamak

valla eleştiriye göre çok değişebilir.

mesela net bir yanlış bilgi sunarsam ve biri saygı sınırlarını aşmadan bana "yanılıyorsun, o şöyle" falan derse, bir kontrol ederim mümkünse, işte google'dan falan bakarım ve cidden hatalı bilgi vermişsem "haklısın" falan deyip düzeltirim hatamı. çok kibarca söylenmesi falan da şart değil. dümdüz, "bu konuda yanılıyorsun, olay şöyle" falan dense bile hiç gocunmam ve hatamı düzeltirim. hatta verdiğim net yanlış bilgilerin düzeltilmesi benim hoşuma bile gider. sonuçta yanlış bildiğim bir şeyi düzeltmiş olur karşıdaki. bundan daha güzel az şey vardır. bence doğru/sağlıklı öğrenmenin önündeki en büyük engellerden biri kendi yanlışını kabul edememektir.

ama mesela benim kendisinden bin kat daha iyi bildiğim ve/ya üzerine düşündüğüm bir konuda biri kendi öznel yorumunu bana "doğrusu bu" diye dayatırsa bundan hiç hoşlanmam genelde. ki ben bile benden daha az bilgili birinin çıkarımını "bu da onun fikri demek ki" deyip anlayışla karşılarken, o gelip de benim çıkarımıma "yanılıyorsun" diye yaklaşırsa işte bundan rahatsız olurum. salt bilgisel, akademik ve/ya bilimsel gerçeklikler dışında net yanılmak diye bir şey olmaz zaten normalde.

bir de beni rahatsız eden birine beni rahatsız ettiğini belli ettikten sonra, karşıdaki beni "alıngan" olmakla itham ediyorsa bundan hiç mi hiç hoşlanmam. böyle tipler karşıdakine rahatsızlık verebildiklerini düşünmektense karşıdakini alınganlıkla itham ederler. zaten tanımadığım birisin, sana karşı neden alıngan olayım ki? alınganlık kelimesinin sözlük anlamını öğren önce bir hele. şu başlıktaki ilk tanımdan bunu hemen öğrenebilirsin mesela: (bkz: bilmek vs sanmak)

mizacıma yapılan her eleştiriyi de negatif karşılamam. yani haklılık payı görürsem "haklısın" derim ve karşıdakinin uyarısıyla fark ettiğim yanlış tutumumu değiştirmeye de çalışabilirim yerine/duruma göre.

ayrıca, benim kendimde dert etmediğim bir şeyi ele alıp bana akıl verilmesinden hiç hoşlanmam. şöyle yaparsan şöyle bir sonuç el de edersin, falan derler ya. benim öyle bir sonuç elde etmek istediğimi de nereden çıkardın ki? senin vasat fikrini ben de düşünebilirim ve düşünmüşümdür zaten, ama seninle aynı şeyi istemiyorumdur. yani fikrini söyleyebilirsin elbette de işte hepimiz kendimizden ve hayatımızdan aynı beklentiler içinde değiliz. senin "ulaşılması gereken" dediğin bir hedef benim açımdan çok değersiz olabilir misal. siz siz olun, kendi hayatından memnun olduğu belli olan kişilere boş boş akıl vermeyin. cidden, en azından ben, hiç hoşlanmam bundan. haha.
devamını gör...

yalnızlık makamı

söz ve müziği nida ünsal'a aitmiş. yılmaz morgül seslendiriyor. yani kendisi şüphesiz ki kaliteli bir ses ama işte... yani... biraz tuhaf biri. * başkası seslendirse bir klasik olabilirmiş bence bu parça. morgül çok iyi söylüyor da işte o adam söyleyince yani... nasıl desem... işte öyle klasik olamıyor şarkılar. marjinal tipli olmanın ve işte belli garipliklerinin bedeli belki. yani ilk çıktığında tabii ki farklıydı da bir yerden sonra realite dediğim gibi oldu.

neyse, bu şarkı hakikaten güzel ve yalnızlık makamı çok iyi isim bence. hem hani bir makamda yalnızmışsınız gibi, hem de yeni bir müzik makamı gibi... sözleri de güzel bu arada. bir tek altyapısı daha sade tutulabilirmiş. çok dinamik/hareketli, parlak ve fazla modern bir enstrümantasyon tercih edilmiş, ki bu, bu şarkıda pek ideal olmamış kanımca. gene de güzel ya. dinlenir.

devamını gör...

kış aylarının vazgeçilmezleri

portakal ve mandalina.
devamını gör...

bir üstteki yazar hakkında düşünülenler

özelden iletişimi çok düzgün, sempati beslediğim bir yazar.
devamını gör...

geceye bir yalan bırak

"burnumda et olduğundan / kemik eğriliği sağlığımı etkilediğinden burun estetiği yaptırdım"...

tip kompleksin olduğundan yaptırmış olmayasın sakın? bunu söyleyen 10 kişiden en az 7-8'i yalan söylüyor bence. *
devamını gör...

estetik operasyon bağımlılığı veya hastalığı

eskiden ajda pekkan estetik yaptırıyor diye gündem oluyordu, artık estetik ameliyatsız ünlü görürsek şaşırıyoruz.

tabii halka da tamamen indi. yani o yapay burunlar bile bana itici gelirken, arı sokmuş gibi dudaklardan bahsetmek dahi istemiyorum...
devamını gör...

now it's never

yazarların favori rock ve metal ballad'ları başlığını açmıştım geçenlerde ve oraya koyduğum 50 üzeri ballad'ın çoğunun başlığı açılmışsa da henüz açılmamışlarının başlıklarını açayım dedim, fakat hepsini üst üste açmayacağım; bundan sonra 2 tane daha kalacak galiba. onların da başlıklarını yarın açıp bu ballad misyonumu noktalarım herhalde. birkaç tane de o listedeki ballad'ların açılmış başlığı olsa da ilgili şarkılarla alakalı değil. onlara da birer tanım girebilirim bir zaman belki.

now it's never, mistheria olarak bilinen bir italyan müzisyenin kendi adındaki projesinin 4. albümü, 2010 tarihli dragon fire'da yer alan çok güzel bir ballad'dır. ben de sanatçıyla bu albümle tanışmıştım doğrusu ve albümdeki en sevdiğim şarkı da bu olmuştu. vokallerde, top 3 vokalistimden biri olan john west yer alıyor ve süper söylüyor yine. yani cidden beni etkileyen bir ballad'dır bu da, ilgili listemdeki diğer ballad'lar gibi. mistheria aslında aşırı bilinen bir müzisyen değildi ama bruce dickinson'ın solo ekibine katılmasıyla birlikte şöhretini en az ikiye katlamıştır kanısındayım. yani dickinson'ın çooooooook uzun aradan sonra çıkardığı the mandrake project albümünün kadrosunda kendisi ve önümüzdeki sene çıkması beklenen bruce baba albümünde de yer alacak diye okuduğumu anımsar gibiyim.

devamını gör...

midnight snow

yazarların favori rock ve metal ballad'ları başlığını açmıştım geçenlerde ve oraya koyduğum 50 üzeri ballad'ın çoğunun başlığı açılmışsa da henüz açılmamışlarının başlıklarını açayım dedim, fakat hepsini üst üste açmayacağım; bundan sonra 3 tane daha kalacak galiba. bugün yarın bitiririm bu ballad misyonumu kanısındayım. birkaç tane de o listedeki ballad'ların açılmış başlığı olsa da ilgili şarkılarla alakalı değil. onlara da birer tanım girebilirim bir zaman belki.

satellite da bir önce açtığım living in the moonlight şarkısının yaratıcısı collage elemanlarının sonraki projesiydi ve midnight snow da onlardan şahane bir parça. bu o kadar "damar" bir ballad değil, daha böyle bir kış gecesi içleri ısıtan bir slow şarkı gibi. böyle ruh okşayan bir eser hakikaten. ilk albümleri, 2003 tarihli a street between sunrise and sunset'te yer alır. bunu da anormal seviyorum. ezbere de bilirim hatta. sizler için biraz mırıldanayım şimdi: voca.ro/198JwG1irg3Y

devamını gör...

living in the moonlight

yazarların favori rock ve metal ballad'ları başlığını açmıştım geçenlerde ve oraya koyduğum 50 üzeri ballad'ın çoğunun başlığı açılmışsa da henüz açılmamışlarının başlıklarını açayım dedim, fakat hepsini üst üste açmayacağım; bundan sonra 4 tane daha kalacak galiba. bugün yarın bitiririm bu ballad misyonumu kanısındayım. birkaç tane de o listedeki ballad'ların açılmış başlığı olsa da ilgili şarkılarla alakalı değil. onlara da birer tanım girebilirim bir zaman belki.

polonyalı fevkalade neo-prog grubu collage imzalı müthiş etkileyici ve ruhlu bir ballad'dır living in the moonlight. beni böyle melankolilerden duygusal taşkınlıklara sürükleyen bir eserdir zamanında. yani benim açımdan ne kadar özel olduğunu kelimelerle sahiden anlatamam. artık o duyguları tükettim mi, yaşım ilerledi, yoksa alkolü bıraktım diye mi bilmiyorum, o kadar duygulandırmasa da nostaljik değeri hala yüksektir benim nazarımda. içinde yer aldığı 1994 tarihli moonshine albümü tümden mükemmel gerçi de işte bu parça da gökteki yalnız, üzgün, asil ve gururlu bir yıldız misali parlıyor albümde.

devamını gör...

rakamsız analog saat kullanamamak

ben mal mıyım bilmiyorum ama asla rakamları yazmayan analog saat kullanamıyorum. yani böyle bakar bakmaz saatin kaç olduğunu anlayamam ve saniyeler sürer baktıktan sonra saatin kaç olduğunu belirlemem. bugün elime geçen lorus r2387kx9 da dahil kullandığım saatlerin %80'i falan dijital olmuştur zaten. analog da 4-5 saat kullanmışımdır toplamda ama işte hepsinin rakamları mutlaka yazardı. böyle kocaman ve belirgin olması da lazım o rakamların ki her ortamda bakar bakmaz saatin kaç olduğunu görebileyim.

yani şu tarz saatler benim için direkt kategori dışı:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

hatta sadece 12-3-6-9 rakamları olan saatleri bile eliyorum her zaman.

şu da en son kullandığım analog saatimdi: #2579650

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

mal olan benimdir muhtemelen arkadaşlar. yani rakamsız saatleri kullanan bir sürü insan olduğuna göre arıza kesin bendedir. *

bu arada roma rakamı da olabilir ama o rakamlar ille olacak. haha.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarından ingilizce mizah paylaşımları

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

2026 dünya kupası play-off etabındaki rakiplerimiz

yarı finalde evimizde romanya ile, turu geçersek de finalde deplasmanda slovakya veya kosova ile oynayacağız; yani bu ikisinden hangisi diğerini elerse onunla.

yarı finalde evimizde oynayacağımız zaten belliydi de final kurasının deplasman çıkması kötü oldu. gene de slovakya'yı eleyemeyeceksek dünya kupası'na gitmemizin de ne kadar manası olabileceği tartışılabilir. yani evimizde de deplasmanda da böyle bir rakibi eleyemeyecek durumda olursak, dünya kupası'nda karşılaşabileceğimiz 2-3 katı daha kuvvetli takımlara karşı şansımız zaten pek olmazdı.
devamını gör...

timex

demin sözlükte, bugün elime ulaşan lorus r2387kx9 marka/model saatin başlığını açmıştım.

ekleme: timex, bir amerikan markasıdır. aşağıda yazmayı unutmuşum, altta daikichi nick'li yazar yazınca fark ettim ve ekleyeyim dedim.

timex ise lorus'u da bünyesinde bulunduran seiko ile aşağı yukarı aynı klasmanda diye biliyorum. gene ultra-premium falan olmaktan uzak olsalar da bunlar aynı kategori ve/ya segmentte olabilirler. hatta seiko, timex'ten daha kaliteli de olabilir. benim bildiğim bunlar aynı klasmanda sayılabilirler işte. belki de kişisel tercihler belirliyordur bazı şeyleri. ikisi de işte lüks saatler üretiyor, ultra-lüks olmasa da, ama sanki seiko daha fazla tercih ediliyor gibi ve daha geniş bir bütçe yelpazesine hitap ediyor galiba, düşükten orta-yükseğe kadar. ekleme: ben timex ve seiko'nun "luxury brand"lerin entry level'ında olduklarını okumuştum ama şimdi arattığımda luxury/lüks markalar arasında gösterilmediklerini gördüm tablolarda. gene de luxury kategorisinde ürünleri de vardır herhalde ya. yoksa yok mudur? olabilir bence. mesela casio'nun da bazı g-shock'ları gayet pahalı. yani öyle bir şeyler okuduğuma eminim ama yanlış bilgi de olabilir bu tabii. yani lükslük piramidinin en altına konan markalar bunlar ama demin baktığım tablolarda lüks saatler kategorisinin bir altında yer alıyorlar. hatta bir piramidi de bırakayım bu bağlamı gösteren. bir başka piramidde de "not luxury" diye özellikle belirtilmiş bu en alt kategori.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

hatta "not luxury" denen piramidi de koyayım. enteresandır ki mesela tissot, iki ayrı piramidde iki ayrı kategoride; birinde luxury, diğerinde değil. belki işte benim geçmişte gördüğüm piramit de timex ve seiko'ya luxury brands'in entry level'ında gösteriyordu da ondan aklımda öyle kalmıştı. hatta şimdi fark ettim, birinde timex yok bile. haha.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

iki markanın da analog kol saatleri daha yaygın olsa da ben dijital saat sevdiğimden timex'in ürünlerine de bakmıştım, lorus saatimde karar kılmadan evvel. bir zamanlar timex'in bir modeli vardı işte benim lorus'unki gibi, kafam kadar rakamları olan kocaman bir dijital saat... ama amazon yurt dışından teslim ediyordu ve teslimat tarihi siparişten 2-3 ay sonra falandı. o zaman bir casio marka saat almıştım, hemen elime ulaşacağı için.

timex'in onun gibi bir modelini bulsam düşünebilirdim işte bu lorus yerine belki, ama şu anda ülkemizde satılan dijital saatlerinden pek bana göre olan bir modele rastlayamadığımdan lorus'ta karar kıldım.

yalnız... tam ismi timex q tw2y06100 1975 ssq digital reissue watch olan retro model cidden ilgilisi için muazzam bir model bence. türkiye'deki şu anki fiyatı 10.000 lira civarında. gene de ilgilisi ve bütçesi yeten için muhteşem bir old school model olduğunu düşünüyorum. model ismindeki 1975 ve reissue da 1975 model bir saatin işte revize edilip yeniden üretimi gibi bir manaya geliyor olsa gerek. zaten tam 70'ler stilinde bir modelim diye bağırıyor kendisi.

hatta şimdi google'dan baktım da, şunu gördüm: "timex is reissuing its pioneering ssq model, the brand's first-ever lcd digital watch that was originally launched in 1975."

yani tahminim doğruymuş ve bu ssq modeli markanın ilk lcd dijital saatiymiş ve 1975'te piyasaya sürülmüş. şimdi de işte bunun reissue'sunu sunmuşlar. muhteşem bence, çok şık.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

lorus r2387kx9

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

seiko'nun yan firması olan lorus'un bugün elime (veya alttaki fotoda görebileceğiniz gibi koluma/bileğime, haha) ulaşan modeli. yarı fiyatına falan aldım. bir tek led aydınlatmasını açınca rakamlar yok oluyor. amazon.co.uk'den baktığıma göre bazı kişiler bundan şikayet etmiş. bir ihtimal de bataryası az kalmış olabilir, o yüzden böyle olabilir. bu fonksiyonu bozuksa bile iade etmem ya. zaten yarı fiyatına aldım ve aşırı beğendim. çok az ışıklı ortamda bile (mesela banyoda ışıklar kapalı denedim) led aydınlatmasız da saati görebiliyorum ve mutlak karanlıkta pek bulunmam zaten. bir de eski dijital saatlerimde de ben led ışığı şeysini batarya çabuk bitmesin diye neredeyse hiç kullanmazdım. edit: battaniye altında denedim de, yani tam karanlıkta... back light'ını açıp karşıdan bakınca rakamlar görünmese de aşağı açıdan bakınca da görünüyormuş. ışık altında da öyle aslında ki rakamlar tamamen yok oluyor ışığı açıp karşıdan bakınca, bir süre. ama saate alt bir açıdan bakınca görünüyor, yani tam karanlıkta da bu şekilde görülebiliyor saatin kaç olduğu. ışığı bir şekilde işe yarıyor yani. gene de karşıdan bakınca da işlev görmesi gerekirdi bence, ama böyle de kullanılır.

bayağı büyük saat. rakamları da kocaman. bana göre en büyük artısı, çok gevşek bir ayarda takmama rağmen bileğimdeki pozisyonu açısını değiştirecek/bozacak derecede değişmiyor/kaymıyor. yani cidden bu şekilde kaymıyor çok gevşek takmama rağmen ve çok rahat. üstteki ürün tanıtım fotosu ya da altta benim çektiğim foto tam karşıdan çekildikleri için belli olmuyor ama iç donanımı çok derin ve camı çok kalın. sağlam bir saat izlenimi de veriyor her bakımdan.

10 numara saat gibi görünüyor. umarım uzun ömürlü olur.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

2025 2026 kışının gelmemesi

g.tüm donsun istemek gibi mi?

böyle g.te böyle don demişler.

haha. şaka bi tarafa, benim açımdan fark etmiyor ya. yakın senelere kadar en sevdiğim mevsim kıştı, artık süper adaptif biri oldum. öyle alevli cehennem veya buzul kıyameti olmadığı sürece her mevsime okeyim. *

tabii küresel ısınma ciddi mevzu. gene de bunu geri çevirebilecek bir yetki ve forsum/nüfuzum olmadığından da kafamı pek taktığım söylenemez buna.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim