dahlvier yazar profili

dahlvier kapak fotoğrafı
dahlvier profil fotoğrafı
rozet
dahlvier (editör)
karma: 103992 tanım: 13272 başlık: 2777 apolet: 11 takipçi: 140
Lich-Count Mage

son tanımları | başucu eserleri


26 kasım 2025 monaco anadolu efes maçı

3. periyotta fena dağıldığımız maç. son çeyreğin ortalarındayız ama elbette şimdiden kaybettik. sağlık olsun diyelim. bundan önceki iki maçımızı kazanmışız ancak monaco zor bir deplasmandı.
devamını gör...

dungeons and dragons

26 kasım 2025 monaco anadolu efes maçını izlemekteyim ama bu başlığa bir şeyler yazmak da istiyorum. sadece 1 tanım girmişim şimdiye kadar ve o da beklenen d&d dizisiyle alakalıydı. maçın devre arasında yazdığım için 10 dakikada falan ne kadar yazabilirsem işte...

50 senelik dev külliyattır efenim, öncelikle. ve bu külliyata bir insan evladının tam hakim olması kolay kolay beklenemez. 3rd party denen üretimlerini dahil etmesek, yani sadece official d&d ürünlerini bile baz alsak bu cidden çok zordur.

benim kişisel d&d maceram 2000'lerin başlarında 2 kere masaüstü frp oynamam ve yine bu dönemde baldur's gate 2: shadows of amn adlı d&d bazlı crpg oyunuyla başlamıştır. crpg başlığında aslında d&d bazlı bu tür oyunlarla alakalı epey bilgi ve izlenimlerimi sundum. 1981 doğumlu biriyim ve 20 yaşımdan önce d&d (dungeons & dragons) diye bir şeyden haberim bile yoktu. ahahaha. işte söke gibi bir yerde büyümenin dezavantajlarından biri... mesela favori video oyunum olan dungeons & dragons: shadow over mystara da söke'deki atari salonlarında olmadığından, bundan da 2000'lerde ankara'da üniversite okurken tanışmıştım. ekleme: aaa... 2000 tarihli, ilk dungeons & dragons filmini de o yıl veya 2001'de falan izlemiştim galiba sahi. bu sonradan aklıma geldi.

d&d'yi seviyorum ve artık masaüstü frp oynamasam da üstte gamsızöksüz'ün de dikkatini çektiği gibi gayet iyi bir frp zar seti koleksiyonu yaptım yakın zamanda (o başlıktaki son tanımımda görebilirsiniz fotosunu).

masaüstü frp oynamıyorum artık, evet. ancak hala d&d sourcebook'larını falan karıştırırım ve d&d romanları okurum.

yani işte maç başlamadan bu tanımı sonlandırmam lazım. d&d ile alakalı açtığım bazı başlıkları, yani bu bağlamda şu anda aklımda olanları paylaşayım dedim son olarak. bir şekilde alakalı alttakilerin hepsi bununla yani. üstteki kimi bakınızların da başlıklarını açmıştım zaten.

zaten bundan önceki sözlük nick'lerimden biri olan random riellor da bir d&d karakteri (bu necromancer'ın da başlığını bir zaman açabilirim), şimdiki count dahlvier da öyle.

(bkz: hangi dungeons and dragons sınıfısın testi)
(bkz: midnight chronicles)
(bkz: dungeons & dragons: wrath of the dragon god)
(bkz: azalin rex)
(bkz: count dahlvier)
(bkz: gwydiesin)
(bkz: larloch)
(bkz: ultroloth)
(bkz: lich)
(bkz: mind flayer)
(bkz: edwin odesseiron)
(bkz: jon irenicus)
(bkz: 4d6 drop lowest)
(bkz: beggar's nest)
(bkz: the umar hills)
(bkz: abi-dalzim’s horrid wilting)
(bkz: d'raven)
(bkz: time dragon)
(bkz: canabulum)
(bkz: chaotic neutral)
(bkz: mage)
(bkz: kangaxx)
(bkz: erol otus)
(bkz: wizard)

şu anda aklıma gelenler bunlar ve maçın ikinci devresi başladı. başka aklıma gelenler de olursa bu tanıma ekleme yaparım sonrasında.
devamını gör...

26 kasım 2025 monaco anadolu efes maçı

bu gece 21:30'da başlayacak olan euroleague (basketbol) maçıdır.

bu sezon izlediğim ilk euroleague maçı olacak. bazen çok iyi takip ettiğim, bazense pek etmediğim bir organizasyondur euroleague. bu sezon işte takip etmedim henüz. bakalım, bu maçı seyredeceğim. sonra maçları takip etmeye devam mı ederim yoksa tek tük euroleague maçı mı izlerim bu sezon, belli olmaz.

anadolu efes tabloda şu anda 5 galibiyet ve 7 mağlubiyetle 14. sırada bulunuyormuş. bu da 13. maçı olacak o zaman herhalde. 13 uğursuz sayı derler ama bu batı kültüründe varken bizde yok sanırım. o yüzden bence monaco için bir uğursuzluk mevzubahis olabilir. * meymenetsizlik seninle olsun monaco! fransızca bilmiyorum ama ingilizce olarak da söyleyeyim: may the meymenetsizlik be with you, monaco! haha.

yürü be, efelerin efes'i!
devamını gör...

sözlük yazarlığının boş bir iş olduğu gerçeği

doğru. ama neden boş iş yapmayı sevmeyelim? *
devamını gör...

normal sözlük yazarlarından ingilizce mizah paylaşımları

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

implant ameliyatı

bugün de ikincisini olduğum ameliyattır. ilk tanımda bahsettiğim gibi ikinci sinüs lifting operasyonum başarısız olduğundan, bu sefer kısa implant yapıldı. nta implant yetkilisi "shorts" diyordu buna. iki implant ameliyatım da sinüs lifting + kemik tozu dolgusu ameliyatlarımdan (ki ikincisi başarısız olduğundan kemik tozu dolgusu kısmı olmadı bunda) daha rahat geçti, ama bu sefer işte sinüs lifting'in başarısız olduğu sağ tarafıma kısa implant yapıldı ve çekiçle kafatasıma bir şeyler çakıyorlarmış gibi bir uygulama biraz tedirgin etti. ilk ameliyatta öyle bir şey yoktu. dişçim "korkmayın" dediğinden o kadar da korkmadım da gene de gerdi beni. buna rağmen rahat bir operasyondu bu da. implant yetkilisi "içime çok sindi" dedi işte operasyondan sonra. dişçim de "evet, iyi oldu, iyi..." dedi. şu anda yüzüme buz tutmaktayım ve herhalde 3 ay falan başka bir işlem, operasyon falan olmayacakmış. sonrasında neler yapılacak bilemiyorum. zaten bu başlık, implant ameliyatı başlığı. yani sürecin tamamlanıp implantlarıma kavuşmam neticesinde olanları implant başlığında falan anlatabilirim aylar sonra.
devamını gör...

yazarların 2026 yılından beklentileri

daha erken ya. şimdiden bir şeyler beklemeye başlarsam aralık ortalarında sıkılırım kesin. *
devamını gör...

küçük prens'te atatürk'e diktatör denmesi

diktatör, dikte etmekten gelir. birçok insan "hayalimdeki kişi başa gelse de, benim işime gelecek şekilde her şeyi dikte etse" der. yani bunu demese de böyle hayaller kurar. bu çıkarımı yapmama yetecek kadar gözlem yapma fırsatım oldu. ben anarşistim, yani isteyebileceğim son şeylerden biri bu olurdu.

küçük prens'in hem türkçesini hem de ingilizcesini okumuştum aslında ama son okuyalı çok zaman oldu. atatürk'e böyle bir şey denmişse de ya dikkatimi çekmemiş, ya aklımda kalmamış, ya da okuduğum ingilizce versiyon da türkiye'de basılmışsa bu çıkartılmış olabilir. yani aklıma bu ihtimaller geldi.

atatürk bir diktatör müydü?.. yani tarih bilgim pek derin değil maalesef. yani tam hakim olmadığım konularda net yargılara varmaktan kaçınırım ekseriyetle.
devamını gör...

geceye bir tespit bırak

gündem başlıklarında 24 saat kuralı yok. sözlükte benden eski (kayıt olma itibarıyla) ve benden yaş itibarıyla büyük birinin bunu hala öğrenememesi çok komik. ben bunu editör değil, henüz yazarken öğrenmiştim bu arada. ki kendisine belirtmiştim de daha önceki bir tartışmamızda. yani net olarak gündem başlıkları haricinde 24 saat kuralı var dediğimi dün gibi hatırlıyorum kendisine. bir başlıkta da 24 saat konusundan bahsettiğine göre ilgili zat, gene 24 saat dolmasını bekliyordur herhalde. yarına kallavi bir yanıt hazırlanıyordur diye öngörüyorum zira bugünkü 24 saatten sonra geldi. gardımı aldım, bekliyorum. ama şu anda da yazabilirsiniz. tekrarlayayım, gündem başlıklarında 24 saat kuralı yok. yok. şu anda gündem etiketi var ilgili başlıkta da. sanırım 2 gün duruyor o etiket. takip etmedim de, öyle bir şey duymuştum birinden. yarın sabah 10:45'te veya işte etiket birkaç dakika sonra konduysa 10:50'de falan kalkar o etiket diye tahmin ediyorum, başlığın açılma tarihine bakarak. o etiket varken, henüz kalkmamışken 24 saat kuralı işlemez. işlerse bana ulaşınız, ben ulaşırım moderatörlere ve kural değişikliğine mi gittiniz diye sorarım, yapabilirsem silinen tanımınızı geri getirttiririm. getirtemezsem de sözlükte moderatörlere dalarım. sorumluluk bende yani. hatta gündem başlığı etiketi kalktıktan sonra bile maç başlıklarına falan üst üste tanımlar girildiğini görmemden hareketle, yine böyle başlıklar özelinde bu kuralın etiket kalktıktan sonra dahi işlemediği kanısındayım. bundan emin değilim ama. yani bunda sorumluluk bende değil. ayrıca kural değişse bile profilinizden silinen tanımlarınıza ulaşabilirsiniz ve içeriklerini kopyala-yapıştır diyerek uygun zamanda yeniden gönderebilirsiniz. baştan yazmanıza gerek olmaz. bu tür tartışmalardan pek hoşlandığımı söyleyemem de işte bazılarına da haddini bildirmek elzem olabiliyor.
devamını gör...

25 kasım 2025 galatasaray usg maçı

hay allah ya. bu kadar eksikle çıkınca sürpriz sayılmasa da bir beraberlik çıkartabiliriz diyordum ama olmadı. sağlık olsun diyelim. hakem de konuşuluyor ama yarım yamalak izlediğimden, daha çok dinlediğimden o konuya hakim değilim.
devamını gör...

naklen yayın

tdk:


1. isim -> canlı yayın:
      naklen yayını dinlemek, bir futbol maçının kendisini seyretmek kadar tatmin ederdi bizi.

2. isim olay, gösteri, toplantı, etkinlik vb.nin yaşandığı andan daha sonra olduğu gibi bire bir aktarıldığı yayın.

ben bunun eskiden canlı yayın manasına geldiğini biliyordum. sonra spikerler filan pek naklen yayın dememeye başladı ve sürekli canlı yayın diyorlardı. ben de biraz düşünmüştüm, hani montaj/edit işlerine girmeden bir olayın, programın falan, zaman fark etmeksizin, doğrudan aktarıldığı, yani nakledildiği yayın oluyor herhalde naklen yayın diye bir çıkarımda bulundum. iki anlamı da doğruymuş aslında. tdk sağ olsun, demek ki naklen yayını canlı yayın olarak bilmemde de haklıymışım dedirtmişti.

sözlükte bir başlık açmıştım da şu anda bulamıyorum. çok önce açmıştım başlığı. bu başlık da henüz açılmamış olduğuna göre açıp da burada bahsedeyim dedim. aslında hiçbir canlı yayın tam "canlı" yayın olmaz, işte uydudan gelişi vs. ile mini de olsa bir gecikme mutlaka olur diye bir şeyler dediğimi hatırlıyorum. internetten izliyorum ben işte canlı yayınları ve 1-2 dakika geriden izlemem de hiç sürpriz olmuyor. galatasaray gol yediğinde attık sandım hatta işte dakikalar önce. bendeki yayın malum, geç geliyor. dışarıdan biri dana gibi "gooooooooollll!!!" diye bağırdı. aha dedim, attık galiba. 1-2 dakika sonra gördüm ki yemişiz... tatsız bir sürpriz oldu ama karşı apartmanda galatasaray'ın avrupa'da başarısız olmasını isteyen biri olduğunu da öğrenmiş oldum. haha. çok eskiden tersiydi. dışarıdan böğüren başkası vardı ve onun sayesinde gs'nin gol attığını daha benim yayına yansımadan öğreniyordum. demek ki yeni karşı apartman gürültülüsü cimbom düşmanıymış. haha. bu arada bu çok tat kaçıran bir şey. işte o bulamadığım başlıkta bahsetmiştim galiba. yazlıkta karşımızda ingiliz bir kadın ve hollandalı ailesi oturuyor. geçen avrupa futbol şampiyonası'nda mıydı... hollanda'nın gol attığını, bizi (türkiye) elediğini bendeki yayından önce onların coşkulu tezahüratlarıyla öğrenmiştim. bir de spoiler yemek gibi oluyor bu ya. yani olumlu bir şey olsa bile benim adıma, önceden öğrenmek hiç hoş değil. odama bir televizyon mu alsam? *
devamını gör...

sözlük yazarlarının fotoğrafları

galatasaray maçını pozitif bir sonuç alacağımız inancıyla izlemeye başladığım, demin banyodan sonra çektiğim bu selfie'den belli bence. gözlüksüz de çıkarım abi. *

güncelleme: hay aksi ya, kaybettik. :/

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

neşeliymiş gibi görünen hüzünlü şarkılar

şu bir çizgi filmin müziği, sözleri de pek pozitif ama bana aşırı hazin gelir:

walking in the air



bunun bir de gregorian chant versiyonu var ki ağlatmıştır bile beni.



bir de ergenliğimde, rahmetli robert miles'ın children şarkısında aşırı duygulanırdım ve biraz hüzünlenirdim. yani girişinden sonra cıstak-cıstak diye gider ama işte bana tümden biraz hazin gelir.

devamını gör...

sokak hayvanlarını besleyenleri ihbar etmek

#3803186; şunun, gazze'ye yollanan yardım gemilerinin/tırlarının insanlara ulaşmasına engel olanların, "asla bu insanların kötülüğünü; açlıktan, hastalıktan ölmesini istemiyoruz" demesinden efektif olarak hiçbir farkı yok. bir de tüm başıboş köpekler uyutulmalıdır deyip nasıl düşmanları olmuyorsunuz acaba? uyutmak diye bir şey yok. onun adı, öldürmek.
devamını gör...

25 kasım 2025 galatasaray usg maçı

bu kadar sakatımızın olması elbette çok kötü bir şey, ancak bu durumumuzun bu maça denk gelmesi, önceki şl maçlarımıza denk gelmesinden iyidir; önceki maçlarımıza bu kadar fazla sakatla çıksak pek şansımız olmazdı. yani bir beraberlikle bile ilk 24'e girmeyi büyük oranda garantiliyoruz sanırım ve her ne kadar bir sürü sakatımız olsa da kağıt üstünde en kolay rakibimizle evimizde oynuyoruz.

bastır cimbomum, al bu maçı!
devamını gör...

normal sözlük yazarlarından ingilizce mizah paylaşımları

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kaşarlı sucuklu salçalı tost

candır. bana ilkokul-ortaokul-lise dershanelerimi hatırlatır. lise 2-3'te gittiğim dershanedeydi galiba... sucukları o kadar inceydi ki, bir seferinde biz dershanedeyken güneş tutulması olmuştu ve tostumdan bir sucuk çıkartıp güneş tutulmasını izlemiştim teneffüste. ahaha. gene de çok lezzetliydi.
devamını gör...

etli ekmek vs pide vs lahmacun

konya'ya sadece bir kez gittim ama 1 hafta veya biraz üzeri süre kaldım orada; yani has etli ekmek de orada yedim. güzeldi ancak iyi yapılmış bir pideyi tercih ederim açıkçası. lahmacun da ayrı bir güzellik. beni böyle zor tercihlere mahkum bırakmayın arkadaşım! *
devamını gör...

istanbul'da sokak köpeklerini beslemenin yasaklanması

tanım: bir başlık.

#3802958; bir varlık olması dışında hiçbir insani niteliği olmayan cordarone. seni kaç kere rezil ettim. bana şizofren imasında bulunup, söylemediğim şeyleri söyledim sanıyorsun demelerini, aklınca bana psikiyatrist önermeni, karşılığında o dediğin ama inkar ettiğin (bence hatırlamadığın) "şizofreniye yakın depressif bir kişiliğim var" sözünü google'dan bulup çaaat diye önüne koymamı ve buna benzer inkarlarını pat diye önüne getirmelerimi hatırlar mısın? korkarım ki hatırlamayabilirsin. senin gibi egosantrik (egoist anlamında değil, bu daha derin bir kavram) za(r)tlar sadece işine gelen şeyleri hafızasında tutma eğiliminde olur.

şunu ekliyorum sonradan... o şizofreniye yakın bir durumun olması üzerinden kimseye vurmam. bilmeyenler için belirteyim; sen, "bu ittaparları azgın sokak itlerinin ortasında bırakın da bakın neler oluyor" falan demiştin. önceden de şizofrenlerle ilgili de "şizofrenlere tehlikeli değil diyenleri bir akıl hastanesinde şizofrenlerin arasına kapatacaksın birkaç saat, görecekler hanya'yı konya'yı" falan demiştin, gene işte sadece birilerini öldüren şizofren haberleri paylaşarak hepsi tehlikeli manasına getirmiştin olayı. ben de bu ikisi arasındaki paralelliği gösterip, kendisinin şizofreniye yakın bir durumda olduğunu söyleyen birinin şizofrenleri hedef göstermesi de ironik deyince de "ben öyle demedim, görebileceğin en sağlam psikolojideki insanlardanımdır, sende şizofreni emareleri görüyorum, acil şifalar dilerim, ankara'daysan çok iyi bir psikiyatrist tanıdığım var" falan deyip beni tiye aldıktan sonra dediğini google'dan bulup önüne koyunca apışıp kalmıştın.

benim sevdiklerimin başıboş köpekler tarafından parçalanması dileğin de vardı sahi. parçalanarak ölmesi miydi, sadece parçalanması mıydı, bak orasından emin olamadım. merak ettiysen ve/ya sana haz verecekse, babamın başına şu gelmişti: #2985804 senden gaza gelip biri nick altımda benim de "inşallah" parçalanmamı ima eden bir şeyler yazmıştı ama. bunu net hatırlıyorum. şimdi baktım, hala duruyor bu. ben de köpek saldırısına uğradım. çocukken kuduz aşısı da oldum. ergenken üzerime dev gibi ve psikopat bir köpek salındı, bir tepeden aşağı doğru köpekten kaçarken düştüm ve yuvarlandım. ben de ölümden döndüm yani, bir ağaca çarpıp durmasam ölmem işten bile değildi ve her yerim yara bere oldu. o olayı ve fazlasını da şurada anlattım: #2987332 yetişkinliğimde de birkaç ciddi tehlike atlattım bu arada. daha önce belirtmiştim ama unutabildiğin için gene belirteyim, benim hafızam anormal iyidir. sana takık olduğumdan bunları aklımda tutuyor ya da not alıyor falan değilim. ki aşağıda bahsettiklerim, sadece gördüklerim. uğramadığım da bir dolu başlık var sözlükte.

yazının geri kalanının çoğu ilk başta yazdıklarım. sadece üstteki iki paragrafı epey sonra ekledim. ama aralarda da yazdıktan kısa sayılacak süre sonra yaptığım eklemeler var.

bir sürü fake haber de yapıldı ve hayvan saldırısı olmadıkları kanıtlandı. sen hiç bunlardan bahsettin mi? hayır!!! kendi evin camdansa başkasının evine taş atmayacaksın. bak, benim evim çelikten. üzülürsün, cam kırıkları ayaklarını keser. aklını başına devşir diyeceğim de olmayan şeyi de devşiremezsin bittabi.

yahu, denize giriyor diye şikayet edilip barınağa kapatılan köpek orada hastalık kapıp öldü haberine "hastalığı denizden kapmıştır" diyen sen değil misin? nereden biliyorsun? işte egosantrik ve antroposantrist bir zavallı olduğundan bu dediklerimi hiçbir zaman idrak edemeyecek, iğne deliğinden dar vizyonunla dünyaya aval aval bakmaya devam edeceksin. yaşın benden bile büyük. bu saatten sonra kimse seni kurtaramaz.

anadolu'nun bir yerlerinde gömülü hayvan cesetleri bulundu. bu habere de gidip "mama lobisi katledip suçu bizim gibilere attı" diyen sen değil misin? nereden biliyorsun?

"hiçbir hayvanı beslemem, hele it hiç beslemem" falan da dedin bir başlıkta. bunun gibi birçok örnekle birlikte o sümüklü böcek konusunu birleştirince orada öyle salt bilimsel bilgi verme nahifliğinde olmadığını anlamak için ortalama bir zeka yeterli. kaldı ki ben o hayvanlara tuz döküp öldürüyorsun da dememiştim. yani onların "can"ının senin açından değersiz olduğunu destekleyen bir örnek olarak verdim.

köpeklere "it" demeni sanki aşağılama niyetiyle söylemiyormuşsun kisvesine büründürmeye çalışıp, işte özbekler mi azeriler mi öyle diyormuş diye aklamaya çalışma çaban da çok gülünçtü. azeriler silaha da "y...k" diyor. onu da kullan bakalım, küfür kullanımı yüzünden sözlükten atılmamak için aynı bahaneyi üretirsin demiştim. bunu da "beni banlamakla tehdit ettin" diye anlayacak kadar da zekasızsın. ayrıca anadolu'nun bilmem hangi köylerinde köpek denmez, it denir. gidin öyle bir köylünün itine köpek deyin de başınıza ne geliyor görün falan yazmıştın. sen git bakalım o köylüye de itlerin canı yoktur, itlerin hepsi itlaf edilmelidir, itler asalaktır (bunu da demiştin) falan de, o köylü sana neler yapıyor görelim. *

ya da... siyasi konularda da çok tutarsızsın. dem parti'ye oy vermeni "yasal bir partiye oy veriyorum" diye ifade edip, mhp'ye "mhp terör örgütü" diyen sen değil misin? o da yasal parti değil mi? öyle.

sağcıların hepsi "yawşak"tır deyip, sağcı döneklerden örnek vermen üzerine; doğu perinçek ve zamanında (ki epey eskiden), "kendimizi yakın gördüğümüz parti ak partidir" sözünü söyleyen selahattin demirtaş'ın da sol'da paralel örnekler olduğunu hatırlatmam ve senin buna yanıt verememene ne demeli? ben anarşistim bu arada, sağcı (veya solcu) değilim. bu tabii uzun/derin bir konu. şu anda açmak istemiyorum da şurada belirtmiştim: #1931026

hiçbir ölümü kutsamadım deyip; tüm israillilerin, son ferdine kadar gebertilmesi gerektiğini defalarca söyleyen sen değil misin? alain delon öldü ya geçenlerde. ona bile "aşırı sağcıydı; böylelerine öldü değil, geberdi denir" diyen sen değil misin? sözlükte kutsadığın ölümleri ben sayamadım...

bunları da inkar edersen bulurum gerekirse. senin kepazeliğini ortaya dökmek ayrı bir zevk. yani daha fazla ne kadar rezil olabilirsin bilemiyorum gerçi.

bak burada bir manifesto döşerim ki şu üstte yazdıklarım sinek ısırığı gibi kalır [ekleme/güncelleme: yazıda edit'ler yaparak epey ekleme yaptım, yani aklıma gelen çoğu şeyden bahsetmiş oldum artık], aklın şaşar. gerçi olmayan şey de şaşamaz ya... kendimi hayvansever olarak nitelemediğimi belirtmeme rağmen, "sahi evine hamam böceği girince 'onlar da bir can' deyip kardeş kardeş yaşıyor musun?" demen de işte olmayan aklının bir göstergesi.
devamını gör...

ürkünç bakışlı oyuncular

sabaha karşı saçma sapan bir saatte açıp ölümünü duyurduğum içindir herhalde kimsenin ilgilenmediği udo kier başlığında bu aktörün bakışlarından bahsetmiştim. harbiden "ürkünç bakış" denince aklıma gelen ilk oyuncu kendisidir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

sonra da christopher walken gelebilir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

aklıma böyle bakışları olan bir aktris gelmedi şu anda. çünkü kadınların hepsi çok masum. *
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim