sabaha karşı saçma sapan bir saatte açıp ölümünü duyurduğum içindir herhalde kimsenin ilgilenmediği udo kier başlığında bu aktörün bakışlarından bahsetmiştim. harbiden "ürkünç bakış" denince aklıma gelen ilk oyuncu kendisidir.
alnımda bir yarık izi var sadece. çok ufakken kafamı sehpaya çarpmışım, o kadar çok kan olmuş ki ortalık, annem çok telaşlanmış. neyse ki ciddi bir şey olmadı; ama alnımda uzun bir yarık izi kaldı işte.
şu #3680402 tanımımda ifade etmiştim. valla yerine göre kazık gibi dimdik dururum, sataşana "gel otur" dediğim türden bir kazık gibi duruş yani. buna gerek yoksa esnek bir duruşum vardır normalde.
back to the future için #3050033 tanımını girmiş, back to the future part ii'nun ise yarım sene kadar önce başlığını açmıştım ve başlıktaki tek tanım benden geldi şimdilik. back to the future part iii'nin başlığı ise açılmadı bile henüz, ki 2.sinin başlığı bile çok geç açıldı bence. kimse açmazsa bir zaman 3. filmin başlığını da ben açacağım. yazarlardan film veya dizi senaryosu fikirleri başlığındaki şu [#3672072] tanımımdan da anlaşılabileceği gibi çok seviyorum bu seriyi. ilk iki film benim için çok özel olsa da üçlemenin son filmini de zamanla bayağı sevdim.
şu anda kapak fotosu olarak kullandığım görsele bayıldım ya [dan schoening imzalıymış] ve profil resmimle de uyumlu oldu, işte kol saati falan. öyle bir niyetle çekilmemiştim bu fotoyu ama şu anda bu profil fotosu ve kapak resmi kullanmamı istetecek kadar beğendim bu uyumu. rozetim de 6.500 karma puanı başlığında dediğim gibi sözlükteki en pahalı rozetlerden biriydi ve bu da gerçek görüntü değil de üzerinde oynanmış fotoların ss'lerinden oluştuğundan kapakla uyumlu oldu bence. sevdim bu kombinasyonu!
genelde iyi bir insan olduğum söylenir. yani bununla övünmem de genelde öyle denir mevzubahis ben isem.
ben kendimi chaotic neutral olarak görüyorum. yani d&d alignment'larına göre "good" değil de "neutral" olarak görüyorum kendimi; ne iyi ne de kötü. ancak chaotic/kaotik de olduğum için iyilik de yapabilirim. kötülük de yapmışımdır arada sırada, geçmişte ama bir yaştan sonra o yönümü bir şekilde elimine ettim, en azından büyük oranda. daha eski d&d edisyonlarında "neutral (with good tendencies)" diye bir alignment vardı. yani iyiliğe meyilli nötr gibi çevrilebilir. öyleyim galiba esasında.
online personam olan count dahlvier ise neutral evil, yani bildiğin kötü. haha. bu biraz da eğlencesine ya. yani sanal kimlik olarak da kendim gibi olmayan bir karakterin kimliğini almak benim açımdan eğlenceli bir şey.
konu başlığına cevaben; insan da bir hayvan türü yani. nasıl psikopat köpekler de iyi huylu köpekler de varsa, insanlarda da vaziyet böyle bence.
#3802018; cordarone nick'li varlık, sokak köpekleriyle ilgili "can(!)" deyip durmuş. parantez içindeki ünlem tam tersinin kastedildiği veya "ben ne dedim öyle?!" manasına gelir. yani kendisi için sokak köpeklerinin bir canı yok demek ki.
geçenlerde açtığım salyangoz vs sümüklü böcek başlığındaki şu #3743113 tanımında da, "üstüne tuz dökülünce ikisi de erir." demişti. doğru da yani tüm hayvanların canı var, öyle çorbaya tuz katmıyorsun.
akılalmaz bir merhametsizlik hakikaten. bu konulara bilhassa girmiyordum da bazı zatların bu denli insanlıktan nasibini alamamış olması cidden inanılmaz.
konuya gene de girmiyorum. zaten kendime hayvansever bile demem. yani insanlarda olduğu gibi iyi huylu ve sevimli bulduğum hayvanları severim yalnızca. ancak... hiçbir can'ın bu şekilde katledilmesini de hoş karşılayamam.
sözlükte ara ara sevdiğim aktör ve aktrislerin başlıklarını açıp uzun uzun tanıtıyordum. bu alman aktör de aklımdaydı, ama maalesef ölümünden önce bunu yapamadım. akşama doğru falan uykuya dalıp geceye kadar uyuduğumdan bu saatte uyanığım ve udo'nun ölüm haberini almak iyi olmadı ya. :/
görünüşü, bilhassa eksantrik ve ürkütücü bakışlarıyla dikkat çeken iyi bir oyuncuydu ve bir sürü önemli filmde oynadı. hemen aklıma suspiria (1977), blade ve end of days geldi mesela, ki benim açımdan özel bir yapım olan metropia adlı animasyon filmde de vardı.
yani bu saatte daha uzun bir tanım da giremeyeceğim. huzur içinde yatsın.
yakınlarla kaybettiğimiz rock/metal ikonu ozzy osbourne'un 1988 tarihli no rest for the wicked albümünde yer alan bir çalışmadır. cayır cayır bir hard 'n' heavy şarkısıdır. hakikaten seviyorum bu parçayı. tekrar, r.i.p. ozzy.
demin favori sosyal medya platformum olan counter social'da şunu gördüm de (gerçi oradaki kullanıcı da bunu x'ten veya bluesky'dan almış sanırım)... aşırı katıldım.
burada herhalde trump'tan bahsediliyor ama biz de aynı yoldan geçtik. aha, tapeler. aha, yolsuzluklar... her seferinde de iktidarı devirdik artık dedik... uzun bir jenga oyununda da öyle değil mi? ha devrildi, ha devrilecek, şu bloku çekince kesin devrilecek diye diye asla devrilmez o kütle. alksjdlaksjdlakdjs. ya da ben bilmem eşim bilir mi yoksa yaparsın aşkım mı, yoksa ikisinde birden mi... o program(lar)da da böyle bardaklar dizilirdi üst üste. ha devrildi ha devrilecek denirdi ve genelde devrilmezdi. ben pek demedim de işte birçok kişi dedi "iktidarı şimdi devirdik kesin" gibi şeyler. kk denen varlık zaten her seferinde iktidarı devirebileceğine inanacak kadar aymazdı ve aynı taktiği milyon kez denedi, sadece muhalefet yaparak iktidarı alamayacağını anlayamadı. benim baykal döneminden beri söylediğim, "biraz da siz güzel projeler üretin ve halka anlatın, bizi seçerseniz bakın planlarımız, projelerimiz bunlar deyin" olayını, 2015'te çipras yunanistan'da megakent projesi sayesinde seçimi kazandıktan sonra "akıl edebildi" (!) kılışdar ve o projenin çakmasını seçimlerden önce halka anlattı. ben de günaydın! diye bağırmıştım, zira artık çok geçti ve çakma projeleri de çok dandikti.
devrimcilerde de böyle bir şeyin olduğunu biliyorum. yani kendileri söylerler zaten, gençken her gün "ertesi gün devrim olur" diyorlarmış. yani öyle bir inanç tarzı... hepsinde değildir herhalde de böyle bir şeyi birçok eski devrimciden duydum/okudum.
aşırı benzemedi ama naapalım. zaten fotomu norton neo'nun yapay zekası neo'nun chatbox'ına yükleyip andıran bir resim demiştim. belki de tipi aynı ben gibi olsun deseymişim daha iyi olurmuş. * - tümden alakasız da değil ama. yani andırıyor en azından. haha.
phantom lord'un başlığını açmamın üzerinden 24 saat bile geçmeden açtığım bir diğer metallica şarkısı başlığıdır. çünkü thrash metal bu arkadaşlar. hızlı olmak ve arkaya bakmamak lazım. böyle harley davidson'ların motor nefesleriyle işte bastırıp gitmek elzem. *
işte phantom lord başlığında da dediğim gibi, beni 1990 veya 1991'de bir metalhead yapan, 1982 çıkışlı, ilk metallica albümünden bir parça, motorbreath de. ve elbette müthiş güzel ve gaz!
galatasaray olarak 2-1 önde götürdüğümüz maç. fakat... rakibe gösterilen ikinci sarı karttan kırmızı sanki yanlış karardı ya. gerçi biz 2-1 öne geçtikten sonra olmuştu o pozisyon galiba. zaten alırdık maçı herhalde de böyle bir yanlış karar da olmamalıydı elbette. yani bana yanlış karar gibi geldi. güncelleme: ben bunu yazarken 3-1 oldu, oley!
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.