bazı albümleri dinlerken bir şarkının, arkasından gelen bir başka şarkıyla birlikte birbirlerini mükemmel tamamladıklarını düşünebiliriz. yani benim için böyle özel şarkı ikilileri var. elbette gruplar/sanatçılar da bu dizilimi "rastgele" yapmıyorlardır. gene de böyle mistik bir uyumu becerebilmek de herkesin harcı değil kanımca. "geçiş" deyip geçiyoruz da bunu kotarabilmek hakikaten belirli bir sihir gerektiriyor.
bu arada intro+şarkı yada şarkı ikilileri, trilojilerini falan dahil etmiyorum. onlar zaten birbirini tamamlasın diye alenen öyle yapılıyor. asjdlakjsdlkja.
hellraiser: şeytan pusuda bekliyor filmindeki ev. londra'da. bence eski hali daha güzel. şimdiki açık renk hali öyle kötülük saçmıyor ama gene de güzel ev ya. yaşamak isteyebilirdim yani orada. hellraiser film serisinin manyağı da çok benim gibi. yani bu evi kimsenin ucuza kapatabileceğini de sanmıyorum açıkçası. haha.
ingiliz joy division grubunun gotik rock tarzındaki 1979 çıkışlı nefis parçasıdır; ilk albümleri unknown pleasures'ta yer alır. ilk olarak 1978 yılında granada tv'de canlı çalmışlar bunu ve bu, tv'ye ilk çıkışı imiş topluluğun.
sözlükte bu bağlamda bir sürü başlık açtım ve uzun uzun tanımlar girdim. aklıma gelenlerle birlikte biraz da profilimi tarayıp bulabildiklerimin bakınız'larını vereyim.
savunmada iyiydik. o %100 ile dış şut atan oyuncuları anomali sayılabilir.
hücumda neden kendi oyunumuzu oynamadık, onu anlamadım. yani alperen doğru dürüst asist denemedi bile mesela.
kadınlar voleybolda son sette pilimiz bitmişti. bunda pilimiz bitti diyemesem de soğukkanlı kalamadık. almanlar da buz gibi kaldı. bu da üzücü sonumuzu hazırladı.
yine de gönülden teşekkür ve tebrik ettiğim aslan parçalarından oluşan takımımızdır.
the omen serisinin 3.sünde ise meşum karakter damien thorn'dur. serideki favorim olan damien: omen ii filminde rastladığımız o oğlan da neill olmuştur yani büyüyünce. ne ill? ne kadar da ruh hastası, görüyor musunuz? *
kendisini şimdiye kadar birçok başka yapımda da gördüm elbette ve izlediğim son filmi, sözlükte de tanıttığım 2023 tarihli the portable door idi.
bana göre öyle aşırı süper bir oyuncu olmasa da kendisine has, değişik karizması olan bir aktör ve inandırıcı bir oyunculuğu var. yani bir jack nicholson gibi çılgın mimikleri falan olmasa da gene de kendisine yetersiz bir oyuncu diyemem.
biraz da wikipedia'daki ingilizce sayfasında gördüğüm bazı bilgileri kafamdan türkçeye çevirerek yazıya aktarayım da tanım uzun görüksün. *
ilk oynadığı film, ülkesindeki bir tv filmi olan 1971 tarihli the city of no imiş. bundan sonra 1-2 filmde daha oynamasının ardından yine yeni zelanda'daki national film unit için telephone etiquette'i (1974) hem yazmış hem de yönetmiş.
yeni zelanda'daki esas çıkışını yaptığı film ise 1077 tarihli sleeping dogs'tur ve bu denizaşırı topraklara da açılmasıyla ülke sineması için çok önemli yeri/ehemmiyeti olan bir yapımdır.
bunun sonrasında avustralya'da ekran kariyerini sürdüren neill, burada 1979 çıkışlı my brilliant career'da da başrollerden birini oynamıştır ve bu da uluslararası çapta büyük başarı yakalayan bir yapım olmuştur.
benim doğum yılım, yani 1981 senesine geldiğimizde ise (benim doğum yılım da sizi ne kadar ilgilendirir, o da ayrı bir tartışma konusu. bence ilgilendirmez çoğunuzu, haha) üstlerde bahsettiğim 3. omen filmiyle uluslararası ekran kariyerine başlamıştır yeni zelandalı isim.
neyse işte, bayağı üretken bir aktör zaten kendisi ve yazının bu kısmını burada sonlandırabilirim bence.
o halde özel hayatına dalalım! çünkü sanatçıysan özel hayatın herkesi ilgilendiriyor işte. acı gerçek. ahahaha.
3. omen filminin çekimlerinde, 1980 yılında tanıştığı lisa harrow adlı aktris ile evlenen neill... bu arada filmin tam adı omen iii: the final conflict... conflict de çatışma falan demek. ama sam amca işte kulübesinde lisa ile çatışmayıp sevişmiş herhalde ki bir çocukları olmuş... 1989'da da makyaj sanatçısı noriko watanabe ile evlenen çapkın aktörümüzün bu şekilde bir de kızı olmuş ayrıca watanabe'nin ilk evliliğinden olan kızını da himayesine almış. önce watan!!! (abe). bu çift bayağı uzun süreler birlikte kalmışlar ama 2017'de ayrılmışlar. sam amca'nın bilinen son gönül ilişkisi ise gazeteci laura tingle ile 2018-2021 yılları arasında olmuş. yaş 70, iş bitmiş demesinler diye 70'lerinde de bu alanda bir şeyler yapmış yani adam herhalde. şimdiki olayını bilmiyorum. ehehe.
bu biraz ilginç bakın... sam neill henüz kendisi 20'lerinin başlarındayken evlatlık olarak alınmak için bir yerde durmakta olan birinin babalığını üstlenmiş ve sonradan ne olduğu yazılmasa da wiki'de, bu ikili 1994'te yeniden bir araya gelmiş. artık evlatlık oğlu isyan bayrağını çekti ve evden çekti gitti mi ergenliğinde falan bilemiyorum ama 1994'te yeniden bir araya gelmişler yazıyor wiki'de.
kendisi yeni zelanda'daki alexandra'da yaşıyormuş ve two paddocks adlı bir şaraphanesi ve işte birkaç üzüm bağı varmış. aslında bu da ikinci işi gibiymiş ve bu şarapçılık işinin ona maddi olarak desteği olacağını düşünüyormuş sam amca (dede mi demeliydim?) falan tam tersi olmuş herhalde ve kendi cebinden daha fazla yemiş galiba, buradan kazandıklarından ayrıca çok fazla zaman da alan bir uğraşmış bu. ama onu çok tatmin eden ve ona eğlenceli gelen bir uğraşmış bu, arada sırada sinirlerini bozan bir şeylere sebep olsa da. sosyal medyadan da bu çiftlik alanındaki aktivitelerini paylaşıyormuş aktör. çiftlikteki hayvanlarının adlarını film endüstrisindeki meslektaşlarının isimleri olarak koyuyormuş. lakjsdlkajdlkjasdklj.
aktörün siyasi görüşleri ve kanser yüzünden kemoterapi görmesi falandan da bahsediliyor wiki'de de şimdi bu konuları da derinleştirmeyelim. zaten yakında 14 eylül 2025 türkiye almanya eurobasket maçı başlayacak ve bu yazımı da bu aşşşırı önemli maç başlamadan noktalamam gerekiyor. ama bir yandan da iyi oldu oturup böyle bir şeyler yazmam ya. yoksa dakikalar geçmek bilmeyecekti, o maçı beklerken. yazıya bir daldım, maçı epey dakikadır unutabildim böylece.
şunu da ekleyeyim ama. maça hala 20 dakikadan fazla var... ben jurassic park filmini baştan sona hiç izlemedim lan ve bu sam neill'ın herhalde en ünlü filmidir. yani öyle tv'de sahne sahne bakmışımdır da baştan sona hiç izlemedim harbiden. yaşıtlarım "nassı yaaa???" diyebilir ama hakikaten öyle. ne bileyim, öyle dinozorları pek enteresan da bulmam zaten. korku filmlerinde böyle insansı yaratıkları daha korkunç buluyorum. godzilla filmlerini de hiç izlemedim mesela. böyle sinsi, işte kırmızı gözlü, insansı, kurnaz, meşum varlıklar olmalı beni memnun edebilmek için böyle kurgularda. dev yaratıklar falan... bilemiyorum. gerçek hayatta görsem işte üzerime bir kamyon geliyormuş falan gibi korkarım. ama bir dracula'dan ürpereceğim gibi ürpermem mesela bence.
maçın başlamasına 18 dakika kalmış. son paragrafı 3-4 dakikada falan yazmışım demek ki.
mutlu seneler sam neill! umarım kemoterapilerin sana mümkün olan en az acıları/ağrıları yaşatır ve daha uzun seneler bizlerle birlikte olursun.
bunlardan çoğu crpg oyunları (gerçi diablo ii, yarı-crpg sayılabilir) ve sadece ilki arcade oyunu ama onu da en çok mame ile laptopta oynadım/oynuyorum ben.
valla kusura bakılmasın da... ya da bakan baksın...
manifest grubunun iyi mi kötü mü müzik grubu olduğu konusu yok ortalıkta.
gündem bambaşka bir şey.
yarın öbür gün ülkede şort giymemiz yasaklanırsa, yani tüm halkın şort giymesi yasaklanırsa çıkıp da şort sevmem zaten, serinletici kumaşlı eşofman varken şort mu giyilir falan mı diyeceksiniz?
geçen gün şurada [#3726130] bahsettiğim, tahmin ettiğimden önce elime ulaşan kapaklı kupanın markasıdır. önümüzdeki salı falan gelir diyordum ama bugün geldi kargosu.
marka; yeniden kullanılabilen su şişeleri, yalıtımlı/termal seyahat kupaları, çocuklar için mataralar üretiyormuş ağırlıkla sanırım ama ben bir ev kuşu olduğumdan demin fotosunu çekip alta koyduğum kulplu ve sıçratma engelleyici kapaklı, kahve ve çay içmek için kullanacağım masa kupasından aldım bir tane.
markanın termal seyahat kupalarındaki gibi sıvı sızdırma önleyicili değil benim aldığım masa kupası, bunun altını çizmek lazım. zaten ürünü sipariş etmeden önce de bunu biliyordum. splash/sıçratma engelleyici bir kapağı var. laptopumu kullandığım masama standart kupalarımı koyamıyordum zira elim tosarsa laptopum pert olabilir diye çekiniyordum. böyle bir kupa almak ne zamandır aklımdaydı, bugüne kısmetmiş.
deneme yaptım. su sızdırıyor/akıtıyor ama eliniz tosunca ileriye su sıçratmıyor, kapağı kapalı iken. zaten benim ihtiyacım olan da buydu.
kapakla kullanınca 420 ml, kapaksız kullanınca 470 veya 480 ml sıvı alma kapasitesi var. bilhassa böyle büyük bir şey istiyordum zaten, gün içinde çok fazla çay ve kahve tükettiğim için.
aldığım ürünün tam adı contigo streeterville thermalock vakumlu termos kupa herhalde. sıcak da soğuk da içecekler için kullanılabiliyor ve sıvının ısısını tutma konusunda oldukça başarılı olduğu yazılmış, orada burada (henüz kendim test edemedim bunu). bu, benim için çok önemli değil. zaten sıcak içmem çay ve kahvemi. yani gene de hoş ama, koyduğum andaki ılık-sıcak arasındaki ısısını koruyabilecek olması. ekleme: test ettim, sıvının ısısını çok iyi koruyor uzun süre.
kulpunun ergonomisine bayıldım. aşırı rahat. kapağı ve altındaki kayma önleyici kısmı dışındaki her yeri yekpare metalden ve sağlam/kaliteli olduğu belli.
az önce biten maçta yunanları ezim ezim ezerek finale kalan takımımızdır, 2025 eurobasket'te.
vallahi hepinize helal olsun. finalde kaybetseniz bile bize bu heyecanları yaşattığınız için bin kez helal olsun derim.
finalde en az almanya kadar iddialıyız. tabii her maçın hikayesi farklı oluyor. yani yunanistan'a karşı oynadığımız oyun, almanya eşleşmesi için net bir belirleyici olamaz. akıl oyunları da olacak. mesela bir oyuncumuzu kızdırıp erken faul problemine sokabilirler... yani ağzımdan yel alsın da işte çok farklı değişkenler oluyor/olabiliyor müsabakalarda. o yüzden almanları da ezeriz diye kesin konuşmamak lazım, bir önceki maçımıza bakarak.
benim inancım tam yine de. tahmin ve temennim, dev adamların kupayı kaldırıp bize müthiş bir gurur yaşatacağı yönünde! zaten fazlasıyla gururlandık da işte olağanüstü, müthiş bir gurur yaşamaya da hayır demezdim!
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.