echoes of the past yazar profili

echoes of the past kapak fotoğrafı
echoes of the past profil fotoğrafı
rozet
kafa izninde
karma: 1857 tanım: 221 başlık: 124 takipçi: 29

son tanımları


yazarların çaldığı enstrüman

sitem etme...

devamını gör...

victor osimhen

emirhan topçu'nun dün akşam kucağında hoplattığı 90 milyon avroluk boş teneke.
devamını gör...

sözlüğe ses kaydı attıktan sonra kadın yazardan gelen mesaj

bir gece sıkıntıdan aldım elime gitarı, açtım telefonun ses kayıt programını, sözlüğe bir ses kaydı atmaya karar verdim. basit bir kayıttı, mikrofon bile yoktu, telefonun dandik mikrofonu işte. beklentim en fazla üç beğeni, bir iki tane "abi sesin güzelmiş ama söylemeseydin keşke" "kardeşim sen yorma kendini bırak, sporify'dan dinleriz biz" yorumları. neyse yirmi dakika sonra kutuya bir mesaj düştü:

"merhaba… ses tonunuz çok karizmatik ve seksi. size albüm yapmak isterim eğer böyle bir düşünceniz olursa. prodüksiyon şirketim var da benim."

ekrana baktım, kahkaha attım. ve cevap verdim:

"heh, tamam. demek ki sonunda whitney houston oluyorum."

kadın devam etti:

"gerçekten şaka yapmıyorum. çok özel bir renk var sesinizde. birlikte çalışabiliriz dilerseniz."

normalde bu cümleleri duyunca insanın kulağına keman sesi gelir; ama benim kulaklarımda ibrahim tatlıses'in "seni pezevenklerin elinden gittim aldım" sesi çınlıyordu. sektörün rüzgârını uzaktan koklamış biriyim sonuçta. kadına kibarca:

"tamam, güzel hanımefendi, iltifatınız için çok teşekkür ederim ama ben öyle kadınların şarap masalarına ordövr tabağı niyetine konulacak bir erkek değilim" dedim.

kadın güldü:

"abartıyorsunuz. ben ciddi bir prodüksiyon şirketinden bahsediyorum."

"ben de ciddi ciddi kadın pezevenklerin eline düşmekten korkuyorum. neticede müzik piyasası öyle masum bir yer değil. bir bakmışsınız, albüm yerine bir kadın yapımcının menüsüne girmişsiniz."

yazışmalar ilerledi. kadın gerçekten etkileyici, kelimeleri seçişi, enerjisi, vizyonu… ama işte, ben sokak lambasının altına düşmüş kelebeğin trajedisini oynayacak değilim. bir görürsün ışığa kapılmış, ertesi gün sahne arkası kulisinde, prodüksiyon şirketinin sahibi olan kadının içki masasında kaybolmuşsun.

bir süre sessizlik oldu. sonra kadın yine yazdı:

"yani, benimle buluşmayacak mısınız?"

ben derin bir nefes aldım, parmaklarımı klavyede gezdirdim.

"buluşamam, üzgünüm. çünkü ben şöhreti gps ile ararken 'ahlak modunu' hep aktif ederim. yan yola sapmak bana göre değil."

kadın emoji attı, gülümsedi.

"peki, o zaman bari yazışmaya devam edelim. sizi merak ettim."

ben de kendime mırıldandım:

"lan echoes, belki de hayatının fırsatını reddettin. ama olsun… sofrada yemek olmaktansa masaya oturan adam olmayı tercih ederim."

ve o gece ekranın ışığında, kendi kendime rock yıldızı gibi gülümsedim.
devamını gör...

yazarların oynadığı felsefi derinliği en yüksek oyun

şişe çevirmece.

şişe çevirmeceyi masum bir gençlik oyunu olarak görürüz ama aslında varoluşun minyatür bir simülasyonudur. düşünsenize, dairesel bir şekilde oturan bir topluluğun ortasında dönen şişe, tam da heidegger'in "fırlatılmışlık" kavramını cisimleştirir.

yani biz kiminle öpüşeceğimizi seçmeyiz, şişe bizi seçer. sartre'ın dediği gibi: özgür olmaya mahkumuz, ama şişe çevirmece de bize şunu hatırlatır: "özgürlük" dediğin şey, altı üstü bir cam silindirin yöneliminden ibaret olabilir bazen.

şişe dönerken aslında absürt bir kumar oynuyoruz. camın üzerinde sürtünmeyle çıkan ses, kierkegaard'ın varoluşsal kaygısının soundtrack'i gibidir. bir yandan "ya bana denk gelirse?" ne halt ederim kaygısı, öte yandan "ya bana denk gelmezse?" hoşlandığım kişiyle yakınlaşamazsam korkusu... yani insan hem öpüşmeye yazgılı hem de öpüşememeye mahkum.

böyle derin bir felsefi yanı vardır aslında bu oyunun...
devamını gör...

yazarların telefonundaki kendi nude fotoğraflarının sayısı

iyice saçmaladınız var ya. ilim irfan yuvasını ne hâle getirdiniz sapık erkolar. sizin yüzünüzden sözlüğe yeni kadın yazar gelmez oldu korkusundan.
devamını gör...

senin o gözlerin var ya

şiir kısmındaki ağlak tonlama şekli falan güldürse de fena bir şarkı değildi. solosu sol teli üzerinden tek telde çalınırdı. ha bir de, ne oldu acaba bu elemanlara?
devamını gör...

sözlük yazarlarının fotoğrafları

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlükteki kadınlar üzülmeyecekse ben yatıyorum iyi geceler

uyumaya gidiyorum diye bir kadın bile üzülecekse gözüme uyku girmez. kimseyi üzmek istemiyorum gece gece. bu saatte bir kadının kırık bir kalple yatağa girmesine gönlüm razı olmaz.
devamını gör...

sözlük yazarlarının fotoğrafları

sizinkiler kadar renkli bir hayatım yok kusura bakmayın...


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlükteki sapık ruhlu kadın yazarlar

grup terapisi ifadesini görür görmez akıllarına grup seks gelen ve insanlara iftira atan tabiatı kötü kadınlardır. çok üzücü gerçekten. sözlükteki erkeklerin iffetine dil uzatan bu köhne zihniyeti kınıyorum. tamam kötüsünüz onu anladık ama insanların acılarıyla ve travmalarıyla alay etmeyin bari. ruhunu ihmal ediyorsan, bedenine ne kadar iyi baktığının hiçbir önemi yoktur. sizin ruhunuz var mı?
devamını gör...

sözlük bağımlılığı yüzünden grup terapisine başlamak

itiraf etmekten utanıyorum ama anlatacağım yine de, çünkü korkularımın üzerine gitmezsem sınırlarımı keşfedemeyeceğimi biliyorum. ışık saçmak için önce yanmak gerekmez mi hem. sizin için kendimi yakıyorum.

grup terapisinin ilk günüydü. içeri girer girmez herkesin hikâyesi belliydi: biri kahveye bağımlı, diğeri telefona, inanır mısınız kadın bağımlısı bile vardı. sıra bana gelince sustum, derin bir nefes aldım ve söyledim:

"şey ben… ben bir sözlük bağımlısıyım."

o an odada bir sessizlik oldu. terapist not defterine yazdı, diğer bağımlılar bana dönüp baktı. sigarayı bırakmaya çalışan adam, alkolle boğuşan kadın, pubg bağımlısı ergen, mokar hastası nigar. hepsi kafasını salladı. çünkü onlar bağımlılığın ne olduğunu çok iyi biliyordu.

"günde kaç saat?" dedi terapist.
"en az bir saat." dedim, gözlerim hafif yere kayarken mahcup şekilde.
ama şunu da eklemeden duramadım:

"o başlıklarda gezmesem şimdi ispanyolca’yı b2 seviyesine taşımıştım. belki de italyanca’ya başlamıştım. hatta yeni bir müzik aleti çalmayı bile öğrenebilirdim. ama ben ne yaptım? 'kedim beni neden umursamıyor' başlığına yorum yazdım. çok gerekliymiş gibi nick vermeden yazarlara seslendim, patlamış mısır eşliğinde sözlük kavgalarına düşüp gereksiz kalorilere boğdum kendimi."

grup kahkahaya boğuldu. mizah, bağımlılığın ortak diliydi.

o günden sonra kendime söz verdim:
her sözlük başlığı açma isteği geldiğinde, bir ispanyolca kelime öğreneceğim. 'günaydın' yerine buenos días. "hoşça kal" yerine adiós. ve gitarla gipsy kings - bem bem maria şarkısını ezberden söylemeyi öğrenene kadar durmayacağım.

üç hafta sonra terapi grubuna döndüğümde, sözlükte geçirdiğim saatleri azaltmakla kalmamış kafamın içinde antonio banderas aksanıyla cümleler kurmaya başlamıştım. sangria'nın tadı bile bir başka gelmeye başlamıştı.

terapist bana bakıp: "sen başka bir seviyeye geçmişsin." dedi.
ben de omuzlarımı kaldırıp, hafif karizmatik bir gülümsemeyle bıyıklarımı burup cevap verdim:
"artık başlıklarda değil, hayatta gezinmeyi öğreniyorum."

hasta la victoria siempre...
devamını gör...

maaşı 4000 euro bile etmeyen erkek

eşine veya sevgilisine ortalama üstü bir hayat sunabilmek adına minimum kazancın altında kalan erkektir. muhtemelen bunu da sadece annesi sever?
devamını gör...

sözlükte bir anda artan gay ve lgbt temalı başlıklar

amacınız ne arkadaşlar, niye böyle oldu son günlerde. çocukken taso dönemi, uçurtma dönemi, futbolcu kartı dönemi, topaç dönemi falan olurdu. sözlükte de yeni döneme mi girdik? gay şakaları furyası başlamış herhalde. sözlük kavgası yakındır; heterolar vs gaylar: operation normal sözlük.
devamını gör...

sözlükte epeydir kadın kavgasına denk gelmemek

böyle anlar için siirt fıstığım zulada bekliyor. fıstıklar bozulmadan iyi bir kavga çıksa da ziyan olmasa bari. "nick vermeden seslen" başlığında sanki fitil ateşlenmiş gibiydi. her an her şey olabilir. tetikteyim.
devamını gör...

omuzunda hiçbir kadını ağlatmamış erkek asilliği

ağlatmayıp uyutsak, yatırıp saçlarını ve yanaklarını okşasak sayılmaz mı? asil olmaz mıyım hocam? hadi be yap bi kıyak? boşuna mı yaptık bu kadar omuz ve göğüs. sayılsın be hadi.
devamını gör...

1950 karma puanına ulaştıktan sonra sözlüğü terk etmek

sözlükteki tek ve nihai amacım bu. 1950 karma puanını gördüğüm gün kuruşu kuruşuna harcayıp sözlüğü terk edeceğim.

ha o gün gelene kadar bir dilber çıkar ve kalmam için beni ikna ederse de 'ulan ne totoş çıktın sen de, sözünü tut ve zittir git bu sözlükten' derseniz üzülürüm ama gitmem yine de. o dilberin hatırı var sonuçta.
devamını gör...

feridun abi esprisi yapanı voyvodanın kazığına oturtmak

sene 2500 oldu hâlâ aynı vasat esprilerle sefil yaşamlarına devam etmeye çalışıyorlar. güncelleyin lan kendizi artık hırbolar. bak bıyıklarımız da benziyor zaten kazıklı voyvodoyla, oturturum kazığa haberiniz olsun. sonra yandım yandım şarkısının bağımlısı olursunuz.
devamını gör...

yazmıyorsun bana hiç tatlı çocuk diye mesaj atan kadın yazar

gece saat üç, uykumun en tatlı anlarını yaşıyorum. bir anda, bayramda ziyarete gelen uzak akrabanın o şımarık veledi gibi huzurumu kaçıran az tuvalet belasıyla uykudan uyandım. tuvalete gidip gitmeme konusunda kendimle yaptığım hararetli bir kavgadan mağlup ayrıldıktan sonra tek gözüm kapalı diğer gözüm de yarı açık şekilde tuvaletin yolunu tuttum küfür ede ede.

geri dönüp tam yatağıma gireceğim sırada telefon ekranında bildirim olduğunu fark ettim. uykum kaçmasın diye gözlerimi açmamaya gayret ederek yarım gözle okumaya çalıştım bildirimi. ilk başta "ulan yanlış okudum galiba, bana gelmiş olamaz bu, spam mesaj falandır" deyip önemsemedim gittim yattım. sabah telefonu elime aldım, ekrandaki bildirim göz kırpıyordu bana hâlâ:

"neden yazmıyorsun bana hiç, tatlı çocuk"

dedim kesin ya yeni çıkan bir protein tozu falan satıyorlar, onun dolandırıcısı ya da piramit satış zinciri daveti. ama merakıma yenilip tıkladım. sözlükteki bir kadın yazardan gelen bir mesajmış meğerse. muhtemelen içkiliydi bilmem ne.

biraz düşündüm ve onu utandırmamak için cevap vermemeye karar verdim. çünkü gece ikiden sonra verdiğin kararlar yanlış kararlardır. muhtemelen kendisi de pişman olmuştur yazdığı için.
devamını gör...

abazan erkek

sözlükte bulunduğu toplam süre boyunca üçten fazla kadın yazara yürümüş olan erkek net olarak abazandır. itiraz istemem.
devamını gör...

kadınlar parasız erkeği sevmez

bir kadın beni param için sevecekse eskorta giderim aynı şey. en azından dırdır etmez.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim