seren yüce'nin çoğunluk filmden sonra en beğendiğim eseri oldu. tabii kulüp dizisini de es geçmemek lazım. çoğunluk ile birlikte düşünüldüğünde aynı evin farklı cephelerindeki pencereleri gibi. bu defa orta sınıf insanının içine sıkıştığı konforlu ama kof yaşantılarına çevrilmis kameralar. rüzgarda salınan nilüfer...nilüfer çiçeği ve salınmak eylemi nasıl uyumsuz bir birleşimse filmin en amaçsız karakterlerinden handan da kendisine aynı kertede uyumsuz eylemlerle hayata tutunmaya çalışan bir orta sınıf insanı. sürekli bir boşluk doldurma peşinde olan handan kendisine yarattığı gündemlerle, projelerle zamanın rüzgarında savrulup duruyor. filmdeki diğer güçlü karakter ise yazar şermin. handan'ın kıskacından kurtulmaya çalışırken korhan'in pençesine takılıp buradan da elinde meşalesiyle sıyrılan şermin. herkese karşı mesafeli duruşu ve sürekli paragraf okur gibi konuşması kibirli ve korunaklı bir izlenim yaratsa da şefkatli ve sabırlı yönleriyle "benim burnum büyük değil insanlar yılışık" diyerek göz kırpıyor seyirciye. özellikle caz konserinde handan ve korhan dan kurtuluşu muazzamdı. (ben burada müzisyenlerin aslında programda değişiklik yapmadığını şermin'in handan ve korhan çiftinin free caza tahammül edemeyip gitmek isteyeceklerini tahmin edip arkadaşlarından bunu özellikle rica ettiğini düşündüm) handan'ın kıskançlık krizleri şermin'in her defasında ya sabır deyip en sonunda karşı atağa geçmesi aslında birbirlerinden iyiden iyiye uzaklasmis olan sadece konfor alanlarından vazgeçemedikleri için aynı çatı altında yaşayan handan ve korhan çiftinin şermin'e mağlubiyetlerinin ardından tekrar birbirlerine sarılıp aynı boşlukta salınmaya hevesle devam edişlerini keyifle izledim. tavsiye olunur.
devamını gör...

2021 yapımlı fikret reyhan filmi. kurgunun, oyuncuların her sahnede evlerimizde yaşanmış durumlarla aynılığı izlerken tahammülü zorluyor. fikret reyhan’ın akademik kariyerini bilmiyorum ama bir sosyolog kadar iyi bir gözlemci olduğu aşikar. daha önce üç maymun filmi ile nuri bilge ceylan’da aile kavramının genel anlamda koft bir yaşam ortaklığı olması konusunu işlemişti. çatlak filminde de aynı çatı altında yaşayan fakat birbirlerine sadece kan bağı ile bağlı bireylerin yaşanan bir çıkar çatışmasında ilişkilerinin kopma noktasına hızla sürüklenişini anlatıyor. avrupa’da aile kavramının bu şekilde olup olmadığı konusunda bir fikrim yok elbet ama bizdeki gibi zorunlu bir birliktelik olduğunu düşünmüyorum. özellikle kalabalık ailelerde birbirlerinin gözünün içine bakmayan, yaşantılarından habersiz buna rağmen belirlenen kuralların tüm bireylere zorunlu olarak uygulatıldığı insana pek bir şey katmayan fakat çok şey götüren birliktelikler filmdeki ile aynı sessiz çürümeyi izliyor. ülkemizde milyonlarca evde aynı çatlak var. zaten hep böyle değil midir söze gelince bolca şov içe dönünde bolca küf. dinine uygun olmasa da çıkarına uygun olursa mubahtır çıkarına uygun olmayan ise yok edilir. babanın kibri, kardeşlerin birbirine hıncı, borç aldıkları insanları kendilerince daha az müslüman görüp aşağılamaları ama aynı zamanda borçlu olmaları. her sahnesi ile izlerken zorlandım fakat bu zorlanma bir sanat eserini anlama çabasından ziyade yaşanan durumun gerçekliğine tahammülde zorlanmaydı ve son olarak oyunculukların bu kadar iyi olması sayesinde de yapıtın bir üst noktaya taşındığını düşünüyorum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim