faraklitous yazar profili

koblenz şehri, mosel ve ren (rhein) nehirlerinin buluşma noktası.

“topluma faydalı olmak” deyimini insanlığa, hayvanlara, çevreye faydalı olmak olarak almak gerek. katma değer sadece bir vergi çeşidi olmamalı. evrende her şeyin bir varlık nedeni var. ister beğen ister beğenme. bir şekilde…

yaban ellerde kütüphane köşelerinde göz nuru akıtmaya, dirsek çürütmeye devam. peki ne için ey sahip!

evet yaptırırım ama türkiye’de değil. gerçekten değecek ve ihtiyaç duyulan topraklarda olabilir. sevgili ülkemizin uzun yıllardır bilim ve gerçek akla ihtiyacı var.

telefonumdaki eğlenceli yol fotoğraflarından biridir

ön edit;gece uyku tutmayınca önce şiir başlığına sonra da buraya düştü yolum. iyisi mi sözlüğe ufak bir katkım olsun istedim. sürçülisan edersek affola.

şiirlerinde, evlerin, odaların ve gündelik yaşamın sıradan anlarının içindeki derin anlamları keşfeder. her bir köşe, her bir odadaki yalnızlık, ona göre insanın ruhunun en saf yansımasıdır. hiçbir edebi akıma bağlı kalmadan, kendi özgün şiir dilini yaratmış bir şairdir. kendini toplumcu realist olarak tanımlasa da, şiirlerinde daha çok bireysel dünyaların, içsel yolculukların ve melankolinin izlerini sürer.

edebiyatımıza pek çok güzel eser kazandırmıştır tiyatrodan çeviri eserlere pek çok yerde karşılaşırız necatigil’in kalem izleriyle. hele bir de solgun bir gül şiiri var ki enfestir. şöyle ki;

çoklarından düşüyor da bunca
görmüyor gelip geçenler
eğilip alıyorum
solgun bir gül oluyor dokununca.

ya büyük şehirlerin birinde
geziniyor kalabalık duraklarda
ya yurdun uzak bir yerinde
kahve, otel köşesinde
nereye gitse bu akşam vakti
ellerini ceplerine sokuyor
sigaralar, kâğıtlar
arasından kayıyor usulca
eğilip alıyorum, kimse olmuyor
solgun bir gül oluyor dokununca.

(bkz: sevgilerde) (bkz: bahçet necatigil)
sevgileri yarınlara bıraktınız
çekingen, tutuk, saygılı.
bütün yakınlarınız
sizi yanlış tanıdı.

bitmeyen işler yüzünden
(siz böyle olsun istemezdiniz)
bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
kalbinizi dolduran duygular
kalbinizde kaldı.

siz geniş zamanlar umuyordunuz
çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
yılların telâşlarda bu kadar çabuk
geçeceği aklınıza gelmezdi.

gizli bahçenizde
açan çiçekler vardı,
gecelerde ve yalnız.
vermeye az buldunuz
yahut vaktiniz olmadı.

seviyesizliktir. halihazırda yabancılara türkçe öğreten bir öğretmenim boş zamanlarımda özellikle akşamları. benden bu zamana kadar türkçe küfür öğrenmek isteyen olmadı veya benim “dur lan şunlara küfür öğreteyim de tramvayda küfretsin” dediğim. ama yabancılardan türkçe küfreden çoookk duydum. bizim adımıza iyi bir izlenim değil kesinlikle.

bir dönem ciddi düşünerek dahil olduğum yazar listesidir. ancak karar veremediğim nasıl yapacağımdı. sonra bilmiyorum ne oldu da değişti fikrim. bir an herkesin fani ve kul olduğunu hatırladım. kimsenin bir önemi olmadığı, yaşamın sadece bana ait olduğunu ve yaşamaya değer şeyler olduğu/olacağını hissettim. ve yanımdaki bir kaç melek(!) de yardım etti tabii ki o düşünceden sıyrıldım. şu an düşünüyorum da iyi ki öyle bir şey yapmamışım. aslına bakarsan kimse için aşırı önemli, boşluğu doldurulmaz değiliz. bugün kimi aklına getirsen önemli diye, hiçbirinin şu dünyada unique bir değeri yok. herkes fani ne düşündükleri sana nasıl baktıkları önemsiz.

hangi birini saysam karar veremediğim kitaptır. ama (bkz: bülbülü öldürmek) bunlardan biridir ayrıca (bkz: çavdar tarlasında çocuklar) da favorilerim arasında. listem uzar da uzar buraya yazmakla olmaz.

kuzey almanya’nın güzel ve güzide sosyal demokrat şehri nam-ı diğer “freie hansestadt bremen”. ayrıca almanya’nın 3 şehir eyaletinden birisi.

(bkz: person of interest) ile sıraya girdiğim başlık. ikinci bir diziyi yazmam gerekseydi fringe’i yazardım. selam size eski dostlar.

hâlâ içimizde güzel ve eleştirirken eğlenen insanların olduğunu gösteren pikachudur. sanmam ki birilerinin iddiası gibi algı veya sulandırma yöntemi olsun. bir de eleştirenler istiyor ki protestolara katılıp barışçıl bir şekilde tepkilerini ifade eden insanlar bağırsın küfretsin akabinde cop ve biber gazı yesin nezarethaneleri doldursun. ayrıca okuduğum kadarıyla eylemci pikachu yurtdışında da epey meşhur oldu ve bu münasebetle de görmek istemeyen gözler de türkiye’deki olaylardan haberdar oldu.

seni keşke sadece ekmek teknesindeki hikayelerinden hatırlasaydım be. sizin bu memleketin insanlarıyla ne sorununuz var. sevemediniz farklılıkları bir türlü. en ufak bir şeyden bile başka anlamlar çıkarmak nedendir.

ortamı sevdiğindendir belki de

felaket tellallığı yapmak istemem öyle olmasını hiç arzu etmem ancak ülke çoktan yoldan çıktı. düzeltmek de şimdiki idarecilere düşmeyecek.

jasmine pilav ve çoban kavurma ile katkıda bulunabileceğim başlık ve evet erkeğim.

az evvel benim de terk eyleyip buralara göç ettiğim sözlük. allah selamet versin ne diyim.