hanlarhanıhülagühan yazar profili

"kesinlikle stalingrad muharebesi’dir. 6. alman ordusu’nun imhası ve güney ordu grubu’nun çökmesiyle sonuçlanmıştır. bu muharebede alınan başarısızlığın sebebi, hitler’in aldığı kararlardır. hitler, 6. alman ordusu’nun komutasına ve stalingrad gibi önemli bir bölgeye, daha önemli bir savaş tecrübesi olmayan ancak kendine bağlılığına çok güvendiği friedrich paulus’u atamıştır. paulus, ordunun merkez kuvvetlerini güçlü tutmakla birlikte, kanatları nispeten yetersiz romen ve italyan birliklerinden teşkil etmiştir. stalingrad merkezini savunan vasili çuykov, merkezde gerilla savaşıyla alman ordusunu durma noktasına getirdiğinden, rzhev’den stalingrad’a atanan general georgy jukov, volga nehri’nin doğu yakasında yeni bir ordu tertiplemeyi başarmıştır. özellikle alman ordusunun kanat kısmındaki zayıflığı fark etmiş; taarruza geçtiği sırada, almanları, romen ve italyan birliklerinin koruduğu sağ ve sol kanatlardan kuşatma altına almıştır. yine bu sıralarda, yarma harekâtıyla kuşatmadan kurtulma imkânı olan paulus, hitler’den izin istediğinde bu isteği reddedilmiş; sonuçta 6. alman ordusu, stalingrad merkezinde kuşatılarak imha edilmiştir. eğer stalingrad düşseydi, güney ordu grubu kafkasya operasyonunu da tamamlar, bakü’yle birlikte bütün kafkas petrol yatakları almanların eline geçerdi. taze petrole kavuşmuş alman savaş makinesi, güney’in rahatlamasıyla birlikte bu birlikleri muhtemelen moskova ve leningrad hattına sevk ederdi. stalingrad’ın sembolik bir önemi olduğundan, sovyet ordusunun moral motivasyonu çöker; moskova ve leningrad gibi şehirler peş peşe düşerdi. 1941 yılında almanların çektiği lojistik problemini, daha ağır şekilde sovyetler yaşardı. bu şekilde sovyetler savaşı çok uzun sürdüremez; muhtemelen ekim devrimi gibi bir iç karışıklıkla stalin devrilir, rusya, ı. dünya savaşı’nda olduğu gibi almanlarla ağır bir teslim antlaşması imzalamak zorunda kalırdı."

"karadeniz'in yetiştirdiği yiğit türk evladıdır. sözde değil, özde sanatçıdır. kutlu tini şad, mekanı uçmağ olsun."

ilhanlıların kurucu hükümdarı, 1256'da ağabeyi möngke tarafından iran ve anadolu'daki topraklara moğol imparatorluğu adına vali olarak atandı. möngke'nin emirleri üzerine hülagü han, iran'daki asi lurlara, nizari ismaililere ve abbasi halifesine boyun eğdirecek; ardından suriye, filistin, mısır ve hicaz topraklarını fethederek memlük devletini ve halifeliği tamamen ortadan kaldıracaktı. bunun için o zamana kadar toplanan en kalabalık moğol ordusu ile harekete geçti. möngke, hülagü han'a teslim olanlara ve biat edenlere zarar vermemesini, karşı çıkanları ise tamamen ortadan kaldırmasını emretti. iran'daki lurları ve nizari ismaili tehdidini ortadan kaldırdıktan sonra abbasi halifesi mustasım'a bir mektup gönderdi. bu mektupta ondan kendisine biat edip ordularıyla moğol imparatorluğu'na destekte bulunmasını istedi. hülagü han'ı hakir gören abbasi halifesi bu istekleri reddetti. hülagü han, moğol-türk ağırlıklı ordusuyla bağdat'ı tümüyle kuşatma altına aldı. şehrin dışında direnmeye çalışan, kürt askerlerden oluşan bir abbasi birliği, düceyil'de baycu noyan komutasındaki öncü moğol birlikleri tarafından tamamen imha edildi. abbasi halifesi mustasım, şehrin savunulması için önemli bir tedbir almadı. hülagü han’ın allah'ın gazabına uğrayacağını, yenilerek geri çekileceğini umdu. ancak hülagü han komutasındaki moğollar, mustasım'a demir yumruğu indirdi; şehir bir ay bile geçmeden düştü. çinli general guo kan ve nasturi hristiyan ketboğa noyan, şehrin fethinde önemli rol aldılar. bunun karşılığında hülagü han, guo kan'ı bağdat'a genel vali olarak atadı; ketboğa'yı ise suriye'nin fethiyle görevlendirdi. bağdat kuşatması sırasında, bağdat kütüphanesindeki kitapların yakılarak nehre döküldüğü iddiası tamamen bir arap propagandasıydı. hülagü han, buradaki kitapları veziri nasirüddin tusi aracılığıyla isfahan'a ve kendi kurdurduğu meraga gözlemevi'ne nakletmiştir. abbasi halifesi mustasım ise hakir gördüğü, "kafir" olarak nitelendirdiği hülagü han tarafından moğol atlılarına çiğnetilerek öldürülmüştür.

ekşi sözlükteki anormal aktroll artışı ile paraleldir.

ülkede basın ve ifade özgürlüğü, maalesef ki ıı.abdülhamid ve mütareke dönemini aratır durumda. işgal döneminde halk, ilk olarak tepkisini mitinglerde göstermiştir. keza anadolu ajansı aracılığıyla anadolu’da özgür habercilik yapılıyordu. şimdi her açıdan muhaliflere karşı baskı ve zulüm dönemi var. saraçhane’de toplanan, siyasi darbeye karşı direnmek için meydanlara gelen insanların üstüne biber gazı sıkıldı. bütün istanbulluların bu siyasi darbeye direnmeleri gerekiyor. direniş bitmemeli ve maltepe meydanı’nda tarihi bir kalabalık olmalı.

etinin ürünleri her açıdan ülker den ileri seviyede ve lezzetli kesinlikle ülker'e göre tercih edilmelidir

en ufak bir sese dahil tahammülleri yok ülkede muhalif sıradan insanlar bile sudan sebeplerle göz altına alınırken kendi içlerinde farklı bir görüşe karşı hoşgörülü olmaları beklenemez zaten

starbucks selefiler tarafından taşlanırken en ufak bir önlem göremedik üstelik espressolab'a karşı muhaliflerden en ufak bir tepki gelmedi sadece boykot gereği gitmeyerek tepkimizi gösteriyoruz pes gerçekten

son günlerde özellikle sözlük yönetiminin aktrollere karşı pasifliği aktroll hesaplarının sözlüğü işgal etmesi karşısında muhtemelen kendi öz kitlesi olan kişileri gün geçtikçe kaybedecek sözlüktür