hiçliğin _kalbi yazar profili

kitap satın alma hastalığına tutulmuş bir insan olan walter benjamin'in bununla ilgili bir hikayesi mevcuttur:

paris'te kendisiyle röportaj yapmaya benjamin'in evine giden bir muhabir, benjamin'in çalışma odasında yeni alınmış koli halinde bir çok kitap görür ve biraz alaycı bir şekilde " tüm bu kitapları okuyabilecek vaktiniz olduğuna inanıyor musunuz?" diye sorar.
benjamin'de muhabire şöyle cevap verir "kitaplar yalnız okunmak için değil, aynı zamanda birlikte yaşamak içindir de. "

şakayık çiçeği şefkati simgeler. şakayık çiçeği hikayesi yunan mitolojisinden gelmektedir. paeon bir ilaç tanrıçasının öğrensidir. hocası tarafından ormana bir çiçek bulmaya gönderilen paeon, hamile olan kadınların çektikleri ağrılar için şakayık çiçeğini aramaktadır. kıskançlığı ile bilinen ilaç tanrıçasının paeon’a zarar verebileceğini düşünen zeus, onu şakayık çiçeğine çevirir. o günden sonra ise çiçeğe paeonia adı verilir. ağrılara iyi gelmesi yönüyle bilinen şakayık, günümüzde hala pek çok ilaçta kullanılmaktadır. en sevdiğim çiçektir kendileri

resimyukle.link/i/zKlii
böyle bir başlık görünce tüm çalışmalarımı atasım geldi ama o kadar iyi çizimler var ki vazgeçtim

resimyukle.link/i/zowzF
ülkede her şey sınavla ve torpille oluyor. keşke cumhurbaşkanlığına aday olacak kişileri de sınavla belirlense. açıklamaların saçmalığına bakar mısın? okuduğunu anlayan, söylediğini duyan, ve söylediklerini idrak edebilen kişiler seçilmeli. bu kaçıncı yanlış şekilde açıklanan yasak! bu ülkedeki tüm siyasetçi ve politikacılara kitap okutulması lazım. futbolculara aşı önceliği verilip öğretmenlerin aşı olamaması ve bu öğretmenlerin yüz yüze eğitim vermesi. 18 yaş altının toplu taşımaya binmesi yasaklanıp aynı zamanda okula gitmeleri gerekmesi.

çamurdan ve yapraklardan yemek yapardım. oyuncak bebeklerime evde bulduğum tüm kumaşları kesip elbise dikerdim

ülkede her iş başvurusunda torpil kullanılırken kendini ispatlayan iş vereni göremedik henüz devlet dairelerinde bile torpil almış başını gitmiş. siz bir devlet hastanesinin yönetim birimlerinde imam hatip lisesi mezunlarını alıp yerleştirirken yeni nesile kendini ispatlayan iş bulur diyemezsiniz.
not: amacım imam hatip liselerini kötülemek değil asla sadece bölümümle ilgili bir devlet hastanesine gittiğimde gördüğüm bir durumdur.

öğrenciyim ama okuduğum bölümü bitirince işsiz kalıcam. ama öğrencilik güzel bu yüzden yüksek lisans yapıcam böyle böyle ailemin parasını yiyip ölene kadar öğrenci kalacağım asdfşklnngdha sağlık yönetimi okuyorum bu yıl son

en yakın arkadaşımla akşam yürüyüşlerine çıkmak

bazı kadınlara topuklu ayakkabı ile nasıl yürüneceğini öğretmeli bence bilhassa bana

annem. hatta tv de gördüğü birşey için ağlaması bile ağlama nedenim oluyor üzülmesine dayanamıyorum ve ya acı, ağrı gibi şeyler hissetmesine

harry potter
alacakaranlık
me before you

yanlış :) altta ki yazar kafa sözlüğe canı sıkıldığı için üye oldu. geceleri burada vakit geçirmeyi seviyor

bilinmeyen saati uygulaması

öğretmen maaşını sorgulayıp ülkemiz ve vatandaşlar için hiçbir çaba göstermeyen millet vekili maaşlarını sorgulamamak!? yazık cidden. öğretmenlere ve sağlıkçılara millet vekili maaşlarından daha fazla verilmesi gerektiğini düşünüyorum. kendi maaşlarına sıra gelince yasa onaylayan millet vekili maaşlarını sorgulamayı öğrenin artık.

resimyukle.link/i/aCHTW

birbirinden şık hanımlar vardı etrafımda ve bana çok saygılı davranıyorlar.

dinime küfreden müslüman olsa

düğünlerde davetlerde cenazelerde kıymalı pide dağıtılır. tam ortasından yeşil ırmak geçer. türkümüz var "...... sel aldı bir yar sevdim el aldı. keşke sevmez olaydım. elim koynumda kaldı."

yüksek öğretim kurumlarında egosunu öğrenciyi azarlayarak besleyen sınav kağıtlarına istediği notu verip fazla fazla verdim diyen canlıya öğretim görevlisi denir

dikenin
kalbime battığı bir sonbahar günüdür
sen elini bulutların içinde gezdirirsin
bulutlar senin gözlerinin üstünde yürürler
içini kurtlar kemirir
bence malumdur
buğulanmış camların arkasında masmavi yüzün
senin ateşler içinde olduğun
bence malumdur
ellerin muhakkak çocuk elleridir
hep kimsenin bilmediği türküler düşünürsün
onlar neden daima okul türküleridir
süleymancıktan bahseder
kara toprakta açık yeşil bir yıldız gibi akıp giden
süleymancıktan
ve karınca yuvalarından bahseder
ışıksız kömürsüz karınca yuvalarından
gökyüzünde kızıl bir hilalin kaydığını görürsün
sen ansızın gökyüzünde görünürsün
gözlerinin rengi
bence malumdur
elinde değildir akşam serinliğinde üşüsün
eylülden itibaren geceler hazindir uzundur
sokaklar yorulur uykuya varıp gelirler
sokakların üstüne bulutlar gelirler
bulutların üstüne yıldızların gözleri gelir
bir yıldız bir yıldızın ardınca gider
yıldızların kaybolduklari yer
bence malumdur
karanlıkta bir şeyler kopar dağılır
uzaktan yabancı sesler duyulur
sen elini bulutların içinde gezdirirsin
elin hayallerimi dağıtır
bilirsin
sen elini bulutların içinde gezdirirsin