in rainbows yazar profili

kültür denen şey benim hizmetimde olan bir şey olmalı. içinden istediğimi seçip alabildikten sonra kime ait olduğu benim için önemli değil. kendini yetersiz hisseden insanlar kendini bir topluluğa ait hissetme ihtiyacı duyarlar. bu durum da zamanla radikalleşme ve beraberinde fanatizmi getirir. benim milletim, benim kültürüm, benim takımım, benim partim. (ok , you are the best)

aynı sayıya aşağıdan bakan bir kişi 9 tepe taslak bakan bir kişi 6 görür.
yunan çomarı da kendini haklı görüyor; hadi bakalım.

benim için tefeciden satın alınan güzel hisler gibiydi bu.
ne kadar iyi hissettiysem bir o kadar da borçlandım sanki. hesap günü geldiğinde üstesinden gelemeyecek kadar bedel ödemem gerekti hep. bir mutlu olduysam on acı çektirdi. gözümü kör etti, yapmam dediğim şeyleri yaptırdı. işe yaramayan teselliler, iyileşmeyen yaralar, dinmeyen hisler kaldı geriye.

birkaç gün önce güzel bir yere benziyordu. şimdi gündeme baktığımda çoğunlukla aptal insanların açtığı başlıkları ve onların yaptığı yorumları görüyorum. uzaktan eğitimi fırsat bilen gelişimini tamamlamamış yazarlara fırsat doğmuş anlaşılan.

ne kadar gücünüz varsa o kadar özgür olursunuz. bu yüzden özgürlük sınırları olan bir kavramdır. mesela milyonlarca ışık yılı uzaktaki bir gezegen var. oraya gitmek için can atıyorsunuz. özgürsünüz, kimse oraya gitmeniz için size engel değil. gidebilir misiniz?

özgürlük gücünüz kadar gerçektir.

iplerin kopacağı anlaşıldığında maskeler düşer. muhtemelen hiç beklemediğiniz şeylere şahit olursunuz.

birilerinin çocukluğuna giden biletiniz.
walking in the air

genelde başarılı firmaların logoları ve amblemleri estetik olmalarının dışında basit ve akılda kalıcıdır.
eğer kafa sözlük daha profesyonel gözükmek istiyorsa şu anki amblemini profesyonellerce tasarlanan minimalist bir amblemle değiştirmelidir. ekşisözlük'ün eski logosunu hatırlayanlar bilir. oldukça karışıktı. daha sonra basit bir amblem tasarlattılar. ona da pena dediler. oradaki pena amblemi bana aynı zamanda bir damla limonu da hatırlatır. amblemin yeşil yapılmasının nedenlerinden biri de sanırım insanda ekşi hissini yaratabilmesi.

bazı insanlar canavar gibi severler. sevdiği insanı üzerler, hatta bazen hayatı ona zehir ederler. bu tarz durumlar seven için de sevilen için de kabus gibidir. halbuki önemli olan mutlu olabilmeyi başarabilmektir.

dinlemekten haz aldığım bir radiohead albümü.
en sevdiğim albüm ismi.

the lost room underated kalmış mini diziler arasında. bu diziyi önerdiğim herkes çok beğenmişti. ancak bir de mini dizi olmayan sadece tek sezon süren aj and the queen isminde şahane bir dizi var. farklı şeyler arayanlar için tavsiye edilir.

kedim ve aramdaki bağı düşünmek bile içimi sevgiyle dolduruyor. ben nereye gidersem o da oraya geliyor. uyuduğumu görünce yanıma kıvranıyor. sabah olunca gözlerini gözlerime dikip "hadi uyan sabah oldu" dercesine miyavlayıp beni uyandırmaya çalışıyor. evde resmen minik bir pikaçuyla yaşıyor gibi hissediyorum. o şirin suratından öpmemek elde değil.