1.
son tanımları | başucu eserleri
2.
aşk nasıl bir duygudur sorusu
al eline bir portakal, bıçakla tam ortadan böl ikiye. eline aldığın herhangi ilk parçasını kendin dışında kime vereceğin zaman, bu gerçekten yaşadığını hissettirir sana? aklına gelmedi mi biri, o halde kendinle aşk yaşıyorsun zaten. böyle devam et, iyidir o da. bir yere kadar iyidir yani.
devamını gör...
4.
belalı tiplerle takılıp kadın cinayetleri olmasın demek
allah vermesin ama aynı şeyi kız kardeşiniz yaşasa aynı şeyi der misiniz? o da birinin muhtemelen kız kardeşiydi ve özünde sadece sevmek, sevilmek istedi. bazılarının alternatifi, şansı her zaman çok olmuyor. geriye kalanlar da hep belalı oluyor işte. yani bir belayı defetmenin yolu onun sonuçlarını değil, sebeplerini konuşmakla başlar.
devamını gör...
8.
geçmişe duyulan özlemin sahiciliği
bu başlık ve konu üşenmeyip okuyacaklar için yazılmıştır, çarpıcı bulunacağını garanti ederek kısaca açıklayayım; özellikle youtube'ta eski şarkılara, instagram'da nostaljik içeriklere gösterilen abartılı duygusal tepkilere karşı bir analiz yazısıdır, bu özlemin sahiciliğinin bir sorgusudur.
başta şunu belirtmem gerekir, geçmişe duyulan özlem (nostalji), aslında insan psikolojisinin temel bir mekanizmasıdır. bunun normal mi yoksa başka bir şey mi olduğunu anlamak için birkaç katmanı incelemek gerekir.
psikolojik katman:
insan beyni, geçmişi olduğundan daha güzel hatırlamaya programlıdır. bu bir çeşit psikolojik savunma mekanizmasıdır. geçmişin acıları, sıkıntıları ve günlük stresleri zamanla silinir veya hafifler; geriye duygusal yükü yüksek, parlak "an'lar" kalır. yani aslında özlediğimiz şey, gerçek ve bütünsel bir geçmiş değil, zihnimizin süzdüğü ve süslediği bir "hikaye"dir.
sosyolojik katman:
hiçbir çağ, bugünkü kadar hızlı değişmemiştir. teknoloji, iş hayatı, sosyal normlar sürekli bir dönüşüm içinde. insan beyni ise belirsizlikten hoşlanmaz. geçmiş ise sonucu bilinen, güvenli bir hikayedir. orada ne olduğunu biliyoruz. bu, bize bir kontrol ve istikrar duygusu verir. özellikle hızlı modernleşen toplumlarda (türkiye gibi) geleneksel değerlerin erozyonu, aile yapılarının değişmesi ve kent yaşamının getirdiği yalnızlık, insanlarda kaybedilmiş bir "altın çağ" algısı yaratır. bu özlem, aslında kaybettiğimizi düşündüğümüz topluluk duygusu, aidiyet ve sadeliğe duyulan özlemdir.
teknolojik/dijital katman:
youtube ve instagram gibi platformların algoritmaları, nostaljinin güçlü bir duygu olduğunu ve yüksek etkileşim aldığını bilir. bu nedenle size sürekli eski içerikler önerirler. bu, bir "nostalji döngüsü" yaratır: siz özlem duyarsınız, platform size daha fazlasını sunar, siz daha çok etkileşimde bulunursunuz. ayrıca nostalji, pazarlama için de güçlü bir araçtır (eski markaların geri gelmesi, retro tasarımlar).
varoluşsal çelişki:
"neden şimdi'yi fark edemiyoruz?"
işte en büyük çelişki burada yatar. geçmişi, içindeyken yaşadığımız "an" olarak değil, bir "hikaye" olarak hatırlarız. oysa şu anın içindeyken, günlük kaygılar, stresler, iş sorunları ve gelecek korkuları ile boğuşuruz. bu "gürültü", anın güzelliklerini görmemizi perdeliyor. 50 yıl sonra, bugünün streslerini unutup, belki de "2020'lerin o sade internetini" veya "kaydırdığımız içeriklerin sahiciliğini" özleyeceğiz. bu, "içindeyken kıymetini bilememe" paradoksudur.
başta şunu belirtmem gerekir, geçmişe duyulan özlem (nostalji), aslında insan psikolojisinin temel bir mekanizmasıdır. bunun normal mi yoksa başka bir şey mi olduğunu anlamak için birkaç katmanı incelemek gerekir.
psikolojik katman:
insan beyni, geçmişi olduğundan daha güzel hatırlamaya programlıdır. bu bir çeşit psikolojik savunma mekanizmasıdır. geçmişin acıları, sıkıntıları ve günlük stresleri zamanla silinir veya hafifler; geriye duygusal yükü yüksek, parlak "an'lar" kalır. yani aslında özlediğimiz şey, gerçek ve bütünsel bir geçmiş değil, zihnimizin süzdüğü ve süslediği bir "hikaye"dir.
sosyolojik katman:
hiçbir çağ, bugünkü kadar hızlı değişmemiştir. teknoloji, iş hayatı, sosyal normlar sürekli bir dönüşüm içinde. insan beyni ise belirsizlikten hoşlanmaz. geçmiş ise sonucu bilinen, güvenli bir hikayedir. orada ne olduğunu biliyoruz. bu, bize bir kontrol ve istikrar duygusu verir. özellikle hızlı modernleşen toplumlarda (türkiye gibi) geleneksel değerlerin erozyonu, aile yapılarının değişmesi ve kent yaşamının getirdiği yalnızlık, insanlarda kaybedilmiş bir "altın çağ" algısı yaratır. bu özlem, aslında kaybettiğimizi düşündüğümüz topluluk duygusu, aidiyet ve sadeliğe duyulan özlemdir.
teknolojik/dijital katman:
youtube ve instagram gibi platformların algoritmaları, nostaljinin güçlü bir duygu olduğunu ve yüksek etkileşim aldığını bilir. bu nedenle size sürekli eski içerikler önerirler. bu, bir "nostalji döngüsü" yaratır: siz özlem duyarsınız, platform size daha fazlasını sunar, siz daha çok etkileşimde bulunursunuz. ayrıca nostalji, pazarlama için de güçlü bir araçtır (eski markaların geri gelmesi, retro tasarımlar).
varoluşsal çelişki:
"neden şimdi'yi fark edemiyoruz?"
işte en büyük çelişki burada yatar. geçmişi, içindeyken yaşadığımız "an" olarak değil, bir "hikaye" olarak hatırlarız. oysa şu anın içindeyken, günlük kaygılar, stresler, iş sorunları ve gelecek korkuları ile boğuşuruz. bu "gürültü", anın güzelliklerini görmemizi perdeliyor. 50 yıl sonra, bugünün streslerini unutup, belki de "2020'lerin o sade internetini" veya "kaydırdığımız içeriklerin sahiciliğini" özleyeceğiz. bu, "içindeyken kıymetini bilememe" paradoksudur.
devamını gör...
9.
tüm sözlüğün mutabık olduğu tek konu
reklamlar! azaltalım şu işi, her şeyin fazlası zarar.
devamını gör...
10.
birisiyle nasıl sevgili olunur sorusu
merhaba sizinle daha önce sevgili olmuş muyduk?
devamını gör...
11.
nurettin nebati overthinki
başlık ilginç hatta anlamsız gelebilir, okuyunca anlayacaksınız. overthink dedim çünkü alakasız birbirinden bağımsız zihinde dolaşan konuları düşününce akla bir anda nedense nurettin nebati de geliyor. bu nasıl bir isimdir ya, o dönem çok konuşulmasına rağmen nasıl bu kadar çabuk unutuldu acaba? öyle silik bir insan da değildi ama bilinç altına yatmış bir şekilde işte.
devamını gör...
12.
anın fotoğrafı
13.
bomonti filtresiz bira
bazı entry'lerin sonunda görünen, mavi renkli bu ibarenin anlamı nedir tam olarak? reklam mı sadece?
devamını gör...
15.
karınızı banyoda yıkar mısınız sorunsalı
bu soru bana biraz spekülatif, biraz da manipülatif geldi. sanki karımızı başka yerlerde sürekli yıkıyorduk da banyoda deneyip denemediğimiz sorgulanmış gibi. benim için şahsen farketmez de karım istese banyoda da yıkarım, zaten karım da yok. karı da ne iğrenç bir kelime ya. merhaba karı.
devamını gör...
16.
sözlüğün en güzel 3 kadın yazarı
sözlükte kadın var mı hakkaten ya, ben ilk kez duyuyorum.
devamını gör...
17.
sözlük yazarlarının sağlık problemleri
gözüm seğiriyor, şu an için seğiriyor yani. benim için bir problem, küçümsemeyelim.
devamını gör...
18.
2025 normal sözlük yakışıklı erkek yarışması
erkek dediğin yakışıklı olmaz ya, ne o öyle artist gibi. artist seven gider kıvanç'ı, çağatay'ı, özçivit'i sever. beyler abartmayın yani, biliyorum derdiniz beğenilmek çünkü ama kadınlar kendilerini güldüren....
devamını gör...
19.
hakikatle yüzleşmekten korkmak
bir avuç gerçek sizi avutacağına bir koca hakikat sizi incitsin demişler, tam böyle olmasa da. aynı şekilde başka bir derviş de şöyle demiştir; bir insanın kendini kandırdığı şeyi elinden aldığınızda bütün mutluluğunu da satın almış olursunuz. yine tam olarak böyle olmasa da, yakinen bir şey.
devamını gör...
20.
stüdyo ghibli tarzı normal sözlük yazarları
nası yapıyorsunuz, ben de istiyorum.
devamını gör...





