indusganj yazar profili

indusganj kapak fotoğrafı
indusganj profil fotoğrafı
rozet
karma: 3111 tanım: 416 başlık: 55 takipçi: 84

son tanımları | başucu eserleri


kapitalizmin ötesindeki adalet sorunu

insan doğasının eşitsizlikleri ve kapitalizmin ötesindeki adalet sorunu

kapitalizme karşı geliştirilen akımlar—sosyalizm, komünizm, anarşizm ya da post-kapitalizm—emeğin adil karşılığını alması, ekonomik eşitsizliklerin giderilmesi ve insanca bir yaşamın temellerini oluşturma vaadi taşır. ancak, bu akımların odaklandığı maddi adalet, insan mutluluğunun ve tatmininin yalnızca bir boyutunu ele alır. insan doğasının biyolojik ve sosyal dinamikleri, özellikle aşk, cinsel çekim ve estetik algılar gibi alanlarda, kapitalizm yenilse bile çözülemeyen eşitsizlikler yaratır. bu, adil bir dünyanın kurulmasında temel bir yetersizlik olarak karşımıza çıkar: maddi eşitlik sağlansa dahi, bireylerin en derin arzuları—romantik tatmin, kabul görme, estetik beğeni—eşit bir şekilde dağılamaz. bu durum, insan doğasının karmaşıklığı ve toplumsal normların kaçınılmaz hiyerarşileriyle şekillenir.

kapitalizm, güzellik ve çekicilik gibi kavramları tüketim kültürüyle abartır; medya, reklamlar ve popüler kültür aracılığıyla belirli estetik standartları dayatır. ancak, bu standartlar kapitalizmin ürünü olmaktan çok, insan evriminin bir yansımasıdır. evrimsel psikolog david buss’ın *the evolution of desire* (1989) adlı eserinde belirttiği gibi, fiziksel çekicilik, simetri ve sağlık gibi özellikler, insan partner seçiminde evrensel bir rol oynar. kapitalizm bu eğilimleri manipüle etse de, onları tamamen yaratmaz. virginia woolf’un *kendine ait bir oda* (1929) adlı eserinde vurguladığı gibi, toplumsal normlar bireylerin kendilerini ifade etme ve kabul görme biçimlerini şekillendirir; ancak bu normlar, kapitalizmden bağımsız olarak da varlığını sürdürür. örneğin, tarih boyunca farklı kültürlerde güzellik algıları değişse de—rönesans’ta dolgun bedenler, modern çağda zayıflık—her zaman bir estetik hiyerarşi olmuştur. kapitalizmi ortadan kaldırsak bile, bu hiyerarşiler başka biçimlerde devam eder.

bu noktada, aşk ve cinsel haz gibi insan yaşamının en temel arzuları devreye girer. bu arzular, maddi adaletle düzenlenemez; çünkü öznel, karşılıklı ve biyolojik temellere dayanır. sigmund freud, *uygarlık ve hoşnutsuzlukları* (1930) adlı eserinde, insanın cinsel ve romantik dürtülerinin, toplumsal düzenlemelerle tam olarak kontrol edilemeyeceğini savunur. aşk, bireyler arasında özgürce seçilen bir duygu olduğu için, “eşitlik” kavramıyla uyuşmaz. zeki, yetkin ya da erdemli bir birey, fiziksel çekicilik gibi biyolojik veya sosyal faktörler nedeniyle romantik tatmin arayışında dezavantajlı hissedebilir. bu, maddi adaletin sağlandığı bir dünyada bile bazılarının daha mutlu, bazılarının ise daha mutsuz olacağı anlamına gelir. bu eşitsizlik, kapitalizmin değil, insan doğasının bir gerçeğidir.

sanat ve edebiyat, bu gerçeği sıkça işler. franz kafka’nın *dönüşüm* (1915) adlı eserinde, gregor samsa’nın fiziksel değişimi, toplum tarafından dışlanmasına ve kendi benlik algısının çökmesine yol açar. bu, fiziksel görünümün bireyin sosyal kabulü üzerindeki etkisini çarpıcı bir şekilde gösterir. benzer şekilde, charlotte brontë’nin *jane eyre* (1847) romanında, jane’in fiziksel olarak “sıradan” olması, ama zekası ve ruhuyla çekicilik kazanması, estetik algıların ötesine geçen bir değer arayışını yansıtır. ancak, bu örnekler bile, bireyin içsel niteliklerinin dışsal algılarla yarışmasının ne kadar zor olduğunu ortaya koyar.

peki, bu yetersizlik ne anlama gelir? kapitalizme karşı akımlar, maddi sömürüyü eleştirirken, insan doğasının bu “doğal eşitsizliklerini” göz ardı eder. adil bir ekonomik sistem, gelir dağılımını düzeltebilir, emeğin hakkını verebilir; ancak aşk, çekicilik veya kabul görme gibi alanlarda bireyler arasındaki farklar devam eder. bu, hiçbir sistemin tam anlamıyla “adil” bir dünya yaratamayacağını gösterir. ancak, bu bir yenilgi değil, insan olmanın karmaşıklığına dair bir farkındalıktır. belki de çözüm, sistemlerin ötesinde, bireylerin kendi anlam arayışlarını güçlendirmesinde yatar—zeka, empati, yaratıcılık gibi niteliklerin, fiziksel çekicilik kadar değer gördüğü bir kültürel dönüşümde.

kapitalizme karşı akımların önerdiği maddi adalet, insanca bir yaşam için gerekli, ancak yeterli değildir. insan doğasının biyolojik ve sosyal yönleri, özellikle aşk, cinsellik ve estetik algılar gibi alanlarda, kaçınılmaz eşitsizlikler yaratır. bu, ne kapitalizmin ne de alternatif sistemlerin tam olarak çözebileceği bir meseledir. ancak, bu farkındalık, daha derin bir soruya kapı aralar: mutluluk, sadece dışsal adaletle mi sağlanır, yoksa bireyin kendi içsel yolculuğuyla mı şekillenir? bu, sistemlerden bağımsız, insan olmanın özüne dair de bir sorgulamadır.
devamını gör...

normal sözlük aşık atışması

normal sözlük dediler, fakat bu da ekşi
başlıklara bakıyorsun, diğerlerinin eşi
yazacağız elbette farketmez bizim’çün
gündeme renk katmak hep yazarın işi

düzelir sanma, düzelmeyecek bu gidiş
doğruyla yanlışı bil, yine kötüyle didiş
sen kaleminden geleni yap, dök’için
bu alemin sonu da elbet birgün finish!
devamını gör...

insanı deli eden sesler

nöbetçi öğretmensin ve hava şartları kötü olduğu için dışarı öğrenci çıkaramıyorsun, koridorlardaki ses çığlık filmiyle aynı etkiye sahip.
devamını gör...

eğilirken göğüs dekoltesini kapatan kadın

eğilirken çatalını kapatmayan erkek için ibretliktir
devamını gör...

bal yapan arı

sırrı çözülmüş olsa bile, bilimle/hikmetle binbir şekilde açıklanmış olsa dahi yeryüzündeki en ilginç/şaşırtıcı olay hala bal yapan arıdır kanımca. kozmosa, kara deliklere, yapay zekaya ilgimiz en fazla arıyı görene kadardır yine. düşünsene; bir çiçeğe konuyorsun ve bal damlıyor ağzından bal.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

anın fotoğrafı

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

6 şubat 2023 gaziantep-kahramanmaraş depremleri

büyük felaketin seneyi devriyesinde hayatını kaybedenlere rahmet diliyor, acılı ailelere sabır ve dayanışma duygularımı en içten dileklerimle iletirken direkt depreme ve sorumluluğuna dair duygularımı ifade ettiğim bir yazımı paylaşmak istiyorum;

sesimi duyan var mı?

bu bir soru olmaktan, soru sormaktan ziyade ya da asıl anlamından öte bir serzeniş, bir çığlık olarak algılanıyorsa ilkin, bunun sebebi hepimizin malumu. deprem, maalesef deprem, bir büyük doğal afet. üç tarafı denizlerle çevrili, yazları sıcak ve kurak; kışları ılık ve yağışlı tanımıyla meşhur, güzel ülkemin bir doğal afeti, hatta en doğal afeti. o kadar doğal, o kadar alışılmış, o kadar tanıdık ki en sevdiklerimizi bizden çok kolay alabiliyor, bir çırpıda ayırabiliyor bizden. artık bizden biri yani.

doğup büyüdüğümüz, kendimizi bildiğimiz, tanıdığımız günden bu yana içimizde hep bir korku, kaygı olarak kendine yer bulmuş olan bir doğal afet. o yüzdendir bizden biri olarak onu tarif etmem. takdir edersiniz ki bu bir abartı değil. gün gibi gerçeğimiz maalesef. asırlardır yer kürenin hareketlerinden, doğanın kendi işleyişinden bizim kadar etkilenen başka toplum var mıdır, doğrusu buna pek emin değilim. dünyanın birçok yerinde zaman zaman yaşanan bu büyük doğal afet bizimki kadar olmasa da maddi, manevi kayıplara, hasarlara yol açıyor elbette. yine de sırf bu yüzden bu konuda biraz daha gelişmiş toplumları kutlayacak; bizden birilerini direkt suçlayacak değilim. coğrafya gerçekten kaderdir çünkü. dün ve bugün olanlar, depremle mücadelemizi henüz etkin kılmadıysa, onunla baş edemiyorsak hala ve sevdiklerimizi bir çırpıda bizden koparabiliyorsa bu hepimizin, her birimizin biraz sorumluluğu. onu yenebilme ya da zararını minimuma indirme kısmında her ne kadar sınıfta kalmış olsak da; insan olmanın, dayanışmanın, birlik ve beraberliğin dünyada görülmemiş örneğini verirken gururlu ve onurluyuz. tırnaklarıyla kazıya kazıya evladına ulaşmaya çalışan bir babanın çaresizliği yüreğimize ateş düşürse de; ekmeğinden, harçlığından kısıp oralara yardım göndermeye çalışan başka evlatların fedakarlığı içimize bir nebze su serpmeye yetiyor bazen. keşke bu böyle olmasaydı, böyle anlatılmasaydı diyeceğimiz şey çok elbette; ben de bir büyük acıyı romantize ediyormuşum gibi anlaşılmak istemem burada, utanç duyarım bundan; fakat en başta belirttiğim gibi bizim dayanışmamız da acıyı paylaşarak azaltmamız da biraz buradan, kendi gerçeğimizden; doğayla baş edemezken, insan kalmanın onurunu taşımaktan geçiyor. depremle ilgili, gönül rahatlığıyla ifade edebileceğimiz, belki de övüneceğimiz başka ne var ki? ben de bunu yapıyorum haliyle.

daha ne kadar bu böyle sürecek, ne zaman dinecek bu yangın bilmiyorum. ben bunları yazarken bile bu korkuyu, kaygıyı oturduğum yerden sürekli olarak hissederek yazdım. bunun çözümü, neredeyse orada olmalı çünkü. orada olmalıyız; doğayla baş ederek değil, tırnaklarla kazıyarak değil, ona bilimin ışığında kulak vererek bir yol almalıyız. coğrafyanın bizim için de artık yaşanabilir bir kader olması için birilerine, bir yerlere sesimizin ulaşması gerekiyor artık belki de. o halde ben tüm içtenliğimle ve serzenişimle başladığım gibi bitiriyorum; sahiden sesimi duyan var mı?
devamını gör...

üstteki yazara 1 ile 10 arası puan ver

homo şapiens benden 10 alır, yaz oraya
devamını gör...

en son ne zaman biri size aşık oldu sorunsalı

sorunsandın
devamını gör...

uykuya yakın kaçırılan konular

biraz artistik, biraz da anlaşılması güç bir başlık olabilir tabi gayet farkındayım. hemen açıklayacağım ve açılmaya değer bir başlık olduğu kanısını güçlü bir şekilde hep beraber savunacağız zaten, buna inanıyorum.

şimdi şöyle dostlar; yatakta tam uykuya dalmaya yakın sağa sola kıvranırken kafada kurulan konuları birbirine karıştırıp önce kaçırmak sonra tekrar onu yakalamaya çalışmak çok büyük meziyet istemiyor mu hakikaten? tanıdık geldi değil mi, yaşayan bilir, itiraf eder. evet, ben mesela yine başaramadım, çok yaklaştım ama yine olmadı. uyandım, yazayım dedim, yazdım. orda ne oluyor tam olarak, nasıl sisli bir alan anlamak güç doğrusu. iddia ediyorum rüyalar bile bazen daha net, daha anlaşılır bundan.
devamını gör...

sözlük yazarlarının fotoğrafları

siz n’olduğunu bilmiyorsunuz xd

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aşk hayatınız ne durumda

dünyanın en şanssız kişisi olabilirim, aşk şans işi biraz çünkü. birine denk gelmek yetmiyor; birbirinize denk gelmeniz gerekiyor.
devamını gör...

içinde hiç a harfi geçmeyen bir cümle yazın

seni seviyorum.
devamını gör...

geceye rahatlatan bir düşünce bırak

çocukluk anılarınızı düşünün, o zamanlar sevdiğiniz ilgi duyduğunuz şeyleri asıl cevher orada. bugün sizi mutlu edecek şey orada.
devamını gör...

geceye güzel ve tatlı bir gerçek bırak

güzel midir tatlı mıdır bilmiyorum belki de emin değilim sadece ama; bazen insanın yorgun, mutsuz hatta umutsuz olduğu anlar da bile o üşengeç ve bitkin haliyle uzandığı yatakta yalnızlığının dahi huzurlu hissettirdiği bir an vardır. o an şu an işte, zaman hızlıca akıp giderken insanın öz farkındalığıyla bir an
düşünüp gerçekliği( her şeyin gelip geçici olduğunu) yoğun bir şekilde hissettiği o an. anlamsız olduğu kadar insanın yüreğine su serpen o katı gerçeklik.
devamını gör...

yazarların instagram kullanma çeşitleri

kendi hesabım; www.instagram.com/nihatheme...

fotoğraflar çektiğim hesabım; www.instagram.com/kyrios.le...

yapay zeka içerik üretme hesabım; www.instagram.com/kairoscha...


olmak üzere verimli bir şekilde kullanıyoruz.
devamını gör...

sözlük yazarlarının son kopyaladığı metin

"bir insan derin bir anlam hissi bulamadığında, dikkatini haz ile dağıtır."

victor frankl
devamını gör...

anın fotoğrafı

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

küfür duyunca hop bayanlar var diyen tip

aslında ataerkil bir savunmanın dışavurumudur bu; erkekler kendi aralarında küfürleşince problem yok mesela ama bir kadın ortamda bulununca sanki küfür, ona edilmiş ya da ona bir hakaretmiş gibi bir algıyla buna pek müsade edilmiyor. benim bundan anladığım bu, yanlışım varsa düzeltmeyin. ben düzeltirim, teşekkürler.
devamını gör...

hayat boyu aranılan şey

kristof kolomb amerikayı bulduğunda değil ararken mutluydu; o yüzden hayat boyu aransın her neyse bulunmak istenen.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim