çoğunlukla iletişim kurmak yerine kaçmayı, trip atmayı, sessizce ortadan yok olmayı tercih ediyoruz; çünkü bu yüzleşmekten daha kolayımıza geliyor. "şu sözün beni kırdı" veya "bu davranışın beni üzdü, neden böyle yaptın?", "bu sorunumuzu nasıl çözebiliriz?" gibi şeyler yok. bazen sadece karşımızdakine, "bugün böyleyim ama lütfen kişisel algılama, seninle ilgili değil" demek bile yeterli olabiliyor.
kimse kimseye olumlu, yapıcı hiçbir adım atmıyor; kimse adım atmıyor. kıymet hiç vermiyoruz zaten, özen göstermiyoruz.
arkadaş olsun, sevgili olsun her ikili ilişkide gerçekten hasret duyuyorum ben böyle açıkça konuşup anlaşabileceğim insanlara. bulduklarımızla da birbirimizi kaybetmiyoruz çünkü varsa bir sorun bunu konuşup o yol ayrımına hiç gelmeden çözebiliyoruz.
kapıyı açtığım anda şu görüntüyle karşılaştım. utanmasalar benim paspasa da park edecekler ayakkabılarını. apartman da leş gibi ayak kokmuş. deliriyorum...
aldatan kişiyi başından def etmek yerine intikam peşinde koşmak, kısasa kısas yapayım diye uğraşmak biraz salaklık gibi geliyor bana kimse kusura bakmasın. bunu yaptığında için soğuyacaksa eyvallah da aslında bakarsan daha çok kendine ihanet etmiş oluyorsun arka planda.
bunu bir ders verme olarak düşünenler için de şunu belirteyim; adam senin de onu aldatmanla akıllanacak ve "vay anasını ne kötü bir şeymiş" diyecek kapasitede olsa zaten seni aldatmazdı. iğrenç bir şekilde gözden çıkarılmışsın işte. uğraşma, sal gitsin.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.