kaytsz yazar profili

kitapla ilgili bir hikaye anlatarak ancak anlatabilirim size kitabı. ilerde bir gün belki biri merak ederse diye yazıyorum bu yazıyı. şimdilerde pek bir kıymeti yok malum çünkü yalnız başına oracıkta duruyor. ilk kitap ilk çocuk gibidir, aynı zorlukları yaşar. önden gider ve eksik noksan ne varsa hepsini o yaşar tüm eleştirileri o alır. ondan sonra gelen kardeşlerine kendi yaptığı hataları yapmalarına izin vermez. neyse size kitaptan bir şiir ile kitabın küçük bir parçasını yazayım.



neden uzun uzun açıklama yaptığımı anladınız mı?
bundan sonra daha dikkat ederim eminim. kitapta yer alan anlamı da güzel ama benim vermek istediğim mesaj orijinal halinde daha iyi diye düşünüyorum.
yani sözün özü size kitabımı biraz anlatmak istedim daha doğrusu sana sayın okuyucu, kitabımda çoğunlukla kısa sözler ya da tek kıtalık şiirler var uzun şiirler de var tabi. zaten o nedenle adı rengarenk her tattan biraz var diye. iyi okumalar umarım kitabım sana bir şeyler katar ya da katmıştır.

ilk olarak şunu söylemeliyim ki (gbkz: doktor who rolündeki performansı için ona duyduğum saygı ve sevgi sonsuz. ben hiçbir şarkıcı, oyuncu ya da insana bu derece saygı ve sevgi duymadım. size göre biraz abartıyorum gibi gelebilir ama bu benim için böyle.




18 nisan 1971 doğumlu iskoç oyuncu bathgate, birleşik krallık'da doğdu. doktor who'da 10. doktor ve casanova'daki casanova rolleri ile tanınır. good omens, jessica jones, ınside man, staged, ahsoka, deadwater fell, gracepoint, des, 80 günde devrialem, there she goes, litvinenko, star wars: klon savaşları, the escape artist ve vox machina efsanesi gibi bir çok projede yer aldı.

doktor who'daki performansı ile o artık bir doktor who ve hatta doktor who'da david tennant demektir. kendisine yapışan bu karakterden kurtulması kolay olmamıştır. ben diğer projelerini de izlemek için fırsat kolluyorum açıkçası zaten ınside man dizisinde oynadığı karakterde çok farklı bir şekilde karşımıza çıkmıştı. casanova dizisine de biraz bakmıştım pek benlik dizi olmasa da orada da kendine özgü güzellikler sunmuştu bize. gerçi ben doktor who'dan sonra izlediğim için benim için doktor who'nun maceraları gibi bir dizi olmuştu ama neyse. good omens dizisine dadanacağım ilk fırsatta ve orada da döktürdüğü haberlerini almıştım bakalım beni daha ne kadar kendine hayran bırakacak.

sonuç olarak bu adam benim gözümde farklı bir yerde bakalım beni yanıltacak mı diye her dizi ve filmine bakacağım.

yeni bir tabir var old diye bu adam o tabiri hak edenlerden kesinlikle.

size de david tennant sevgisi diliyorum iyi seyirler ne izlerseniz izleyin severek izleyin.

evet karşınızda huysuz dede. tabii ki o da yakışıklı.

matt smith sonrası doktor who izleyicisi için ilaç niteliğinde bir doktor oldu kendisi. her ne kadar ilk bölümler kendisi bana biraz tutuk, ilk bölüm biraz saçma bir fanteziye girse de kendisinin de tutukluğu aşikar.

tam adı ile peter dougan capaldi. 14 nisan 1958, iskoçya doğumlu oyuncu ve film yönetmeni. doktor who evreni bu doktor zamanında biraz toparlamış ve hatta çok kaliteli bölümler ortaya çıkarmıştır. bazı bölümler var ki bizi doktor who dünyasının tam ortasına koyuyor. ilk geldiğinde bu yüzü neden seçtim diyerek kendi içinde kendisine ne anlatmak istediğini sorgular. çünkü daha önce david tennant varken dizide bir bölüm oynamıştı. hatta onu ve ailesini kurtarmaması gerekirken yine de kurtarmıştır. doktor aslında burada kendine mesaj veriyordur ama ne demek istediğini anlaması uzun sürecekti.

the fires of pompeii 4. sezon 2. bölüm. peter capaldi bu bölümde normal şartlarda pompeii'de ölmesi gereken insanlardan biriydi ailesiyle birlikte. fakat doktor bir yerlerde kendince insanları kurtarırken nelere sebep olduğunu bazen hesap etmiyordu ya da hesap etmek istemiyordu. bölümde yaptığının hesabını da kendince sürekli yüzüne bak ve hatırla diyerek bu yüzü seçtiğini düşünmüştü. tabii bunlar hep dizinin içinde doktorun kendi içinde yaşadığı şeyler yoksa dışarda dönenler tabii ki böyle değildir.

peter capaldi adına güzel bölümlerden bahsedecek olursak. sizinle bir kaç bölüm paylaşayım belki açıp izlersiniz.
1. listen
2 time heist
3. mummy on the orient express
4. flatline
5. under the lake 6. sıradaki bölümün ilk kısmı.
6. before the flood 5. sıradaki bölümün devamı.
7. heaven sent

bölüm sıralaması yapmadım çünkü bu doktorun bir çok bölümü zaten izlemeye fazlasıyla değer sadece içlerinden kendi adıma beğendiklerimi yazdım. son sıraya yazdığım bu doktor için en sevdiğim bölüm mesela. ben bir de klasik doktor bölümlerinden farklı olan bölümleri seçmeye çalıştım hep çünkü doktor who dediğimizde izleyenler için yani dalekler gelir ya da sibermanler gelir. benim seçimlerimin neredeyse hepsi o bölümlerden uzak.

herkesin izlemesi gerektiğini düşünsem de az izleyeni olunca insan kendini bir özel hissetmiyor da değil. neyse sizin de şifayı bu doktorda bulmanız dileğiyle.

yakışıklı bir resmi ile süsleyelim tanımımızı.

modern seri açısından doktor who macerasını bana sevdiren ilk doktor. 16 şubat 1964 salford/lancashire/ingiltere doğumlu ingiliz oyuncudur. yeni seri 2005 yılında yeniden başladığında aslında christopher eccleston sevdirmişti kendini fakat sonra ne olduysa christopher eccleston ve dizinin yazarı gazetelerde ya da başka bir şekilde karşı karşıya geldi. ondan sonra da zaten christopher eccleston kontratı zaten bir yılmış falan filan derken en sonunda kontrat sonlandırıldı ve yeni serinin büyük kulaklı doktoru bu diziyi bıraktı. daha sonraları da bölümlerde çok fazla oynatılmadı. daha sonra david tennant sezonları bitecekken bir kere geldi ondan sonra yine kayboldu, tabii o da toplu doktor resminde gözükmek için öyle çok bir şey yapmadı.

1. sezon bölümlerine baktığımda kendi açımdan en azından benim için oyuncu değişmemiş hissiyatı geliyor. yani bu açıdan bakınca diziyi yapanlar christopher eccleston ile sorun yaşamasa büyük ihtimalle uzun bir süre doktor olarak devam edeceklerdi. ancak o olmasa güzelim david tennant nasıl gelecekti. christopher eccleston adına ne kadar üzülsem de david tennant'ın gelmesine vesile olan sorunu her neyse iyi ki yaşamış ve yaşatmış diyorum.

yeni seriye başlarken bölümlerin kalitesinin düşüklüğünü herkes kabul ediyor hatta ilk başlayanlar bu sezondan başladıkları için bu ne be çocuk işi gibi diyerek kapatıyor diziyi. fakat dediğim gibi bölümlerin bütçesi o kadar düşük ki büyük bütçelerle çekilen sonraki sezonlardan bile çok daha kaliteli bölümler çıkardıklarını söyleyebilirim bu sezonda. bu sezonları arıyor insan diğer sezonların yazarlık kısırlığını görünce, tabii izlemeye devam ederse.

çok yakışıklı bir resmini hemen bulalım ve buraya koyalım.
bilgisayarımın ekran resmi olan resmi buraya ekliyorum.

david tennant ya da david john mcdonald ben john bilmem mcdonald bilmem benim için tennant. neyse 18 nisan 1971 de dünyaya gelen iskoçyalı oyuncu. doktor rolü haricinde casanova rolü ile de tanınır. casanova'yı da izledim ne kadar bana göre olmasa da orada da oyunculuk çok iyi olsa da şimdi konumuz o değil.

bu tanım doktor who dizisi ağırlıklı olacak yoksa daha önce david abimizi tanıttığımı ben de biliyorum.
christopher eccleston' tanımımı yazarken bahsettiğim gibi christopher eccleston gitmese görmeyeceğimiz bir doktor olacaktı ve o doktor en iyi doktordu. kimdi peki tabii ki david tennant. yani şu adamı doktor who evrenine kazandıran adamın alnından ne kadar çok öpmek istediysem, çıkaranın da alnına en az o kadar tükürmek istedim.

şu adamın geldiği ilk bölüm bir yılbaşı bölümü olmasına rağmen diğer bir çok doktor who bölümlerinden oldukça iyi. yılbaşı bölümleri genellikle kalitesiz olur o sebepten söylüyorum. her ne kadar o bölümde saçma bir iki şey olsa da ve tennant bölüm boyunca uyusa da çok iyi diyebilirim.

aslında size tennant sezonlarında geçen ve kesinlikle izlemeniz gereken bölümleri vermek istiyorum ama güzel bölüm atlamaktan da korkuyorum. yine de korkunun ecele faydası yok unuttuğum olursa da artık hatırladıkça eklerim.

izlenmesi gereken hatta tekrar tekrar izlenmesi gereken bölümler. david tennant sezonları için geçerli sonra bozuşmayalım.

1. the ımpossible planet 2. sıradaki bölümün ilk kısmı.
2. the satan pit 1. sıradaki bölümün devamı.
3. human nature 4. sıradaki bölümün ilk kısmı.
4. the family of blood 3. sıradaki bölümün devamı.
5. blink doktor who izleyenlerin mutlaka çok güzel bölüm olarak aklında kalan bir bölüm.
6. the waters of mars
7. midnight
8. silence in the library 9. sıradaki bölüm ilk kısmı.
9. forest of the dead 8. sıradaki bölümün devamı.

yazacak çok bölüm var ama şimdilik bu kadarı yeter. bazıları ikili bölüm olduğu için biraz fazla gözükebilirler ama aslında 6 bölüm paylaştım sizinle. iyi seyirler.

her ne kadar sevdiğimiz doktorun yerine gelse de onunda yakışıklı bir resmini koyalım.

david tennant’tan sonra gelen ve neredeyse onun kopyası bir doktor; benim için matt smith bu. tamam, kravat yerine papyon var ama bence değişen çok bir şey yok. hatta yazar ve yönetmenler onu biraz daha farklı bir yöne çekmese, belki onu da çok sevecektik. kendi adıma konuşuyorum tabii, çünkü benim aksime matt smith sevenler bir hayli fazla.

tam adıyla matthew robert smith, 28 ekim 1982 ingiltere doğumlu tiyatro ve dizi oyuncusudur. bilin bakalım kim aslında futbolcu olmak istemiş ama belinden yaşadığı bir problem yüzünden futbolcu olamamış? yanlış cevap: herkesin ilk aklına gelen değil tabii ki. doğru cevap: matt smith.

ilk geldiği bölümlerden itibaren dizide oldukça kaba bir duruş sergiledi. tamam, doktorlar değiştikten sonra biraz tuhaf davranmaları normal, ama bu adamın davranışları gerçekten çok kabaydı. daha ilk dakikadan kendini bize ya da bana olumsuz bir şekilde gösterdi ve o kötü izlenimi bir daha düzeltemedi. gerçi düzeltmek için uğraştığını da sanmıyorum.

her ne kadar oyuncuyu, geldiği konum ya da tarzı nedeniyle pek sevmesem de, oyunculuk anlamında her geçen bölümde üstüne koyarak ilerlediğini de belirtmek lazım. ne kadar "tü kaka" desem de, oyunculuğuna laf yok. hatta onun performansı olmasa, kendi sezonundaki pek çok bölüm çöpe gidebilirdi. zaten bir tiyatro oyuncusundan beklendiği gibi, rolünün hakkını verdi. fakat yazım tarafı ve bir de yerine geldiği “en iyi doktor” profili düşünülünce, onun dönemi biraz hüsran oldu.

bu doktorun sezonlarını dikkatle izleyen biri, merkezde aslında doktor değil, yanındaki karakterlerin olduğunu fark eder. hikâyeye genel olarak bakıldığında, o kadar güzel ve büyük bir resim çizilmiş ki, insan kendini izlemekten alamıyor. daha dokuzuncu doktor’dan başlayan temalar, on ikinci doktor’a kadar bir zincir gibi akıp gidiyor. bir hikâyede kopma olsa bile, başka bir hikâye gelip yeni doktora bağlıyor bizi. o büyük resim olmasa, belki sonraki doktorlara alışmamız bu kadar kolay olmazdı.

zaten genel olarak baktığımızda, bizi kadın doktor döneminde diziden koparan şey de buydu bence: o büyük resmin tamamen ortadan kalkmış olması. diğer sezonlarda yaşananlar sanki hiç olmamış gibi bir hava vardı; tamamen yeni bir dizi izliyormuşuz hissi. neyse...

bunları kadın doktor’a saklarız artık.

kendisi bir kadın doktor onun da yakışıklı pardon güzel bir resmini koyalım şuracığa.
garibanımın başlığını açan bile olmamış o kadar sevilmiyor. neyse ki az da olsa seven ben varım burada. doktor sonuçta sevilmez mi.

tam adı ile jodie auckland whittaker 17 haziran 1982'de ingiltere'de dünyaya geldi. doktor olarak 2017 yılında karşımıza çıktı. kendi sezonları açısından bakarsak doktor who onun zamanında farklı bir havaya bürünmüştür. çünkü daha önceki hava da yoktur daha önceki karakterler ve kötülerde yoktur. en azından ilk sezon için bunu net olarak söyleyebilirim. yeni bir şey izliyormuş havasına kapılıyor insan ister istemez ve bu da doktor who severleri o ilk sezondan sonra biraz uzaklaştırmıştı açıkçası. ben bile bir ara bıraktım izlemedim ta ki kadın doktorun tüm bölümleri bitti ve david tennant gelecek haberi çıkana kadar. sırf david tennant için sıfırdan başladım ve tüm hikayeye yeniden hakim olmaya çalıştım. gerçi o da bize üç bölümden fazla katlanmak istemedi, keşke kalıcı olsaydı.

jodie whittaker kötü bir oyuncu değil hatta tüm sezonlarına bakınca kötü bir doktorda değil fakat ilk sezon başladığında bir önceki doktorları ve hikayeyi silen tavırlar diziden ister istemez uzaklaştırıyor. son sezonda kadın döktürüyor hem hikayesiyle hem kendi başına. şimdi bu yazı kime ne zaman fayda sağlar bilemem ama ilk sezon jodie whittaker doktorluğuna fazla takılmayın diğer sezonların hatırına idare edin zaten çok değil. diğer sezonlarda çok etkileyici bölümler çıkıyor ortaya özellikle hikayesini düşününce diğer doktorlar için bu kadar güzel bir hikaye ortaya konulmadı gibi. zamansız çocuk hikayesi mükemmel diyebilirim.

doktor who güzeldir ve özeldir, kim oynarsa oynasın sanırım kendini bize her zaman izletecektir.

kendisinin yakışıklı bir resmini bırakayım önce.
ncuti gatwa 15 ekim 1992' de kigali/ruanda'da doğan ruanda asıllı iskoç oyuncu.

jodie whittaker david tennant rejenerasyonundan sonra david tennant ve ncuti gatwa tuhaf bir şekilde aynı bedenden ayrılıp iki ayrı doktor ortaya koyarlar. iki doktor karşımızdadır ve bundan sonra david tennant doktoru hayatına devam ederken ncuti gatwa doktoru diziyi devam ettirir.

bu doktora geçtiğimizde dizi çok tuhaf bir hal alır. yine geçmiş doktorun yaptıkları tamamen silinir ve yeniden bir hikaye yazılmaya çalışılır. yani her şey yine sıfırdan başlıyormuş gibidir. tek iyi yanı david tennant gelip bu doktor için güzel bir hikaye temeli bırakıyor. oyuncakçının süvarileri ile kapışmaya başlayan bu doktorun düşmanları daha önce görmediği türden düşmanlardır.

yine de dizinin diğer sezonları tamamen silmesi konusuna takılıp duruyorum ben. yani zaten geçmiş sezonların başarısızlığı buradan geliyor ama ısrarla benzer işler yapılıyor ve sonuç olarak dizi hep eksiye gidiyor. halbuki jodie whittaker'ın gittiği hikayeden devam edilsin sadece değişmesi gereken doktor değişsin yanındaki insanları da zamanla değiştirsin ama yok illa temizlik yapacaklar. daha önceki doktorlarda benzer işi matt smith içinde yapmışlardı ve orada da kopma olmuştu. orada doktoru kurtaran çok fazla hikayeden uzaklaşmadan yine benzer yolda gitmeleriydi ama bu son iki doktorda sürekli sıfırdan başlama hissi vermeleri insanı biraz soğutuyor diziden. her izleyici de öyle diziyi seven insanlar hariç tabii öyle her sezonu canı gönülden izlemez özellikle böyle başa sarma işi çok olursa. tek avantajları bir oyuncu en az üç sezon kalıyor ve bununda bir dezavantajı var biraz daha fazla kalmasını sağlayamıyorlar en sevileni bile.

uzun uzun yazdık ve bu doktorun daha ilk sezonunu izlediğimizi belirtmedik onu da belirtelim ki ilk sezon çok kötü değildi bana sorarsanız sadece eski tat yok artık doktor who'da ama olsun sevdiğimiz dizinin hikayesi için takip ediyoruz. daha ne saçmalıklar göreceğiz bakalım.

bir gün buraya kadar izleyip bu yazıları okumaya kadar düşerseniz size ya da sana şunu söylemek isterim dünyanın en güzel hikayesini izliyorsun çok şanslısın demek istiyorum. iyi seyirler.