matmazel yazar profili

matmazel kapak fotoğrafı
matmazel profil fotoğrafı
rozet
karma: 111 tanım: 9 başlık: 1 takipçi: 1

son tanımları


geceye bir şarkı bırak

the white buffalo - oh darlin' what have i done
devamını gör...

bir kadının kendine yapabileceği en iyi şey

saçını kısacık kestirmemesi.*

canınız sıkkınken asla kuaföre gitmeyin hanımlar as-la. ilk an biraz iyi hissediyorsunuz kendinizi ama en geç bir gün sonra başlıyor pişmanlık.

bir yandan iyi oluyor aslında, esas derdinizi unutup saçınızın derdine düşüyorsunuz. sonrası google-saç uzatma yöntemleri-enter.

lakin kendiniz için yapabileceğiniz daha iyi şeyler de var hayatta. mesela evlilik meselesini bir oturup düşünmek. öncelikle evlenmemenin bir eksiklik olmadığının farkına varmak. inanır mısınız evlenmek zorunda değilsiniz. etrafınızda "kız hadi bul birini evlen, evde kalacaksın" diyenler elbet olacak ama unutmayın ki; "tamam>cahile laf anlatmak"

asla evlenmemek değil tabii bahsettiğim, doğru bir evlilik belki de şu fani dünyadaki en güzel şeylerden biri olabilir.

peki doğru evlilik olacağını nasıl anlarız? bundan emin olmak pek mümkün değil ne yazık ki ama dikkat etmemiz gereken çok önemli bazı ipuçları var. mesela aşkından ölüp bittiğiniz adamın şiddet eğilimi var mı? toplumsal cinsiyet rolüne kendini kaptırmış mı? gibi.
the one diye bir dizi var, dna analizi ile ruh eşinizi bulan bir uygulama geliştiren kadının hikayesi. keşke böyle bir şey olsa da baştan anlayabilsek doğru insan olup olmadığını. belki de sıkıcı olurdu öylesi, bilemedim. şu an böyle bir uygulama çıksa evet ama bu uygulamanın olduğu dünyaya doğmak? mesela ben 19 yaşımda yaptırıyorum testi ama ruh eşim biraz daha gezeyim tozayım hayatımı yaşayayım diye diye 40 yaşına geliyor ve daha yeni yaptırıyor. ben 21 sene onu beklemişim ohooo.

neyse efendim bir kadının kendine yapabileceği en büyük iyilik bazen de boşanmaktır. evet. mutsuzluktan solup giden nice kadın var şu memlekette. sırf baba evine geri dönmekten utandığı için. elalem "dul" der diye korktuğu için. dul demek türkçede orospu demektir bir nevi biliyorsunuz. en kötüsü de, boktan evliliğine rağmen kocasına tapan kadınların, boşanma cesareti gösteren kadınları böyle etiketlemesi. yapmayın, kadın kadının düşmanı olmasın ki nefes alabilmek biraz daha rahat olsun şu ülkede artık.

şöyle bir toparlamak gerekirse, sadece evlilik üzerinden değerlendirdim konuyu farkındayım ama, evliliği hayatındaki en büyük başarı olarak gören o kadar çok kadın var ki hâlâ, önce bir ayaklarımız üzerinde duralım, kendimize yapabileceğimiz diğer iyiliklere sonra geçeriz. kıps.
devamını gör...

pleasantville

türkçeye ismi yaşamın renkleri olarak çevrilmiş 1998 yapımı gary ross filmi. kurgusuyla, müzikleriyle; muhafazakarlığa, konformizme, ırkçılığa, dinlere yapılan yerli yerinde ve eğlenceli göndermeleriyle eşsiz bir film olmasına rağmen maalesef az kişi tarafından bilinen şaheser filmlerden biri olarak kalmıştır.

muhteşem soundtrackleri de şöyle;

fiona apple - across the universe
robert & johnny - dream girl
gene vincent - be bop a lula
larry williams - lawdy miss clawdy
billy ward & the dominoes - sixty minute man
the dave brubeck quartet - take five
etta james - at last
elvis presley - (let me be your) teddy bear
buddy holly - rave on
fiona apple - please send me someone to love
miles davis - so what
devamını gör...

peyk

dün gece instagram canlı yayında dört saatlik keyifli bir konser verdiler. şarkılar sanki stüdyo kaydı gibi tertemiz, ortam çok samimiydi. pandemi sürecine dair güzel hatırlanacak detaylardan biriydi bu konser zira baygınlık geçirmek üzere olan bünyelere ilaç gibi geldi. var olsunlar.
devamını gör...

yazarların unutamadığı film replikleri

"artık zararsıza güzel diyoruz, faydalıdan geçtik."

(bkz: bir zamanlar anadolu'da)
devamını gör...

işe yarar bir şey

eskiden kordon çimlerde otururken "kim bilir o evlerde neler yaşanıyor şu an" diye düşünürdüm. artık aklıma ilk gelen yavuz olacak.

"beni çocukken bir fotoğraftan çağırdılar, vardığımda hüzünlü bir genç kadındım"
devamını gör...

nilgün marmara

"ülkem yok, cinsim yok, soyum yok, ırkım yok; ve bunlara mal ettirici biricik güç, inancım yok. hiçlik tanrısının kayrasıyla kutsanmış ben yalnızca buna inanabilirim, ben."

yıllar önce bir dergide bu sözüne denk gelmiş, tam olarak anlayamamıştım neden böyle dediğini. şimdi o kadar iyi anlıyorum ki; hiçbir yere ait olamama duygusunu, varoluş sancılarını, içine düştüğü boşluğu. başta tatlı gelen o özgürlük hissinin yerini zamanla yalnızlığa bırakmasını ve artık o sancıları çekmiyormuş gibi yaşamanın ne kadar zor olduğunu.
devamını gör...

yazarların sevdikleri tablolar

edward hopper'ın yalnızlığı, vasili kandinsky'nin, bakarken dans etme isteği uyandıran bir şarkı çaldığına yemin edebileceğim ama asla kanıtlayamayacağım tabloları,
rene magritte'in derinliği,
caravaggio ve rembrandt'ın karanlığı gibi tablolardır.
devamını gör...

ekşi sözlük'ten gelen yazarlar

benim.
ekşi yazar maaşlarını geciktiriyor diye geldim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim