merta yazar profili

zamanın geçmesine en çok ihtiyacımız olduğu an en yavaş geçtiği an oluyor genelde.

ulu önder mustafa kemal atatürk'ün "benim naciz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. fakat türkiye cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır." sözü türkiye'de yaşayan bir çok gencin geleceğe dair umutlarını yeşerttiğini düşünüyorum. bundan mütevellit türkiye'yi yaşanılır kılan, bana göre, en büyük detay türkiye cumhuriyeti devleti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı olan mustafa kemal atatürk'ün ta kendisidir.

bir evin yaşanılabilir olması için nerede olduğundan, ne kadar lux ya da konforlu olduğundan çok içerisinde birlikte yaşadığın insanlar önemlidir. en büyük detay da budur aslında. yanında yaşadığın insanlarla iletişim kurabilme becerin bir evi yaşanılır kılan en önemli detaydır.

yükle marşandize dizine kadar şiir de lazımsa
bahr-i hazerler el sallar şairi nazımsa
kaldır o gemileri cebine de sakla için sıkıldıysa
zeval-i eleme de çıplak ayakla var oluyorduysa

sadece biz kullanalım diye abuk subuk tamlamalarla oluşan hitaplar mide bulandırıcı olabiliyor. buna misal olarak; portakallı cheesecake'im, tatlı pastam gibi bir çok şey söyleyebiliriz.

çocuklarımın babası/annesi, gelecekteki kocam/karım gibi hitap sözcükleri yetişkin ve yahut evlenmek üzere olan çiftler için normal kabul edilse de erginliğe henüz ulaşamamış çocukların kullanması oldukça itici ve rahatsız edicidir.