oportunidad yazar profili

entryleri gördükçe ne kadar cahilin altında toplandığına şahit olduğum başlık.
yaradandan korkmayıp anne babasından korkuyorlar diyen olmuş.
umarım düşük iq seviyesi rolü yapıyorsundur..
başka entrylerde de ciddi ciddi (islami)oruç tutan ateist varlığına inanılıyor. görmedikleri şeye inanmaya alışık olunca heralde..

öncelikle şunu eklemekte fayda var:oruç sadece dini bir vecibeden ibaret değildir.
özellikle kendisini zihnen arındırmak açısından ya da vücudu, kanı tamamen temizlemek açısından birçok yogilerin ve benzeri felsefedeki insanların yaptığı eylemdir. hatta sadece sağlık açısından iyi geldiği düşünülerek bile yapılır. çok çeşidi vardır. günlerce tutan olur. su serbest olur ya da belli gıda grubu serbest olur. ya da belli saat aralığında hiçbir şey serbest olmaz vs vs.
demem o ki
oruç kavramı, uzak doğuda, semavi dinlerden de önce çıkmış bir kavram.
normalsozluk.com/entry/1909868
yani komik bulmadan önce hangi oruçtan bahsediliyor onu öğrenmekte fayda var. nedeni de önemli tabii.
şahsım adına konuşmak gerekirse annemi üzmemek için müslümanmışım gibi, oruç tutuyormuşum gibi davranıyorum. süper zevk de almıyorum bu arada. su şişemi alıyorum odama, en azından suyumu içiyorum. fırsat olduğunda da bir şeyler atıştırıyorum.
tanım: görünüşte benim de içinde bulunduğum grup.

çok iyi hatırlarım. eskiden, her günün yağmurla geçtiği canım antalya akşamında, okuldan eve dönüşümde mutlaka yolumun üzerindeki herhangi bir büyük markete girer (böylelikle yağmurun hafiflemesini bekler ve benim ısınmam için zaman sağlamış olurdum), günün sonunda çantamın dibinde yuvarlanan bozuklukları çıkarır toplardım. 5 liraysa sevinirdim. 10 lira civarıysa yaşadım derdim. bir de cuma günü ise günlerden, film keyfi için şeyler alırdım. sütünden scak çikolatasına, kolasından cipsine. baya küçük bir market poşeti dolardı. 5 kurşuna kadar değerlendirme fırsatınız olabiliyordu. şimdi birçok markanın sakızı bile alınmaz 5 lirayla

acımızdan ölürmüşüz. ben diyorum ki "incir çekirdeği hacmi kadar katkısı yok bu enflasyonda" o ise "eve tek ekmek getiren" bilmem ne. bu eve ekmek getiren halktır. her seferinde soyan ise devlettir. bu ayrı bir konu bir kere.
gurbetçilerle tekrar dönecek olursak, gurbetçiler bu derecedeki bir enflasyonda katkı sağlamayı bırak, sosyolojik anlamda hasar vermekte. oyları ile de bu hükümete katkı sağlamakta. insanlar birbirine düşüyor. nefret artıyor.
ayrıca kime hayranlık duymamdan bahsediyorsun arkadaşım? şaka mı yapıyorsun? ben burada gurbetçileri(istisnalar hariç) konuşuyorum sen bana yabancılara olan hayranlıktan dem vuryorsun. velev ki yabancılara hayranlık duyuyorum. ee? burnumuzun ucu tezekten çıkmıyor ama hala havada. çok mu hayranlık duyacak yanımız var. ne sosyolojik ne akademik, ne ekonomik; hayranlık duyacak bir şeyimiz kalmadı. ne zaman ki elindeki ezberlediği kağıdı kenara koyup önce yazılanları okuyan ve ezberlediği şeylerin dışında fikrini beyan etmeyi başaran bir toplum olacağız, o zaman burnumuzun ucundaki problemleri objektif görüp refaha kavuşacağız.

bayram değilken seyran değilken, çöl misali profilim sessiz ve kurak iken durmadan gelen bildirimlerdir. gizemi hala çözülemedi.

herhangi iyiliğin, bi tarafına batan yazar başlığı bu.
değil mi paşam? sokağa çıkıp adam doğramaktansa hiç olmazsa hayvan besleyip ruhlarını "iyi" yönde tutmaya adamış insanların varlığı.. cıks cıks hiç olcak iş mi?
edit: eminiz ki paşamız her ay düzenli bağışını yapıyordur 5-10 demeden. o kadar sadıktır ki, artık herhangi yardımlaşma kollarına ahkam kesecek haddi bulmuştur haspam.
dipnot: kedi-de-köpek-de-beslemeyen-spor
cidden fakirim.

beni artık gram alakadar etmeyen noktadır.
beğenmediğimiz gurbetçilerin burada yaptıkları harcamalar g.tüne girsin.
doların 9 olma sebebi iktidarı ayakta tutmaya katkı sağladıktan sonra, doları 9 altında tutmaya incir çekirdeği hacmini doldurmayacak katkıyı neyleyeyim ben. hatta olaylar rakamları da aştı. artık psikolojik olarak biza yaptıkları (hepsini kastetmiyorum tabii ki) her hareket, hakaret niteliğini almaya başladı gözümüzün içine baka baka söyledikleri şeyler safsata ve alaya almadan öte değildir. olay artık başka boyutta
. başımıza sarılan iktidar yüzünden oluşan kutuplaşma bunlar. ne kadar direndiysek de artık kalmadı irademiz ve ülkemizin insanları kutuplaşmalara uğradı.
yani bipmişim onların 3-4 milyar dolar/euro dövizlik katkılarını. huzur istiyorum ben ülkemde. nefes aşmak istiyorum ben. hemen hemen her ülkenin gençleri gibi geleceğimde umutlar görmek istiyorum.. bunu engellemeye ufacık ya da büyük kim katkı sağlıyor ise ağzını burnunu kırıp eline vermek istemekten başka isteğim kalmadı.
ne diyordum? hah: g.tüne girsin onların burada bıraktığı dolar/eurolar.

sağlam bir stalker

kaza ile yapılan eylemdir benim için.
yüzümü yıkamak için gitmişimdir. kazara görürüm yansımamı. çirkinliği görünce daha bir ağlama tutar.
"ağğğğ bi de üstüne çirkinim mk. aaaağğ.."

bu adam büyük olmayan bir otel işletse bile bu kadar gelmez. insanları sömürdükleri yetmiyor artık milletin ırzına geçiyorlar. ayıp be.. iyice muz cumhuriyeti kıvamı aldı.
bu arada (bkz: doğalgaz)

türkiye'de olması durumumda gayet anlaşılır bir durum. burak erkekleri, benim şu an arabam olsa oğlum gibi severim.
adam "yıllarca" onu alabilmek için çalışıyor, didiniyor. malum fiyatlar...
bu süreç içinde araştırmalar yapıyor. artık hayale dönüşüyor. sonunda istediği ya da istediğine yakın bir araba alınca aşık olmasın da ne yapsın. adam daha almadan önce bağ kurmuş. e alınca bir kıymeti oluyor. her parçası onun emeğini ve hayalini hatırlatıyor bilinçaltı derinliklerinde ya da bilinçaltına bile inmeye gerek yok.
neyse. sonuçta sevgi neydi? sevgi emekti..

(bkz: eşcinsellerden nefret edenlerden nefret etme hakkı)

kadınlardan çok erkeklere yakıştırdığım saç tipidir. aynı zamanda maalesef kedisine sahip olup zapdetmeye çalışanlar kulübüne girmeme neden olan saç tipidir.

milletimizin fanatikliğindendir.
yan hesap açıp açıp oylama yaptı türkler.

ya açılacak çok şey vardır ya da birlikte sevap point kasmak istenmektedir.
ya da belki sadece, sevdiceği ile nihat hatipoğlu ile iftar izlemek isten kızdır.

şahıslara yapılanlar dışında ifadenin bir parçası olduğunu düşündüğüm küfürlü sözlerin yasaklı olması durumu.
düşündüm de.. küfür, neye göre kime göre? hakaret olmasın o yasaklanan şey? hakikaten kaç aydır üyesiyim ama daha yeni kafa karışıklı yarattı bende bu durum.
yok mu bu konu hakkında rehberimsi bi başlık?

tivitin devamındaki "bu zulmü hak etmiyoruz!" ifadesiyle bizimle taş ve aşk geçiyor olmalı dediğim siyasetçinin gereksiz tepkisi.
ülkede sorun yok, kalkmış fail olan bir mizahi tiviti devasa beyni ile ciddiye alıp yorum yapıyor. çoluk çocuk ile uğraşacaklarına gereken şeyleri yapsalar daha makul geçerdi zira hak etmediğimiz başka zulümler var.
ulan karikatür dergisi ürünü mü bu ülke anlamadım.

troll başlık ya da haber mi diye girdim ama..
beynim durdu. kahkaha atıcam atamıyorum.
gelecek ayların güncel haberini veriyorum o zaman "14 koyun arkadan kelepçelenerek tutuklandı, 8'i adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı"

kocasının ismi, burada (sözlük kuralları gereği) yazamayacağımız bir şeymiş ki demek ki...

linkte bahsi geçen, gereksiz kültür mantarını okudum da geldim editi: bildiğin rütbe diyor, şef diyor, üst-alt ilişkisi diyor.
bu insanlarla aynı metrobüste karşılaşıyoruz, aynı markette sırada bekliyoruz filan ya.. çıldırıyorum.