pencel yazar profili

harley’e aşık biri olarak, gördüğümde utandım.
gördüğüm an ben utandım! evet u-t-a-n-d-ı-m.
siz yaparken hiç mi utanmadınız ey zalımlar.

gereksiz pahalı değil. orta boy mocha 17 tl. standart bir kafede ufacık fincan kahve 10 tl. 7 tl farkla garson kahrı çekmiyorsun.
not: kafe sektöründe çalışıyorum. buna rağmen garsonla muhatap olmayı sevmiyorum.

ilişki yaşamak istemek veya istememek tamamen artı-eksi meselesi. ilişki yaşamanın genelde eksileri fazladır, uzak dururum. şimdi tarafsızca bir daha bakalım eksiler ve artılar neler.

ilişki yaşamanın artıları:
1- canınız sıkılmaz, karşınızdaki insan eğlenceli ise sürekli eğlence modunda olursunuz.
2- yaptığınız yemeği paylaşacak bir nefes, ses olur etrafınızda. yemekler çöpe gitmez. (hoş artan yemekleri sokak hayvanları için veriyoruz ama neyse)
3- arabanın muayenesi, lastik değişimi gibi güç kuvvet isteyen veya beklemekten sıkılacağınız, saatlerce sıra bekleyeceğiniz ortamlarda destek olur.
4- dedikodu seven erkek bulmak zordur. ama seviyorsa en güzel dedikoduları onunla yapacağınız insandır kendisi. çatır çatır konuşursunuz, sırrınızı söyleme ihtimali de yoktur. (ayrılık sonrası belki öter bilemem)
5- ilgi, sevgi, şefkat beklediğinizde sıcacık kolları ile sizi sarar, sarmalar. anne eli değmiş gibidir adeta.

ilişki yaşamanın eksileri:
1- sürekli bakımlı olmak zorundasınızdır. (duştan çıkıp kendi saçına maşa yapan bihter gibi)
2- onun kişisel problemlerine üzülür, kendi problemlerinizi önemsemezsiniz. o mutsuzken harika bir iş teklifi bile alsanız rahat rahat sevinemezsiniz. hayatınızı iki kişilik yaşıyorsunuz çünkü.
3- bakkaldan bir ekmek bile alacağınız zaman haber vermek zorundasınız. sonra vay efendim neden demedin, neden haber vermedin, ben başçavuşun eşşeği miyim...?
4- bütün hesaplarınızı kontrol edeceğinden gece eliniz tıklarda yanlışlıkla girdiğiniz bir uygulamaya neden o saatte girdin diye anormal sorular sorulacaktır. yılsanız bile açıklama yapmak zorundasınız. gün geçtikçe artan kıskançlık sonucu yıpranır, yıpratırsınız.
5- bekar arkadaşlarınız fink fink gezerken siz gezmek için birlikte olduğunuz beyi ikna etmeye çalışırsınız. hayvan herifin teki değilse kabul eder ama bu sefer fotoğraf at, anlık görüntülü konuşalım, ortamı göster gibi şeyler yaparak gününüzü zehir edebilir.
6- bugün annemin doğum günü, yarın babalar günü, haftaya kız kardeşimin ilk regl sancısı çekme günü unutma ara hepsini ve kutla diye baskıları olacaktır. nefret ede ede en sahici gülüşünüzle kutlarsınız. ama o özel günler bitmez. içinizden ben bihter ziyagilim kimse beni ayakları altına alamaz deseniz bile nafile. artık birlikte olduğunuz beyin ailesiyle de birliktesiniz.

eğer karşınızdaki insan eksileri kapatacak kabiliyete sahipse kaçırmayın. ama sıkıcı hayatınızı şenlendirsin diye oyuncak arıyorsanız aman dikkat siz oyuncak olursunuz ruhunuz duymaz.

biyolojik yaşım 28.
ruhumun hissettiği 45, belki 50, çoğu zaman 55, hatta bazen 60.

silah, kavga, kabadayılar, asmalı kesmeli cümleler kuran herifler,
zengin kız fakir oğlan.
zengin iş adamı yanında çalışan güzel asistan.
şiveli konuşan biri.
hiç ağlamayan, kaka yapmayan bebek.
üstün zekalı 4-6 yaş arası çocuk.
aldatma, adam kaçırma, birden fazla koruma ve şoför.
sakar, komik olmayan kız.

beck’s
corona

namaz da kılsın mı? her konuya dinin girmesinden midem bulanıyor artık. evet inançsızım ve her olaya din sokulmasına saygı duyamıyorum.

1- ne iş yapıyorsunuz?
2- ağaçları niye kesiyorsunuz?

karaktersiz puştun tekidir. terk edecek cesareti yoktur. aldatır. aldattıktan sonra utanmadan seni suçlar. sen böyle olsaydın, sen ilgi gösterseydin, sen ilgilenseydin gibi bahanelerle size kendinizi kötü hissettirir. oysa aldattığı kişiye gösterdiği ilgi alakanın yarısını size kendisi göstermemiştir. en acısı da size söylediği hitap şeklini ona da söylemiş olması. aranızda geçen tartışmayı, ona anlatmış olması. sevdiğini bilmediğiniz gecelik renklerini ona giydirmiş olması. hepsi kötüdür işte. yazarken en acısı dedim ama bir seçim yapamadım, neyse. aldatmayı adamlık olarak görmek suçtur. bir kadına değer veremiyorken iki kadını idare ediyor olmakta suçtur. yapmayın. bir kadının başka insanlara olan güvenini kıran adam olmayın.

haksızlık karşısında susmayı anlarım ama haksızlığı savunmayı anlayamam. anlayabilen varsa lütfen bana da anlatsın.

gelelim mevzuya. oturduğum sitede iki blok var ve herkese yetecek kadar otopark alanı mevcut. ama yaklaşık altı-yedi aydan beri ara ara bazı komşular araçlarını yanlış park ederek, hak ihlali yapıyor. yani tek araçlık yere park etmeleri gerekirken iki araç yerine park ediyor. kimi zaman yağmurda kimi zaman soğukta uzağa park edip elimde eşyalarla yürümek zorunda kalıyorum. konu yürümem değil. kuralsız yaşamaya tahammül edemiyor oluşum, yanlış anlaşılmasın. yani park yeri dolu olsa ve site içine park edemesem bile sesini çıkaran biri olmam. site dışına park ederim, sessiz sessiz.
her neyse ara ara yanlış park eden kişilerin araç fotoğrafını çekip site whatsapp grubana atmaya başladım. tek yorum yazmadan, fotoğraf atıyor yanlış park edenler özür diliyor vs vs. iki kere fotoğrafını attığım araç bugün yine yanlış park ettiği için ufak bir yorum yaparak yine araç fotoğrafını attım. yazdığım yorum “lütfen park etmeyi öğrenelim, saygılar.” ardından iki adet yaşlı olduğunu düşündüğüm hanımlar konuya müdahale etti. araç sahibi bile değiller bu arada. neymiş efendim abartıyormuşum, evimden büyük otopark varmış gibi cümleler ile başlayıp sen bizim kim olduğumuzu biliyor musunlu cümleler ile devam etti. başta ahlak ve saygımı koruma amaçlı izah etmelerim faydasız olunca ve konu tehditlere gelince oturduğum kat ve daireyi söyleyip evime davet ettim. böyle boş tehditlere pabuç bırakacak bir insan olmadığımı da ekledim. ardından hanımlardan hakaret edip “kes çeneni, otur aşağı” diyen hanım özür mesajı attı.
şimdi hatalı olan yanlış park eden biri var, bundan rahatsız olan başka biri var, haksızlığa uğrayana hakaret eden başka bir kadın var haddini bildirince özür dileyen yine hakareti edenle aynı kişi. soruyorum saygımı bozmadan yazdığım her mesaja hakaret eden kişiye, haddini bildirince neden geri vites attı? olması gereken bu muydu? bu neyin psikolojisi? nasıl bu kadar sığ düşünen bir toplum olduk? nasıl kuralsızlığı savunabilen insanlar olduk? hiçbir şey yazmadan ben de bir inat uğruna arabamı yatay park etsem yine aynı anlayışı benim için de yaparlar mıydı?

kullanmıyorum. peki ama neden?
bu platformda saçma bulduğum ve asla anlayamadığım şeyler;
çocuğunu paylaşırken yüzüne emoji koyan ebeveynler,
yaptığı dandik soslu makarnayı paylaşanlar,
dantel detaylı yeni gelin evini paylaşanlar,
özel gün olduğunu aynı platformdan gördüğü başka paylaşımlardan keşfedip adını bilmediği insanların ölüm yıldönümünü kutlayanlar,
derbi sonrası nasıl koyduk, iyi koyduk, yalnız baya baya iyi koyduk ve türevleri paylaşımları yapanlar,
ayrılık sonrası atarlı giderli şarkılarla eskisine laf sokanlar,
arkadaşları ile hiç birimizin anlamadığı mesajların ekran görüntüsünü paylaşanlar,
eşinin, sevgilisinin, dostunun yolladığı dandik notlu çiçeği paylaşanlar,
kaynanatoşundan nefret ettiğini bildiğiniz ama sarmaş dolaş pozlu fotoğrafı paylaşıp altına yazdığı yazıyla elti çatlatanlar...

liste uzar gider. ama kullanmamak için bu kadar sebep yeterli diye düşünüyorum.

sessizliği. dırdır etmeyen kadınları seviyor erkekler.

öğrenci tersleme birimi.
terslemeyen maaş alamıyor sanki.

yıllardır evinde hem kedi hem köpek olan biri olarak, galiba kedi insanıyım ben. kediler bana daha çok benziyor. kendi alemlerinde takılırken, siz sadece yanında eşlik ediyorsunuz. bir nevi hizmetçisi oluyorsunuz. kendi isterse sevdiriyor, kendi isterse yanınıza geliyor. kedinizin karakterine zorla olsa bile saygı duymak zorunda kalıyorsunuz. ama köpekler tam tersi. uyurken bile uyandırıp oyun oynayabiliyorsunuz. sizi sevdiğini anlıyorsunuz. insanoğlu işte hep kaçanı kovalıyor.

susmak. sakince öfkesinin dinmesini beklemek. ses tonu yumuşadıktan sonra kendini ifade etmek. ifade ederken sen merkezli değil ben böyle hissettimli cümleler kurmak.

yıl 2021 hala elektrik kesintisi ile uyanıyoruz. yolları çukur, alt yapı çalışması adı altında beş yıldır bitmek bilmeyen çalışmalarla insanı çileden çıkaran şehir.

unutmak. yaşanılan her şeyi, herkesi. rüya aleminde, kendi kurduğun evrende mutlu olabilme ihtimalin de oluyor.

günlük belirli miktarda alınan alkol.

şuan - şu an,
herkez - herkes,
yalnış - yanlış,
yanlız - yalnız,
deyil - değil, gördüğüm an cinnet geçiririm.

kaktüs. bakımı kolay olması da avantaj.