petedunham yazar profili

house'un bizzat kendisini oynayan hugh laurie muazzam bir yetenek. kendisi çok iyi piyano çalıyor ve aynı zamanda şarkı da söylüyor. oyunculuktaki kabiliyetini ise burda zaten şov yapa yapa sergiliyor.

dizide şöyle hoş bir mesele var: yapımcı sherlock holmes'ün büyük bir hayranı. house'u oluştururken de ona tıpkı sherlock'un watson'ı gibi bir yan karakter yaratmak istiyor: wilson. zaten isimler de benziyor gördüğünüz üzere; house/holmes, wilson/watson. ayrıca house'un da tıpkı holmes gibi diğer insanların göremediği detayları görme, olayları farklı ağlarla birbirine bağlama gibi godgiven bir yeteneği var.

teknoloji çok gelişti. tdk yazıyorsun google'a, tak diye sözlük önünde. bakıyoruz, egzoz. iyi geceler.

influencerların kazandığı para. bazıları sadece temel dürtülere hitap ederek bazıları ise bildiğimiz eğlence sektörü hizmetlisi olarak güzel para kazanıyorlar. temel mesele bu kadar basitse hepiniz kazanın arkadaşlar, bunda söylenecek, ağlanacak çok bir durum yok.

the boys. bugün üçüncü sezon finalini yayımlayacak olan dizidir. cennet vatanımız sağ olsun prime video türkiye'de bolca sansürlenmektedir; fakat izlemeye değerliğini korur.

"ölüm" çok söylenmiş. ölümde korkacak bir şey yok diye düşünüyorum. var olmadan önce ne kadar farkındaysan (mevzu bahis miktar burada "hiç" oluyor) öldükten sonra da o kadar farkında olacaksın. kalanlar düşünsün...

örümcektir. arı olsa uçar gider, yılan olsa bulaşmazsın/kaçarsın. bu arkadaşlar delikanlı olsa iki, bilemedin dört kolları olurdu en başta. söyleyeceklerim bunlar.

kemal sunal ile içmek isterdim. gerek ali sunal'ın söylediklerinden gerek diğer insanların anılarından kendisinin günlük yaşamında daha oturaklı, ağırbaşlı bir üslubu olduğu hissine kapılmışımdır hep. merak ediyorum karşılıklı oturma fırsatım olsa neler yaşanırdı...