sorgulamak hakikatın ne olduğunu merak eden bir insanın samimiyetle yapması gereken eylemdir.
hakikati bilmeyen bir insan başkalarının bildiklerine güvenmek zorundadır ve insanların çoğu herhangi bir konuda gerçeği merak etmediği için yanlış olan şeyler yanlış ilerlemeye devam ediyor. özgür düşünen bir insan bile insanlığın ve medeniyetin elde ettiği kazanım kırıntılarının mimarı oluyor. konuyla ilgili olduğunu düşündüğüm bir film alıntısını aşağıya iliştireyim:
- kral baldwin: oynar mısın?
- balian: hayır!
- kral baldwin: dünyanın tamamı satrancın içindedir. herhangi bir hareketin sonun olabilir. başladığın yerde kalmanın dışında birşey yaparsan sonundan da emin olamazsın! bir zamanlar sonunun ne olacağından emin miydin?
- balian: emindim.
- kral baldwin: neydi peki?
- balian: öldüğümde, doğduğum yerin yüz metre ötesine gömüleceğim!
- kral baldwin: ya şimdi?
- balian: şimdi kudüs'deyim ve bir kral'ın yüzüne bakıyorum.
- kral baldwin: 16 yaşındayken, büyük bir zafer kazanmıştım. o anda, 100 sene yaşayacağımı düşünmüştüm. şimdiyse 30'umu bile göremeyeceğimi biliyorum. (kral genç yaşına rağmen sayılı günleri kaldığını bilen bir cüzzam hastasıdır.)
gerçekte, hiçbirimiz sonumuzu kestiremiyoruz ya da o sona kimin elinden gideceğimizi bilemiyoruz.
bir kral, bir adamı harekete geçirebilir.
bir baba, oğlundan talepte bulunabilir.
o adam, kendi kendine de harekete geçebilir.
ve o adam, işte o zaman gerçekten kendi oyununa başlamış olur.
unutma, nasıl oynamış ya da oynatılmış olursan ol seni piyon gibi kullananlar, kral veya güçlü adamlar olsa bile ruhun sadece sana aittir.
tanrı huzuruna çıktığında diyemezsin ki "ama bana öyle emretmişlerdi" ya da "ama o dönemde koşullar erdemli olmaya elverişli değildi."
bu yeterli olmaz.
bunu unutma!
ilgili sahne
devamını gör...