en sevdiğim başlıklardan olan bu başlığa yine yeni yeniden bir tanımla bu sefer bayılarak dinlediğim bir parçayı sizinle buluşturmak istiyorum.
canopee- polo&pan buradan
tam bir keyif şarkısı kanımca.
dostlar gerçekten son zamanlarda hiç iyi yönetilmediğini düşündüğüm bir konu hakkında başlık açmak istedim.
ne olacak bu lise sınavları, ne olacak bu liseli genç kardeşlerimize...
öncelikle fırsat eşitsizliğinden bahsetmek istiyorum.
haberlerde görüyoruz şırnak'ta van'da batman'da 5-6 çocuk toplanmış bir telefonun başına bir şeyler öğrenmeye çalışıyorlar o soğukta o dağın tepesinde muşamba sermişler yere; şimdi söyledin a dostlar bu çocuklarla evinde interneti olup öğrenimine devam edebilen çocuk eşit mi? aslında uzaklara gitmeye bile gerek yok pek çok öğrencinin evinde internet bile yok! daha kıt kanaat geçinmeye çalışırken internet parasını bile ödeyemeyenler var hele ki bu işsizlikte internet bile lüks!
bunu geçtim hala bir sınav mevzusu yapılıyor ve bunun üstüne tarihler ertelenip duruyor, zaten ergenliğin getirmiş olduğu bir takım duygular bu kadar kapalılıktan, iletişimsizlikten daha beter hale geliyor üstüne bir de çocuklara sürekli sınav baskısı ve telaş duygusu yaşattırılıyor.
zaten 1 yıldır bunalan çocukları yaşanan zorluklara rağmen yine psikolojik olarak bu denli etkileyip üstüne bir de bu kadar haksızlık ve eşitsizlik üzerine sağlık adeta hiç önemsenmiyor.
bu çocukları sadece 1-4 arasında çıkartıyorsunuz ve ne toplu taşımaları var ne bir şeyleri arkadaşlarıyla dilediğince görüşemiyorlar belki de sırf taşıyıcı olmaktan korktukları için ailelerine zarar geleceği için o kısacık süre zarfında dışarı bile çıkmıyorlar. ama şimdi bakan selçuk sınav yapacağız diye tutturmuş beyefendi kusura bakmayın ama devlet okullarında sınıflar hınca hınç dolu nasıl o kadar insanı gruplara bölüp ayrı sınav hazırlanıp okullar tertemiz kalacak? ayrıca nasıl bir sonraki gruptaki çocuklar veya aileleri sağlıklı kalacak! şahsen ben arada herhangi bir dezenfektasyon işlemi yapılacağından şüpheliyim!! bende devlet okulunda okudum ve tuvaletimizde ne sabun ne tuvalet kağıdı vardı şimdi lütfen bana titizlik ve temizlikten bahsetmeyin lütfen.
bir diğer konu ise obp üni sınavına giren veya girecek olan herkesin zaten bildiği bir konu olan obp puan hesaplamalarında zaten çok büyük bir yer tutuyor. e bu kadar eşitsizlik varken bir de işin içine üniversite sıralamanızı değiştirecek bir durumun girmesi bence çok daha kötü ve haksızlığın alası.
dostlarım benim düşüncelerim böyle sizin de fikirlerinizi duymak çok isterim hatta özellikle psikoloji okumuş bir arkadaşımız varsa onun da ergen psikolojisi üzerine yorumunu almak çok isterim.
teşekkürler...
andy samberg’ı her bölümde tekrar tekrar bana aşık eden,aşırı eğlenceli, atraksiyonlu bir sitcom.
netflixte sadece 6 sezon var devamı daha yüklenmemiş bilginize. peralta’ya bayılanlara
the lonely island’da devamını bulabilirsiniz.
unicorn'un gözüyle-çetin çetintaş
yogi olan çetin çetintaş'ın podcast'lerinde hayata bambaşka bir gözle bakmak için yola çıkacağımız vadediliyor.
bence vaatlerini yerine getiren bir podcast serisi bir deneyin derim.
eskiden japonya'nın resmi dini olan fakat şu an milli dini olan animizimdir. (animizim: basitçe doğanın bir bütün olarak ve her varlığın teker teker maddi varlığının ötesinde bir de ruha sahip olduğunu kabul eden dini inanıştır.)
şintonun özellikleri:
dünyanın en eski dinlerinden biri olarak kabul görmektedir.
japonların gelenekleriyle iç içe geçmiş bir vaziyettedir bu sebeple zaten milli dindir.
politeizm anlayışını benimsemiş bir dindir tapılan tanrılara 'kami' denir (ör: doğa olaylarını temsil eden tanrıların var olması, kutsal sayılması)
şinto teriminin anlamı ise tanrıların yolu'dur.
şinto resmi din olma özelliğini 2.dünya savaşından sonra kaybetmiştir çünkü abd japonya'nın militarizmini ortadan kaldırmak için girişimlerde bulunmuştur ve başarılı olmuştur.
şu anda japonyada budizm hakimken bunun en önemli sebeplerinden biri ise şinto'nun hoşgörülü bir doğaya sahip olmasından kaynaklıdır. bu sayede iki inanç kaynağı kolayca kaynaşabilmiştir.
deprem anında gerçekten çok soğukkanlı kalabilen bir insandım fakat 30 ekimden sonra bir de direkt yıkımların olduğu yerde oturmanın vermiş olduğu tedirginlikle, yıkılan binaların görüntüleriyle, yakınlarımızın tanıdıklarının enkaz altında can vermesi sebebiyle o kadar panik oluyorum ki anlatamam. binamız adeta çatırdıyor bu sabahtan beri de art arda deprem olmaya başladı. umarım zararsız bir şekilde atlatmaya devam ederiz. gerçekten bu kadar yakın yaşadıktan sonra olayın ciddiyeti çok daha farklı bir boyuta geçti.
iki tip insan vardır
1- tavuklar
2- baykuşlar
tavuklar sabah erken kalkıp sabah çalışmayı,baykuşlar ise gece geç saatlerde çalışıp sabah geç kalkmayı severler ve daha verimli olurlar.
yani aslında gece ilham gelmesi veya çalışmayı sevmeniz istemeniz gayet normal ve sizin elinizde olan bir şey değil genlerinizde olup bebeklikten beri değişmeyen özelliğinizdir. buradan daha ayrıntılı okuyabilirsiniz.
metamorfoz aynı tür içinde bir canlının morfolojik, fizyolojik ve anatomik olarak değişim geçirmesidir.
örn: tırtılın kozaya girmesi daha sonra da kelebek olarak kozadan çıkması bir metamorfoz örneğidir.
artı bilgi: genellikle başkalaşım böceklerde çok sık görülür.
dünyaca ünlü ingiliz rock grubu olan queen'in the works adlı albümünden nadide bir parçadır. iç ahengi oldukça güzel olduğundan final haftalarınızda dinlememenizi öneririm.
buyrunuz o dilden düşmeyen nakaratı,
all we hear is radio ga ga
radio goo goo
radio ga ga
all we hear is radio ga ga
radio blah blah
radio, what's new?
radio, someone still loves you
öncelikle herkesin hayatına kimse karışamaz bunu belirtmek isterim :d ayrıca ilişkide olduğunuz insanla aynı zevkleri paylaşmak da zorunda değilsiniz ama ben yine de bilgilenmek isteyen arkadaşlara bilgileri sunarım,
claude monet (fransız-gelincikler,monet'nin bahçesinde süsenler,gezinti)
vincent van gogh(hollanda-yıldızlı gece,otoportre,patates yiyenler)
salvador dali(ispanya-belleğin azmi ya da eriyen saatler,file yansıyan kuğular,yanan zürafa)
rembrandt van rjin(hollanda-gece devriyesi,müzik dersi,abraham üç meleğe hizmet ediyor)
raffaello-(italya-atina okulu -ki bu benim en sevdiklerim arasındadır anlam dolu bir tablo olmasıyla beraber alegorik bir tablo olması ayrı etkileyicidir-,sistine madonnası,meryemin evliliği)
jan vermeer(hollandalı-inci küpeli kız,astronom,flütlü kız)
buyrun buradan yakın, bilmemek değil öğrenmemek ayıp demişler en klasik bonuslu 6 tanesi burada kalanı sizde.
bu arada dailyart çok faydalı bir uygulama oradan ressam-resim bilginizi kolayca artırabilirsiniz.
19. yüzyılda determinizm’in ardından ortaya çıkan natüralizm’in fransa’daki öncü temsilcilerindendir. eserlerinde ilk defa natüralizm kelimesini kullanan dünyaca ünlü yazardır. kendileri türk edebiyatında da çok önemli bir yerde sahiptir çünkü tanzimat 2. döneme geçiş yapılırken romantizm akımından realizm ve natüralizm akımlarına geçişte yazarlarımız emile zola’nın fikirlerini ve eserlerini esas alıp yazılar yazmıştır buna bağlı olarak da edebiyatımızda çokça eserlerinin tercümeleri bulunmaktadır.
emile zola’nın en çok bilinen eserleri: meyhane, (l’assommoir)
germinal,
nana,
bir aşk sayfası,
paris yıldızı
bunlardan birkaçıdır.
türk edebiyatıyla alaklı ek bilgi: edebiyatımızda nabizade nazım, emile zola’yı türk okurlarına tanıtan ve natüralist tekniği edebi eserlerine uygulayan ilk yazarımızdır.
türkiyedeki en güzel örneklerinin kendi kanımca hatay arkeoloji ve zeugma mozaik müzelerinde bulunduğunu düşündüğüm sanat. gidince adeta büyüleniyorsunuz.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.