serhatkync yazar profili

ingiliz literatüründe "lady of the lake" olarak da bilinen bu efsanevi kişilik, nimueh ve viviane gibi isimler ile de bilinmektedir. eşi pelleas (bir yuvarlak masa şövalyesi) ve çocukları da bors (şövalye), lancelot (yuvarlak masa şövalyesi) ve sir lionel'dir.
gölün hanımı, yani nimueh britanya mitolojisinde (kral arthur ve ekskalibur efsanesi) içerisinde yer almaktadır. isminden de anlaşıldığı üzere göllerin efendisi olarak bilinir fakat bunun dışında yağmur ve nehirlerin de efendisi olduğu söylenmektedir.
kral arthur efsanesinde ise karşımıza, ekskalibur'u arthur'a veren şahsiyet olarak çıkmaktadır. elbette bu konu hakkında birden fazla efsane mevcuttur. viviane'ın arthur'a vermesine ise thomas malory'nin kaleme aldığı kral arthur efsanesinde denk gelinir. bahs edilene göre, kral arthur kral pellinore'la dövüşürken kılıcı kırılmış ve gölün hanımı kral arthur'a başka bir kılıç (ekskalibur) vermiştir. kral arthur'un ölümünden sonra ise sir bedivere kılıcı göle atmış ve gölden yükselen bir el de kılıcı kaparak kaybolmuştur. gölden çıkan elin gölün hanımı'nın eli olduğu düşünülmektedir.
nimueh'i konu alan veya içerisinde adını geçiren birçok dizi ve film çekilmiştir. bunlardan en popüler olanları "merlin", "kaamelott" ve "cursed" adlı yapımlardır. bunun dışında birçok şiire ve hikayeye konu olmuş ve hatta lady of the lake adında andrzej sapkowski tarafından bir kitap yazılmış, oyunlara konu olmuştur. birçok şarkı da yazılmıştır aşağıya linklerini bıraktım..
starcastle - lady of the lake(1976)
rainbow - lady of the lake(1978)
filip lackovic - lady of the lake(2018)

öncelikle cermenlerin kim olduğu sorusunu cevaplamak yerinde olacaktır. çünkü cermenler birden fazla ırkı içinde barındıran bir halktır. bugün bildiklerimizden ingilizler, almanlar, iskandinav halkları, avusturyalılar, flamanlar, hollandalılar ve afrikaans halkı bu cermen halkının günümüzdeki jenerasyonudur. nitekim cermenler kavimler göçü ile birlikte avrupa'ya göçmüşler ve bu bölgede -m.ö. 3'den- m.ö. 9. yüzyıla kadar yaşamışlardır.
cermen mitolojisi günümüzde de hala etkisini göstermektedir. nitekim avrupa folklorunda ve avrupa masallarında hala cermen mitolojisi izlerine rastlamaktayız. aynı zamanda cermen paganizminin bir unsuru olmuş ve böylece cermen hristiyanlaşmasını büyük ölçüde etkilemiştir. bu mitolojideki tanrılar aslında iskandinav mitolojisindeki tanrılar ile aynıdır. nitekim iskandinav halkları da aslında cermen halklardan biridir. yani iskandinav mitolojisi aslında aynı zamanda cermen mitolojisi demektir. bu tanrılar iki başlık altında toplanmıştır. bu başlıklar aesir* ve vanir*dir.
aesir'ler asgard'da yaşamlarını sürdürürken vanir'ler ise vanaheim da yaşarlar. iki toplulukda uzun yaşamlara sahiptirler ve her tanrının birbirinden farklı özelliği vardır. aesir tanrılarından birkaç örnek verirsek; odin, thor ve loki üçlüsü sanırım en bilinen örnekler olacaktır. aesir'ler toplamda 19 tanrıdan oluşmaktadır. vanir olduğu bilinen tanrıların isimleri ise şöyledir; njord, freyr ve freyja. her bir tanrının gücü benzersizdir fakat elbette üstünlük durumu tanrılar arasında da mevcuttur. nitekim aesir'ler vanir'lere kıyasla daha kudretlidir. nitekim popüler kültür ve metinlerde de aesir tanrılarını daha fazla görmekteyiz. filmin başrolü ve konuk oyuncuları gibi düşünmek sanırım güzel bir örnek olacaktır.
cermen mitolojisi hakkındaki tüm bu yazılı bilgileri genç edda ismiyle bilinen kaynaktan sağlamaktayız. bu eser toplamda dört bölümden oluşmakta ve bu bölümler sırasıyla prolog, gylfaginning*, skáldskaparmál* ve háttatal şeklindedir. toplamda yedi farklı el yazması bulunan genç edda -diğer bir adıyla nesir edda- araştırmacılara analiz için bağımsız metinsel değer sağlamaktadır. resmen cermen yani iskandinav mitolojisi ders kitabı niteliğindedir. okumak isteyenler için kitapların linklerini aşağıya bırakıyorum.
prologue
gylfaginning
skáldskaparmál
háttatal

dul kadınların, kocalarının cenazesinde yakılması anlamına gelmektedir. hint kültürünün en tartışmalı konularından biridir. bazıları için sati, kutsal bir olayın saygı duyulması gereken bir parçasıdır. kimileri içinse kadına yönelik barbarca bir şiddet eylemidir. yüzyıllar boyunca defalarca yasaklanmış olsa da bu uygulama hiçbir zaman tamamen ortadan kalkmamıştır. hindu mitolojisinde sati, lord shiva ile evli bir tanrıçadır. sati'nin babası bu birlikteliği onaylamaz. bunun üzerine sati, babasını protesto etmek için kendini yakar. efsaneye göre sati yanarken shiva'nın karısı olarak yeniden doğmak için dua eder. duası kabul olur ve sati, pervati olarak yeniden doğar. erken hindular, bu efsaneyi sati uygulamasının gerekçesi olarak gördüler. tarihsel olarak, iki ana sati türü vardı; gönüllü ve zorla. eski hindu geleneklerinde sati, bir evliliğin bitişini temsil ediyordu. karısı kendini yakarak, nihai bir bağlılık ve sadakat eylemiyle kocasını sonraki hayata kadar takip ediyordu. bu uygulamaya karşı çıkan birçok kadın oldu. ancak insanlar dini bahaneler öne sürerek, bu kadınları öldürdüler.

zihgir farsça bir kelimedir ve kelime anlamı "kiriş tutan, kirişin kontrolünü sağlamak" anlamına gelmektedir. genelde zihgir metal, akrilik, deri ve boynuz gibi maddelerden yapılmaktadır. zihgirde dikkat edilecek en önemli husus okçunun parmağında rahatlıkla hareket edip ileri ve geri hareket etmesidir. dar gelen bir zihgir okçunun parmağında bir çok sakatlanmaya meydan verebilir. zihgir bol geliyorsa iç kısmına deriden kaş yapılabilir. uzun süre ok atan okçuların baş parmak boğumunda nasır oluşması normaldir. bu nasır aynı zamanda zihgirin parmağa tam oturmasına sebep olup, zihgirin parmaktan kontrolsüzce çıkıp gitmesini engeller. okçu profesyonelleştikçe kendisi için en ideal zihgiri parmağında sabitleyecektir.
zihgir 3 bölümden meydana gelir. damak, kaş ve eşik;
•zihgirin kirişe temas eden kısmına "eşik" denir.
•başparmağı korumak için yapılan deri parçasına kaş denir.
•okçunun başparmağının etli kısmının yaralanmasını önlemek için zihgirin uzun kısmına "damak" denir.
not!: metal zihgirlerde dikkat edilmesi gereken husus ise metalin keskin bir yerinin olmaması gerekmektedir. aksi durumda okçunun parmağını yaralar.

vikinglerin kadın savaşçılarına verdikleri isimdir. tam olarak "savaşçı olmayı seçen kadın" anlamına gelmektedir. buradan da anladığımız üzere savaşçı kadınlar viking folkloründe ayrı bir öneme sahiptir. nitekim birçok saga ve tarihi eserde de bu savaşçı kadınlara yer verilerek övgüyle anlatılmışlardır. yarı tanrı valkürlerin de bu skjaldmö'lerden oluştuğu düşünülmektedir.
brunhilda ya da yaygın kullanımıyla brünhilde buna en güzel örneklerden biridir. kendisi insandır fakat savaşlarda gösterdiği üstün başarılar sebebiyle bir valkür olmuştur. hatta uyuyan güzel masalının çıkmasına sebep olduğu düşünülür. çünkü iskandinav sagalarında kendisinin odin'e, yani tanrıların babasına kafa tuttuğu yazmaktadır. odin de buna karşılık olarak onu cezalandırır ve sonsuz bir uykuya yatırır. fakat daha sonrasında kahramanımız völsung sigurd tarafından kurtarılır. elbette masalın aksine burada onu uyandıran bir öpücük olmaz fakat uyuyan güzel masalının neredeyse aynısıdır. önemini örneklerle anlatmak gerekirse iki örnek yeterli olacaktır. bunlardan biri richard wagner'in "nibelung yüzüğü" adlı dört epik operadan oluşan eserinde ki 2. kısmının, yani "valküreler" bölümünün içerisinde önemli bir karakter olarak geçmektedir. alman sagalarına dahi konu olan bu valkür için günümüzden bir örnek verecek olursak marvel yapımı "thor: ragnarok" filimini örnek verebiliriz. bu filmde başrollerin arasında yer almıştır ve bu karakter tessa lynn thompson tarafından canlandırılmıştır.
bu kadın savaşçılara birçok örnek vermek mümkündür. nitekim diğer isimler ise şöyledir; "hervor", "isveç prensesi thornbjorg", "prenses hed", "visna", "veborg" ve tabii vikings dizisini izleyenlerin favorisi "lagertha" valkürler arasında popülerdir. nitekim hepsini burada tek tek anlatamam fakat isimlerinden araştırmak isteyenler bakabilirler. valkürler birçok filme, diziye ve şarkıya konu olmuşlardır bakmak isteyenler için aşağıya birkaçının linkini bırakıyorum.
nibelung yüzüğü - richard wagner (opera)
thor: ragnarok (film)
vikings (dizi)

bilim kurgu ve aksiyon sevenler için kesinlikle okunması gereken bir kitap. yazarı scott baker olan bu kitap özetle zamanda yolculuk üzerinedir. ilginizi çekmesi için şu kadarını söyleyebilirim ki zamanda yolculuk yapılabilmesi için bulunan aleti icat eden kişi zamanda yolculuk yapılamayacağına dair tez yazmış bir prof. fakat işin ilginç tarafı bu tezi yazmadan çok daha önce aleti icat eden kişi de o beyniniz yanabilir ama spoilersız bu kadar. kesinlikle okuyun..