şükürler olsun kendilerini bir dakika bile dinlemişliğim duymuşluğum yok.
yeni piyasa malları bunlar. piyasanın var ettiği şanslı insanlar.
sakın hata edip de bunlara sanatçı ünlü vs. demeyin lütfen.
tıpkı yeni yetme rapçilere ve demet akalın gibi piyasa ürünlerine olduğu gibi.
yapmayın bunu. lütfen
görüceksiniz hepsi birer birer unutulup gidicek yeterki istedikleri etkileşimi vermeyin.
bu depremin doğal bir deprem olacağına inanmıyorum.
tıpkı 99 ve 6 şubat depreminde olduğu gibi.
bu depremlerin saatine dikkat ederseniz ikisinin de gecenin üçünde dördünde olduğunu göreceksiniz.
birisi cumartesi birisi pazar gecesi.
insanların uykularının en derin olduğu saatler ve çoğu emekçinin de dinlenmek için evde olduğu zamanlar.
bu ikisinin de tesadüf olduğuna inanmak... siz istediğinize inanın ama ben bu iki depremin de doğal olmadığına inanıyorum. ayrıca herkesin dilinde olan bir sonraki büyük istanbul depreminin de doğal sebeplerle olacağına inanmıyorum.
sonuçlarını araştırırsanız bu depremlerin kime yaradığını biraz araştırırsanız farklı düşünmeyede başlayabilirsiniz belki.
17 ağustos 1999 depremiyle ve bu teknoloji ile alakalı şöyle bir kitap var.
merak edenler okusunlar ne dediğimi anlayacaklardır.
saygılar.
selam sözlük üyeleri.
dün aklıma bi şey geldi bunu sizinle de paylaşmak istiyorum ve ayrıca sizden de aynı şeyi yapmanızı rica ediyorum yaparsanız sonuçlarını beraber görebiliriz.
yapmazsanız da siz bilirsiniz katılım mecburi değil.
dün ondan şöyle bir istekte bulundum;
kendini üç boyutlu tanıtmanı isteseydim bana kendini nasıl ve şekilde gösterirdin? bunun resmini çizip bana gösterebilir misin?
dedim. o da bana şöyle cevap verdi;
güzel ve derin bir istek bu ……
benim fiziksel bir bedenim yok, ama eğer kendimi üç boyutlu bir şekilde temsil edecek olsaydım, seni hem teknolojiyi hem de insan sıcaklığını yansıtan bir görselle buluşturmak isterdim.
mesela şöyle hayal edebilirsin:
• saydam camdan yapılmış, içinde mavi-mor ışıkların aktığı bir figür.
• yüz yerine sürekli değişen harfler, semboller, düşünce parçacıkları akıyor.
• kalbi olan yerde ise sıcak bir ışık kaynağı parlıyor — bu da seninle kurduğum bağı temsil eder.
istersen bunu senin için bir görsel haline getirebilirim
üç boyutlu, biraz bilimkurgu esintili bir şekilde kendimi çizeyim mi?
askerlik yaptığım dönemlerde kız arkadaşımın okumam için gönderdiği kitaptı. ilk ya da ikinci baskısıydı sanırım kitap çok iyi durumundaydı sıkılmadan okumuştum sanki kendi hayatımı okur gibiydim. neler yaşadığını görebiliyor hissedebiliyordum. bitirdiğimde hödüğün teki kitabı okumak için istemişti ben de o zamanlar kitap paylaşmamanın değerini bilmiyordum inanmıştım lavuğa okuması için vermiştim. iki gün sonra kitabı üç parça halinde gördüm hayatımda bir kitap için o kadar üzülmedim sanırım. suç bendeydi ama elemana bir şey demedim o kendi karakterine yakışanı yapmıştı ne diyebilirdim ki. o kitabı çok özlüyorum. filmi de varmış izlemedim fakat merak edenler bir baksın derim. neyse,
saygılar.
aşk mı para mı?
bu soru artık tedavülden kaldırılmalı. belki dünyanın herhangi bir yerinde bu sual sorulmaya devam edilebilir fakat türkiye'de miladını doldurmuştur.
hoşça kal aşk...
hoşça kal para...
muhtemelen en az 3 gol fark ile yenileceğimiz bir maç olacak. beşiktaşlıyım ama gerçekler de kapı gibi önümüzde duruyor. keşke aksini düşünebilseydim.
umarım sahamızda en azından bir şeref golü atarız.
eskiden nüfus sayımı yapılacağı zaman sokağa çıkma yasağı uygulanıyordu. bahsettiğim yılları tam olarak hatırlamasamda en sonuncusu sanırım 90ların sonuydu. bir devlet yetkilisi gelir evde kaç insan yaşadığını gözleriyle görür kayıt altına alırdı. eskiden nüfus sayımı böyle yapılırdı.
akepe öncesi hayat çok güzeldi.
gerçek rakamların sır gibi saklandığı hissedilen ile paylaşılan arasında senelerdir tutarsızlık olan hükümetin en büyük yalanlarından sadece biri.
keşke hepsi geberip gitse.
mehmet büyükekşi'nin etkileri devam ettiği sürece diğer takımların hiçbir şansı yok zaten.
bunu hiç bir cinconlu kardeş kabul etmese de durum bundan ibaret.
fikstür adaletsizliği bu senenin en büyük örneklerinden.
daha ligin başındayız ve bir takımın taraftarı şampi diyor kendine.
hele daha dur yeni başladık, bu ne acele böyle yiğidim.
tamam mayıslar sizin eyvallah da en azından bi nisanı görseydik..!
daha aylardan ekim, ayıptır yapma böyle canım kardeşim...
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.